Büyük İnsansı Maymunlar da Şakalaşıyor: Mizah, İnsanlardan Daha Eski Olabilir!
San Diego’da güneşli bir öğleden sonra, üç yaşındaki Aisha dışarıda oynuyor; babası ise yakınlarda oturmuş, ona pek dikkat etmiyordu. Aisha bu yüzden eline bir oyuncak alıp babasına doğru salladı. Babası tepki vermeyince Aisha biraz daha ısrarcı oldu ve oyuncağı nazikçe babasının kafasına dokundurdu. Yüzüne beklentiyle baktı ama yine bir karşılık alamadı. Bu kez oyuncağı babasının yüzünün önünde sallayıp kafasının üzerinden geçirdi ve sonunda onu görmezden gelmesini daha da zorlaştırdı. En sonunda babası pes ederek Aisha’yı salıncakta sallanırken izlemeye başladı.
Üç yaşındaki her çocuk gibi, Aisha da yaramazlık yapabiliyor. Tabii diğer üç yaşındaki çocukların aksine, Aisha bir orangutan! Şu anda 11 yaşında ve ailesiyle birlikte San Diego Hayvanat Bahçesi’nde yaşıyor. Çocukluğu boyunca Aisha günlerini oyun oynayarak, yemek yiyerek, uyuyarak ve sık sık anne babasını rahatsız ederek geçirdi. Babasına olan davranışları ise size tanıdık geliyor olabilir. Benzer bir durumu, market kuyruğunda sıkılan bir çocuk ve babası arasında da görebilirsiniz. Peki, bu başkalarını rahatsız etme, şaka yapma veya oyunla karışık sataşma dürtüsü nereden geliyor? Aisha’nın davranışları ile bir insan çocuğunun davranışları arasındaki benzerlik yüzeysel bir benzerlik mi, yoksa oyun oynama, öğrenme ve düşünme şeklimizdeki derin ortaklıkların bir sonucu mu?
Son birkaç yıldır araştırmacılar insanlarda ve büyük insansı maymunlarda şakalaşmayı inceleyerek bu davranışın neden ve ne zaman evrildiğini anlamaya çalışıyor. Şakalaşma davranışı, oyun ve saldırganlık arasında bir gri alanda bulunuyor. Ayrıca bazen zorbalığa ve dışlanmaya yol açabiliyor. Fakat aynı zamanda sevgi dolu ve hatta sevimli de olabiliyor.
İnsanlar açısından bakıldığında taklit yapma, eşek şakaları ve espriler dahil türlü şakalaşma davranışları, sosyal ilişkileri öğrenmek için harika bir alan. Bu tür şakalaşmalar, sosyal normların sınırlarını biraz zorlayarak ve nelerin tolere edilebileceğini göstererek bu ilişkileri test edebilir. Ayrıca, dışarıdan bakan birisinin belli kişiler arasındaki ilişkinin ne in gücünü başkadar kuvvetli olduğunu görmesini de sağlar. Mesela, bir grup arkadaşın birbiriyle dalga geçtiğini izlerken bu insanların birbiriyle samimi olduğunu anlayabiliriz.
Diğer büyük insansı maymunlar için de durumun büyük ölçüde benzer olduğu düşünülmektedir. Bilim insanları geleneksel olarak mizahı yalnızca insanlara özgü bir özellik olarak görmüş olsa da, bulgularımız bunun şaşırtıcı derecede derin köklere sahip olduğunu gösteriyor.
Erica A. Cartmill, mizahın kökenleri üzerine düşünmeye ilk kez 2005 yılında, doktora çalışmaları sırasında orangutan iletişimi üzerine araştırma yaparken başlamış. Bir hayvanat bahçesinde, orangutanların el-kol hareketleriyle nasıl iletişim kurduğunu inceliyormuş. Bir gün, nasıl kategorize veya analiz edeceğini bilemediği çok ilginç bir etkileşime tanık olmuş: Bir yavru orangutan, bir ipten sallanarak annesinin üzerinde duruyor; anne ise bir saman yığınında sırt üstü uzanmış. Yavru, annesine büyük bir ağaç kabuğu parçası uzatınca annesi onu almak için elini uzatmış. Ancak yavru orangutan, son anda kabuğu annesinin elinden çekmiş. Anne elini indirdiği zaman yavru tekrar kabuğu uzatmış. Bu Maraş dondurmacısı tadındaki şaka davranışı, sonunda yavru kabuğu düşürene kadar birkaç kez daha tekrarlanmış.
Cartmill'i şaşırtan şey, annenin kabuğu alıp aynı şeyi yavrusuna yapmaya başlaması olmuş. "Bu rol değişimi oldukça ilgi çekiciydi," diyor kendisi. Böylece bu etkileşim sadece kızına sabır gösteren bir annenin davranışı olmaktan çıkmış; bir oyuna, belki de bir şakaya dönüşmüştü!
Sonuçta etkileşim bir şakanın temel özelliklerine sahipti: Bir hazırlık aşaması, yani yavrunun kabuğu sunması ve bir espri noktası, yani kabuk çekme davranışı mevcuttu. Elbette bu harika bir şaka değildi, bir stand-up gösterisinde görseniz muhtemelen gülmeyeceğiniz bir şakaydı, ama küçük bir çocuğun eğlenmesine yetecek türden bir şaka gibi görünüyordu. Neticede küçük çocuklar, tekrarlanan fiziksel şakaları çok eğlenceli bulurlar. Bu tür mizah, bir sürpriz anına, yani beklenmedik bir şeyin gerçekleşmesine dayanır. Ancak bu etkileşimler genellikle defalarca tekrarlanır. Dolayısıyla beklenmedik bir hareket, oyunun beklenen bir parçası haline gelir: "Ce-eee!" oyunları gibi!
Bu tür beklendik sürprizler, pek çok mizahın temelini oluşturur. Şakalar genellikle kalıplaşmış bir hazırlık aşaması içerir. Örneğin şakaya "Hiç fark ettiniz mi?..," "Şununla bunun arasındaki fark nedir?.." gibi beklenti yaratan cümlelerle başlanabilir. Bu girişler, dinleyicileri bir espri noktasına hazırlar ve onlara sonrasında alacakları cevabı daha mecazi veya esprili bir şekilde yorumlamaları gerektiğini gösterir.
Çocuklar, bu beklenmedik anları yaratmaya henüz ilk kelimelerini söylemeden, hatta bir yaşına gelmeden önce başlar. İngiltere’deki Portsmouth Üniversitesi’nden psikolog Vasu Reddy, bu tür etkileşimleri "soytarılık" davranışları olarak adlandırır ve üç yaygın türüne dikkat çeker: Sunma ve geri çekme, başkalarının yaptığı şeyleri bölme ve kışkırtıcı uyumsuzluk.
Bir insan bebeği, tıpkı gözlemlenen yavru orangutan gibi bir nesneyi uzatıp son anda geri çekebilir. Ya da bir "kurala" uymadığını göstermek için bir ayakkabıyı ayağına giymek yerine başına şapka gibi koyup gülümseyebilir. Çocukların soytarılık yaparken temel motivasyonu kuralları çiğnemek değil, başkalarıyla etkileşim kurmaktır. Bunlar oyun dolu sosyal davranışlardır; küçükler soytarılık yaparken genellikle kahkaha atar ve bir tepki almak için yetişkinlerin yüzlerine bakarlar.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Yavru ve anne orangutan arasındaki bu etkileşim o dönemde Cartmill'in araştırdığı konuyla doğrudan ilgili olmasa da hem bu hem de türün jestsel iletişimini incelerken ara sıra gözlemlediği diğer şakalaşma anları aklında yer etmiş. Zamanla araştırma odağı değişmiş ve iletişimi yönlendiren bilişsel süreçlere giderek daha fazla ilgi duymaya başlamış. Bu noktada şahit olduğu bu şakalaşmalar üzerine düşünmeye başladığını belirtiyor. Bu davranışlar, üzerinde çalıştığı iletişim sistemlerinin bir parçası olmasalar bile diğer bireylerin zihinlerini anlamayı gerektiriyor. Bu nedenle Cartmill, bu davranışların sosyal zekânın evrimine dair ilginç bir bakış açısı sunabileceğini düşünmüş.
Büyük İnsansı Maymunlar ve İnsan
Orangutanlar ve insanlar; şempanzeler, bonobolar ve gorillerle birlikte büyük insansı maymunlar grubuna dahildir. Bu grubun üyelerinin birçok ortak özelliği var. Mesela hepimizin büyük beyinleri var ve uzun çocukluk dönemleri yaşıyoruz. Gülüyor, yas tutuyor, kıskanıyor ve kin tutabiliyoruz. Aynadaki yansımamızı tanıyoruz ve başkalarının bizim bilmediğimiz şeyleri bilebileceğini anlıyoruz. Özetle, büyük insansı maymunların gelişmiş bir sosyal zekâsı var: Diğer bireylerle çok ilgileniriz ve onlarla oyun oynayarak, öğrenerek, tartışarak, intikam alarak ve dostluklar kurarak oldukça zaman geçiririz. Peki bu şakalaşma davranışı, başkalarının hedeflerine, duygularına ve ilişkilerine duyulan bu yoğun ilginin bir parçası olarak mı evrildi?
Bu soruya yanıt bulmak için, büyük insansı maymunlarda şakalaşma davranışlarını sistematik bir şekilde gözlemlemek gerekiyordu ki bunu daha önce yapan kimse olmamıştı. 2020’nin başlarında Cartmill, böyle bir araştırmayı yürütmek için öğrenciler, doktora sonrası araştırmacılar ve meslektaşlarından oluşan bir ekip kurdu. Ekipte o dönemde Kaliforniya Üniversitesi Los Angeles’ta (UCLA) bulunan Isabelle Laumer, Johanna Eckert ve Sasha Winkler ile Kaliforniya Üniversitesi San Diego’dan Federico Rossano da yer alıyordu.
Başlangıçta hayvanat bahçelerinde doğrudan yapılan bir dizi uygulamalı çalışma planlamışlardı, ancak işler planladıkları gibi gitmedi. Tıpkı insanlar gibi, büyük insansı maymunlar da COVID'e karşı hassas olduğundan, primat araştırma topluluğu pandeminin zirvesinde büyük insansı maymunlarla doğrudan etkileşim içeren tüm araştırmaları durdurdu. Bunun yerine video tabanlı bir çalışma yürütmeye karar verdiler. ABD ve Avrupa’daki hayvanat bahçelerinde çekilmiş orangutan, goril, şempanze ve bonobo görüntülerini kullanarak oyun ve rahatsız edici öğelerin bir karışımını içeren sosyal etkileşimleri belirlediler. Aradaki şakaların bulunduğu o gri alana odaklanabilmek için tamamen saldırganlık ya da yalnızca oyun içeren durumları özellikle hariç tuttular.
Sosyal bilişi incelemek, özellikle büyük insansı maymunlar gibi karmaşık hayvanlarda oldukça zor. İnsanları inceleyen araştırmacılar, insanlara başkalarının niyetleri veya inançları hakkında ne düşündüklerini sormak için anketler kullanabilir. Ancak, diğer maymunlar ve insan bebekleri üzerindeki çalışmalar bu bireylerin düşüncelerini dil kullanmadan ölçmelidir. Bu da etkileşimleri gözlemleyip kodlayarak ya da bireylere sesler, görüntüler veya bulmacalar sunulduğunda sergiledikleri davranışları ölçerek yapılabilir.
Ekip şAkalaşmaları incelemek için maymun iletişimini araştırmada kullanılan sistemlerden yola çıkarak bir kodlama sistemi geliştirdi. Davranış kodlama sistemleri, hayvanlar veya insanlar arasındaki etkileşimleri uzaktan gözlemlerken incelemenin en yaygın yolu. Bu sistemler, bir dizi koddan (yani etiketlerden) ve bu kodların nasıl uygulanacağını açıklayan kurallardan oluşur. Kodların bu kurallara göre sistematik bir şekilde uygulanması, gerçek hayattaki karmaşık etkileşimleri analiz edilebilecek istatistiksel değişkenlere dönüştürür. Ayrıca, bir kişinin gözlemlediği davranışların başkaları tarafından da görülüp görülmediğini doğrulamak için de kullanılabilir ve böylece araştırmacılara gözlemlerinin güvenilirliğini artırma imkanı sunar. Bu yaklaşım, gözlemlenen fenomenin yalnızca bir yorumdan ibaret olmadığından, yani fenomenin gerçekliğinden emin olmamızı sağlar.
Araştırmacılar kullanacakları kodlama sistemimini geliştirirken şakayı yapanın ve hedef alınanın kimliği, şakayı yapanın eylemleri, yapan kişinin hedefin tepkisini bekleyip beklemediği, davranışların tekrarlanıp tekrarlanmadığı ve etkileşimlerin tek taraflı mı yoksa karşılıklı mı olduğu gibi unsurları göz önüne almış. Ayrıca yüz ifadeleri, jestler, rahatlık ve karşılıklı keyif alma kanıtlarının (örneğin, her iki tarafın da etkileşimi isteyerek sürdürmesi) da dahil olduğu oyun unsurlarını da , tartışmış, revize etmiş ve bu süreci tekrarlamış. Bunu geliştirdikleri kodlama sisteminden memnun kalana ve tüm ekibin aynı şekilde uyguladığından emin olana kadar defalarca tekrarlamışlar.
Kodlama sisteminin son hali, şakalaşmanın beş temel özelliğini tanımlamaktaymış: Kışkırtıcı bir davranış, ağırlıklı olarak tek taraflı bir kışkırtma, bir sürpriz unsuru (örneğin, şakacının hedefe arkadan yaklaşması), şakayı yapanın hedefe doğru bakışı ve kışkırtıcı davranışın tekrarlanması veya detaylandırılması. Gözlemlenen örneklerin çok azı bu beş özelliğin hepsine sahipmiş, ancak 129 örnekte bu beş özelliğin en az üçüne rastlanmış!
Şakalaşmanın hem en zor tanımlanan hem de muhtemelen en önemli özelliği kışkırtıcı davranışın varlığı olmuş. Araştırmacılar bu davranışın farklı kişiler tarafından aynı şekilde kodlanabildiği için tanımlanabilir olduğunu bilse de ama bunu kelimelere dökmek zor olmuş. Sonunda en iyi tanımın "hedefin görmezden gelmekte zorlanacağı bir şey" olduğuna karar vermişler. Bu, mesela şakayı yapan kişinin hedefin tam önünde çok yavaş ya da çok hızlı bir şey yapması olabilirdi. Hedefin oturduğu bir şeye vurmayı ya da sallamayı da içerebilirdi. Hatta hedefin yüzüne doğru eğilerek neredeyse dokunacak kadar yaklaşmasını da kapsayabilirdi. Bu davranışların biçimleri çok farklı olsa da hepsi, hedefin görmezden gelmesinin zor olduğu şeylerdi.
İncelenen dört büyük insansı maymun türü de vahşi doğada çok farklı sosyal gruplarda ve doğal ortamlarda yaşamaktaydı. Burada belirtmek gerekir ki orangutanlar büyük ölçüde yalnızdır ve zamanlarının çoğunu ağaçlarda geçirirler. Goriller, bir yetişkin erkek, birden fazla yetişkin dişi ve yavrulardan oluşan sosyal gruplar halinde yerde yaşar. Şempanzeler ve bonobolar ise hem ağaçlarda hem de yerde zaman geçirir ve birden fazla erkek ve dişiden oluşan büyük topluluklarda yaşarlar. Ancak, şempanzeler erkeklerin egemen olup yetişkinler arasında nispeten yüksek düzeyde saldırganlığın olduğu topluluklarda yaşarken bonobolar çoğunlukla anaerkil topluluklarda yaşar ve çatışmalara dövüşle değil, seksle karşılık verirler.
Gelin görün ki yaşam biçimlerindeki tüm bu derin farklılıklara rağmen, dört tür de birbirlerine oldukça benzer şekillerde şaka yapıyor. Birbirlerini dürtüp, vurup, itip, çekip gıdıklıyorlar. Kollar, bacaklar ve nesnelerle sallanma veya bunları sallama davranışları da sıkça görülen bir şey. Şaka yapan birey, diğerinin bir elini ya da ayağını tutarak onun hareketini durdurabiliyor. Bazen maymunlar şaka yaparken nesnelerin altına saklanıyor, bir elini dışarı çıkarıp birinin saçını çekiyor ya da bir çuvalın içindeyken takla atarak başka bir bireyin üzerine düşüyor.
Araştırmadaki bir örnekte ise Azibo adında genç bir şempanze, annesi başka bir şempanzeyi tımarlarken yanına yaklaşıp sırtına vurdu, sonra ise güvenli bir mesafeye çekilerek ona baktı. Azibo bu kışkırtıcı davranışı birkaç kez tekrarladı. Anne maymun, havayı yumruklayarak karşılık verdi ve diğer maymunu tımarlamaya devam ederken usulca Azibo'ya doğru uzandı. Bu tür davranışlar, normal oyundan farklıdır. İki maymun oynarken etkileşim daha simetriktir: birbirlerine yaklaşır, etkileşim sırasında bir arada kalır ya da birbirlerini kovalarlar. Azibo’nun tekrar eden "kışkırt ve güvenli bir mesafeye çekil" şeması ise eğlenceli ama aynı zamanda da kışkırtıcıdır, bu da şakalaşmanın bir özelliğidir.
Yine araştırma sonuçlarına göre genç maymunlar, yetişkinlere göre daha sık şakalaşıyordu, ancak yetişkinler de şakalaşıyordu. Başka bir etkileşimde, Azibo bir yem kabının içine ulaşmaya çalışmak için bir sopa kullanıyordu. Genç maymun sopayı kabdaki bir deliğe her sokmaya çalıştığında, Sandra adında bir yetişkin maymun bu girişimi ya deliği kapatarak ya da sopayı alıp yere bırakarak engelliyordu. Sandra’nın sopayı kendisi için istediği yoktu; sadece Azibo’ya şaka yapmanın peşindeydik istiyordu.
Şakalaşma davranışları, özellikle hedefin bir tepki vermesini sağlamak amacıyla kullanılıyor gibiydi. Maymunlar, diğerlerini sadece çevrenin bir parçası olarak görmekle kalmayıp onlardan bir etkileşim bekliyorlardı. Şakacılar şakalaşma sırasında ve sonrasında, hedeflerine bakarak tepkilerini ölçüyordu. Ardından davranışlarını tekrarlıyor ya da daha da geliştiriyorlardı. Örneğin bir dürtme saç çekmeye dönüşebiliyor, bir oyuncağı sallamak ise başa hafif bir vurmayla sonuçlanabiliyordu.
Bu kışkırtıcı, ısrarcı ve gittikçe artan şakalaşmalar inanılmaz derecede sinir bozucu görünebilir, ancak diğer maymunların tepkileri neredeyse hiç saldırgan olmuyordu. Hedefler genellikle şakacıları görmezden gelerek ya da hafifçe omuz silkerek, el sallayarak ya da onları uzaklaştırmaya çalışarak tepki veriyordu. Bazen oyun oynayarak, sarılarak ya da kendi şakalarını yaparak pozitif tepki de veriyorlardı. Diğer zamanlarda ise sadece kalkıp uzaklaşıyorlardı. Şakalaşma başlamadan önce maymunlar genellikle rahattı ve şakalaşmak ne şakacıyı ne de hedefi huzursuz etmiyordu. Şakacılar hedeflerini kışkırtmaya çalışsa da bunu fazla risk almadan yapıyorlardı. Sonuçta şakalaşmalar muhtemelen stresli değil, sıkıcı anlarda meydana gelir. Araba yolculuğunda arka koltukta sıkılan çocukları düşünün, bu şakalaşma için ideal bir ortamdır. Muhtemelen maymunlar da bu gibi sıkılma durumlarında şakalaşıyorlardı.
Şakalaşma Nasıl Bir Evrimsel Avantaj Sağlıyor?
Dört büyük insansı maymun kuzenimizin hepsinde oyuncu şakalaşmanın bulunması, bunun onlar için önemli faydalar sağladığını gösteriyor. Bu davranışın insanlardaki avantajlarını gözlemleyerek, benzer faydalar hakkında fikir edinebiliriz. Şakalaşma, başkalarının zihinlerini anlamak için iyi bir fırsat sunar. Şakacı, hedefin tepkisini tahmin etmeli ve davranışlarını hedefin muhtemel tepkisine göre ayarlamalıdır. Yakın bir arkadaşınızın hoş karşılayacağı bir şeyi bir yabancı aynı şekilde karşılamaz. Örneğin, en iyi arkadaşınıza “serseri” ya da “beceriksiz” diyebilir ve karşılığında esprili bir şekilde hakaret alabilirsiniz, ancak aynı tepkiyi patronunuzdan ya da bir vergi denetçisinden almanız pek olası değildir. Hatta yakın arkadaşlıklar içinde bile, bir kişinin tepkisi ruh haline veya önceki etkileşimlerinize bağlı olarak günden güne ya da saatten saate değişebilir.
Diğerlerinin size nasıl tepki vereceğini tahmin etmeyi öğrenmek, insanlar ve diğer insansı maymunlar gibi oldukça sosyal hayvanlar için önemli bir beceridir. Bir kavgaya karışırsanız kim sizin arkanızda duracak? Eylemleriniz ya da niyetleriniz belirsiz olduğunda kim size güvenmeye devam edecek? Şakalaşma, sosyal öngörü becerilerinizi geliştirmek ve şekillendirmek için nispeten düşük riskli bir ortam sağlar.
Başkalarının hedeflerini, niyetlerini, bilgilerini ve arzularını tahmin edip anlamak, insan dilinin ve kültürünün temelini oluşturur. Diğer maymunlar dil yoluyla iletişim kuramasa da bu temel becerilerin bir kısmını paylaşırlar ve şakalaşma, bu becerilere bir pencere açar. Çoğu hayvan oyun oynar. Ancak şakalaşma, beden oyunlarından zihin oyunlarına; yani fiziksel oyundan bilişsel oyuna bir geçiş fırsatı sunabilir.
Şakalaşmayı ve bunun insanlar dışındaki canlıların sosyal bilişiyle nasıl ilişkili olduğunu anlamaya daha yeni başlıyoruz. Maymunlar, birinin şaşırıp şaşırmayacağını tahmin edebilir mi? Cartmill ve meslektaşları, maymunların diğerlerinin etkileşimlerini izlerken nelere dikkat ettiğini incelemek için göz takibi gibi yöntemler kullanıyor. Maymunlar, bir sosyal etkileşimde güçlü bir tepki beklediklerinde heyecanlanıyor mu?
Araştırmacılar bunu anlamak adına bu türler için komik, korkutucu veya heyecan verici bir sosyal sahne olabileceği düşünülen durumlarda gözler ve kulaklar çevresindeki kan akışındaki değişiklikleri ölçen termal görüntülemeyi kullanıyorlar. Bu projeler için hâlâ veri topluyor ve analiz ediyorlar, ancak bonobolarla yapılan küçük bir pilot çalışma, bir başka maymunun gıdıklandığını gördüklerinde en azından bazı maymunların heyecanlandığını gösteriyor. Göz pozisyonu ve kan akışı gibi biyolojik ölçümler, bir oyunda maymunun kimle oynamayı tercih edeceği gibi davranışsal ölçümlerle birleştirerek maymunların diğerleri hakkında düşünürken dikkat, hafıza, ruh hali ve davranış tahminin nasıl birleştiğine dair daha eksiksiz bir tablo geliştirmeye yardımcı olabilir.
Şakalaşma şimdiye kadar sistematik olarak yalnızca insanlar ve diğer büyük insansı maymunlarda incelenmiş olsa da araştırmacılar diğer hayvanların da bunu yaptığından şüpheleniyor. Eğer şaka yapmak ilişkiler kurmak, test etmek ve göstermek için bir yol sunup başkalarının davranışlarını tahmin etme pratiği yapma fırsatı sağlıyorsa bunun büyük beyinlere, az yırtıcı tehdidine ve uzun bir çocukluk dönemine sahip diğer sosyal hayvanlarda da evrimleşmiş olmasını bekleyebiliriz. Papağanlar, yunuslar, filler, balinalar ve köpekler bunun için iyi adaylardır.
Ekip, primat olmayan bu türlerden bazılarını inceliyor; ancak hayvanlar âleminde şakalaşmanın neye benzediğini tam olarak anlamak için çok daha fazla gözlemciye ihtiyaç var. Kısa süre önce daha fazla insanı bu çalışmalara dahil etmek amacıyla hayvanat bahçesinde çalışan 100’den fazla bakıcıyla bir anket yapmış ve dünya genelinden hayvanların şakalaşmasıyla ilgili hikayeler toplamaya başlamışlar. Eğer sizin de hayvanların size ya da diğer hayvanlara şaka yaptığına dair hikayeleriniz veya kayıtlarınız varsa, bunları bu web sitesi üzerinden araştırmacılarla paylaşabilirsiniz!
Hayvanlar âlemindeki şakalaşmanın genel bir tablosunu oluşturmak, bu davranışın kökenini ve evrimini nasıl inceleyeceğimizi şekillendirecek. Şu ana kadar tüm büyük insansı maymun türlerinde gözlemlenen şakalaşmalar, insan mizahının köklerinin Aisha adındaki orangutan ile market sırasındaki sıkılmış çocuğun son ortak atasına, yani 13 milyon yıl ya da daha öncesine kadar uzanabileceğini gösteriyor. Maymunlar Netflix’te yayınlanacak bir komedi programı yapamazlar belki, ama bu bulgular şakalaşmanın yakmayı yeni öğrendikleri ateşin ışığında arkadaşına elini uzatıp "parmağımı çek" diyen ilk insandan çok daha eski olduğuna dair güçlü kanıtlar sunuyor.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
- J. Eckert, et al. (2020). Just Kidding: The Evolutionary Roots Of Playful Teasing. The Royal Society, sf: 20200370. doi: 10.1098/rsbl.2020.0370. | Arşiv Bağlantısı
- I. B. Laumer, et al. (2024). Spontaneous Playful Teasing In Four Great Ape Species. The Royal Society. doi: 10.1098/rspb.2023.2345. | Arşiv Bağlantısı
- observinganimals. Teasing — Observinganimals. Alındığı Tarih: 28 Ocak 2025. Alındığı Yer: observinganimals | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 05/02/2025 14:52:05 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19660
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Scientific American. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.