Uzaylılar ve Projeksiyon Tekniği: Hayallerimizi Süsleyen Koca Kafalı Uzaylılar, Aslında Biz miyiz?

Kafamızda canlandırdığımız ikonik "uzaylı" figürü, aslında bizim diğer kuyruksuz maymunlara nasıl göründüğümüzle neredeyse birebir aynıdır: Koca kafalı, soluk tenli, uçuk kaçık araçları kullanabilen, akıl sır ermez bir teknolojiye sahip... Hatta öyle ki, tuhaf tıbbi deneylerimiz için onları kaçırırız bile! Tıpkı uydurduğumuz uzaylı figürlerinin güya bize yaptığı gibi... Acaba bu hayalimizdeki "uzaylılar", aslında biz olabilir miyiz? Sevmediğimiz ve korktuğumuz özelliklerimizden ötürü "projeksiyon" tekniğiyle bu uzaylı figürünü kendimizi temsil edecek şekilde yaratmış olabilir miyiz?

Sahiden, bir düşünün. Uzaylılara ait atfettiğimiz ne varsa, bizim özelliklerimizin abartılı versiyonlarından ibaret. Ancak bu özellikler, yanıbaşımızdaki canlılara kıyasla biz değil miyiz? Acaba bilinçaltımıza sıkı bir şekilde kazınmış "insan-merkezci" düşünce sistemi, korkularımız ve en temel davranışlarımızla birleşerek, bir "projeksiyon"a (yansıtmaya) neden oluyor olabilir mi? Kendimizdeki sevmediğimiz ve korktuğumuz özellikleri, uyduruk bir figür yaratarak, misliyle birlikte ona atfediyoruz. Böylelikle belki de farkında olmadan, kendi kendimize şu telkini vermiş oluyoruz:

Biz, bu gezegene akla hayale gelmeyecek korkunçluklar yaptık ve yapıyoruz. Ancak orada bir yerde bizden çok daha üstün canlılar var ve her an bize aynısını yapabilirler. Dolayısıyla bizim yaptığımız, onların yapabilecekleri yanında önemsizdir.

Psikolojik projeksiyon olarak tanımlanan bu davranış, hoşa gitmeyen dürtülere sahip insanların bu dürtülerin kendilerinde olduğunu inkar ederek, onların aslında başkalarında olduğunu söylemesidir. Böylece kendini rahatlatması ve sorumluluk almaktan kaçınmasıdır.

En tipik örneklerinden birisi, kaba birinin kendisini kaba görmeyip, etraftakileri kabalıkla suçlamasıdır. Bir diğer tipik örnek, kendi fenalıklarını görmek istemeyen koca bir türün, hayali bir uzaylı imgesi yaratarak yalancı bir tehdit unsuru yaratmasıdır. Böylelikle odağı, kendi doğasından, Dünya dışı bir yaşamın üzerine çekebilmektedir. Bunu belki bilerek yapmaz; ancak bilerek yapmamak, yapmadığımız anlamına gelmez.