Cep Telefonu Kanser Yapar mı? Cep Telefonu Kullanmak Beyin Kanseri veya Tümör Riskini Artırır mı?
Cep Telefonu Kullanırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Cep telefonlarıyla ilgili en yaygın soru işaretlerinden biri, cep telefonu kullanımının kansere neden olup olmadığı veya kanser riskini artırıp artırmadığıdır. Bugüne kadar bu alanda yapılan çalışmalar birbiriyle çelişen sonuçlar elde etmiştir (bunlardan bir tarafa ait bir çalışmayı buradan, diğer tarafa ait bir çalışmayı buradan okuyabilirsiniz).
Bu yazımızda, ABD Ulusal Kanser Enstitüsü'nün bu alanda yaptığı kapsamlı bir soru-cevap listesi üzerinden giderek, aklınıza takılabilecek sorulara yanıtlar vereceğiz ve konu hakkında bilimsel araştırmaların olduğu konumu daha iyi anlamanızı sağlamaya çalışacağız.
Cep Telefonları ve Kanser Riski: Sık Sorulan Sorular
Cep Telefonları Neden Kansere Sebep Olsun?
İnsanların cep telefonları veya mobil telefonlarla, belli kanser türleri veya sağlık problemlerinin ilişkili olabileceğini düşünmesine neden olan, bilimsel olarak geçerli olan 2 faktör var:
- Cep telefonları radyasyon yaymaktadır. Bu radyasyon, az sonra daha detaylı göreceğimiz üzere, iyonize edici radyasyon değil; radyofrekans radyasyonu, yani radyo dalgaları şeklindedir.
- İnsanlar arasında cep telefonu kullanımı çok yaygındır. Dolayısıyla ola ki cep telefonları kanser riskini artırıyorsa, bu geniş bir popülasyonu etkileyecektir ve bu, endişe verici olabilir.
Cep telefonlarının kanserle ilişkisi ile ilgili olarak en çok beyin ve merkezi sinir sistemi kanserlerinden endişe duyulmaktadır; çünkü cep telefonlarının en yakın tutulduğu yer kafadır. Bugüne kadar, cep telefonlarının kansere sebep olup olmadığını araştıran çok sayıda çalışma yapılmıştır.
Cep Telefonlarından Yayılan Radyasyon Tehlikeli mi?
Radyasyon Nedir?
Radyasyon, elektromanyetik dalgalar veya atom altı parçacıklar yoluyla yayılan enerjiye verilen isimdir. Yaygın radyasyon kaynakları arasında radon gazı, dış uzaydan gelen kozmik ışınlar, tıbbi X-ışınları ve stabil olmayan, yani dengesiz kimyasal element atomlarının bozunarak daha dengeli (stabil) hâle gelmesi sırasında yayılan ışınlar bulunmaktadır. Radyasyon, kontrolsüz bir şekilde saçılırsa hücrelere zarar verebilir; ancak kontrol altına alındığında, aynı zamanda kanser türlerinin teşhisi ve tedavisinde de kullanılabilir.
Cep Telefonları Ne Tür Radyasyon Saçıyor?
Cep telefonlarından yayılan radyasyon, elektromanyetik spektrumun radyo frekansı bölgesindedir. Elektromanyetik spektrum, Evren'de var olan bütün radyasyon türlerini barındıran skalanın adıdır. Bu spektrum, radyo dalgaları veya mikrodalgalar gibi, uzun dalgalar halinde yayılan, düşük enerjili ve düşük frekanslı dalgaları içerdiği gibi; X-ışınları veya gama ışınları gibi kısa dalgalar halinde yayılan yüksek enerjili ve yüksek frekanslı dalgaları da içerir.
İyonize Edici Olmayan Radyasyon
Cep telefonlarının saçtığı radyo frekansları, teknolojiye bağlı olarak değişir: 2G, 3G ve 4G olarak bilinen teknolojiler, 0.7 - 2.7 GHz frekansında radyasyon saçar. 5G teknolojisi ise 80 GHz frekansa kadar çıkabilmektedir. Bu frekans aralıklarının hepsi (5G de dahil), düşük frekanslı ve düşük enerjili olan, iyonize olmayan radyasyon seviyesindedir. Bu tür radyasyonun enerji düzeyi, DNA gibi moleküllere zarar veremeyecek kadar düşüktür.
Cep telefonu gibi radyo frekansında, iyonize edici olmayan radyasyon yayan kaynaklar arasında radyolar, televizyonlar, radarlar, uydular, mikrodalga fırınlar, bilgisayarlar ve kablosuz internet ağları (Wi-Fi) bulunur. Her ne kadar bazı sağlık endişelerine yol açsa da, bu türden radyasyonun kanser de dâhil kritik sağlık sorunlarına yol açmadığı gösterilmiştir.
İnsan vücudu, radyo frekansında olan radyasyonun taşıdığı enerjiyi emebilir. Bu nedenle, radyo frekansında yayılan cep telefonu dalgalarının sebep olabildiği bilinen tek biyolojik etki, telefonun tutulduğu yerde (örneğin kulakta, bacakta veya kafada) ısınmaya neden olabilmesidir. Ancak bu ısınma miktarı, vücut sıcaklığını değiştirebilecek düzeyde değildir. Buna bağlı olarak, radyo frekansında yayılan radyasyonun insan vücudunda tehlikeli etkileri olduğunu gösteren hiçbir net sonuç tespit edilememiştir ve bunu mümkün kılacak bir mekanizmada da henüz bilim camiasında görüş birliği bulunmamaktadır. Bu nedenle cep telefonundan yayılan radyasyon, genel olarak güvenli kabul edilmektedir.
İyonize Edici Radyasyon
Öte yandan iyonize edici radyasyon, X-ışınları, radon ve kozmik ışınlar gibi yüksek frekanslı ve yüksek enerjili radyasyonu içerir. İyonize edici radyasyon kaynaklarının taşıdığı enerji, bir atom veya moleküle çarptığında ondan elektron koparabilecek kadar güçlü olan enerji seviyelerine karşılık gelir. Bu nedenle o atom veya molekül iyonize hale gelir (ve bu nedenle, buna sebep olabilen radyasyon türlerine "iyonize edici radyasyon" denir. Bu tür radyasyon, DNA'yı parçalayarak zarar verebilir ve bu hasar, kanser riskini arttıran genetik değişimlerle sonuçlanabilir.
İyonize edici radyasyonun kaynağı doğal olabileceği gibi, X-ışını taraması, bilgisayarlı tomografi (CT) veya pozitron emisyon tomografisi (PET) gibi medikal görüntüleme cihazlarından da kaynaklanabilir. Benzer şekilde, nükleer santral kazaları sırasında veya atom bombası patlamaları sonucunda çok yüksek miktarda iyonize edici radyasyon yayılabilir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
İyonize edici radyasyona maruz kalmak, bir kişinin vücudunda, özellikle de derisinde ve diğer dokularında ani hasara neden olabilir, akut radyasyon hastalığını tetikleyebilir ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Ancak telefonlardan yayılan radyasyon, iyonize edici radyasyon değildir.
Telefon Kullanımı Arttıkça, Kanser Vakaları da Arttı mı?
Hayır. Cep telefonu kullanımının arttığı dönemde, beyin veya diğer merkezi sinir sistemi kanserlerinin insidansı (yani her yıl konan teşhis sayısında) herhangi bir değişim olup olmadığı dikkatlice incelenmiştir. Bu araştırmaların sonuçlarına göre:
- ABD'de, Nordik ülkelerde ve Avustralya'da gliyoma seviyeleri son birkaç on yıldır sabit kalmıştır.[1], [2], [3] Gliyoma, beyindeki sinir hücrelerini sarmalayan ve onlara yardım eden gliya hücrelerinde başlayan bir beyin kanseri türüdür.
- 1993-2013 yılları arasında ABD'de çocuklar arasında görülen kanser türlerinin insidansı sabit kalmıştır.[4]
- 2009 yılından bu yana ABD'deki yetişkinler arasında görülen ve çoğunlukla iyi huylu kanserler olan menenjiyom ve iyi huylu tümörler gibi akustik nöromaların insidans oranları sabit kalmıştır.[5]
Ayrıca bazı çalışmalarda, 1979-2008 yılları arasında teşhis edilen beyin tümörleri ile, cep telefonu kullanımı araştırmalarında tespit edilen risk seviyelerinin, insidans oranlarıyla uyumlu olup olmadığı da araştırılmıştır ve bunun için çeşitli simülasyonlar yapılmıştır.[6], [7] Bu simülasyonlarda, vaka kontrolü yapılan çalışmalarda bildirilen risk değişimlerinin, insidans verisi ile uyumlu olmadığı, dolayısıyla bu araştırmaların bulgularının önyargılardan mustarip olduğu veya yanlı/hatalı bir şekilde yayınlanmış olabileceği gösterilmiştir.
Bu çalışmalar, belli popülasyonlardaki kanser insidans trendlerinin zamana göre değişimini incelediği için ve cep telefonu kullanan ve kullanmayan insanların risk oranları karşılaştıramadığı için, yoğun cep telefonu kullanıcıları veya kansere açık toplumların maruz kalıyor olabileceği düşük risk artışlarını tespit edemiyor olabilirler. Buna karşılık, gözlemsel ve epidemiyolojik çalışmalar (ki buna vaka kontrollü ve kohort çalışmaları da dahildir), bir insanın cep telefonu radyasyonuna maruz kalması sonucu yaşayabileceği sağlık ile ilişkili değişimleri tespit etmeyi hedeflemektedir. Bunlar, aşağıda daha detaylı olarak ele alınmıştır.
İnsanlarda Radyo Dalgalarına Maruz Kalmanın Etkisi Nasıl Ölçülüyor?
Bugüne kadar araştırmacılar birden fazla toplum-geneline yayılan araştırma yaptılar ve bu sayede cep telefonu kullanımı ile hem kötü huylu (kanser yapıcı) hem de iyi huylu tümör oluşumu arasındaki ilişkiyi tespit etmeye çalıştılar. Gözlemsel çalışmalar olarak da bilinen epidemiyolojik çalışmalar, bir grup insanı (popülasyonu) inceleyip bunlar hakkında bilgi almayı hedefler; ancak bu kişilerin davranışlarını değiştirmeye çalışmaz.
Epidemiyolojik araştırmalar; anketler ve cep telefonu hizmet sağlayıcıları da dahil olmak üzere çok sayıda kaynaktan gelen verileri kullanarak, radyo frekansındaki radyasyona maruz kalmanın insan grupları üzerindeki etkisini belirlemeye çalışmaktadır. Bu etkileri, laboratuvar ortamı haricinde ölçmenin şu anda bilinen hiçbir yolu yoktur. Bugüne kadar yayınlanan araştırmalarda, şu tür detaylara dikkat edilmektedir:
- Katılımcılar, ne sıklıkla cep telefonu kullanıyor (örneğin haftada veya ayda kaç arama yapıyor),
- Katılımcıların cep telefonu kullanmaya başladıkları yaş ve son kullandıkları yıl (bu sayede kullanım süresi ve kullanmaya başlanan yıl tespit edilebilmektedir),
- Günde, haftada veya ayda yapılan arama sayısı (frekans),
- Tipik bir telefon görüşmesinin süresi,
- Ömür boyu toplam telefon kullanma süresi (bu, tipik bir görüşme süresinden, kullanım frekansından ve telefon kullanılan yıl sayısından çıkarılmaktadır)
İki tür epidemiyolojik çalışma vardır:
- Kohort Araştırmaları: Bunların her ikisi de cep telefonu ve kanser riski arasındaki ilişkiyi tespit etmekte kullanılmıştır. Kohort araştırmaları, akciğer kanseri gibi belli bir sağlık sorununun nedenlerini tespit etmek için, büyük oranda benzer olup belli bir davranış açısından farklı olan insan gruplarını inceler (örneğin sigara içen hemşireler ile sigara içmeyen hemşireleri kıyaslamak gibi).
- Vaka Kontrollü Deneyler: Bu tür araştırmalarda iki grup insan birbiriyle kıyaslanır: Örneğin, araştırılmakta olan hastalığa veya sağlık durumuna sahip olan kişiler (yani "vaka grubu") ile, bu hastalığa veya sağlık durumuna sahip olmayan ama çok benzer nitelikte olan kişiler (yaniş "kontrol grubu"). Araştırmacılar, her iki gruptaki kişilerin de tıbbi geçmişlerini ve yaşam biçimi geçmişlerini yakından incelerler ve böylece, hastalık veya sağlık durumuyla ilgili olabilecek faktörleri tespit etmeye çalışırlar. Örneğin bir grup, belli bir kimyasala maruz kalmış olabilir; ancak diğer grup buna maruz kalmamış olabilir. Bu tür çalışmalara retrospektif araştırmalar da denir.
Cep telefonlarının kanser riskiyle ilişkisine yönelik vaka kontrollü deneylerde, tümörleri olan bireylerin cep telefonu kullanımı ile, tümörleri olmayan bireylerin cep telefonu kullanımını kıyaslayanır. Aynı konuyu inceleyen kohort araştırmalarındaysa, başlangıçta kanserli olmayan geniş bir insan grubu uzun dönem takip edilir ve bu grup içinde kansere yakalanan bireylerin cep telefonu kullanımlarını, kansere yakalanmayan bireylerin cep telefonu kullanımıyla kıyaslanır.
Cep telefonu ile kanser arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların odaklandığı kanser türleri arasında şunlar vardır:
- gliyomalar gibi kötü huylu beyin tümörleri ile,
- akustik nöromalar (duymayla ilişkili sinirlerimizde meydana gelen ve vestibüler schwannoma olarak da bilinen tümörler), menenjiyomalar (genelde iyi huylu olan, beyni ve omuriliği saran zarlarda meydana gelen tümörler), parotid bez tümörleri (tükürük bezlerindeki tümörler), deri kanseri ve tiroid bezi tümörleri gibi genelde iyi huylu olan tümörler
Uzun Dönemli Araştırmalar Neler Tespit Etti?
Bugüne kadar 3 büyük epidemiyolojik araştırma, cep telefonu kullanımı ile kanser arasındaki ilişkiyi incelemiştir (bunları aşağıda inceleyeceğiz). Bu büyük çalışmaların her biri 2015 ve 2019 yıllarında detaylıca yeniden incelenmiştir.[7], [8] Tüm bunlar ışığında, söz konusu araştırmaların bulguları birazcık karışıktır; fakat özetle, cep telefonu kullanımı ile kanser arasında hiçbir ilişki bulamamışlardır.
Interphone
Vaka kontrollü bir araştırmadır. Bugüne kadar kafa ve boyun kanserleri ile cep telefonu kullanımı arasındaki ilişkiyi inceleyen en büyük vaka kontrollü deneydir. Araştırma, 13 farklı ülkeden araştırmacıları bir araya getiren konsorsiyum tarafından yapılmıştır ve araştırmaya katılan kişilerin verileri Avrupa, İsrail, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Japonya'dan toplanmıştır.
Bu araştırmanın verilerine dayanarak yayınlanan çalışmaların büyük bir kısmında, beyin veya diğer merkezi sinir sistemi kanserlerinde (gliyoma ve menenjiyoma) cep telefonu kullanımına bağlı herhangi bir artış tespit edilememiştir. Çalışmalardan 1 tanesinde, cep telefonu kullanımına bağlı olarak gliyoma türü kanserlerde çok küçük bile olsa istatistiki olarak anlamlı bir artış gözlenmiştir. Ancak çok farklı nedenlerle bu bulgu, kesin bir sonuç üretmemiz için yetersiz bulunmaktadır.[9], [10], [11]
13 ülkeden elde edilen verileri bir bütün olarak inceleyen bir diğer çalışmada, beyin içindeki tümörlerin intrakranyal dağılımı ile cep telefonunun vücudun neresine yakın kullanıldığına yönelik bireysel raporlar arasında bir ilişki bulunmuştur.[12] Ancak makalenin yazarları bile, bu bulgudan yola çıkarak sağlam bir nedensellik ortaya koyamadıklarını vurgulamaktadırlar.
- Dış Sitelerde Paylaş
Kuzey Avrupa ülkelerinden gelen veriler üzerinde yapılan bir çalışmada, 10 yıl veya daha uzun bir süre boyunca cep telefonu kullananlarda akustik nöroma riskinde artış görülmüştür.[13]
Interphone verilerini inceleyen sonraki çalışmalarda, cep telefonuna en çok maruz kalan bölgelerde tümör oluşumunun daha olası olup olmadığı incelenmiştir. Bu araştırmalardan birinde, tümör lokasyonu ile radyasyon seviyesi arasında hiçbir ilişki bulunamamıştır.[14] Ancak bir diğer çalışmada, büyük oranda gliyoma, biraz da menenjiyoma oluşumunun, cep telefonu radyasyonunun en çok alındığı bölge ile ilişkili olabileceğine işaret eden bazı bulgulara erişilmiştir.[15]
Hollanda Araştırması
Bir kohort çalışmasıdır. Toplamda 358.000 cep telefonu kullanıcısının fatura bilgileriyle, Hollanda Kanser Bankası'nın tümör insidans verileri ilişkilendirilmiştir. Bu çalışma sonucunda, gliyoma, menenjiyoma veya akustik nöroma ile, 13 yıl ve daha üzerinde bir süre boyunca cep telefonu kullanan kişiler arasında bile hiçbir ilişki tespit edilememiştir.[16], [17], [18]
Milyon Kadın Araştırması
Prospektif bir kohort çalışmasıdır. Bu çalışmada, Birleşik Krallık'ta yapılan anketlerden elde edilen veriler kullanılmıştır. Bu kişilerin bildirdiği cep telefonu kullanımları ile gliyoma, menenjiyoma veya merkezi sinir sistemiyle ilişkili olmayan diğer tümörlerde herhangi bir artış gözlenmemiştir. Her ne kadar orijinal yayında akustik nöromada bir artış tespit edildiği söylense de, birkaç yıl boyunca devam eden incelemeler sonucunda bu ilişkinin ortadan kalktığı gözlenmiştir.[19], [20]
Başka Epidemiyolojik Çalışmalar Yapıldı mı? Onların Sonuçları Nasıl?
Yukarıda ele aldığımız 3 büyük epidemiyolojik çalışmaya ek olarak, daha küçük çaplı araştırmalar da yapılmıştır. Bunlar, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde cep telefonu kullanımı ile kanser riski arasında bir ilişki olup olmadığını incelemiştir. Bunlara birkaç örnek verelim:
- Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından yapılan 2 ayrı vaka kontrollü araştırmada, ABD'deki birden fazla akademik tıp merkezi veya hastanesinde 1994-1998 yılları arasında toplanan anket cevapları ve bilgisayar destekli bireysel röportaj sonuçları kullanılmıştır.[21], [22] Bu çalışmaların her ikisinde de yetişkinlerde cep telefonu kullanımı ile gliyoma, menenjiyoma veya akustik nöroma gelişimi arasında bir ilişki tespit edilememiştir.
- Fransa'da 2004-2006 yılları arasında yapılan yüz yüze görüşmeler ve standart anketlerden elde edilen sonuçlarla yapılan CERENAT isimli bir diğer vaka kontrollü çalışmada, düzenli olarak cep telefonu kullanan yetişkinler ile kullanmayanlar arasında, gliyoma veya menenjiyoma gibi kanserler arasında hiçbir fark tespit edilememiştir.[23] Buna karşılık, bu araştırmada aşırı cep telefonu kullanan bireylerde hem gliyoma hem de menenjiyoma riskinde artış gözlenmiştir.
- İsveç'te yapılan iki ayrı vaka kontrollü araştırmadan elde edilen verileri bir arada inceleyen bir analizde, toplam cep telefonu kullanımının ve 20 yaşından küçükken cep telefonu kullanılan yıl sayısının, beyin kanseri riskini istatistiki olarak anlamlı düzeyde arttırdığı tespit edildi.[24]
- Yine İsveç'te yapılan bir diğer vaka kontrollü araştırmada, Interphone verilerinin bir kısmından faydalanıldı ve 20-69 yaşları arasında uzun dönem cep telefonu kullanan kişilerde beyin kanseri riskinin artmadığı tespit edildi.[25]
- 7-19 yaş arası olup da beyin kanseri teşhisi konmuş çocuklar arasında yapılan uluslararası ölçekli bir vaka kontrollü araştırma olan CEFALO çalışmasında, cep telefonu kullanımı ile beyin kanseri riski arasında hiçbir ilişki tespit edilemedi.[26]
- ABD'nin Connecticut eyaletinde yapılan, popülasyon temelli bir vaka kontrollü araştırmada, cep telefonu kullanımı ile tiroid kanseri arasında hiçbir ilişki tespit edilemedi.[27]
Cep Telefonu Kullanımı Bedenimizi Nasıl Etkiliyor?
Bilim insanları, cep telefonu kullanımının insan vücudunu nasıl etkiliyor olabileceğine yönelik bir dizi çalışma yapmıştır. Örneğin 2011 yılında yapılan iki ufak çaplı çalışmada, cep telefonu kullanımı sonrasında beyin glikoz metabolizmasındaki değişimler incelenmiştir.
Ne yazık ki bu çalışmalarda elde edilen sonuçlar tutarsızdır. Çalışmalardan biri, cep telefonu antenine yakın olan beyin bölgelerinde, antenden uzak olan bölgelere kıyasla glikoz metabolizmasında hızlanma tespit etmiştir.[28] Ancak diğer çalışmada, antenin yakın olduğu bölgelerde glikoz metabolizmasının yavaşladığı tespit edilmiştir.[29] Bu çalışmaların yazarları, yaptıkları araştırmanın sonuçlarının öncül olduğunu ve cep telefonu kullanımının insan metabolizması üzerindeki etkisinin bilinmediğini vurgulamaktadır.
Bu türden tutarsız sonuçlar, radyo frekansında yayılan elektromanyetik radyasyonun insan vücudu üzerindeki fizyolojik etkilerini inceleyen araştırmalar arasında hiç de nadir değildir. Bu tür araştırmalarda, tutarsız sonuçlar elde etmeye neden olan faktörler arasında; radyasyon dozunu tahmin etme yöntemleri arasındaki farklar, sıcaklık etkisini tespit etme zorlukları ve araştırmacıların çift kör bir deney yapıp yapmadığı gibi unsurlar vardır
Radyo frekansında radyasyon almanın insan beynindeki kan akışına nasıl etki ettiğine yönelik olarak yapılan bir diğer çalışmada, cep telefonu kullanımı ile beyindeki kan akışı arasında hiçbir ilişki tespit edilememiştir.[30]
Hayvan Deneylerinden Elde Edilen Sonuçlar Nelerdir?
Laboratuvar hayvanlarını içeren ilk çalışmalar, radyofrekans radyasyonunun kanser riskini artırdığına veya bilinen kimyasal kanserojenlerin kansere neden olan etkilerini artırdığına dair hiçbir kanıt göstermemiştir.[31], [32], [33], [34]
İnsanlarda yapılan epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen tutarsız bulgular ve hayvanlar üzerinde yapılan önceki deneysel çalışmalardan elde edilen net verilerin olmaması nedeniyle, 1999 yılında Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), ABD Ulusal Toksikoloji Programı (NTP) kapsamında hayvan modellerinde araştırılması üzere cep telefonu kullanımı ile ilişkili radyofrekans radyasyon maruziyetini bir aday olarak belirlemiştir. Ulusal Toksikoloji Programı, ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Departmanında toksikoloji araştırmalarını ve testlerini koordine eden ve merkezi Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin bir parçası olan Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü altıunda bulunan, kurumlar arası bir programdır.
Ulusal Toksikoloji Programı, sıçanlarda ve farelerde radyofrekans radyasyonu (2G ve 3G frekansları) üzerinde çalışmıştır.[35], [36] Bu büyük proje, son derece uzmanlaşmış laboratuvarlarda yürütülmüştür. Kemirgenler, 10 dakikalık açık, 10 dakikalık kapalı döngülerde, haftada 5 veya 7 gün, günde 18 saat, vücut ağırlığının kilogramı başına 3, 6 veya 9 watt düzeyinde cep telefonu radyasyonuna maruz bırakılmıştır. NTP web sitesinde, kemirgen çalışmalarına ilişkin bir araştırmanın özeti mevcuttur ve bu sitede akran değerlendirmesi araştırmalarının özetine giden bağlantıyı da bulabilirsiniz. Ancak özetle, bu çalışmada elde edilen en önemli sonuç, kalpte az sayıda Schwann hücresi kanseri ve sadece erkek sıçanlarda aynı dokularda kanserli olmayan değişiklikler (hiperplazi) görülmesi; ancak dişi sıçanlarda veya genel olarak farelerde bunun görülmemesidir.
Bu deneysel bulgular yeni soruları gündeme getirmektedir; çünkü kalp kanserleri insanlarda oldukça nadir görülen bir kanser türüdür. Kemirgen kalplerindeki Schwann hücreleri, bazı çalışmalarda en yoğun cep telefonu kullanımını bildiren kişilerde arttığı görülen akustik nöromalara (vestibüler schwannomalar olarak da bilinir) yol açan hücre türlerine benzerdir. Ulusal Toksikoloji Programı, çalışmalarında gözlemlenen sonuçları açıklayabilecek biyolojik değişikliklere ilişkin içgörü sağlamak için hayvan modellerinde radyofrekans maruziyetini incelemeye devam etmektedir.
İtalya'daki Ramazzini Enstitüsü'ndeki araştırmacılar tarafından yayınlanan bir diğer makalede, sıçanlar haftada 7 gün, günde 19 saat boyunca, vücut ağırlığının kilogramı başına 0,001, 0,03 ve 0,1 watt radyofrekans radyasyonuna maruz bırakılmıştır.[37] Araştırmacılar, en yüksek maruz kalma seviyelerine sahip sıçanlar arasında, erkek sıçanlarda kalp schwannomalarında ve erkek ve dişi sıçanlarda kalpte kötücül olmayan Schwann hücre büyümesinde bir artış kaydetmiştir. Ancak, sonuçların yorumlanması için gerekli olan temel ayrıntılar eksikti: maruz kalma yöntemleri, diğer standart çalışma prosedürleri ve beslenme/besleme yönleri. Çalışmadan sonucu yayınlanan makaledeki bu boşluklar, çözülmemiş soruları da gündeme getirmektedir.
ICNIRP (iyonize olmayan radyasyonun sağlık ve çevresel etkileri hakkında bilimsel tavsiye ve rehberlik sağlayan bağımsız bir kar amacı gütmeyen kuruluş), her iki çalışmayı da eleştirel olarak değerlendirmiştir. Her ikisinin de, daha önceki araştırmalardan daha fazla hayvan kullanmak ve hayvanları yaşamları boyunca radyofrekans radyasyonuna maruz bırakmak da dahil olmak üzere, iyi laboratuvar uygulamalarını takip ettiği sonucuna varmıştır. Bununla birlikte, çalışmaların yürütülmesinde ve istatistiksel olarak analiz edilmesinde temel zayıflıklar olarak gördüğü şeyleri de belirlemiştir ve bu sınırlamaların, radyofrekansa maruz kalmanın kansere neden olma ihtimali hakkında sonuç çıkarmayı engellediği sonucuna varmıştır.[38]
Araştırmalar Neden Çelişen Sonuçlar Veriyor?
Birkaç çalışma, insanlarda cep telefonu kullanımı ve beyin tümörü riskleri arasında istatistiksel bir ilişki olduğuna dair bazı kanıtlar göstermiştir; ancak çoğu çalışmada hiçbir ilişki bulamamıştır. Bu tutarsızlıkların nedenleri arasında şunlar yer almaktadır:
- Hatırlama Önyargısı: Kendilerine bir hastalık teşhisi konulan katılımcılar, araştırmalar sırasında yapılan anketlere cevap verirken, geçmişteki alışkanlıkları ve maruziyetleri yanlış hatırlayabilirler. Örneğin beyin tümörü olan çalışma katılımcıları, beyin tümörü olmayan bireylere nazaran cep telefonlarını farklı şekilde kullandıklarını hatırlıyor olabilirler.
- İsabetsiz Raporlama: İnsanların bir şeyin, gerçekte olandan daha sık veya daha seyrek yaşandığını hatırlaması durumudur. Örneğin insanlar, belli bir zaman aralığında ne kadar telefon kullandıklarını doğru hatırlamayabilirler.
- Ölüm Oranları: Beyin kanseri olan hastaların ölme ihtimali ve ölüm oranları daha yüksektir. Gliyomalar üzerinde çalışmak özellikle zordur; çünkü bu kansere yakalanan hastaların çoğu, kısa hayatlar yaşayabilirler. Bu hastalığı atlatmayı başaran hastalarınsa bilişsel fonksiyonları çoğu zaman hasar görür ve bu nedenle sorulara verdikleri cevaplar hataya daha açık hale gelir.
- Katılım Önyargısı: Beyin tümörü teşhisi konan kişilerin bununla ilgili hastalıklara dahil olma ihtimali, kontrol grubundaki sağlıklı kişilerin araştırmalara katılma ihtimalinden daha yüksektir.
- Değişen Teknolojiler: Radyofrekans radyasyon maruziyetini araştıran daha eski araştırmalar, dijitalden ziyade analog cep telefonlarından alınan verilere dayanmaktaydı. Günümüzde ise cep telefonları dijitaldir ve bu nedenle farklı bir frekansta çalışırlar (ve analog cihazlara nazaran daha az güç tüketirler); dahası, cep telefonu teknolojisi durmaksızın gelişmektedir.[39]
- Maruziyet İncelemesinin Sınırları: Farklı araştırmalar, maruziyet oranlarını farklı şekillerde ölçmektedir ve bu, farklı çalışmaların sonuçlarını kıyaslamayı zorlaştırmaktadır.[40] Özellikle de çocukların maruz kaldığı radyasyon kaynaklarına ve seviyelerine yönelik araştırmalar devam etmektedir.[41]
- Yüksek Maruziyet Altındaki Popülasyonların Takibindeki Yetersizlikler: Radyofrekansında radyasyona maruz kaldıktan sonra etkiler, uzun vadede çıkıyor olabilir ve güncel çalışmalar, katılımcıları henüz yeterince uzun bir süre takip etmemiş olabilir.
- İstatistiki Güç ve Metot Yetersizlikleri: Çok zayıf risk değişimlerini ve küçük alt grupların etkilenme oranlarını tespit etmek mümkün olmayabilir.
- Şans: Kimi durumda şans etkisiyle olan etkiler gözlenemeyebilir veya normalde olmayacak etkiler gözlenebilir.
Cep Telefonu Kullanımından Kaynaklı Diğer Olası Sağlık Sorunları Nelerdir?
Cep telefonu kullanımıyla ilişkili en yaygın ve tutarlı olarak tespit edilen sağlık riski, dikkatsiz araç kullanımı ve kazalarıdır.[42], [43] Cep telefonu kullanımıyla ilgili bazı diğer potansiyel sağlık etkileri de rapor edilmiştir: Nörolojik etkiler, özellikle gençlerde önemlidir. Ancak hafıza, öğrenme ve bilişsel işlev çalışmaları genellikle tutarsız sonuçlar vermiştir.[44], [45], [46], [47]
Uzman Organizasyonlar Neler Söylüyor?
2011 yılında, Dünya Sağlık Örgütü'nün bir bileşeni olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), cep telefonlarının kullanımına ilişkin mevcut tüm kanıtları gözden geçirmek için bir uzman çalışma grubu atadı. Çalışma grubu, insan çalışmalarından elde edilen sınırlı kanıtlara, kemirgenlerde radyofrekans radyasyonu ve kanser çalışmalarından elde edilen sınırlı kanıtlara ve mekanik çalışmalardan elde edilen tutarsız kanıtlara dayanarak, cep telefonu kullanımını “insanlar için olası kanserojen” olarak sınıflandırdı.[48]
Çalışma grubu, insanlar üzerindeki çalışmaların, yanlılığa açık olmasına rağmen, bulguların tek başına yanlılığı yansıttığı için reddedilemeyeceğini ve nedensel bir yorumun dışlanamayacağını belirtti. Çalışma grubu, kanıtların herhangi bir yorumunun, gözlemlenen ilişkilerin, altta yatan bir nedensel etkiden ziyade; şans, yanlılık veya kafa karıştırıcı değişkenleri yansıtabileceğini de dikkate alması gerektiğini kaydetti. Ek olarak, çalışma grubu, cep telefonu kullanımıyla ilişkili beyin kanseri riskinin araştırılmasının karmaşık araştırma zorlukları oluşturduğunu belirtti.
Amerikan Kanser Derneği'nin cep telefonları sayfası, şöyle diyor:
Cep telefonlarının yaydığı RF (radyofrekans) dalgalarının insanlarda tehlikeli sağlık etkilerine neden olduğu şu anda net değil, ancak şu anda yapılmakta olan çalışmalar, olası sağlık etkilerinin daha net bir resmini gelecekte verecektir.
Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü (NIEHS), mevcut bilimsel kanıtların ağırlığının, cep telefonu kullanımını herhangi bir olumsuz sağlık sorunuyla kesin olarak ilişkilendirmediğini, ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), radyofrekans radyasyonu ile ilişkili biyolojik değişiklikleri bildiren çalışmaların tekrarlanmadığını ve insan epidemiyolojik çalışmalarının çoğunun cep telefonlarından radyofrekans radyasyonuna maruz kalma ile sağlık sorunları arasında bir ilişki göstermediğini belirtmektedir. Bu maruziyeti ilk olarak 1999'da NTP tarafından incelemeye aday gösteren FDA, Şubat 2018'de yayınlanan taslak NTP raporları hakkında bir bildiri yayınlayarak şöyle demiştir:
Bu güncel bilgilere dayanarak, cep telefonları için mevcut güvenlik sınırlarının, halk sağlığını korumak için kabul edilebilir olduğuna inanıyoruz.
FDA ve Federal İletişim Komisyonu (FCC), cep telefonu teknolojilerini düzenleme sorumluluğunu paylaşır.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), bilimsel kanıtların hiçbirinin, cep telefonu kullanımının kansere neden olup olmadığı sorusuna kesin olarak cevap veremediğini belirtmektedir.
Federal İletişim Komisyonu (FCC), şu anda hiçbir bilimsel kanıtın kablosuz cihaz kullanımı ile kanser veya diğer hastalıklar arasında kesin bir bağlantı kurmadığı sonucuna varmıştır.
2015 yılında, Avrupa Komisyonu Gelişmekte Olan ve Yeni Tanımlanan Sağlık Riskleri Bilimsel Komitesi, genel olarak, cep telefonu radyo frekansı elektromanyetik radyasyon maruziyetine ilişkin epidemiyolojik çalışmaların, beyin tümörleri veya baş ve boyun bölgesinin diğer kanserleri riskinde artış göstermediği sonucuna varmıştır. Komite ayrıca, epidemiyolojik çalışmaların çocukluk çağı kanseri de dahil olmak üzere diğer kötü huylu hastalıklar için artmış risk göstermediğini belirtmiştir.[7]
Şu Anda Yapılan Çalışmalar Neler?
Mart 2010'da Avrupa'da cep telefonu kullanımı ve olası uzun vadeli sağlık etkileri hakkında geniş bir ileriye dönük kohort çalışması başlatıldı. Cep Telefonu Kullanımı ve Sağlığı Kohort Çalışması (veya COSMOS) olarak bilinen bu çalışmaya, 18 yaş ve üzerinde olan yaklaşık 290.000 cep telefonu kullanıcısı katıldı. Araştırma, bu kişileri 20 ila 30 yıl boyunca takip edecekler.[49], [50]
COSMOS katılımcıları, çalışmaya katıldıklarında sağlıkları, yaşam tarzları ve mevcut ve geçmiş cep telefonu kullanımları hakkında bir anket doldurdu. Bu bilgiler, sağlık kayıtları ve cep telefonu kayıtlarından alınan bilgilerle desteklenecek. Araştırma güncellemeleri, COSMOS web sitesinde yayınlanmaktadır.
Bu iddialı çalışmanın zorluğu, on yıllar boyunca bir dizi sağlık etkisi için katılımcıları takip etmeye devam etmektir. Araştırmacıların, çalışmadan ayrılan katılımcıların takip süresi boyunca kalanlardan herhangi bir şekilde farklı olup olmadığını belirlemesi gerekecektir.
COSMOS gibi katılımcıları cep telefonu kayıtlarına bağlayan çalışmalarda hatırlama yanlılığı en aza indirilse de, bu tür çalışmalar başka sorunlarla karşı karşıyadır. Örneğin, listelenen cep telefonunu kimin kullandığını veya bu kişinin başka cep telefonlarını kullanarak da arama yapıp yapmadığını bilmek imkansızdır. Daha az ölçüde, tek bir telefonun birden fazla kullanıcısının, örneğin bir cihazı paylaşabilen aile üyelerinin, tek bir telefon şirketi hesabında temsil edilip edilmeyeceği açık değildir. Ek olarak, birçok uzun vadeli kohort çalışması için katılım, zamanla azalma eğilimindedir.
Çocuklarda Kanser Riski Daha Yüksek mi?
Çocuklarda olası riskin neden ayrıca araştırılması gerektiğine dair bazı teorik fikirler vardır. Çocukların sinir sistemleri hala gelişim evresindedir ve bu nedenle kansere neden olabilecek faktörlere karşı daha savunmasızlardır. Kafaları yetişkinlerinkinden daha küçüktür ve dolayısıyla cep telefonları tarafından yayılan radyasyona göreli olarak daha fazla maruz kalırlar. Ve çocuklar, yetişkinlerden daha uzun yıllar cep telefonuna maruz kalma potansiyeline sahiptir.
Şimdiye kadar, kanserli çocuklarda yapılan çalışmalardan elde edilen veriler, çocukların cep telefonu kullanımından dolayı kansere yakalanma riskinin arttığına işaret etmemektedir. Bu konuda yayınlanan ilk analiz, Avrupa'da yürütülen CEFALO adlı büyük bir vaka kontrol çalışmasından gelmiştir. Çalışma, 2004 ve 2008 yılları arasında 7 ila 19 yaşları arasında beyin tümörü teşhisi konan çocukları içeriyordu. Araştırmacılar, kullanımın başlangıcından bu yana geçen süreye, kullanım miktarına veya tümörün konumuna göre incelemeler yaptılar; ancak cep telefonu kullanımı ile beyin tümörü riski arasında herhangi bir ilişki bulamadılar.[26]
Bu konuda bizlere daha fazla bilgi sağlayacak çeşitli çalışmalar devam etmektedir. İspanya'daki araştırmacılar, yeni teşhis edilmiş beyin tümörleri olan 2.000 genç (10-24 yaş arası) ve 4.000 sağlıklı genci içerecek olan Mobi-Kids olarak bilinen başka bir uluslararası vaka kontrol çalışması yürütüyorlar.
Daha Fazla Bilgiyi Nereden Edinebilirim?
İnsanların herhangi bir radyasyon kaynağından absorbe ettiği enerjinin dozu, vücut ağırlığının kilogramı başına watt olarak ifade edilen spesifik absorpsiyon oranı (SAR) adı verilen bir ölçü kullanılarak tahmin edilir.[51] Maruziyet kaynağına olan mesafe arttıkça SAR, çok hızlı bir şekilde azalır. Sesli aramalar sırasında telefonlarını başlarının yanında tutan cep telefonu kullanıcıları için en yüksek maruziyet beyin, akustik sinir, tükürük bezi ve tiroid bezindedir.
FCC, son 1-2 yıl içinde üretilen ve pazarlanan cep telefonlarının SAR verileri hakkında bilgi sağlar. Tüketiciler, genellikle telefonun kasasında bulunan telefonun FCC kimlik numarasını ve FCC'nin kimlik arama formunu kullanarak bu bilgilere erişebilir. Daha eski telefonlar için SAR'lar, telefon ayarlarını kontrol ederek veya üreticiyle iletişime geçerek bulunabilir.
Radyasyon Maruziyetini Azaltmak İçin Neler Yapabilirim?
FDA, ilgili cep telefonu kullanıcılarının radyo frekansı radyasyonuna maruz kalmalarını azaltmak için atabilecekleri bazı adımlar önermektedir:[52]
- Daha kısa konuşmalar için veya sabit hatlı telefonun bulunmadığı durumlarda cep telefonu kullanın.
- Telefon ile kullanıcının kafası arasına daha fazla mesafe koyan, kablolu kulaklıklar gibi cihazlar kullanın.
Kablolu veya kablosuz kulaklık kullanımı sırasında telefon kafaya direkt olarak yerleştirilmediği için, kafanın aldığı radyofrekans radyasyon miktarı azalır.[53] Cep telefonları bu tür cihazlarla kullanıldığında, maruziyet önemli ölçüde azalmaktadır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 15
- 7
- 4
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: National Cancer Institute | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. D. Inskip, et al. (2010). Brain Cancer Incidence Trends In Relation To Cellular Telephone Use In The United States. Neuro-Oncology, sf: 1147-1151. doi: 10.1093/neuonc/noq077. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Deltour, et al. (2009). Time Trends In Brain Tumor Incidence Rates In Denmark, Finland, Norway, And Sweden, 1974–2003. JNCI: Journal of the National Cancer Institute, sf: 1721-1724. doi: 10.1093/jnci/djp415. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Karipidis, et al. (2018). Mobile Phone Use And Incidence Of Brain Tumour Histological Types, Grading Or Anatomical Location: A Population-Based Ecological Study. BMJ Open, sf: e024489. doi: 10.1136/bmjopen-2018-024489. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. R. Withrow, et al. (2019). Trends In Pediatric Central Nervous System Tumor Incidence In The United States, 1998–2013. Cancer Epidemiology and Prevention Biomarkers, sf: 522-530. doi: 10.1158/1055-9965.EPI-18-0784. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. R. Kshettry, et al. (2015). Incidence Of Vestibular Schwannomas In The United States. Journal of Neuro-Oncology, sf: 223-228. doi: 10.1007/s11060-015-1827-9. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Deltour, et al. (2012). Mobile Phone Use And Incidence Of Glioma In The Nordic Countries 1979–2008. Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 301-307. doi: 10.1097/EDE.0b013e3182448295. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c Scientific Committee on Emerging and Newly Identified Health Risks. Potential Health Effects Of Exposure To Electromagnetic Fields (Emf). (27 Ocak 2015). Alındığı Tarih: 21 Haziran 2021. Alındığı Yer: European Commission | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Röösli, et al. (2019). Brain And Salivary Gland Tumors And Mobile Phone Use: Evaluating The Evidence From Various Epidemiological Study Designs. Annual Review of Public Health, sf: 221-238. doi: 10.1146/annurev-publhealth-040218-044037. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. A. F. R. O. Cancer. (2014). Non-Ionizing Radiation. ISBN: 9789283213253. Yayınevi: World Health Organization.
- ^ E. Cardis, et al. (2007). The Interphone Study: Design, Epidemiological Methods, And Description Of The Study Population. European Journal of Epidemiology, sf: 647-664. doi: 10.1007/s10654-007-9152-z. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. I. S. Group. (2010). Brain Tumour Risk In Relation To Mobile Telephone Use: Results Of The Interphone International Case–Control Study. International Journal of Epidemiology, sf: 675-694. doi: 10.1093/ije/dyq079. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Grell, et al. (2016). The Intracranial Distribution Of Gliomas In Relation To Exposure From Mobile Phones: Analyses From The Interphone Study. American Journal of Epidemiology, sf: 818-828. doi: 10.1093/aje/kww082. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. J. Schoemaker, et al. (2005). Mobile Phone Use And Risk Of Acoustic Neuroma: Results Of The Interphone Case–Control Study In Five North European Countries. British Journal of Cancer, sf: 842-848. doi: 10.1038/sj.bjc.6602764. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Larjavaara, et al. (2011). Location Of Gliomas In Relation To Mobile Telephone Use: A Case-Case And Case-Specular Analysis. American Journal of Epidemiology, sf: 2-11. doi: 10.1093/aje/kwr071. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Cardis, et al. (2011). Risk Of Brain Tumours In Relation To Estimated Rf Dose From Mobile Phones: Results From Five Interphone Countries. Occupational and Environmental Medicine, sf: 631-640. doi: 10.1136/oemed-2011-100155. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Johansen, et al. (2001). Cellular Telephones And Cancer—A Nationwide Cohort Study In Denmark. JNCI: Journal of the National Cancer Institute, sf: 203-207. doi: 10.1093/jnci/93.3.203. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Schüz, et al. (2006). Cellular Telephone Use And Cancer Risk: Update Of A Nationwide Danish Cohort. JNCI: Journal of the National Cancer Institute, sf: 1707-1713. doi: 10.1093/jnci/djj464. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Frei, et al. (2011). Use Of Mobile Phones And Risk Of Brain Tumours: Update Of Danish Cohort Study. BMJ, sf: d6387-d6387. doi: 10.1136/bmj.d6387. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. S. Benson, et al. (2013). Mobile Phone Use And Risk Of Brain Neoplasms And Other Cancers: Prospective Study. International Journal of Epidemiology, sf: 792-802. doi: 10.1093/ije/dyt072. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. S. Benson, et al. (2014). Authors’ Response To: The Case Of Acoustic Neuroma: Comment On Mobile Phone Use And Risk Of Brain Neoplasms And Other Cancers. International Journal of Epidemiology, sf: 275-275. doi: 10.1093/ije/dyt186. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. E. Muscat, et al. (2000). Handheld Cellular Telephone Use And Risk Of Brain Cancer. JAMA, sf: 3001-3007. doi: 10.1001/jama.284.23.3001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. D. Inskip, et al. (2009). Cellular-Telephone Use And Brain Tumors. Massachusetts Medical Society, sf: 79-86. doi: 10.1056/NEJM200101113440201. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Coureau, et al. (2014). Mobile Phone Use And Brain Tumours In The Cerenat Case-Control Study. Occupational and Environmental Medicine, sf: 514-522. doi: 10.1136/oemed-2013-101754. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Hardell, et al. (2011). Pooled Analysis Of Case-Control Studies On Malignant Brain Tumours And The Use Of Mobile And Cordless Phones Including Living And Deceased Subjects. International Journal of Oncology, sf: 1465-1474. doi: 10.3892/ijo.2011.947. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Lönn, et al. (2005). Long-Term Mobile Phone Use And Brain Tumor Risk. American Journal of Epidemiology, sf: 526-535. doi: 10.1093/aje/kwi091. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b D. Aydin, et al. (2011). Mobile Phone Use And Brain Tumors In Children And Adolescents: A Multicenter Case–Control Study. JNCI: Journal of the National Cancer Institute, sf: 1264-1276. doi: 10.1093/jnci/djr244. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Luo, et al. (2019). Cell Phone Use And Risk Of Thyroid Cancer: A Population-Based Case–Control Study In Connecticut. Annals of Epidemiology, sf: 39-45. doi: 10.1016/j.annepidem.2018.10.004. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. D. Volkow, et al. (2011). Effects Of Cell Phone Radiofrequency Signal Exposure On Brain Glucose Metabolism. JAMA, sf: 808-813. doi: 10.1001/jama.2011.186. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. S. Kwon, et al. (2011). Gsm Mobile Phone Radiation Suppresses Brain Glucose Metabolism:. Journal of Cerebral Blood Flow & Metabolism, sf: 2293-2301. doi: 10.1038/jcbfm.2011.128. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. S. Kwon, et al. (2012). No Effects Of Short-Term Gsm Mobile Phone Radiation On Cerebral Blood Flow Measured Using Positron Emission Tomography. Bioelectromagnetics, sf: 247-256. doi: 10.1002/bem.20702. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Hirose, et al. (2008). Mobile Phone Base Station Radiation Does Not Affect Neoplastic Transformation In Balb/3T3 Cells. Bioelectromagnetics, sf: 55-64. doi: 10.1002/bem.20362. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Oberto, et al. (2007). Carcinogenicity Study Of 217 Hz Pulsed 900 Mhz Electromagnetic Fields In Pim1 Transgenic Mice. Radiation Research, sf: 316-326. doi: 10.1667/rr0425.1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. C. Zook, et al. (2006). The Effects Of Pulsed 860 Mhz Radiofrequency Radiation On The Promotion Of Neurogenic Tumors In Rats. Radiation Research, sf: 608-615. doi: 10.1667/RR3551.1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. C. Lin. (2017). Cancer Occurrences In Laboratory Rats From Exposure To Rf And Microwave Radiation. Institute of Electrical and Electronics Engineers (IEEE), sf: 2-13. doi: 10.1109/JERM.2017.2721427. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Gong, et al. (2017). Life-Time Dosimetric Assessment For Mice And Rats Exposed In Reverberation Chambers For The Two-Year Ntp Cancer Bioassay Study On Cell Phone Radiation. Institute of Electrical and Electronics Engineers (IEEE), sf: 1798-1808. doi: 10.1109/TEMC.2017.2665039. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. H. Capstick, et al. (2017). A Radio Frequency Radiation Exposure System For Rodents Based On Reverberation Chambers. Institute of Electrical and Electronics Engineers (IEEE), sf: 1041-1052. doi: 10.1109/TEMC.2017.2649885. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Falcioni, et al. (2018). Report Of Final Results Regarding Brain And Heart Tumors In Sprague-Dawley Rats Exposed From Prenatal Life Until Natural Death To Mobile Phone Radiofrequency Field Representative Of A 1.8 Ghz Gsm Base Station Environmental Emission. Environmental Research, sf: 496-503. doi: 10.1016/j.envres.2018.01.037. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health). (2019). Icnirp Note: Critical Evaluation Of Two Radiofrequency Electromagnetic Field Animal Carcinogenicity Studies Published In 2018. Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 525-532. doi: 10.1097/HP.0000000000001137. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Ahlbom, et al. (2004). Epidemiology Of Health Effects Of Radiofrequency Exposure. Environmental Health Perspectives, sf: 1741-1754. doi: 10.1289/ehp.7306. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Sagar, et al. (2018). Radiofrequency Electromagnetic Field Exposure In Everyday Microenvironments In Europe: A Systematic Literature Review. Journal of Exposure Science & Environmental Epidemiology, sf: 147-160. doi: 10.1038/jes.2017.13. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Eeftens, et al. (2018). Personal Exposure To Radio-Frequency Electromagnetic Fields In Europe: Is There A Generation Gap?. Environment International, sf: 216-226. doi: 10.1016/j.envint.2018.09.002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Atchley, et al. (2017). Small Screen Use And Driving Safety. Pediatrics, sf: S107-S111. doi: 10.1542/peds.2016-1758M. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. E. Llerena, et al. (2015). An Evidence-Based Review. Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 147-152. doi: 10.1097/TA.0000000000000487. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Brzozek, et al. (2018). Radiofrequency Electromagnetic Radiation And Memory Performance: Sources Of Uncertainty In Epidemiological Cohort Studies. International Journal of Environmental Research and Public Health, sf: 592. doi: 10.3390/ijerph15040592. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Zhang, et al. (2017). Acute Effects Of Radiofrequency Electromagnetic Field Emitted By Mobile Phone On Brain Function. Bioelectromagnetics, sf: 329-338. doi: 10.1002/bem.22052. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Foerster, et al. (2018). A Prospective Cohort Study Of Adolescents’ Memory Performance And Individual Brain Dose Of Microwave Radiation From Wireless Communication. Environmental Health Perspectives, sf: 077007. doi: 10.1289/EHP2427. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Guxens, et al. (2019). Radiofrequency Electromagnetic Fields, Screen Time, And Emotional And Behavioural Problems In 5-Year-Old Children. International Journal of Hygiene and Environmental Health, sf: 188-194. doi: 10.1016/j.ijheh.2018.09.006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. A. F. R. O. Cancer. (2014). Non-Ionizing Radiation. ISBN: 9789283213253. Yayınevi: World Health Organization.
- ^ J. Schüz, et al. (2011). An International Prospective Cohort Study Of Mobile Phone Users And Health (Cosmos): Design Considerations And Enrolment. Cancer Epidemiology, sf: 37-43. doi: 10.1016/j.canep.2010.08.001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. B. Toledano, et al. (2018). An International Prospective Cohort Study Of Mobile Phone Users And Health (Cosmos): Factors Affecting Validity Of Self-Reported Mobile Phone Use. International Journal of Hygiene and Environmental Health, sf: 1-8. doi: 10.1016/j.ijheh.2017.09.008. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Federal Communications Commission. Specific Absorption Rate (Sar) For Cellular Telephones. (19 Temmuz 2011). Alındığı Tarih: 22 Haziran 2021. Alındığı Yer: Federal Communications Commission | Arşiv Bağlantısı
- ^ U.S. Food and Drug Administration. Reducing Radio Frequency Exposure From Cell Phones. (10 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 22 Haziran 2021. Alındığı Yer: U.S. Food and Drug Administration | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Kühn, et al. (2009). Assessment Of The Radio-Frequency Electromagnetic Fields Induced In The Human Body From Mobile Phones Used With Hands-Free Kits. Physics in Medicine & Biology, sf: 5493. doi: 10.1088/0031-9155/54/18/010. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 15:09:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10635
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.