Deprem Süresi: Bir Depremin Ne Süreyle Yaşandığı, Neden Resmi Olarak Raporlanmıyor ve Net Bir Şekilde Belirlenemiyor?
Deprem süresi, bir fayın belli bir noktasının kayması ve o kaymanın fay boyunca yayılması için gerekli süredir. Ancak birçok kişi için "deprem süresi", aynı zamanda "yerdeki titreşimlerin insanlar tarafından hissedildiği süre" olarak da tanımlanır ve bir depremle ilgili halk arasında en çok konuşulan faktörlerden birisi deprem süresidir. "45 saniye sürdü." veya "Hayatımda hiç bu kadar uzun sallanmamıştık." gibi ifadeler, deprem süresiyle ilgilidir. İnsanlar her ne kadar sarsıntı şiddetinden de yaygın olarak söz etseler de ("Çok ciddi sallandık." gibi), sarsıntının süresi genel olarak insanları ve psikolojilerini daha güçlü etkilemektedir: Kısa ama güçlü bir depremden ziyade, daha zayıf ama daha uzun süreli bir deprem çok daha "şiddetli" gibi algılanabilmektedir.
Deprem, tek bir noktada yaşanan bir olay değildir; fay üzerindeki bir alan, hatta 3 boyutlu bir hacim boyunca yaşanmaktadır. Elbette her deprem bir noktada başlar ve ardından kırılma, fay boyunca saniyede yaklaşık 2 kilometre hızla yayılır. Yani kırılan fayın alanı ne kadar genişse, depremin süresi o kadar uzun olur. Ve daha büyük büyüklükteki depremler daha büyük fay alanlarına sahiptir. Yani süre ve büyüklük arasında genel bir ilişki vardır.
Depremlerin Süre Ölçümünün Yapılmamasının veya Geç Yapılmasının Nedenleri
Her ne kadar depremin süresi, depremin büyüklüğü ile büyük oranda ilişkili olsa da, deprem sonrası yayınlanan resmi analizlere bakılacak olursa, deprem süresinin genellikle raporlanmadığı veya çok sonradan eklendiği görülmektedir.[1] Örneğin 1999 Marmara Depremi veya 2020 İzmir Depremi'nin süresi ile ilgili çok sayıda farklı sayıya ulaşmak mümkündür ve yine örnek olarak, 2020 İzmir Depremi'nden sonra yayınlanan yerli/yabancı resmi raporların hiçbirinde deprem süresi bulunmamaktadır.[2], [3], [4] Neden dersiniz?
Deprem Süresini Etkileyen Faktörler
Hesaplama Hızı
Bunun sebebi, deprem süresinin, depremden hemen sonra, kesin ve otomatik olarak ölçülebilmesinin bir yolu bulunmamasıdır. Daha ziyade, farklı sismometrelerden gelen verilerin tek tek analiz edilmesi ve olası deprem süresinin buna göre belirlenmesi gerekmektedir - ki bu da zaman alan bir iştir.
Deprem Süresinin Belirsizliği
Deprem süresinin bildirilmemesinin nedenlerinden biri, depremin tam olarak hangi noktada başlayıp hangi noktada bittiğinin belirlenmesinin oldukça keyfî bir tercih olmasıdır (starndardize edilmemiş olmasıdır). En nihayetinde, eğer ki bir "deprem süresi" belirleyecekseniz, belirli bir seviye üzerinde bir sarsılma süresi belirtmeniz gerekir. Çünkü aslında büyük depremlerin sarsıntıları, deprem meydana geldikten haftalar sonra bile sismograflarda tespit edilebilir; ancak hiç kimse, o depremi o kadar uzun süre boyunca hissettiğini söyleyemez. Benzer şekilde bir deprem, gerçekte insanların onu hissedebileceğinden çok önce başlar. Dolayısıyla sarsıntının tam olarak ne kadar sürdüğünü belirlemek için, bir alt eşik ve üst eşik seçmek gerekmektedir - ki bunun evrensel bir yolu bulunmamaktadır.
Yine de özellikle de bazı küçük depremlerin büyüklüğünü tahmin etmek için deprem süresi kullanılabilmektedir ve eğer bu yapıldıysa, o analiz raporunda "MdM_d" veya "deprem süresi" gibi ifadelerle bildirildiğini görebilirsiniz.
Merkez Üssüne Uzaklık
Daha fenası, deprem süresi, ölçüm yerine ve biçimine göre çok ciddi düzeyde farklılık gösterebilmektedir! Depremi hisseden kişiler, birbirinden farklı uzunluklar deneyimleyeceklerdir; çünkü bir depremin hissedilen süresi, deprem dalgalarının o kişinin bulunduğu yere ne kadar sürede ulaştığı, kırılan fayın uzunluğu ve fayın ne sürede kırıldığı ile ilgilidir. Depremin merkez üssünden farklı uzaklıklarda, farklı deprem süreleri deneyimlenmesi normaldir. Özellikle de daha uzak mesafelerde, deprem dalgaları daha fazla defa yansıyıp (İng: "reflection"), potansiyel olarak daha çok rezonansa gireceği için, deprem de daha uzun hissedilebilecektir.
Zemin Niteliği
Hissedilen deprem süresini etkileyen bir diğer faktör de zemin niteliğidir. Örneğin çökelti vadileri gibi zeminlerde, rezonans dolayısıyla bir deprem başka zeminlere göre çok daha uzun hissedilebilir. Öte yandan büyük ve katı kaya blokları üzerinde bulunan yerleşim yerlerinde, ötekiyle aynı niteliklere sahip bir deprem çok daha kısa hissedilecektir. Fay hatlarının her yerinde çok sayıda ölçüm aracı bulunmadığından ve genellikle deprem dalgaları dolaylı olarak, fayların üzerinde değil de çok ötesinde yaşanan sarsıntılarla ölçüldüğünden, evrensel bir deprem süresi tanımlamak da çok zordur.
Değişken Deprem Şiddeti
Deprem süreleriyle ilgili bir diğer sorun, hissedilen süre boyunca depremin aynı şiddette yaşanmamasıdır. Bir depremin sarsıntıları, insanlar tarafından hissedilmeyecek seviyede başlayabilir. Benzer şekilde, sarsıntı bitti zannedildiğinde (yani artık hissedilmediğinde), deprem insanların hissedemeyeceği düzeyde devam edebilir. Hatta bazı depremlerin sarsıntıları, deprem yaşanıp bittikten sonra haftalar boyunca ölçülebilmektedir. İşte sorun, insanların hissedebildiği sınırın altında olan bu sarsıntıların "deprem süresi"ne dahil edilip edilmeyeceği konusundadır. Hele ki hissedilen zaman da farklılık gösterdiği için, deprem süresinin belirlenmesi genel olarak karmaşık ve henüz nihai sonuca varılmamış bir konu olarak görülmektedir.
Fay Uzunluğu, Deprem Büyüklüğü ve Deprem Süresi Arasındaki İlişki
Depremin büyüklüğü de deprem süresinin ölçülebilirliğini etkilemektedir. Özellikle de büyük depremlerde, deprem süresini kesin olarak belirlemek çok zordur; hatta imkansız olabilir. Ancak bazı ufak depremlerin sürelerini daha isabetli olarak belirlemek mümkündür ve bunlar, raporlarda MdM_d parametresiyle belirtilebilirler. Fakat bu sayıların nihai sayılar olmayabileceği ve yüzeyde o depremin, o raporda belirtilenden farklı süre boyunca deneyimlenebileceği hatırlanmalıdır.
Süre ölçümü yapılan depremlerin raporlanan süreleri, yüzeyde hissedilen sürelerden ziyade, deprem kaynağında yaşanan deprem süresidir. Depremlerin kaynak zaman fonksiyonu adı verilen grafiklerine bakarak, depremin kaynağında ne kadar sürdüğünü öğrenebiliriz. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi öğretim üyelerinden Dr. Ali Özgün Konca'nın, konuyla ilgili aşağıdaki anlatımını dinleyebilirsiniz.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Genel olarak, deprem büyüklüğü ile deprem süresinin doğru orantılı olduğu söylenebilir; çünkü deprem büyüklüğü, kırılan fay hattının uzunluğu ile doğru orantılıdır ve genel olarak daha uzun bir fayın kırılması daha uzun sürmektedir. Dünya çapındaki bazı depremlere ve sürelerine bakarak bunu görebiliriz:
Sonuç
Sonuç olarak bilinmesi gereken, bir deprem süresinin tekil ve mutlak bir sayı olmadığı, ölçüm yerine ve yöntemine göre ciddi miktarda değişebileceğidir. Bu nedenle, bir depremin etkisini anlamak için süresine odaklanmak yerine, açığa çıkan enerjiyle ilişkili olan "deprem büyüklüğü" ile, depremin yüzeydeki binalar ve insanlar üzerinde yarattığı etki olan "deprem şiddeti" ölçümlerine odaklanmak daha isabetli ve anlamlıdır. Örneğin depremin şiddeti, yapı kalitesine, zemin niteliklerine ve depremin büyüklüğüne bağlı olarak yüzeyde yaşanan hasarı göstermekte kullanılmaktadır. Bu nedenle, dolaylı bir şekilde de olsa, deprem süresinin yarattığı etkiyi de kapsadığı düşünülebilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 28
- 8
- 6
- 4
- 2
- 2
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ USGS. What Was The Duration Of The Earthquake? Why Don't You Report The Duration Of Each Earthquake? How Does The Duration Affect The Magnitude?. Alındığı Tarih: 2 Kasım 2020. Alındığı Yer: USGS | Arşiv Bağlantısı
- ^ EMSC-CSEM. Earthquake, Magnitude 7.0 - Dodecanese Islands, Greece - 2020 October 30, 11:51:25 Utc. (30 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 2 Kasım 2020. Alındığı Yer: EMSC-CSEM | Arşiv Bağlantısı
- ^ Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı. 30 Ekim 2020 Ege Deni̇zi̇, Seferi̇hi̇sar (İzmi̇r) Açıkları (17,26 Km) Mw 6.6 Depremi̇ne İli̇şki̇n Ön Değerlendi̇rme Raporu. (30 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 2 Kasım 2020. Alındığı Yer: T.C. İçişleri Bakanlığı | Arşiv Bağlantısı
- ^ USGS. M 7.0 - 15 Km Nne Of Néon Karlovásion, Greece. (30 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 2 Kasım 2020. Alındığı Yer: USGS | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:29:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9501
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.