Yeni Nesil Saygı Arayışı: Fenomenlikte Derinleşme Dalgası
YouTuber ve Fenomenler Arasında Sessiz Bir Uyanış

- Blog Yazısı
Türkiye'de sosyal alışkanlıklar genellikle bireysel kararlarla değil, kitlesel eğilimlerle şekillenir. Pandemiyle birlikte sıfır otomobil kuyrukları oluştu. Nedenini bilemediğimiz şekilde durumu olan olmayan herkes sıfır otomobil almaya çalışıyordu. Pandemi sonrasında karavan modası başladı. Herkes doğayla iç içe olacaktı ya, bütün otopark alanları ucuz tabutumsu karavanlarla doldu. Sonrasında tatil beldeleri adeta istila edildi. Televizyonda tatilcileri izlemekten bıkan yurdum insanı, yorganı, tüpü açık kasa Transit'e attı ve klima yerine güneşi seçti, tatil beldeleri berbat görüntülere maruz kaldı. Bitcoin ve kaldıraçlı borsa yatırımları da bir başka dalgaydı — herkes "ben de zengin olmalıyım" telaşıyla girdi, çünkü bir fırsatı kaçırmaktan korkuyordu. Bu açlık psikolojisiyle yapılan her tercih, bireysel olmaktan çok kitleseldi. Yeni bir furya. Hep. Durmadan.
Tıpkı karavan, bitcoin ya da tatil furyaları gibi, sosyal medya da dönem dönem içerik dalgalarına sahne oluyor. Son dönemde, ekranlar eskisi kadar kahkaha peşinde değil sanki. İnsanları güldürerek yükselen bazı YouTuber ve fenomenler, artık sadece "takip edilmek" değil, "saygı duyulmak" istiyorlar. Bana göre fenomen kitlenin yaklaşık %10'luk bir bölümü, kendilerini sadece izleyen değil; aynı zamanda entelektüel olarak takdir eden, ciddiye alan bir izleyici tabanı istiyor. Yani sadece izlenmek, meşhur olmak yetmiyor; üniversite hocalarının, bilim insanlarının, akademisyenlerin de onlara saygı duymasını istiyorlar. Bu farkındalık, yeni bir içerik evresinin kapısını aralıyor. Türkiye'nin geçmiş alışkanlıklarını ve toplumsal reflekslerini bilen biri olarak, bu tohumların yakın gelecekte güçlü bir furya hâline dönüşeceğine inanıyorum. Bu yeni furya; nitelikli izleyicinin dikkatini çekme mücadelesi.
Popüler Bilimin Gerçek Taşıyıcıları Popüler Bilimin Gerçek Taşıyıcıları
Bu dönüşümde yalnızca fenomenler ve YouTuber’lar yok. Çağrı Mert Bakırcı bu işin lokomotiflerinden biridir. Yıllardır YouTube ve Evrim Ağacı sitesi üzerinden 7’den 70’e herkese popüler bilim içerikleri üretmektedir. Kendisi fenomen ya da YouTuber değildir; akademik dünyanın içinden gelen biri olarak içerik üretmektedir.
Nitelik Arayışındaki Yeni Yönelim
Sosyal medya denen dev lunaparkta, yıllardır "maymunluk yapanlar" izlenme rekorları kırıyordu. Ama bu lunaparkın oyuncakları artık sıradanlaştı. Zeka isteyen roller coaster'lar gündemde. Çünkü YouTuber ve fenomenlerin bir kısmı artık sadece "liseli takipçiler"in gözünde parlamak istemiyor.
Çünkü "sayısal çokluk" değil, nitelikli azlık tarafından da takdir edilmek çok daha kalıcı bir şey.
"Quality over quantity" çağının asıl talebi, İzlenmek değil; etkilenmek. Alkış değil; saygı.
Bu noktada şunu da eklemek gerekiyor: Geçtiğimiz günlerde tanınmış bir sosyal medya fenomeni olan Nusret Gökçe, uluslararası bir spor organizasyonunda takım kutlamasına dahil edilmedi, kapıdan geri çevrildi. Bu olay şunu netleştirdi: Çok paranız olabilir, ama parayla girilemeyen alanlar var.
Mesela en basitinden bir üniversiteden "Dr." unvanı almak isteseniz, lisans, yüksek lisans, doktora aşamalarını bilimsel şekilde tamamlamadan bunu alamazsınız. Paranız yetmez. Veya Celal Şengör'ün davet edildiği uluslararası, prestijli, akademik topluluklara, bir medya patronu bile sürat teknesini dolarla doldurup yanaşa bilemez.
Nitelik para ile edinilemeyen bir şeydir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ve şu gerçek unutulmamalıdır: son yıllarda "fenomen" ve "YouTuber" kelimeleri içini kaybettik. Güzellik merkezi açıp lüks içinde görüntüler paylaşan, ardından kamuoyunda derin davalarla anılan kimi isimler; ya da çocuklara hitap ederek bilgisayar oyunu izlettiren, birbirine şaka videoları çeken, yapay içeriklerle güldürmeye çalışan hesaplar... Tüm bunlar, fenomen ve YouTuber kavramlarının içini boşaltarak, bu tanımların toplumdaki algısını zedeledi ve ıraksamasını hızlandırdı.
Ama artık bu kelimelerin içini yeniden doldurma zamanı. Saygın, bilgili, etkileyici içeriklerle fenomen olmanın mümkün olduğu bir dönem başlıyor. Ve bu dönüşümün liderliğini, götürüsüyle değil, görüşüyle dikkat çeken insanlar yapacak.
Hasan Can Kaya, Oxford Üniversitesi'nde program çekerek oradaki Türk öğrencilerle söyleşiler yaptı. Halil İbrahim Göker, internette dolanan kısa bilimsel bilgilerle mini videolar üreterek içeriklerini daha ciddi göstermeye başladı. Candaş Tolga, Celal Şengör ve İlber Ortaylı ile yaptığı kısa soru-cevap formatındaki videolarla, kitlesine yalnızca popüler figür değil, aynı zamanda nitelikli bir iletişim kurabilen biri olduğunu göstermeye çalışıyor. Reynmen'in toplumsal konulara gösterdiği hassasiyet de bu bağlamda değerlendirilebilir. Belki bir karıncanın adımı kadar küçük, ama yönü doğrudur. O da artık sadece eğlenceli değil, 'duyarlı' biri olarak da algılanmak istiyor. Sabancı ailesinin gelini, Prof. Dr. Erkcan Özcan ile evreni anlamaya çalışıyor ve youtube kanalında yayınlıyor. Evet anlamaya çalışıyor, gayret ediyor. Bu örnekler, aslında bir yönelimi temsil ediyor: sadece takip edilmek değil, bir üst zihin grubu tarafından da beğenilmek isteniyor. Hedef, artık sadece geniş kitleler değil; derin kitleler.
Ve dikkat edilirse bu yönelimin doğrudan ekonomik bir amacı da yok. YouTube algoritmaları, akademik videoları futbol caps'leri kadar önermiyor. Akademik kitle zaten daha az sayıda ve daha seçici. O halde neden?
Çünkü mesele artık para değil. Mesele, görünmez ama yakıcı bir ihtiyaç: saygı görmek.
Bu davranışı Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi ile okursak, fenomenlerin en alt basamak olan fizyolojik ihtiyaçlar ve güvenlik düzeyini çoktan geçtiğini; hatta aidiyet ve saygınlık katmanlarını da aştığını görürüz. Artık bir kısmı, piramidin en tepesindeki kendini gerçekleştirme düzeyine ilerlemek istiyor. İçsel doyum, entelektüel tatmin, varoluşsal karşılık...
Ve şimdi, bazı fenomenler ve YouTuber'lar — bana göre bu toplam kitlenin %10'u — bu gerçeği kabullenmekle kalmıyor, bununla ilgili aktif olarak bir dönüşüm yaşıyorlar. Zira onlar sadece "takip edilmek" istemiyorlar; hayranlık duyulmak, ciddiye alınmak, saygı görmek istiyorlar. Ancak geri kalan %90 hâlâ uykuda. Bu yazı, işte o %10’un sessiz ama etkili uyanışına dair bir kayıttır. Çünkü görünen o ki, Türkiye toplumunun sürü psikolojisiyle fırtına gibi katıldığı her trend, bir noktada hızla kitleselleşiyor.
Bilimsel içerikler, toplumsal duyarlılık, akademik etkileşim… Bugün adını verdiğimiz bu insanlar başı çekiyor olabilir. Ama çok yakında diğerleri de “lan bizi kimse aslında umursamıyor mu?” diye düşünmeye başlayacak. İşte o zaman gerçek bir furya başlayacak.
Bu yazı, tam da bu dönüşümün eşiğinde, bir belge, bir kehanet, bir gözlem olarak kaleme alındı. Çünkü mesele artık sayı değil. Mesele değer.
Bu insanlar zaten para kazandı, takipçi kazandı, birbirlerinin programlarına çıkıp çaplarını genleştirdiler. Ama artık gözleri daha yüksek bir yerde: Üniversiteli izleyicide, bilim severde, akademide.
Bu gayret küçümsenmemeli. Bilakis desteklenmeli. Belki de fenomen ve YouTuber kavramlarının yüzeysellikle anılmasını bu insanlar değiştirecek.
Eğer biri YouTube ekranından çıkıp bilgiye, disipline, özene, saygıya yöneliyorsa; bu sadece kendi imajını temize çekmek değil, bütün dijital dünyanın vizyonunu dönüştürmek demektir. Ve bunu yapmaya kalkışan herkese kulak vermek gerekir.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/06/2025 11:54:00 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20786
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.