Pilotlar Korkmaz mı? Kara Kutu Öyle Demiyor

- Blog Yazısı
Belgesellerde bir hava vardır. Ceketler düzgün, levhalar parlak, sesler kararlı. Kamera karşısına geçen pilotlar sıklıkla “Biz korkmayız”, “Ne olursa olsun görev bilinciyle hareket ederiz”, “Pilotlar panik yapmaz” gibi cümlelerle bir tür mitolojinin duvarlarını örer. İzleyiciye empoze edilen şudur: kokpitte bulunan o insanlar artık duygusal varlıklar değil, soğukkanlılıkla şekillenmiş güven makineleridir. Onlara göre korkmak sıradan yolculara mahsustur. Pilot, korktuğunu belli etmemelidir. Hatta, en iyisi hiç korkmamalıdır.
Ancak bu anlatının gerçeklikle çarpıştığı yer, çelikten kutulardır. Kara kutular. Yüzlerce metrelik düşüşten, binlerce parçaya ayrılmış gövdeden sağlam çıkan, sessizce her şeyi kaydeden kutular. Onların içinden çıkan ses kayıtlarında başka bir dünya vardır. Checklist’lerin sırasıyla okunduğu, flap ayarlarının yapıldığı, ATC frekanslarının teyit edildiği o düzenli dakikaların ardından ani bir şey olur. Bir motor durur, bir sensör hata verir, rüzgâr uçağı sarsar. Ve pilot, kahraman rolünden çıkar. İnsan olur.
Kara kutu kayıtlarında duyulan sesler belgesellerdeki kasıntı röportajların tam tersidir. Soğukkanlı checklist dili yerini ani çığlıklara, şaşkınlığa, zaman zaman küfre bırakır. “Fuuuuuck!” diye bağıran bir kaptan pilot, “No no no!” diyerek düğmelere basmaya çalışan bir yardımcı pilot, panikle yankılanan bir “Pull up!” çığlığı… Tümü kayıtlarda belgelenmiştir. Ve bunlar, eğitimli, tecrübeli, on binlerce saat uçmuş insanların ağzından dökülür. Çünkü uçak düşerken rütbe, deneyim, ego hepsi aynı noktada erir. Korku, aynı kapıyı çalar.
Bu kayıtlar bize şunu öğretir: pilotlar, insan oldukları için değerlidir. Korkmadıkları için değil. Gerçek cesaret, korkmamak değil; korkarken işini yapabilmektir. Ve çoğu pilot bunu başarır. Düşerken bile elinden geleni yapar. Son saniyeye kadar trim çarkını döndürür, radyo çağrısı yapar, flap’le, throttle’la uğraşır. Ama ölüm, Hollywood’daki gibi düzgün bir sahneyle gelmez. Işıklar sönmez, dramatik müzik girmez. Sadece bir çığlıkla ve sessizlikle bitiverir.
Belgeseller bu bölümleri göstermez. Pilotların ağladığı, dua ettiği, çığlık attığı bölümler kesilir. Çünkü o imaj bozulmasın istenir. Ama gerçekte uçaklar düşerken kahraman değil, insan olunur. Mükemmel sistemlerin ortasında, sensörler, ekranlar, otopilotlar arasında kalan bir zihin, son saniyede her şeyi bırakır ve saf hayatta kalma içgüdüsüne döner.
İnsanlara güven veren şey aslında pilotların korkmaması değil, korkuya rağmen eylemde bulunmalarıdır. O yüzden gerçek kahramanlık, bir belgeselde ‘korkmuyorum’ demek değil, o düşüş anında trim wheel’i son kez çevirmektir. Hatta çığlık atarak bile olsa. Kara kutuların dili doğrudur, çünkü filtresizdir. Orada halkla ilişkiler yoktur, orada sadece gerçek vardır.
Ve gerçek çoğu zaman şudur: En deneyimli pilot bile düşerken bir insana dönüşür. Belki sadece birkaç saniyeliğine, ama o saniyelerde aslında bütün meslek tanımlanır. Pilotluk, uçağı sadece uçurmak değil, düşerken de doğru şeyi yapmaya çalışmaktır. Bazen ‘fuck!’ diyerek, bazen ‘God help us!’ diyerek, bazen sessizce ama hep insan kalarak.
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/08/2025 13:58:24 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21117
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.