Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Duygulara Başvurma Mantık Hatası (Appeal To Emotion)

Duygulara Başvurma Mantık Hatası (Appeal To Emotion) People Results
13 dakika
11,103
Evrim Ağacı Akademi: Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar Yazı Dizisi

Bu yazı, Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar yazı dizisinin 21. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Tartışma Nedir? Münazara Yapmanın Önemi Nedir? Tartışmalarda Bilimsel Argümanlar Nasıl Üretilir?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Duygulara Başvurma mantık hatası, pek çok insanın kolayca düştüğü bir hatadır. Çünkü insan zihni, son derece kaba ve muhtemelen gerçeği tam olarak yansıtmayacak bir şekilde de olsa, iki açıya sahiptir: veri ve gerçek odaklı mantık ve şahsi inanç ve varsayımlara dayalı duygular. Mantığı, daha doğrusu mantıklı düşünme yöntemlerini, bu kitap boyunca oldukça detaylıca ele alıyoruz. Peki ya duygular bunun neresinde?

Ne yazık ki mantıklı düşüncede duygulara ve hislere pek yer kalmamaktadır. Bunun sebebi, duyguların öznelliği ve güvenilmez olmasıdır. Mantığın güvenilirliği filozoflar arasında tartışılmakta olan bir konu olsa da, tutarlılık açısından bugüne kadar birçok alanda kendini tekrar tekrar ispatlamış olmasından (ve başlı başına bilimin temelinde yer alabilmiş olmasından) ötürü çok daha güvenilir olduğu varsayılmaktadır. Ne zaman ki bir argüman, mantığa değil de duygulara hitap etmeye başlar, işte o noktada Duygulara Başvurma Safsatası doğar. Temel olarak formu şu şekildedir:

Tüm Reklamları Kapat

  1. X, bende güzel duygular uyandırmaktadır.
  2. Dolayısıyla X doğrudur.

Bu basit formdan da anlaşılabileceği gibi bu mantık hatası oldukça nettir. Tartışmalarda çoğu zaman karşı tarafın mantığını bozmak amacıyla duyguların tetiklenmesi için kullanılır. Taraflardan biri, karşı tarafın duygusal olduğunu düşündüğü yerleri hedef alarak, karşı tarafın mantıklı düşünmesine engel olmayı hedefler. Genellikle de, sağlam ve mantıklı bir kanıtın yerine geçecek bir duygusal silsile yaşanması hedeflenir. Böylece karşı taraf, mantıklı düşünüp deliller aramak yerine, duyguları ile hareket ederek öteki tarafın iddialarına yenik düşebilecektir.

Bu mantık hatası, bir önceki mantık hatamızda da olduğu gibi manipülatörlerin sıklıkla kullandığı bir araçtır. Örneğin modern reklamcılık sektöründe bu mantık hatası kullanılarak insanların duyguları sömürülmekte, bu şekilde istenilen mallar satılabilmektedir. Örneğin mısır gevreği reklamlarında çocuklar bolca kullanılarak, gevreğin gelişim üzerindeki etkileriyle ilgili mantıklı açıklamalar yapılmaktansa, ailelerin ve çocukların duyguları manipüle edilerek kolayca ürünler satılabilmektedir. Her zaman açıkça söylenmese de, ima edilen şudur: “Çocuğunuzun yüzünde bu gülümsemeyi görmek istemez misiniz?” Halbuki o mısır gevreğinin çocuğa neden ve nasıl faydalı olduğunu anlatmak, sıkıcı bir reklam olacaktır. Ya da anlatacak bir şey bulunamayacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Benzer şekilde din adamları, politikacılar ve benzerleri de bu mantık hatasını kullanarak insanları kolayca manipüle edebilmektedirler. Örneğin din adamları, dini doktrinleri kullanarak insanların duygularına hitap etmekte ve bu doktrinlerle ilgili mantıklı ve bilimsel açıklamalar yapmaya gerek duymadan, kolayca kitleleri yönlendirebilmektedirler: “Bunu yapmazsanız, cehennemlik olacaksınız. O korkunç yere gitmek istemezsiniz, öyle değil mi?” Bu tip argümanlarda, belli bir davranışın kötülüğünün (veya iyiliğinin) felsefi ve mantıksal nedenleri tartışılmaz. Kişilerin duyguları sömürülür. Bir diğer örnek olarak politikacılar, savaş ve barış ile ilgili konuşmalarında, savaşın (veya barışın) neden gerektiği, nasıl çözüm olduğu, tam olarak hangi basamaklardan geçilerek sonuca ulaşılacağı ile ilgili mantıklı açıklamalar yapmaktansa; ülkenin bölünmezliği, gücü, kudreti, vb. duygulara hitap eden nitelikleriyle ilgili duygu sömürüsü yaparak kolayca pek çok kişiyi etkileri altına alabilmektedirler. Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde askere kaydolan insanların büyük bir kısmı bu oyuna kolayca düşebilen insanlardır: “Ülkemizin canını yaktılar, bu ölülerin kanını yerde bırakmayacaksınız, öyle değil mi?”

Bu mantık hatası, aşırı derecede ikna edicidir, bu yüzden en sık olarak başvurulanlardan bir tanesidir. Çünkü uygulaması kolaydır ve pek çok kısa yol sağlar. Yukarıda izah edildiği gibi, sadece karşı tarafın hassas olduğu duyguların belirlenmesi yeterlidir. Ondan sonra bu noktalar üzerine gidilerek, ortadaki asıl konuyla ilgili mantıklı açıklamalar aramaktansa, kolayca dikkat dağıtılarak istenilen hedefe ulaşılabilir.

Öte yandan bu mantık hatası, doğru zamanlarda, doğru şekilde kullanılarak iyi amaçlara da hizmet edebilir. Örneğin bir basketbol takım koçu, elbette ki maç öncesinde neden maçın kazanılması üzerine mantıklı açıklamalar zinciri yapmayacaktır. Oyuncuları heyecanlandırmak ve motive etmek için duygularını manipüle edecektir. Bu son derece anlaşılabilir bir durumdur; ama en nihayetinde hala bir mantık hatasıdır. Tabii ki insanın zihni olmayan bir makine olduğunu varsaymıyoruz. Duygularımızı ve onların yaşamımızdaki yerini göz ardı edemeyiz; ancak bu hata bilimsel tartışmalara taşındığı vakit, hiçbir iyi yanı kalmadığını da belirtmek istiyoruz. Şimdi birkaç örnek verelim:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

  • "Yeni Ford Ubertus, size istediğiniz gücü verecek! Eğer bir tane alırsanız, insanlar gücünüzü kıskanacaklar! Size bakacaklar ve sizin yerinizde olmak isteyecekler! Gücün gerçek tadını çıkaracaksınız! Hemen bir tane alın!"

Görülebileceği gibi yukarıdaki reklamda, Ford’un yeni modelinin neden "istediğimiz gücü" vereceği açıklanmamaktadır. Bunun yerine insanların tamahkarlık (güce düşkünlük) duyguları okşanmakta ve böylece duygular manipüle edilmektedir.

  • "Hemen Zayıfla programımız sayesinde kısa sürede istediğiniz vücuda kavuşacaksınız. Artık arkadaşlarınız sizin şişmanlığınızla dalga geçemeyecek! Karşı cinsi baştan çıkarmanıza çok az kaldı! Şişmanlığa karşı isyan bayrağınızı çekin! Biliyorsunuz ki gerçek mutluluğa ancak bizim diyetimiz ile ulaşabilirsiniz!"

Benzer şekilde, insanların en hassas duyguları hedef alınmakta ve böylece diyetin neden faydalı olacağından bahsedilmesi yerine tamamen boş açıklamalar yapılmaktadır.

Bu safsatanın en yaygın alt başlıklarından birisi, Sonuçlara Başvurma Safsatası’dır (Argumentum ad consequentiam). Burada yapılan, bir davranışın sonucunun “kabul edilemez” veya “hoş duygulara neden olmaması” nedeniyle reddedilmesidir. Birkaç örnek, açıklayıcı olacaktır:

  • “Özgür irade var olmalı; sonuçta içi boş makinalardan ibaret olamayız ya?”
  • “Evrim gerçek olamaz; çünkü olsaydı, aşağılık maymunlarla aynı düzeyde olurduk. Böyle bir şey nasıl kabul edilebilir?”
  • “Elbette ışık hızı aşılabilir! Işık hızı aşılamazsa, uzak mesafelere nasıl gideriz? Dolayısıyla elbette ışık hızı aşılabilir olmalıdır.”
  • "Nasıl bizim hayvan olduğumuzu söylersiniz? Hangi hayvan büyük şehirler inşa edebilmiş, arabalara binip, uzaya gidebilmiş! Zekamızın ne kadar üstün, ne kadar özel olduğunu görmüyor musunuz? Doğaya bakıyorum ve üstünlüğümle gurur duyuyorum. Asla o aşağı seviye hayvan türlerinden geliyor olamam. Ben bir insanım ve hepsinden üstünüm. Bunu sadece gözlerimizdeki ilahi ışığa bakarak bile anlamak mümkün."

Görülebileceği gibi bu örneklerin hiçbiri, argümanın mantıksal nedenlerini tartışmamaktadır. Hepsi, argüman doğru varsayılırsa sonucun istenmeyen bir şey olacağını, dolayısıyla argümanın doğru olamayacağını vurgulamaktadır.

Farklı Duygulara Başvurma Safsataları

Korku, övgü, acıma, saçmalık, hınç, yenilik gibi farklı duygu ve durumlara başvurarak da safsatalar üretilebilmektedir. Bunlara da kısa bir bakış atalım:

Tüm Reklamları Kapat

Korkuya Başvurma Safsatası (Argumentum ad terrorem)

Korku, insanların en temel duygularından bir tanesidir. Bu sebeple en güçlü duygusal karmaşaları yaratabilecek olan temel duygu da korkudur. İnsanlar, yüzyıllardır korkuyu kullanarak istediklerini yaptırmaya çalışmışlardır. Bu nedenle, korkuyu tetiklemeyi hedefleyen argümanlara Korkuya Başvurma Safsatası (Argumentum ad terrorem) denir. Bunun etkileri, hayatımızın her alanında görülebilir. Bu alt başlığın temel formu şu şekildedir:

  1. Korku yaratması hedeflenen Y İddiası ileri sürülür.
  2. Dolayısıyla X İddiası doğrudur (X'in, genellikle Y ile ilgisi yoktur.)

Bu noktada bir ayrım yapmak gerekir: İnanmak için Mantıksal Sebep (İMS) ve İleriye Dönük Mantıksal Sebep (İDMS). Bunların ilki, günlük yaşantıda "kanıt" dediğimiz kavram ile aynıdır. Bir hipotezin doğruluğunu görmek için elde ettiğimiz veriler doğrulayıcı ise, buna kanıt deriz. İkincisi ise günlük yaşantıda "motiv(asyon)" olarak geçer. Yani bir işi yapmaya ikna olmak için somut olmasa da motive edici bir veridir. Motiv, insanları belli bir işi yapmak için tetikleyen araçtır. İşte korku; bir kanıt değil, bir motivdir. Konu direkt korku ile ilgili değilse, korku asla bir kanıt olamaz; her zaman istenilenin yapılması için bir motiv olarak kullanılır. Doğada da böyledir: Geyiklerin aslandan kaçması için korku bir motivdir, bir kanıt değil. Kanıt, yakalanırlarsa ölecekleri gerçeğidir.

Klişe bir örnek bunu anlamaya yetecektir: Bir üniversitede öğretmen olduğunuzu düşünün. Sinir bozucu bölüm başkanının oğlu, sınıfınızda öğrenci olsun. Oğlunun sınıfta kalması durumunda hayatınızı zorlaştıracağından korkarak oğlunu dersten geçirmeye çalışmanız, korku motiviyle yaptığınız bir harekettir. Ancak bu durum, oğlunun dersten geçmeyi hak ettiğinin kanıtı değildir. Birkaç benzer örnek verelim:

  • "Avlanmak istediğini biliyorum ama bana kalırsa bir av tüfeği doğum günün için iyi bir hediye değil. Beyninin havaya uçmasını istemezsin, değil mi?"
  • "Tanrı'nın var olduğuna inanmak zorundasın! Çünkü eğer inanmazsan, cehennemde sonsuza kadar acılar içerisinde yanacaksın ve kimse sana yardım etmeyecek. Üstelik derin yandıkça, yeniden yanması için yeni deri konulacak!"
  • "Evrim Kuramı'nı kabul ettiğini söylemeyeceksin bana değil mi? Bilemiyorum, eğer söyleyeceksen, cebimdeki kelebeğin evriminden bahsetmemiz gerekebilir. Hmm... Bu güzelim sustalı, sence ekmek bıçağından mı evrimleşti, yoksa satırdan mı?"

Bunların hepsi temel olarak bir tehdit unsuru ve bilimsel olarak bir mantık hatasıdır. Örneğin ilkinde, eğer ki birey doğum gününde bir av tüfeği istiyorsa ve bunu avlanmak için kullanacaksa, silahın ateş alıp yanlışlıkla kendisine zarar verebilecek olması, yeterli bir argüman değildir (kimi durumda, örneğin birey çok gençse, geçerli bir argüman olabilir). Belki av tüfeğinin neden avlanmak için iyi bir araç olmadığı gibi bir argüman geliştirilebilir; alternatifler önerilebilir. Diğer iki örneğin yeterince açık olduğu kanaatindeyiz.

Tüm Reklamları Kapat

Övgüye Başvurma Safsatası

İnsanların en sık tetiklediği bir diğer duygu da, övgüdür. Çünkü korku, her zaman etkili bir duygu değildir. Kimi zaman daha “modern” ve “güncel egolara hitap eden” duyguların tetiklenmesi gerekebilir. Her insan, övülmekten az ya da çok hoşlanır. Bu yüzden övgü, kimi zaman tartışmaların manipülasyonunda iyi bir araç olabilir. Tabii ki mütevazı ve yersiz övgüyü tespit edebilen biri için Övgüye Başvurma Safsatası daha kolay savuşturulabilirdir çünkü korku kadar güçlü bir duygu değildir. Form olarak, Övgüye Başvurma şu şekildedir:

  1. A Kişisi, B Kişisi tarafından övüldü.
  2. B Kişisi, X İddiası'nda bulunuyor.
  3. Dolayısıyla X İddiası doğrudur.

Bu mantık hatasının sıklıkla kullanılmasının ardında yatan temel sebep, bir bilimsel gerçek sunmak yerine kişiye övgüde bulunarak, ispat yükümlülüğünden kaçılmasının hedeflenmesidir. Elbette ki bir övgü, bir ispat değildir ve bir argüman geliştirme sırasında hiçbir işe yaramaz. En sık, “yalaka” olarak tanımlanan kişilerin başvurduğu safsatadır. Örneklerle netleştirelim:

  • "Söylemeliyim ki sizden aldığım evrim dersi, bugüne kadarki en iyi biyoloji dersiydi! Bu arada hocam, AA almam için gereken şu iki puan var ya..."
  • "AIDS hastalarıyla ilgili yaptığın şaka harikaydı patron! Kesinlikle bu özgür düşüncelilerin ülkeyi berbat ettiği fikrine sonuna kadar katılıyorum. Ha bu arada, şu terfi işini konuşsak iyi olmaz mıydı?"
  • "Doğal Seçilim ile ilgili anlatımın gerçekten harikaydı, ağzım açık dinledim! Ancak yine de, sence de tüm canlıların özel olarak yaratılmış olması, biraz daha mantıklı değil mi?"

Bunların hepsindeki temel amaç karşı tarafı överek sınav notunun yükselmesinin geçerliliği, terfinin gerekliliği ve canlıların özel olarak yaratılmasının geçerliliği ile ilgili kanıt sunmak yerine kolay yoldan hedefe ulaşmaktır. Hepsi de mantık hatasıdır.

Acımaya Başvurma Safsatası

İnsanların başvurduğu bir diğer sık duygu da Acımaya Başvurma Safsatası’dır. Özellikle evrimle ilgili tartışmalarında bununla sıklıkla karşılaşmaktayız. Temel formu şu şekildedir:

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Cerrahi Anatomi 2 Cilt (Skandalakis)

ISBN: 9789944341523
Sayfa Sayısı: 1720
Baskı Sayısı: 1
Ebatlar: 20 X 28
Basım Yılı: 2008

Devamını Göster
₺2,700.00
Cerrahi Anatomi 2 Cilt (Skandalakis)
  • Dış Sitelerde Paylaş

  1. P İddiası, acımayla karışık olarak sunulmaktadır.
  2. Dolayısıyla C İddiası doğrudur (P İddiası, C ile alakalı olmayabilir).

Bu mantık hatasının sıkıntısı, diğer duygulara başvurma safsatalarına benzer bir şekilde, acımanın bir iddia yerine geçmemesidir. Birey, geçerli bir açıklaması olmadığı için karşı tarafa acıyarak veya acıma hissini tetiklemeye çalışarak ispat yükümlülüğünden kurtulmaya çalışır. Oldukça kolay fark edilir ve açık konuşmak gerekirse, bu safsataya başvuran kişiyi acınası konuma düşüren bir mantık hatasıdır.

Ancak bilinmelidir ki, aşağıdaki gibi bir durumda Acımaya Başvurma mantık hatası es geçilebilir çünkü acınası olan durum, gerçekten bir kanıt teşkil edilebilir:

  • Zeynep: "Takım için berbat bir teknik direktör; son 7 maçın 6’sını kaybettik, 1’i berabere bitti."
  • Mert: "Yapma! Teknik direktörümüz bu işe kalbini koydu. Eğer işinden olursa kalbi çok kırılır."

Görülebileceği gibi burada Mert’in başvurduğu yöntem, başarısızlığa dair eldeki somut verilere karşın acıma duygusunu tetiklemektir. İşinden olursa kalbinin kırılacak olması veya bu işe “kalbini koymuş” olması, teknik direktörün başarısızlığına yönelik argümanı çürütmek için yeterli değildir (en azından olmamalıdır).

Elbette ki bazı olumsuz durumlar, gerçekten de argümanı desteklemek için geçerli sebep olabilir. Bir örnekle gösterelim:

  • Profesör: "Sınavı kaçırdın Mustafa, üzgünüm."
  • Mustafa: "Biliyorum hocam. Ama bence bana telafi sınavı vermelisiniz."
  • Profesör: "Neden ki?"
  • Mustafa: "Sınava gelirken bir kamyon bana çarptı. Dolayısıyla kırılan bacağım için acile gitmek zorunda kaldık. Bu yüzden telafi sınavı alabilirim diye düşünüyorum."

Burada Mustafa, hocasına kendini acındırmaya çalışmamaktadır. Başından geçen olay, gerçekten de telafi sınavını hak ettiğine yönelik argümanı desteklemektedir. Hele ki bunu bir doktor raporu ile destekleyebilirse, argümanı sarsılamaz olacaktır.

Bu aşırı basitleştirilmiş örnekten de görüleceği gibi, her safsatayı yaşanan olayların da bağlamında değerlendirmek gerekmektedir. Kimi zaman koşullar ve bağlam, tipik mantık safsatalarını geçerli hale getirebilir. Biz burada her bir safsatayı her olası bağlamda örneklendiremeyiz, yerimiz yok. Ancak siz değerli okurlarımız, bu safsatalarla bir kez tanıştıktan sonra, onları duyduğunuz bağlamların geçerli olup olmadığını tespit edebileceksiniz. Önemli olan safsataları tanımak ve onlardan haberdar olmak. Gerisi basit. En azından çoğu durumda... Birkaç diğer örnek verelim:

  • "Ben bu iş için en iyisiyim. Anneannem çok hasta ve bu yüzden bu işe gerçekten çok ihtiyacım var."

Elbette ki anneannenizin hasta olması veya işe çok ihtiyacınız olması, o iş için en iyisi olduğunuz argümanını desteklememektedir. Ne yazık ki safsataların analizi kimi zaman kulağa “acımasız” gelebilir. Ancak unutmayın ki “Bu safsata kulağa çok acımasız geliyor! O zaman gerçek bir safsata olamaz.” gibi bir argüman da, Acımaya Başvurma Safsatası’na bir örnek olacaktır.

  • "Siz evrimi kabul eden zavallı maymunlarsınız ve size acıyorum. Allah'a size acıması ve zavallı ruhlarınızı kurtarması için dua edeceğim. Ne de olsa cehennemde acı bir şekilde yanacaksınız, sizin adınıza gerçekten çok üzülüyorum."

Safsatayı tanıdıktan sonra, günlük yaşantıda karşılaşabileceğiniz bu tip yorum ve argümanların ne kadar zayıf olduğunu daha iyi görebildiğinizi umuyoruz Bu tip safsatalar, güçlü argümanlar üretmekten aciz kişilerin sıklıkla başvurduğu (veya istemeden düştüğü) mantık hatalarıdır.

Saçmalığa Başvurma Safsatası

Duygulara Başvurma Safsatası’nın en yaygın bir diğer örneği de Saçmalığa Başvurma Safsatası’dır. Temel olarak, hiçbir geçerli sebep sunmadan sırf "saçma" olduğunun ileri sürülerek bir iddianın geçersizliğini göstermeye çalışmaktan kaynaklanır. Temel formu şu şekildedir:

  1. X İddiası saçma olarak nitelendirilir.
  2. Bu yüzden C İddiası doğrudur (X ile C alakalı olabileceği gibi alakasız da olabilir).

Bunu da günlük yaşantınızda çok sık görüyor olmalısınız. Basitçe, “Ne saçma! Demek ki yanlış.” şeklinde giden argümandır. Bu safsatayı bir alt başlık olarak veriyor olsak da, aslında tanınması en önemli safsatalardan birisi bu. Çünkü genellikle “Bu konuyu anlayamıyorum. Demek ki çok saçma. Demek ki yanlış.” şeklinde de kullanılan bir safsata. Kuantum mekaniği ve evrimsel biyoloji gibi bilim dallarına karşı argüman üretenlerden sıklıkla duyabileceğiniz bir safsata. Birkaç örnek verelim:

  • "Tabii ki çok değerli müşterimiz ücretlerin azaltılması gerektiğini savunuyor olabilir; ancak buna sadece gülerim! Ne saçma!"
  • "Kadın Hakları Vakfını destekliyor muyum? Elbette, kadınlar da artık adisyonu ödeme konusunda eşit tutulmalı! Ha ha!"
  • "Ne yani, şimdi bir maymun, birden ayağa kalktı, koşmaya zıplamaya başladı ve evler, arabalar, uzay gemileri mi inşa etti? Bu iddiaya ancak sizin gibiler inanır, ha ha!"

Görüldüğü gibi yukarıdaki tüm örneklerde, bir şekilde fikir belirtme yükü altına girmeden kolaya kaçma hedeflenmektedir. Mantık hatası oldukça barizdir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar Yazı Dizisi

Bu yazı, Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar yazı dizisinin 21. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Tartışma Nedir? Münazara Yapmanın Önemi Nedir? Tartışmalarda Bilimsel Argümanlar Nasıl Üretilir?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
41
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 42
  • Muhteşem! 12
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 4
  • Bilim Budur! 3
  • İnanılmaz 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Güldürdü 0
  • Umut Verici! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 16/04/2024 10:12:17 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/224

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Coğrafya
Ses
Parazit
Isı
Doğum
Zihin
Doğa Yasası
Astrofizik
Kişilik
Kuvvet
Yatay Gen Transferi
Böcek
Onkoloji
Hidrotermal Baca
Evrimsel Psikoloji
Köpekbalığı
Teleskop
Geometri
Kedigiller
Kuyruk
İspat
Uçma
Albert Einstein
Entomoloji
Öğrenme Alanı
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Duygulara Başvurma Mantık Hatası (Appeal To Emotion). (26 Ağustos 2011). Alındığı Tarih: 16 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/224
Bakırcı, Ç. M. (2011, August 26). Duygulara Başvurma Mantık Hatası (Appeal To Emotion). Evrim Ağacı. Retrieved April 16, 2024. from https://evrimagaci.org/s/224
Ç. M. Bakırcı. “Duygulara Başvurma Mantık Hatası (Appeal To Emotion).” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 26 Aug. 2011, https://evrimagaci.org/s/224.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Duygulara Başvurma Mantık Hatası (Appeal To Emotion).” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, August 26, 2011. https://evrimagaci.org/s/224.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close