Çeşitlilik, Evrimsel Değişimin Bir İzdüşümüdür!
Evrimsel biyolojiye ve genel olarak modern bilime karşı olan kitlelerin genellikle ileri sürdükleri iddialardan birisi, çeşitliliklerin evrim olmadığıdır. Bu şekilde söylendiğinde, iddia doğrudur: çeşitlilik, evrim değildir. Ancak bazıları, işi bir adım daha öteye götürerek şunu söylerler: "Çeşitlilik, evrimin kanıtı değildir." İşte burada bir anda büyük bir hataya düşülür. Zira çeşitlilik, evrimin kanıtıdır. Onun en net göstergelerinden birisidir.
Çeşitliliğin evrimle ilişkisini anlamak için, öncelikle evrimin yavaş bir süreç olduğunu kavramak gerekmektedir. Evrim, tıpkı Güneş'in gökyüzündeki rotası, kıtaların ayaklarımızın altındaki hareketi, bir ağacın büyümesi veya iklimin değişimi gibi çok yavaş olan bir süreçtir. Çok uzun zaman dilimlerinde bakacak olursanız, onu tartışmasız bir şekilde görürsünüz. Ancak çoğu zaman ömrümüz buna yetmez (her ne kadar evrimsel değişimleri bizzat gözlediğimiz onlarca araştırma olsa da).
Bu nedenle bilim insanları, kendi ömürleri içerisinde evrimi gözlemeye çalışmak yerine, geçmişin izlerine bakarak evrimsel değişimleri gözlerler. Tıpkı kayaçlara bakarak jeolojik tarihin gizemlerini aydınlatmamız, kıtaların eski konumlarını ve biçimlerini öğrenmemiz gibi, yine kayaçlar içerisinden çıkarılan fosillere ve geçmişin günümüzdeki yansıması olan DNA'lar (genler) veya canlıların özellikleri gibi yapılara bakarak, evrimin izlerini net bir şekilde görebiliriz.
Bir şeyin yavaş bir süreç olması, onun gerçekleşmediği anlamına gelmez. Bir şeyin milyonlarca ve milyarlarca yılda gözlenebilir olması da, onun gerçekleşmediği anlamına gelmez. Bir yıldızın oluşumu ve ömrü müthiş yavaş gerçekleşen bir süreçtir; ancak bu, Güneş'imizin bugün bildiğimiz yıldız oluşumu süreçlerinden geçerek bugünkü haline gelmediği anlamına gelmez. Benzer şekilde, galaksilerin hareketleri uzayın enginliği içerisinde müthiş yavaştır; fakat bu, bundan milyarlarca yıl sonra Andromeda ile Samanyolu galaksilerinin birbirine çarparak kaynamayacakları anlamına gelmez. Yavaş ve uzun süreli süreçlerin izlerini, geçmişte görebilir; bundan yola çıkarak bugünü aydınlatabilir ve hatta geleceğe ışık tutabiliriz.
Aynı durum, evrim için de geçerlidir. Evrimin yaşandığına dair bilim camiasında (ve artık yavaş yavaş halkın genelinde de) herhangi bir kuşku bulunmamaktadır: Canlılar, kendilerinden önceki atalardan, yavaş bir süreç içerisinden geçerek evrimleşmişlerdir. Tüm canlılar, ortak ataları paylaşmaktadır. Bu ataların farklı yönlere doğru evrimleşmesi, farklı canlıları ortaya çıkarmıştır. Tıpkı günümüzdeki 7 modern kıtanın da, 300 milyon yıl önceki Pangaea süperkıtasından yavaş yavaş ayrışması, ancak örneğin Antarktika ile Avusturalya'nın daha yakın bir zamanda birbirinden ayrışması, Afrika ile Amerika'nın diğerlerine göre birbirine daha yakın "kıtasal akrabalar" olması gibi... Benzer şekilde, Neandertaller ile bizler çok yakın akrabayızdır. Şempanzelere, gorillere olduğundan daha yakın akrabayızdır. Su samurlarına ise, çam ağacına olduğundan daha yakın akrabayızdır. Fakat var olan bütün canlılarla ortak ataları paylaşırız. Evrim, çok yavaş bir şekilde canlıları birbirinden farklılaştırır. Ortak atalardan yeni canlı türleri yaratır.
Bu değişim sürecinin en güzel izdüşümlerinden birisi, çeşitliliktir. Çeşitlilik, evrimin kendisi değildir ama, onun ilk adımıdır. Çeşitlilik olmaksızın, seçilimin işleyebileceği malzeme olmaz. Eğer ki bir torba içerisindeki bütün toplar kırmızı ve aynı büyüklükteyse, bir "tercih" yapmanız istendiğinde, hangi tercihi yaptığınız önemsizdir. Hepsi tekdüze ve aynıdır. Fakat torba içerisinde rengarenk ve çok farklı büyüklüklerde yüzlerce top varsa, yapmak istediğiniz işe en uygun olanları seçip, diğerlerini eleyebilirsiniz: örneğin basketbol oynamak istiyorsanız, turuncu ve iri bir top seçerken, tenis oynarken yeşil ve daha küçük bir top seçebilirsiniz. Seçilim, çeşitlilik üzerine işler. Seçilenler hayatta kalır, diğerleri elenir. Seçilenler, daha kolay hayatta kalıp, daha fazla üredikleri için, kendilerindeki özellikleri gelecek nesillere daha fazla aktarırlar. Böylece turuncu ve iri olmak avantajsa (doğa tarafından seçilmenizi sağlıyorsa), o özellikte olan bireylerin sayısının bir sonraki nesilde daha fazla olmasını bekleriz. Gerçekten de doğada olan budur! Ortamına daha uyumlu olanların genleri gelecek nesillere daha çok aktarılır. Böylece popülasyonun genel yapısı, yavaş yavaş değişir.
Evrimdeki kritik bir nokta, çeşitliliğin sürekli sağlanıyor oluşudur: Mutasyonlar, crossing-over (gen çaprazlanması), transpozonlar, yatay gen transferi ve daha nice mekanizma, sürekli olarak yeni çeşitler yaratır. Bu çeşitlerin hiçbiri tek başlarına evrimsel değişim demek değildir. Örneğin belli bir dönemde, 20 kişiden oluşan bir grubun boy ortalaması 1.80 metre iken, 3.00 metrelik bir bireyin ilk defa var olması evrimsel değişim değildir. Fakat ola ki daha önce görülmeyen bu yeni özellik, bulunulan ortam koşullarında avantaj sağlarsa, o birey daha fazla hayatta kalır, daha çok ürer ve gelecek nesillere, kendisini 3 metre kılan genleri daha çok aktarır. Böylece bir sonraki nesilde, popülasyonun boy ortalaması 1.80 değil de, 1.84 metre olabilir. Bu şekilde devam edildiğinde, yeterince nesil geçtikten sonra, artık yeni popülasyonun boy ortalaması, atalarının 1.80'lik ortalamasından bambaşkadır.
Eğer burada evrimi göremiyorsanız, bir canlıyı "özel" kılan özelliklerin sayısının yüz binlerce olduğunu hatırlayınız: Boy, renk, parmak yapısı, kıllılık, kulak büyüklüğü, göz biçimi ve daha yüz binlercesi... Bunların her biri, tıpkı boy örneğimizde olduğu gibi, farklı yönlere doğru değiştiği zaman, nesiller sonucunda elde ettiğiniz canlılar, artık atalarına hiç benzemez yapıda olurlar. İşte bu, atasal bir türden, torun türlerin evrimleşmesi demektir! Artık o iki canlıyı aynı tür olarak göremezsiniz.
Görselde, gerçek bir çeşitlilik örneği gösteriliyor. Bilimsel adları Scolopacidae ailesi olan Çullukgiller'de gaga boyutu ve yapısındaki geniş çeşitlilik gösterilmektedir. Bu çeşitlilik, tek bir yapının zaman içerisinde ufacık adımlarla nasıl tamamen değişebileceğinin güzel bir örneğidir. Sol tarafta yukarı doğru kıvrık gagalar görülmektedir. Ortada düz gagalar, sağda ise aşağı kıvrık gagalar görülmektedir. Bu gagaların yönelimi, canlıların avlanma başarısına göre doğa tarafından belirlenmektedir. Çevre koşulları değiştikçe, bunlar arasından adaptif (uyumlu) olanlar da değişecektir. Böylece bir sonraki nesildeki dağılım, bir öncekinden farklı olacaktır. Böylece çullukgiller, giderek farklılaşacaktır. Bu bakımdan çeşitlilik, evrimin o andaki sürecinin bir kesidi olarak görülebilir. Upuzun bir video içerisindeki anlık bir kare gibi... Eğer bu çeşitliliği, yani özelliklerin dağılımını arka arkaya koyacak ve izleyecek olursanız, atasal canlıların torun türlere kademeli ve yumuşak evrimini net bir şekilde görebilirsiniz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 19
- 10
- 7
- 5
- 4
- 2
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/12/2024 08:40:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3204
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.