Vitaminler, Metaller ve Harfler Arasında Gizli Bir Uyum mu Var? Bir Sezgisel Keşfin İzinde
Altın, Gümüş, Demir, ve Bakırın, A, K, D, ve B vitaminleriyle ilişkisi

- Blog Yazısı
Özet
Bu yazı, belirli vitaminlerin baş harfleriyle belirli metaller (altın, gümüş, demir, bakır) arasında Türkçede ortaya çıkan çarpıcı uyumun, rastlantısal bir benzerlikten öte, canlılığın oluşumuna dair frekans temelli bir yapıya işaret edip etmediğini sorgulamaktadır. Yazar, bu ilişkiyi yalnızca dilsel değil; biyokimyasal, sembolik ve sezgisel düzeyde ele alarak, canlılığın ardındaki bilinçsel mimariye dair özgün bir bakış açısı sunmayı amaçlamaktadır.
1. Giriş
Canlılık üzerine yapılan bilimsel çalışmalar, genellikle biyokimya, moleküler biyoloji ve evrimsel biyoloji çerçevesinde sürdürülmektedir. Ancak tarih boyunca bazı düşünürler ve bilim insanları, canlılığın yalnızca fiziko-kimyasal süreçlerle değil, aynı zamanda semboller, frekanslar ve bilinç düzeyindeki yapılarla da şekillendiğini ileri sürmüştür.
Bu yazı, böyle bir yaklaşımın çağdaş bir örneğini sunmayı amaçlamaktadır: Türkçedeki dört temel metal adı (Altın, Bakır, Demir, Gümüş) ile dört ana vitamin grubu arasında harfsel bir uyum göze çarpmaktadır. Bu uyumun yalnızca rastlantı mı, yoksa canlı yapısının sembolik temsillerini içeren daha derin bir düzenin ipucu mu olduğu sorusu yazının temel çıkış noktasıdır.
2. Dört Metal – Dört Harf – Dört Vitamin Grubu
Aşağıdaki tablo, Türkçedeki metal isimleri ve bunlarla uyumlu vitamin gruplarını göstermektedir:
Metal Harf Vitaminler
Altın A A ve E vitaminleri
Bakır B B vitamini grubu
Demir D D vitamini
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Gümüş G/K K ve C vitaminleri
Bu eşleşme ilk bakışta bir kelime oyunu gibi görünse de, sezgisel ve bütünsel bir bakış açısıyla ele alındığında, vitaminlerin etki alanlarıyla metallerin sembolik ve enerjetik değerleri arasında dikkat çekici paralellikler ortaya çıkmaktadır.
Örneğin:
Altın: Enerji, ışık, hücresel yenilenme → A ve E vitaminleri
Bakır: Sinir sistemi ve zihinsel çeviklik → B grubu vitaminler
Demir: Kan, bağışıklık, taşıyıcılık → D vitamini (ve dolaylı olarak demirin kendisi)
Gümüş: Arındırıcı, bağ dokusu, cilt → K ve C vitaminleri
3. Vitaminlerin Bedendeki Rolü ve Metalle Rezonansı
Vitaminler genellikle biyolojik fonksiyonlar açısından sınıflandırılır: bağışıklık, kemik sağlığı, metabolizma, vb. Ancak bu yazıda önerilen modelde vitaminler, aynı zamanda organizmadaki enerjetik frekansları dengeleyen biyolojik kodlayıcılar olarak görülmektedir.
Bu bakış açısına göre:
A ve E vitaminleri (Altın): Hücre yenilenmesi, ışıkla ilişkili süreçler, epitel dokular
B vitaminleri (Bakır): Sinir iletimi, bilişsel süreçler, bedensel enerji
D vitamini (Demir): Kemik sistemi, bağışıklıkta ışık aktivasyonu, içsel denge
K ve C vitaminleri (Gümüş): Kan ve bağ dokular, damar sistemi, temizlik ve iyileşme
Burada metaller yalnızca fiziksel değil, frekanssal taşıyıcı olarak da değerlendirilir. Bu durumda vitaminler, bu frekans taşıyıcıların etkilerini açığa çıkaran biyoaktif anahtarlar gibidir.
4. Harflerin Sessel Frekansı ve Bedensel Açılımı
Harfler yalnızca yazılı semboller değil; aynı zamanda ses frekanslarıdır. Bedenin rezonansına etki eden bu sesler, bilinçle beden arasındaki "ince ayar" gibi düşünülebilir.
Bu modelde harflerin anlamları şöyle açımlanır:
A → Açılım, doğuş, ışık frekansı (Altın, A vitamini)
B → Bedenlenme, yapı kurma, enerji aktivasyonu (Bakır, B vitamini)
D → Derinlik, taşıma, kemiksel yapı (Demir, D vitamini)
G/K/C → Keskinlik, dolaşım, temizlik (Gümüş, K ve C vitamini)
Bu ses frekanslarının, ilgili vitaminlerin etki alanlarıyla uyum içinde olması, bu sistemi yalnızca dilsel bir tesadüf olmaktan çıkarıp bedensel-frekanssal bir sembolik haritaya dönüştürmektedir.
5. Dilin Rolü: Türkçedeki Uyumluluk Tesadüf mü?
Elbette bu keşfin temel taşı, Türkçede “Altın-A vitamini”, “Bakır-B vitamini” gibi birebir baş harf uyumlarıdır. Başka dillerde (örneğin İngilizce: Gold–Vitamin A, Copper–Vitamin B gibi) bu uyum doğrudan gözlenmez. Ancak burada temel soru şudur:
“Dilsel yapı, sadece rastgele bir semboller bütünü müdür; yoksa bilincin ve canlılığın kendini ifade ettiği bir titreşimsel düzen midir?”
Bu bakış açısıyla Türkçedeki hizalanma, evrensel bir canlılık şifresinin belirli dillerde açığa çıkan versiyonu olarak değerlendirilebilir.
6. Bu Bir Sistem mi?
Yukarıdaki tüm veriler bir araya getirildiğinde, ortaya şu tür bir sezgisel harita çıkmaktadır:
Altın (A) → A ve E vitaminleri → Hücresel ışık, yaşam gücü
Bakır (B) → B vitaminleri → Zihin-beden enerjisi
Demir (D) → D vitamini → Kemik, bağışıklık, taşıyıcılık
Gümüş (K/C) → K ve C vitaminleri → Arınma, damar, temizlik
Bu düzen, yazarın sezgisel olarak fark ettiği ama sadece kelime değil, frekans, kimya ve bilinç düzeyinde yankı bulan bir yapıyı göstermektedir.
Sonuç
Bu yazı, klasik bilimsel yaklaşımın dışında, sezgi temelli bir sembolik-biyolojik sistem önerisidir. Amaç; kesin bilimsel çıkarımlar yapmak değil, canlılığı oluşturan yapıların ardındaki frekanssal ve bilinçsel ilişkileri tartışmaya açmaktır.
Belki de canlılık; sadece DNA’nın kimyasıyla değil, elementlerin, vitaminlerin ve seslerin ortak bir rezonansı ile şekillenmektedir.
Bu hipotez, bilimsel doğrulama kadar sezgisel keşfin de bilim dünyasında yer bulması gerektiğini savunur.
Yazar Notu
Bu keşif, herhangi bir bilimsel kurum ya da kaynak temelli değil, tamamen sezgisel bir gözlem sürecinin ürünüdür. Akademik doğrulama gerektirir; ancak aynı zamanda, yeni düşünsel kapılar aralamak için değerlendirilmelidir.
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 05/06/2025 21:44:15 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20758
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.