Vitaminlerin Renklerle Dansı: Neden 2, 4, 8 ve 16?

Vitaminler genelde biyokimya kitaplarında sayılar ve harflerle anlatılır: B1’den B12’ye, A’dan K’ya kadar. Ama bazı araştırmacılar ve düşünürler vitaminlerin sadece kimyasal bileşikler değil, aynı zamanda doğadaki ritmik bir düzenin parçaları olduğunu öne sürüyor. Bu yaklaşımda vitaminler; renkler, frekanslar ve biyolojik süreçlerle ilişkilendirilerek daha geniş bir bütünlük içinde düşünülüyor.

Bu yazıda böyle bir bakış açısını ele alacağız. Buradaki yorumlar kesin bir bilimsel gerçek iddiası değil, daha çok “doğa ve biyokimya üzerine farklı bir düşünme denemesi” olarak okunmalı.

Renkler ve Vitaminler Arasında Bir Köprü

Mavi → Serotonin ile ilişkilendiriliyor. Mavinin dinginliği, huzuru ve dengeleyici etkisi burada serotonin nörotransmitteriyle paralellik kuruyor. Bu çizgide yalnızca 2 vitaminin (örneğin C vitamini ve onun benzeri frekansta işleyen bir başka yapı) bulunması, mavinin minimal ve sade karakterine atfediliyor.

Sarı → Dopamin’le ilişkilendiriliyor. Sarı, canlılık ve hareketlilik ile özdeş; dopamin de motivasyon ve ödül duygusunun kimyasal karşılığı. Bu çizgide 4 vitamin bulunması, dopaminin çeşitlilik ve uyaranlara açıklık yönünü yansıtıyor.

Kırmızı → Endorfin ile ilişkilendiriliyor. Kırmızı, yoğun enerji ve kuvvetin sembolü. Endorfinler de beden gücüyle ilişkili. Bu nedenle kırmızı çizgide 8 vitamin yer alıyor; yani daha çok yapı, daha çok enerji kaynağı.

Turkuaz → Adrenalin ile ilişkilendiriliyor. Turkuaz hem dengeyi hem de ani hareketi çağrıştırıyor. Adrenalin de hem koruyucu hem de harekete geçirici rol üstleniyor. Bu çizgide 16 vitaminin bulunması gerektiği düşünülüyor. Adrenalin gibi çok yönlü bir hormonu dengeleyebilmek için daha fazla çeşitlilik şart gibi görülüyor.

B12’den Sonra Ne Oluyor?

Resmi olarak tanımlanan son B vitamini B12 (kobalamin).

Ama bilim tarihinde B13, B14, B15 ve B16 gibi adaylar da var:

B13 (Orotik asit) → DNA/RNA sentezinde rol oynuyor.

B14 (Pteril-heptaglütamik asit) → Sonradan vitamin sayılmadı.

B15 (Pangamik asit) → Alternatif tıpta kullanıldı ama bilimsel kabul görmedi.

B16 (Dimetilglisin) → Vücutta sentezlenebildiği için vitamin statüsü almadı.

Bunların resmi vitamin olarak kabul edilmemesi, aslında “bilimde tanımların nasıl sürekli gözden geçirildiğini” de gösteriyor. Belki de ileride başka moleküller yeniden gündeme gelebilir.

Sonuç

Burada aktardığımız yaklaşım, vitaminleri yalnızca kimyasal moleküller olarak değil; aynı zamanda renkler, hormonlar ve frekanslarla birlikte bir bütünün parçaları olarak görmeye çalışıyor.

Mavi 2, sarı 4, kırmızı 8, turkuaz ise 16 vitamin barındırmalı fikri; doğadaki düzeni bir sayı, ritim ve frekans ilişkisi üzerinden anlamlandırma çabası.

Bu kesin bir yargı değil; daha çok “bakış açımızı genişletme” ve “biyokimya ile doğanın ritmik yapısını bir arada düşünme” daveti.