Fas'ta Dünya'nın En Eski Homo Sapiens Fosilleri Bulundu!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Bilim insanları yıllardır Doğu Afrika Rift Vadisi'nde türümüzün kökenini arıyorlar. Bugünlerde ise kıtanın diğer tarafında, batıda araştırmacılar büyük bir heyecan içerisindeler. Çünkü Fas'ta herkesi şaşırtan önemli bulgulara rastlandı. "Jebel Irhoud" olarak bilinen mağarada bulunan türümüze ait bir kafatasına yapılan yeniden tarihlendirmede fosilin 300.000 yıllık olduğu anlaşıldı. Bunun yanında yeni fosiller ve taş aletler de ortaya çıkarıldı. Bu en eski Homo sapiens kalıntıları oldukça önemli, zira türümüzün ortaya çıkış tarihini bilinenden 100.000 yıl öncesine çekiyorlar! New York Eyalet Üniversitesinden paleoantropolog John Fleagle bulgular hakkında şunları söylüyor:
Bu bulgu Homo sapiens olarak bilinen her şeyden bir buçuk kat daha eski!
Araştırmada yapılan yaş belirleme işlemlerinde termolimünesans ve elektron spin rezonansıyla tarihlendirme yöntemleri kullanıldı. Nature dergisinde yayımlanan sonuçlara göre türümüzün özelliklerini gösteren ilk canlılar, modern yüz özelliklerini taşırken kafataslarının arkası arkaik insanlarınki gibi uzundu. Bulguların ortaya koyduğu bir başka sonuç ise atalarımızın Afrika'dan çıkışımızdan çok önce Afrika içerisinde dağılmış olmaları.
1961 yılında madenciler Jebel Irhoud'da barit minerali ararken bütün halde bir kafatası fosili bulmuşlardı. Canlı büyük bir beyne sahip olmasına rağmen, ilkel kafatası şekli nedeniyle Afrikalı bir Neandertal olduğu düşünülmüştü. 2007 yılında araştırmacılar radyometrik hesaplamalarla fosilin 160.000 yıllık olduğunu bildirdiler. Fosilin hem türümüzün hem de Neandertal'lerin atası olabileceği düşünülen Homo heidelbergensis gibi bir türe ait olabileceği üzerinde duruluyordu. Her halükârda kafatası en eski Homo sapiens fosilinden daha genç görünüyordu.
Doğu Afrika, bulunan fosiller nedeniyle uzun zamandır insan türünün beşiği olarak kabul ediliyordu. Etiyopya'da 160.000 yıllık Homo sapiens kafatasları bulunmuş ve güneydeki Omo Kibish'de 195.000 yıl öncesine tarihlenen kafatası parçalarına rastlanmıştı. Bunlar türümüzün şimdiye kadar bilinen en eski üyeleriydi. Max Planck Enstitüsü'nden Michael Petraglia'nın da belirttiği üzere Homo sapiens'in yaklaşık 200.000 yıl önce türleştiği görüşü hakimdi.
Bazı araştırmacılar ise türümüzün kökeninin daha eskiye dayandığını düşünüyordu. Wisconsin Üniversitesinden John Hawks'ın da belirttiği üzere, genetikçiler en yakın kuzenlerimiz olan Neandertallerden ayrılışımızın en azından 500.000 yıl önce gerçekleştiğini hesapladılar. Bu durumda Afrika'da bir yerlerde, türümüze ait 200.000 yıldan daha eski işaretler bulmayı bekleyebilirdik.
Jebel Irhoud'da bulunan kafatası üzerine çalışan Jean-Jacques Hublin kariyerine yine bu bölgede 1981 yılında başlamıştı. Max Planck Enstitüsü bünyesine girdikten sonra bölgeye geri dönen Hublin, ekibiyle beraber 2004 yılında kazılara başladı. Dokunulmamış tortu tabakalarından küçük parçaları tarihlendirmeyi ve onları orijinal keşif tabakasıyla ilişkilendirmeyi umuyorlardı. Hublin, şunları iletiyor:
Şanslıydık. Tarihlendirme yapmakla kalmadık, üstüne yeni hominidler bulduk.
Ekip şimdi yeni kafataslarına, çenelere, dişlere, bacak ve kol kemiklerine sahip. Bunların bir çocuk ve bir ergen de dahil olmak üzere en az beş farklı bireye ait olduğu belirlendi. Fosillerin çoğu, aynı zamanda taş aletler de içeren bir tabakada bulundu. Fosilleri ayrıntılı bir istatiksel analizden geçiren Hublin ve paleoantropolog Philip Gunz kalın kaş çıkıntısına sahip, eksik bir kafatasını da ortaya çıkardılar. Yazarların belirttiğine göre canlının yüzü bugünkü insanlara benzemekle birlikte uzun beyin yapısı ve çok büyük dişleri arkaik türlerin özelliklerini andırmaktaydı.
Fosiller, yüzün modern özelliklerinin; kafatası yapısından ve beynin küresel şekle dönüşmesinden daha önce evrildiğini ortaya koyuyor.
Neandertaller de benzer bir evrimsel şablon izlediler. İspanya'da bulunan 400.000 yıllık Neandertal fosillerinin yüzlerinde Neandertal özellikleri olmakla birlikte uzun, arkaik kafatasları vardı. Araştırmacılar bunu tetikleyen seçilim baskısının ne olduğunu tam olarak bilmeseler de Stanford Üniversitesi'nden Richard Klein önce yüzün evrimleşmesinin makul bir sav olduğunu düşünüyor.
Bu senaryo, çakmaktaşlarından elde edilen bulgularla kafatasının yaşının düzeltilmesine dayanıyor. Ayrıca aletlere bakılarak Jebel Irhoud sakinlerinin ateşi kontrol ettikleri de söylenebilir. George Washington Üniversitesinden Alison Brooks, şunları söylüyor:
Bazıları bu insanların evrimleşerek gelişmiş Homo heidelbergensis bireyleri olduğu fikrindeler.
Ayrıca Brooks, kafatasına bakıldığında fosilleri modern olarak değil de protomodern olarak tanımlamak gerektiğini belirtiyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Hem modern hem de ilkel özellikler taşıyan bu kafatası bulguları bilim insanlarına yardımcı olacak. Örneğin bu yeni tarihlendirme, daha önce Güney Afrika'daki Florisbad'de bulunan 260.000 yıllık fosilin de Homo sapiens türüne ait olduğu fikrini güçlendirebilir. Ancak bu tarihlendirme, aynı zamanda bu bireylerin Güney Afrika'da yaşamış olan Homo naledi türüyle olan mesafesini de açmış oluyor.
Brooks'a göre bulunan taş devri aletleri ve kafatasları arasındaki bağlantılar o zamanlar Afrika kıtası üzerinde yaşayanların güçlü bir iletişime sahip olduklarını gösteriyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- M. McRae. New Fossil Find Pushes Back The Origins Of Homo Sapiens By 100,000 Years. (7 Haziran 2017). Alındığı Tarih: 25 Kasım 2023. Alındığı Yer: ScienceAlert | Arşiv Bağlantısı
- A. Gibbons. (2017). Oldest Members Of Our Species Discovered In Morocco. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 993-994. doi: 10.1126/science.356.6342.993. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 16:36:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12724
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.