İnsan Bebeklerinden İlham Alan Algoritmalar, Robotların Öğrenme Becerilerine Güç Katıyor!
Taklit Yoluyla Öğrenen İnsan Bebekleri, Öğrenebilen Robotlarımız İçin Etkili Bir Model Sunuyor!
Bu haber 7 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Bebekler dünyayı, vücutlarının boşlukta nasıl hareket ettiğini keşfederek, oyuncaklarını tutarak, masadan bir şeyler düşürerek ve yetişkinlerin yaptıklarını izleyip tekrar ederek öğreniyor. Fakat robot bilimciler bir robota bir görevin nasıl yapıldığını öğretmek istediğinde ya bunun için bir kod yazıyorlar ya da robotun vücudu veya kolunu fiziksel olarak hareket ettirerek eylemin nasıl yapıldığını gösteriyorlar.
Şu sıralar Washington Üniversitesi’ndeki (University of Washington, UW) gelişim psikologları ve bilgisayar bilimcilerinin birlikte yürüttüğü çalışma, robotların tıpkı çocuklar gibi, yani keşif aracılığıyla veri toplayarak, bir insanın bir şey yapmasını izleyip o işin nasıl yapılacağını belirleyerek “öğrenebildiğini” gösterdi. UW’da bilgisayar bilimi ve mühendisliği profesörü olan kıdemli yazar Rajesh Rao şunları söyledi:
Bunu, çocukların yaptığı gibi insanlardan bir şeyler öğrenebilen robotlar inşa etme yolundaki ilk adım olarak düşünebilirsiniz. Bilgisayar programlama hakkında hiçbir şey bilmeyen insanların bir robota bir şeyler öğretebilmesini istiyorsanız, bunun yolu yaptırmak istediğiniz işi, örneğin bulaşıkları yıkamayı, kıyafetlerinizi katlamayı veya diğer ev işlerini yapmayı robota göstermekten geçer. Fakat bunu gerçekleştirebilmek için, robotun bu eylemleri anlayabilmesine ve kendi başına yapabilmesine ihtiyacınız var.
UW Öğrenme Enstitüsü & Beyin Bilimleri Laboratuvarı’ndaki (I-LABS) çocuk gelişimi araştırmasını makine öğrenimine olan yaklaşımlarla birleştiren araştırma, PLOS ONE dergisinde bir makalede yayınlandı. Makalede anlatıldığı üzere, UW ekibi robotikteki temel bir sorunu çözmeyi hedefleyen yeni bir olasılık modeli geliştirdi: insanları izleyip taklit ederek yeni beceriler öğrenebilen robotlar yapmak.
Robot bilimciler, UW psikoloji profesörü ve I-LABS müdür yardımcısı Andrew Meltzoff ile birlikte çalıştı. Meltzoff’un, 18 aylık bebeklerin bir yetişkinin eylemlerinin amacını anlayabildiğini ve aynı amaca ulaşmak için farklı yollar geliştirebildiğini ortaya koyan özgün ve gelecek vadeden bir araştırması bulunuyor.
Bir örnekte bebekler, bir yetişkinin halter şeklindeki bir oyuncağı parçalarına ayırmaya çalıştığını fakat oyuncak sıkıştığı ve yetişkinin elleri uçlardan kaydığı için bu amacı gerçekleştiremediğini gördüler. Bebekler bunu dikkatlice izledi ve sonrasında alternatif yöntemler kullanmaya karar verdiler: Küçük parmaklarıyla oyuncağın iki ucunu kavradılar ve güç vererek çektiler, yani yetişkini taklit ettiler.
Çocuklar kasıt okuma yeteneklerini kısmen özkeşif sayesinde ediniyorlar. Özkeşif, çocukların eylemlerinin varlıkları nasıl etkilediğini ve fizik kanunlarını öğrenmelerine yardımcı olarak nihayetinde başkalarından öğrenebilmelerini ve kasıtlarını yorumlayabilmelerini sağlıyor. Meltzoff, bebeklerin bu kadar hızlı öğrenebilmelerinin nedeninin oyuna düşkünlükleri olduğunu düşünüyor ve şunları söylüyor:
Bebeklerin uğraştığı oyunlar anlamsız gibi görünüyor, fakat bu onların ileride öğrenebilmelerini sağlıyor. Bebeklerin her yenilik için kullandıkları gizli tarif işte bu. Yeni bir oyuncağın nasıl çalıştığını çözmeye çalışırlarken aslında diğer oyuncaklarla oynarken kazandıkları bilgileri kullanıyorlar. Oyun sırasında, eylemlerinin dünyada nasıl değişiklikler oluşturduğunun zihinsel bir modelini öğreniyorlar. Bu modele sahip olduktan sonra artık yeni problemleri çözebilir ve başkalarının niyetlerini tahmin etmeye başlayabilirsiniz.
Rao’nun ekibi bebekler üzerindeki bu araştırmayı, bir robotun kendi eylemlerinin nasıl farklı sonuçlar doğuracağını anlayabilmesini sağlayan makine öğrenimi algoritmaları geliştirmek için kullandı. Ondan sonra robot, öğrenilen bu olasılık modelini bir insanın kendisinden ne istediğini anlamak ve görevi gerçekleştirmek için, hatta bunu yapabileceğinden emin olmadığı durumlarda yardım “istemek” için kullanıyor.
Ekip bu robotik modeli iki farklı senaryoda test etti: birincisi, bir robotun, karşısındaki insanın bakışlarını takip etmeyi öğrendiği bir bilgisayar simülasyonu deneyi, ikincisi ise gerçek bir robotun insanları taklit etmeyi öğrenerek oyuncak yiyecekleri bir masa üstünde hareket ettirdiği bir deney.
Bakış deneyinde robot kendi kafa hareketlerinin bir modelini öğreniyor ve insan kafasının da aynı kurallarla hareket ettiğini varsayıyor. Robot, insan odada bir yere baktığında kafa hareketlerinin başlangıç ve bitiş noktalarını takip ediyor ve bu bilgileri kullanarak insanın nereye baktığını anlamaya çalışıyor. Sonrasında ise insanla aynı yere bakmak için, öğrendiği kafa hareketlerini kullanıyor.
Ekip ayrıca Meltzoff’un testlerinden birini tekrarladı: Görme engelleri ve göz kapatmayla ilgili deneyimi olan bebekler gözü bağlı bir yetişkinin nereye baktığıyla ilgilenmiyorlardı, çünkü onun aslında göremediğini anlıyorlardı. Ekip, gözü bağlı olmanın sonuçlarını robotun “öğrenmesini” sağladığında robot artık aynı yere bakmak için insanın kafa hareketlerini takip etmedi. Meltzoff şunları söyledi:
Bebekler, başkalarının davranışlarını yorumlamak için kendi tecrübelerini kullanıyor; bizim robotumuz da bunu yaptı.
İkinci deneyde ise ekip, robotun bir masa üstündeki farklı eşyaları itmesine veya alıp hareket ettirmesine izin verdi. Sonrasında robot bu modeli, eşyaları hareket ettiren veya her şeyi masadan kaldıran bir insanı taklit etmek için kullandı. İnsanın hareketini her defasında körü körüne taklit etmek yerine robot bazen aynı sonuca ulaşmak için farklı yöntemler kullandı. UW’da bilgisayar bilimi ve mühendisliği yüksek lisans öğrencisi olan başyazar Michael Jae-Yoon Chung konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Eğer insan bir eşyayı yeni bir konuma iterse, kıskaçlı bir robotun eşyayı kaldırıp o konuma koyması, itmesine kıyasla daha kolay ve güvenilir bir yöntem olabilir. Ama bu, hedefin ne olduğunu bilmeyi gerektiriyor. Bu da makalemizde belirtmeye çalıştığımız üzere, robotik alanında zor bir problem.
İlk deneyler hedef anlamayı ve basit davranışları taklit etmeyi amaçlamış olsa da, ekip ileride böyle bir modelin robotların daha karmaşık görevleri öğrenmesine nasıl yardımcı olabileceğini araştırmayı planlıyor. Meltzoff’un sözleri şöyle:
Bebekler oyun oynayarak ve başkalarını izleyerek öğreniyorlar ve dünyadaki en iyi öğrenciler onlar. Neden robotları bir çocuk kadar zahmetsiz öğrenecek şekilde tasarlamayalım ki?
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Washington University | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 12:24:03 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4803
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Washington University. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.