Dışkı Nakli Nedir? Bir Kişiden Diğerine Dışkı Transferi ile Hastalıkları İyileştirebilir miyiz?
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
Dışkı nakli (gaita nakli, fekal mikrobiyata transplantı) sağlıklı bir bireyden alınan dışkının test edildikten sonra tuzlu suyla karıştırılıp süzülerek kolonoskopi, endoskopi veya lavman yöntemiyle ya da ağızdan kapsül şeklinde hastaya verilmesidir. Yöntemin amacı genellikle ağır antibiyotik kullanımı sonrasında yok olan veya baskılanan yararlı bakterileri ve doğal antibakterileri bağırsak florasına yeniden kazandırmaktır. İlk etapta kulağa "sıra dışı" gelebilecek bu yöntem, birçok hastalığa çare olma potansiyeline sahiptir.
Dışkı nakline doğada da rastlanmaktadır: Doğduklarında bağırsaklarında bakteri bulunmayan fil, su aygırı, koala ve panda gibi hayvanlar, öncelikle annelerinin dışkılarını yiyerek, ana besin maddeleri olan bitkileri sindirebilmek için gerekli bakterileri edinir. Koprofaji (dışkı yeme) olarak bilinen bu davranış bazı hayvanlarda da kendisinin veya diğer hayvanların dışkısını yeme şeklinde görülmektedir. Bundan yola çıkarak belirli veteriner müdahaleler de geliştirilmiştir: Dışkı nakli, inek ve koyun gibi geviş getiren hayvanların tedavisinde, sağlıklı bireyden alınan işkembe içeriğinin hasta hayvana yedirilmesi şeklinde uygulanmaktadır.
Bu yöntem, insanda da işe yarayabilir mi?
Bağırsak Mikrobiyotası
Bağırsaktaki bakteriler birbirlerini kontrol altında tutarak bir ekosistem oluşturur (buna "bağırsak mikrobiyotası" denir). Öyle ki son 20 yılda yapılan çalışmalar sonucunda, beynin vücut üzerindeki kontrolüne benzer şekilde bağırsak mikrobiyotasının da vücut üzerinde ciddi bir kontrole sahip olduğu görülmüştür. Buna bağlı olarak bağırsaklara (belki biraz yanıltıcı bir şekilde) "ikinci beyin" denmiştir.
Örneğin bağırsaklardaki ekosistem; ağır antibiyotik kullanımı, hastane enfeksiyonları gibi nedenlerle yararlı bakterilerin aleyhine bozulduğunda zararlı bakteriler, özellikle Clostridium difficile bakterisi, bağırsakta çoğalır ve Clostridium difficile enfeksiyonu gibi enfeksiyonlara yol açar. Dirençli ve tekrarlayan bir ishalle kendini gösteren bu enfeksiyon, ölümcül olabilir.
Genellikle antibiyotik kullanımı nedeniyle oluşan bu enfeksiyon, yine antibiyotik kullanılarak tedavi edilir. Alternatif bir yöntem de, sadece sınırlı ve deneyimli merkezlerde uygulanmasına izin verilen dışkı naklidir.
Fekal Mikrobiyota Transplantasyonu (Dışkı Nakli)
Mikrobiyota çalışmalarında çıkarılan sonuçlar doğrultusunda, bireylerdeki birçok fizyolojik veya psikolojik kronik hastalıkların aslında bağırsak mikrobiyotasında gerçekleşen disbiyoz (bağırsak miktobiyotasının bozulması) olayından kaynaklandığını göstermektedir. Uzun yıllardır bu hastalıklar için uygun görülen ve tamamlanan tedavi süreçlerinin çoğu başarısız olmuştur. Çünkü tedavi yöntemleri bütünleyici değildi ya da alternatif tıp gibi bilimsel olmayan yöntemlerle tedavi edilmeye çalışılıyordu.
Öte yandan antibiyotik tedavisine cevap vermeyen tekrarlı Clostridium difficile enfeksiyon vakalarında, sağlıklı bireylerden alınan dışkının hastaya nakledilmesinin %90 civarında etkili olduğu, yan etkilerinin ise yok denecek kadar az gözlendiği, ancak henüz çalışmaların devam ettiği bildirilmektedir. Ayrıca ülseratif kolit, kabızlık ve hassas bağırsak sendromu gibi sindirim sistemi (gastrointestinal) hastalıkları, ve MS ve Parkinson gibi sinir sistemi (nörolojik) hastalıkları tedavisinde dışkı nakli kullanımı araştırmaları devam etmektedir.
Tedavi amaçlı dışkı kullanımına ilk kez 4. yüzyılda Çin’de besin zehirlenmesi ve şiddetli ishal tedavilerinde rastlanmaktadır. 16. yüzyılda yine bir Çinli doktor, Li Shizhen "sarı çorba" ya da "altın şurup" adını verdiği, içeriğinde dışkı ve su olan içeceği karın hastalıklarının tedavisinde hastalarına içirmiştir. Ayrıca Bedevilerin de bakteri nedenli dizanteriyi iyileştirmek için deve dışkısı tükettikleri bilinmekte, hatta 2. Dünya Savaşı sırasında Afrika Kolordusu’ndaki Alman askerlerce etkisinin doğrulandığı anlatılmaktadır.
Yakın geçmişimizde dışkı nakli tanımı ilk kez 1958 yılında Ben Eiseman ve meslektaşları tarafından yayınlanan makalede kullanılmıştır. Antibiyotik kullanımının artmasıyla birlikte Clostridium difficile enfeksiyon vakalarının da çoğalması nedeniyle dışkı nakli araştırmaları ve, şimdilik kontrollü de olsa, uygulamalarında da belirgin bir artış gözlenmektedir.
Modern tıpta FMT tekniğinin kazandırılmasından uzun bir süre sonra günümüz mikrobiyota bilgilerinin gelişmesi ile bazı bilim insanları ve doktorlar bu tekniğe sıcak bakarken, diğer araştırmacılar ise bu tekniğin riskli olduğunu ve uzun dönemde farklı hastalıkların ve komplikasyonların gelişebileceğini savunmaktadırlar. Çoğumuza "iğrenç" gelebilecek bu yöntem, laboratuvar araştırmaları kapsamında üretilmeye çalışılan sentetik “dışkı” ile hem daha güvenli ve kontrollü hem de en azından biraz daha sempatik olabilecektir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Dışkı Nakli Gerçekten İşe Yarıyor mu?
Bağırsak mikrobiyomumuzun sağlıklı ve mutlu bir hayat için dengeli bir şekilde var olması elzemdir. Eğer mikrobiyota mensubu bakteri familyalarından biri diğerine göre artarsa veyahut azalırsa disbiyoz gerçekleşir ve bu da besin sindiriminden, akıl sağlığımıza ve hatta gün içerisindeki besin arzularımıza kadar etkileyebilir. Elbette en önemlisi mikrobiyotadaki dengesizlikler çok çeşitli akut ve kronik rahatsızlıklara davetiye çıkartabilmektedir.
Buna bir diğer örnek vermek gerekirse, fazla yağlı ve karbohidratlı bir diyete sahip olanlarda Proteobacteria grubundaki mikroorganizmaların artması, aslında protein sindiren ve vitamin emilimi yapan diğer bakterilerin sayısal olarak oldukça azalmalarına yol açarak, yağ ve karbonhidrat sindiren bakterilerin mikrobiyotada dominant hale gelmesine yol açar. Dominant türler kişinin günlük hayattaki besin tercihlerini de etkileyerek aslında konağı manipüle ederler ve ilgili baskın tür hangi besinle besleniyor ve optimum gelişme sağlıyorsa, konak da adeta içten gelen bir ses ile karbonhidrat ve yağ bakımından zengin besinleri tercih edecektir.
Yapılan dışkı nakli çalışmalarında, belli gıdalara alerjik tepki veren bireylere, alerjisi olmayan kişilerden alınan mikrobiyota elemanları FMT ile verilmiş ve kişilerde alerjik semptomlarda azalma ve hastalarda rahatlama gözlemlenmiştir. Buna ek olarak deney farelerinde yapılmış çalışmalarda da olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Yapılan çalışmalardan; sosyal olan ve yavrularını emziren ve bağırsak mikrobiyotası dengeli olan farelerden alınan dışkı materyali; bu farelerin ürkek, asosyal ve yavrularına bakmayan türdaşlarına verildiğinde, bir süre sonra diğer farelerle etkileşim göstermiş ve sosyalleşmeye başladıkları kaydedilmiştir.
Üstelik bu iki fare grubunda yapılan deneylerde depresyon seviyeleri ölçülmüş ve su dolu bir havuza alınan sosyal fareler yaşamaya çalışarak sürekli yüzme eylemi göstermiş, ancak asosyal olan farelerde bir süre sonra yüzme eyleminde duraksama gerçekleşmiş ve kendilerini ölümle baş başa bıraktıkları kaydedilmiştir. Ancak bu farelerde de FMT ile dışkı aktarımı yapıldıktan sonra asosyalliğin azalması ile depresyonun da azaldığı, bu bilişsel değişimlerin yüzme eylemine yansıdığı ve onların da yaşamak için çabaladıkları kaydedilmiştir.
Obezite, Aslında Bulaşıcı Bir Hastalık Olabilir mi?
Obezite, henüz bulaşıcı hastalıklar kategorisinde olan bir hastalık değildir. Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar ışığında, obezitenin aslında dengesi bozulmuş bir bağırsak mikrobiyotasından kaynaklanabildiğini ve hatta buna bağlı olarak bulaşıcı olma ihtimali olan bir hastalık olduğunu keşfetmeye başladık.
Fareler ve insanlar üzerinde yapılmış bazı çalışmalarda, normal vücut kitle indeksine sahip bir bireyin obez bir bireyinkine benzer bir mikrobiyotaya sahip olması halinde obezliğe doğru kaymaya başlamaktadır. Bu da fekal transplantasyon sonucu bir kişiden diğerine "obezitenin bulaşabileceğini" göstermektedir.
Sonuç
Dışkı, her ne kadar mide bulandırıcı gibi görünse de aslında hayati önem taşıyan bir bilgi yığınıdır. Yapılan çalışmalar, dışkı naklinin birçok hastalığı edebilecek bir teknik olduğunu düşündürmektedir.
Buna karşılık, bağırsak mikrobiyotamızın transplantasyonu söz konusu olduğunda dikkatli davranılması gerekir; çünkü her kişinin kendine özgü bir bağırsak mikrobiyotası vardır. Tıpkı parmak izi gibi, mikrobiyota da biriciktir. Henüz fekal mikrobiyal transplantasyon tekniğinin organizmada oluşturduğu uzun etkilerini derleyen pek bir çalışma yoktur. Bu yüzden yalnızca oluşturulan kısa vadeli hipotezler ile yorum yapabilir ve bu hipotezleri destekleyen deneylerle FMT için kesin adımlar atabiliriz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 13
- 5
- 5
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- M. McKenna. Why Would Anyone Get A Fecal Transplant? Watch A Brother And Sister Explain. (22 Haziran 2015). Alındığı Tarih: 21 Temmuz 2020. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:30:32 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5227
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.