Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Gıdıklanma Nedir? Neden Gıdıklanıyoruz? Gıdıklanırken Neden Gülüyoruz?

9 dakika
48,702
Gıdıklanma Nedir? Neden Gıdıklanıyoruz? Gıdıklanırken Neden Gülüyoruz? Mega İnteresting
Tüm Reklamları Kapat

Neden gıdıklandığımızda gülüyoruz? Belki de gıdıklanmaktan zevk alıyoruz veya komik buluyoruz? Öyleyse neden çoğu insan, özellikle yetişkinler, gıdıklanmaktan nefret ettiklerini söylüyorlar? Ve neden kendimizi gıdıkladığımızda aynı tepkiyi vermiyoruz?

Bu gizemli ama bir o kadar da önemli soruların cevabı basit olsaydı, geçmişteki büyük zihinlerin dikkatini bu kadar meşgul etmezdi: Platon, Francis Bacon, Galileo, Charles Darwin, Aristoteles ve Sokrates gibi filozof, düşünür ve bilim insanları, bu konu hakkında uzunca bir süre düşünüp kendi görüş ve önerilerini yayınlamışlardır. Örneğin Sokrates, konuyla ilgili olarak yalın bir ifadede bulunuyor: "Gıdıklanma hissi, bir dereceye kadar hoş görülebilir."

Yine bu konuda günümüzde dahi cevabı net olarak verilemeyen bir soruyu Aristoteles sormuştur: "İnsan, neden kendini gıdıklayamaz?" [1] Bu sorunun yanıtı, gıdıklanmanın öngörülebilir veya öngörülemez olma boyutuyla bir ilgisi olabilir mi? Aslında bu sorular, "gıdıklanma tepkisinin ne kadarının kişiler arası deneyimden kaynaklandığı" sorusunun türevleridir. Bu konu hakkında görüş bildiren Charles Darwin, 1872'de şöyle yazıyor:[2]

Tüm Reklamları Kapat

Birçok zaman, gıdıklanmanın gerçekleşmesi için kişinin konfor alanı içerisinde ve yine kişinin bulunduğu konum, tanıdığı ve bildiği çevre içerisinde olmalıdır. Örneğin küçük bir çocuk, yabancı bir adam tarafından gıdıklanırsa, korku içinde çığlık atabilir.

Benzer şekilde Arthur Koestler, 1964'te, gıdıklanırken gösterilen gülme tepkisinin oluşabilmesi için; kişinin başka biri tarafından gıdıklanırkenki bir anda, bu gıdıklama eyleminin zararsız bir eylem veya oyun amacıyla yapılmış bir saldırı olduğunu algılaması gerektiği görüşünü öne sürmüştür.[3]

Farkında olmadan gelen dürtüler, aldatma eğilimindedirler ve bu da anlık tepki olarak kahkaha atmamıza neden olur. Oysa kişi kendini durduk yere güldürmez. İşte tam bu noktada "gıdıklanmak" ve "gıdıklanırken gülmek" olmak üzere iki ayrı kavram doğar. Francis Bacon ve Charles Darwin, mizahi kahkahaların "hafif" bir zihin çerçevesi gerektirdiğini kabul ettiler. Ancak gıdıklayıcı kahkahalar farklıdır. Çünkü herhangi bir mizahi öge taşımazlar.

Gıdıklayıcı kahkaha, mizaha verdiğimiz tepkiyle alakalı değilse ya da kişiler arası bir yanıt oluşturan bir dürtü değilse, o hâlde nedir? Bu konuda yapılmış çalışmalar, psikolojiden çok, biyoloji perspektifinde değerlendirilir ve yine bizi, neden kendimizi gıdıklayamadığımız sorusuna götürür. Bu sorunun cevabına ilişkin verilmiş yanıtlar elbette vardır. Ancak bu yanıtlara geçmeden önce gıdıklanmanın tam olarak ne olduğuna, tiplerine ve evrimine bir bakış atalım.

Gıdıklanma Nedir?

Gıdıklanma olayı için kesin olarak kabul gören bir tanım bulunmuyor. Ancak bilimde gıdıklanma terimi kapsamında iki ayrı fenomen ile karşılaşırız: Bunlardan ilki , ciltte çok hafif ve alışılmadık bir hareketin neden olduğu ve zaman zaman kaşıntı oluşturabilecek düzeydeki histir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu hissi bilirsiniz, hepimiz deneyimlemişizdir: Güneşli bir yaz ayında piknik yaparken, bir an kolunuzda, küçücük, tatlı ama biraz da acı verici ve hatta rahatsız edici bir his duyarsanız ve kolunuza bakarsanız: Bir karınca, uğur böceği ya da çer çöp gibi herhangi bir diğer küçük uyaranın deriniz üzerinde gezindiğini fark edersiniz. İşte o his, tanım olarak bir tip "gıdıklanma" olarak kabul edilir. Bilimsel literatürde buna birden fazla isim verilmiş olsa da, bu tür gıdıklanmanın en yaygın kabul göreni knismesis sözcüğüdür. Knismesis türü gıdıklanma, neredeyse hiçbir zaman kahkahaya neden olmaz; daha ziyade refleksif bir temizleme tepkisini tetikler.

Kahkahaya neden olan ve genellikle bir insanın vücudumuza dokunmasıyla hissettiğimiz gıdıklanmaya ise gargalesis adı verilir. Bu iki terim, ilk olarak 1897 yılında G. Stanley Hall ve Arthur Allin tarafından tanımlanmışlardır.[4]

Knismesis

Az önce de değindiğimiz gibi knismesis, bir nevi "hafif gıdıklanma"dır. Ayrıca gargalesisin aksine, dediğimiz gibi, genellikle kahkahaya neden olmaz.

Bu ayrım, Aristoteles'in sorusunu daha da rafine eder: Eğer bir böcek veya parazit, bir hayvanın vücudunda sürünüyorsa, bu his, o konak hayvan için sinir bozucu bir his yaratır ve dolayısıyla "rahatsızlık" olarak algılanır. İşte bu yüzden konak canlı, parazit canlıyı rahatsızlık duyduğu noktadan çeşitli şekillerde kovar. Knismesis davranışı, daha yaygın olarak memelilerde görülür. Bunu, büyük baş hayvanın (veya bir atın), vücudunun herhangi bir yerinde bulunan sinekleri kovmak için kafası veya kuyruğuyla yaptığı hareket olarak düşünebilirsiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Büyük baş bir memelinin yaşadığı knismesis.
Büyük baş bir memelinin yaşadığı knismesis.
Pixcove

Gargalesis

Daha çok oyun ve kahkaha ile ilişkilendirilen gargalesisin ise primatlarda sınırlı olduğu düşünülmektedir. Yani bu tür bir gıdıklanma, sanılanın aksine, sadece insanlarla sınırlı değildir (en azından olmadığı düşünülmektedir)![5]

Robert Provine'ın gözlemlediği gibi şempanzeler, insanlar gibi gülmezler; ses aygıtları ile sadece aldıkları nefesler sayesinde anlamlı-anlamsız bazı sesler çıkarabilirler. Genç şempanzelerde ise, insan kahkahasının bir benzeri olan ve şempanzelerin insan bakıcılarına gıdıklanma arzusunu işaret eden ses kayıtları vardır.[5]

Gıdıklanan bir gorilin kahkahaları

İnsan çocuklarına baktığımızda ise durum daha bir karmaşık bir hâl alır. Kimi araştırmacılar, çocukların yetişkinlere oranla gıdıklanmaktan daha çok zevk aldıklarını keşfetmişlerdir. Ancak bu bulgulara temkinli yaklaşmalıyız: Çocukların bazen gıdıklamayı aradıkları doğrudur; ancak heyecan arayışı ve dokunsal temastan zevk almak, çocukların, özünde caydırıcı bir his olan şeyin peşine düşmesine neden olabilir! Çünkü tüm bu bulgular, gıdıklayan kahkahanın altında yatan nedenin ve mizahi yetilerimizin gelişimiyle ilgili başka sorular doğurmasına neden olabilir.

Panksepp'e göre gıdıklama (gargalesis), gizli bir dünyanın kapılarını açar. Panksepp'in deneysel çalışmasında, gıdıklanan farelerin kendisini gıdıklayan insanlara bağlandığı ve bu gıdıklamanın devamını istediği bulgulanmıştır.[6] Aşağıdan, bu farenin davranışlarını görebilirsiniz:

Neden Kendimizi Gıdıklayamayız?

Her ne kadar bu sorunun kesin ve nihai bir cevabı olmasa, günümüzde en yaygın kabul edileni, beynimiz tarafından verilen gıdıklama davranışı emrinin, aynı zamanda gıdıklamaya sebep olan sinyallerin öncülü olduğunun farkında olunmasıdır. Yani beynimiz, kendi kendini gıdıklama yönünde verdiği emirden haberdardır; dolayısıyla vücudun gıdıklanmaya çalışılan bölgelerinden gelen sinyaller, bu gıdıklanma tepkisini yaratamaz. Bir diğer deyişle, gıdıklanma için, farkında olmadan gelen düzensiz uyaranlar gereklidir; farkında olarak yaptığımız dokunuşlar değil.

Birazdan, gıdıklanmanın sinirbilimine biraz daha yakından bakacağız ve orada, kendi kendimizi gıdıklarken, bu faaliyetten nasıl farkında olduğumuzu işleyeceğiz. O zaman, bu mekanizmayı biraz daha iyi anlayabileceğinizi umuyoruz.

Tüm Reklamları Kapat

Neden Gıdıklanırız?

Kahkahaya sebep olan gıdıklanmanın (gargalesis) ana kaynağının, anne ile yavru arasındaki bağı güçlendiren bir nörobiyolojik devre olduğu düşünülmektedir. Çünkü bebek gıdıklandığı zaman gülümsediğinde, bakıcı (anne-baba ya da başka birey) ve bebek arasında pozitif bir bağ kurulur ve bu da karşılıklı ilişkiyi daha sağlıklı ve güvenli kılar. Provine, şöyle diyor: [7]

Gıdıklanma, daha doğrusu gargalesis, anne ile bebeği arasındaki ilk iletişim aracıdır. Dolayısıyla bebek, daha yaklaşık dört aylıkken gıdıklandığında gülmeye ve kahkahalar atmaya başlar. Bu da bizleri doğrudan anne-bebek ilişkisinin bir tezahürü olarak, gıdıklanmanın amacına götürür.

Bu görüş, çocukların yetişkin insanlardan daha çok gıdıklanmaktan zevk duydukları çalışması ile paralellik gösterir; ancak neden gıdıklanmaktan hoşnut olmadığımız sorusunu yanıtlamaz.

Yaygın olarak gargalesise (kahkaha attıran gıdıklama) neden olan, vücudun gıdıklanma bölümleri. Görselde yer verilmemiş; ancak bu bölümlere "kulak" kısmını da ekleyebiliriz.
Yaygın olarak gargalesise (kahkaha attıran gıdıklama) neden olan, vücudun gıdıklanma bölümleri. Görselde yer verilmemiş; ancak bu bölümlere "kulak" kısmını da ekleyebiliriz.
Zlechien

Bu sorunun cevabı, korunma davranışında yatıyor olabilir. Gıdıklanmaya en yatkın olduğumuz bölgeleri düşünün. Bunların hepsi, aynı zamanda vücudun dişe diş bir savaşta en savunmasız olduğu bölgelerdir. Bu tür bölgelerimizin dış uyaranlara bu kadar hassas olması, bu hayati kısımlara ek dikkat ayırmamızı ve koruma davranışını pekiştirmemizi sağlıyor olabilir. Sonuçta gargalesis sadece kahkahaya sebep olmaz; genellikle gıdıklanılan bölge üzerine kapanarak, o bölgeyi koruma altına almayı da içerir.

Tüm Reklamları Kapat

Gıdıklandığımızda Beynimizde Neler Olur?

Beynin dokunma, ısı, ışık vb. gibi farklı uyaranlara yanıt veren kısmına "Somatosensöriyel Korteks" adı verilir. Bu nedenle gıdıklanma uyaranı hissedildiğinde, bu kısım aktive olur. Uyaranın hissedildiği rahatsızlık verici uyaran, ilgili noktadan uzaklaştırmak amacıyla bir refleks olarak ya kontrolsüz bir biçimde gülme (gargalesis) ile ya da knismesisde gözlemlediğimiz gibi uyaranın ilgili noktadan uzaklaştırması ile sonuçlanır. Bazı insanlarda bu uyarana karşı verilen tepkiler daha şiddetli olabilir.

Somatosensöriyel korteks ve (cerebellum) Beyincik'in beyindeki yeri
Somatosensöriyel korteks ve (cerebellum) Beyincik'in beyindeki yeri
Zlechien

Aslında kendimizi gıdıklayamama nedenimizi, motor fonksiyonların beyinde işlenme biçimine bakarak da anlayabiliriz. Burada karşımıza, insan zekasının evriminde de büyük rolü olan beyincik (serebellum) organı çıkıyor. Beyincik, istemli hareketlerimizi ve kararlarımızı alan prefrontal korteksten gelen sinyallerin, kaslara gönderilmeden önce denetlenmesini sağlayan beyin bölgesidir. Örneğin kahvenizden yudum almak üzere elinizi bardağınıza götürmek üzere harekete geçtiğinizde, prefrontal korteks kolun hareket etmesi gereken rotayı çoktan tespit etmiş ve ona göre sinyaller üretmiştir. Ancak bunlar kaslara gönderilmeden önce, serebellum tarafından kontrol edilir ve tutarsız olabilecek sinyaller burada elenir (hatta prefrontal korteks ile serebellum arasında sistematik bir uyumsuzluk olduğunda, ataksi adı verilen bir sendrom ortaya çıkar).

İşte bu mekanizma, gıdıklanma için de geçerlidir: Kendinizi gıdıklamak üzere parmaklarınızı hareket ettirdiğinizde, beyincik bunun istemli bir hareket olduğunu bilir. Bunun sonucunun gıdıklanma olacağını tespit eder ve bu nedenle gıdıklanmayla ilişkili sinyalleri baskılar.[8] Bu sayede, beklenmeyen dış uyaranların varlığını göz ardı edebilir. Esasen bu olay, beynin, kendisini savunmasız kaldığı bir anda sinyalleri görmezden gelmesine; bir başka deyişle, beynin kendisini kandırması anlamına gelmektedir.[9]

Kulağınızın Gıdıklanması, Kalbiniz İçin İyidir!

Gıdıklanmayla ilgili literatürde oldukça ilginç araştırmalar bulmak da mümkün! Bunlardan birisi, kulağınızı gıdıklarkenki uyarılan sinirlerin, aynı zamanda kalp sağlığınız için iyi olduğu bulgusudur.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Erdemler Serisi: Çocuklar İçin 9 Bilim Kitabı

Ülkemizde ve yurt dışında modern bilimin en önemli isimlerin hayatlarını Serhat Filiz’in harika çizimleriyle öğrenmeye ne dersiniz? Edineceğiniz kitapların detaylarını aşağıda bulabilirsiniz.

Benim Adım Aziz Sancar
İdealist Olmanın Önemi
İdealistti Aziz Sancar. Yaşamını bunun üzerine kurmuştu. Çalışmış, başarmış, ideallerini gerçekleştirmişti. Bütün dünya onu tanıyor ve başarılarını alkışlıyordu. Onu, bugünlere getirenleri hiç unutmadı Aziz Sancar.

Benim Adım Albert Einstein
Azimli Olmanın Önemi
Ben bir bilim insanıyım. Ben de herkes gibi bu dünyada yaşadım ve zamanı gelince ayrıldım. Ama eserlerim, buluşlarım, getirdiğim yenilikler asla unutulmayacak. Yeryüzündeki şartların düzelmesi, savaşların bitmesi, her şeyin güzel olması sadece bilimsel buluşlarla değil, ahlaklı ve doğru bir yaşamla sağlanır. Bunu asla unutmayın!

Benim Adım Graham Bell
Yardımlaşmanın Önemi
Ben Graham Bell. Bir bilim insanıyım. Hayatım boyunca insanların hayatını kolaylaştırmak için çalıştım. Bunun için icatlar yaptım, yeni aletler keşfettim. Tüm bunları yardımlaşmak için, insanlara faydalı olmak için yaptım. Çalışmalarımda, başka bilim dallarında çalışan arkadaşlarımdan yardım aldım. Çünkü insan her konuda anlamıyla bilgi sahibi olamaz. Bilmediğimiz konuları bir başkasına sormak, başkalarının fikirlerini almak bir eksik değil, büyük bir erdemdir.

Benim Adım Louis Pasteur
Disiplinli Olmanın Önemi
Ben bir bilim insanıyım, bir doktorum. Bilim ve barışın, cehaleti yeneceğinden eminim. Milletlerin, yıkmak ve yok etmek için değil, barışı ve yaşamayı yüceltmek için bir gün birleşeceğine inanıyorum. Geleceğimizi, bu yolda uğraş verenlere, bu yolu ışıklandıranlara
borçluyuz.

Benim Adım Marie Curie
Sözünü Tutmanın Önemi
Marie Curie, Nobel Ödülü’nü alan ilk kadın bilim insanıdır. Onun yaşadığı dönemde kadınlar günümüzdeki gibi özgür değillerdi. Bu nedenle bilimsel çalışmalarını yaparken birçok zorlukla karşılaştı. Buna karşın eşi Pierre Curie’ye pes etmemeye dair söz vermişti. Eşinin ölümünden
sonra sözünü tutarak insanlık adına çok faydalı buluşlara imza attı. Nobel Ödülü’nü iki kez alan bilim insanı olarak da tarihe geçti.

Benim Adım Nikola Tesla
Hayal Kurmanın Önemi
Hayal kuran insanları başarıya götüren şey, hayallerinden vazgeçmemeleri ve kararlı olmalarıdır. Bugün düşünüp üzerinde çalışmaya başladığınız bir fikir eğer vazgeçmezseniz ileride insanlığın kaderini değiştiren faydalı bir buluş olabilir. Başarının en büyük sırrı asla pes etmemek, sabırlı olmak ve çok çalışmaktır.

Benim Adım Galileo
Paylaşmanın Önemi
Bir insanın diğer insanların yanında kıymeti, bildiklerini paylaştığı zaman çoğalır. Bu sayede keşfettiğimiz ya da öğrendiğimiz bazı bilgiler diğer insanlara da yol gösterici olur. Sadece bilgiyi değil, elimizdekileri de diğer insanlarla ya da hayvanlarla paylaşmak
hepimizin eşit şartlara ulaşmasında ve birbirimizi sevmede etkilidir. Dünyanın daha güzel bir yer olması kardeşçe yaşamakla mümkün olur.

Benim Elon Musk
Kararlı Olmanın Önemi
Yapmak istediğimiz bir şeyde kararlı olmak o işi başarmakta çok etkilidir. Hayallerimizden, isteklerimizden vazgeçmediğimiz ve onları gerçekleştirmek için çalıştığımız sürece üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk yoktur. Yeter ki kendimize inanalım ve güvenelim.

Benim Thomas Edison
Yaratıcı Olmanın Önemi
Hayatın en büyük hataları, başarıya ne kadar yaklaştıklarını bilmeyen insanların, vazgeçmelerinden dolayı olur. Yaratıcılığımızdan ve hayallerinden vazgeçmeyin. Başarıya ancak bu şekilde ulaşılır.

Set İçindeki Ürünler:

  •  Benim Adım Aziz Sancar
  •  Benim Adım Albert Einstein
  •  Benim Adım Graham Bell
  •  Benim Adım Louis Pasteur
  •  Benim Adım Marie Curie
  •  Benim Adım Nikola Tesla
  •  Benim Adım Galileo
  •  Benim Elon Musk
  •  Benim Thomas Edison

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Bu eserler, okuma-yazma bilen 5-8 yaş grubuna uygundur.
  3. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  4. Bu kampanya, Panama Yayıncılık tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.
Devamını Göster
₺600.00
Erdemler Serisi: Çocuklar İçin 9 Bilim Kitabı

Kulak yolunun başlangıcında bulunan "tragus" bölgesine verilen elektriksel darbelerin ortaya çıkardığı sistem şematize edilmiştir
Kulak yolunun başlangıcında bulunan "tragus" bölgesine verilen elektriksel darbelerin ortaya çıkardığı sistem şematize edilmiştir
Zlechien
Uyarılan Tragus bölgesinin yeri
Uyarılan Tragus bölgesinin yeri
İbrahim Canter

Leeds üniversitesinden bir ekip, TENS (Transcutaneous electrical nerve stimulation) cihazı ile kulak kanalının başlangıcında bulunan tragus bölgesine elektriksel darbeler gönderdiler. Stimülasyon (elektriksel uyarılma) sonucunda kalp yetersizliği bulunan hastaların kalplerinde, kalbi yoran sinir sinyallerinin işlevinin azaltılarak sinir sisteminin kalp üzerindeki etkisinin değiştirilebildiği keşfedildi.

Sonuç

Gıdıklanmak kavramı yüzyıllardır insanlığın anlamlandırmaya çalıştığı bir fenomen olarak hep varlığını sürdürmüştür. Geçmişteki büyük zihinlerin de bu konuda fikir yürütmesi, konunun önemine dikkat çekiyor.

Ancak son 200 yılda yapılan deneysel çalışmalar, gıdıklanmak kavramının biyoloji ve psikoloji boyutuna ışık tutmuştur. Yazımızda da yer verdiğimiz gibi, vücudumuzda gerçekleşen tüm biyolojik olaylar birbirleriyle doğrudan iletişim halindedirler. Gıdıklanma kavramı da bunun bir istisnası değildir.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişim platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin...
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺50/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Özetini Oku
83
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 38
  • Muhteşem! 22
  • İnanılmaz 18
  • Merak Uyandırıcı! 18
  • Bilim Budur! 12
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 11
  • Güldürdü 5
  • Umut Verici! 5
  • Grrr... *@$# 1
  • Üzücü! 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: American Scientist | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/08/2025 05:13:40 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10075

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
C. R. Harris, et al. Gıdıklanma Nedir? Neden Gıdıklanıyoruz? Gıdıklanırken Neden Gülüyoruz?. (8 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 21 Ağustos 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/10075
Harris, C. R., Yılmaz, M. A., Bakırcı, Ç. M. (2021, February 08). Gıdıklanma Nedir? Neden Gıdıklanıyoruz? Gıdıklanırken Neden Gülüyoruz?. Evrim Ağacı. Retrieved August 21, 2025. from https://evrimagaci.org/s/10075
C. R. Harris, et al. “Gıdıklanma Nedir? Neden Gıdıklanıyoruz? Gıdıklanırken Neden Gülüyoruz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 08 Feb. 2021, https://evrimagaci.org/s/10075.
Harris, Christine R.. Yılmaz, Muhsin Alperen. Bakırcı, Çağrı Mert. “Gıdıklanma Nedir? Neden Gıdıklanıyoruz? Gıdıklanırken Neden Gülüyoruz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, February 08, 2021. https://evrimagaci.org/s/10075.
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close