İnsan anlayışı saf bir ışık değildir; irademiz ve eğilimlerimiz bu ışığı bulandırır; bu yüzden kişiye özgü bilimler olarak nitelendirebileceğimiz bilimler ortaya çıkar. İnsanlar doğru olmasını tercih ettikleri şeylere daha kolay inanırlar. Araştırmaya sabırları yetmediğinden zorlukları aşmayı; umutlarını azalttığından makul açıklamaları; batıl inançlarını çürüttüğü için doğanın derin gerçeklerini; cahil ve gururlu oldukları için deneyimin ışığını; ve bayağı görüşlere riayet ettikleri için sıra dışı inançları reddederler. Özetle, insanların duygusal eğilimleri anlayışlarını bazen algılayamadıkları sayısız farklı şeklinde gölgeler ve kirletir.