Tanrı Neden "Var" Değildir?
Ateizm felsefesine göre, Tanrının var olmadığının argümanlar ile kanıtı
Yazımın en başında şunu söylemek isterim ki; Ateizmin bir kutsal kitabı veya bir manifestosu olmadığından tam olarak Ateizm şudur veya budur diyemiyoruz. Yani mesela Ateist olup da yine de cinler vardır veya bizim ne olduğunu bilmediğimiz metafiziksel varlıkların var olması muhtemeldir ya da uzaylı varlıklar belki de bize cin gibi görünmüşlerdir demekte mümkün yani Ateist olduğunuzda bütün metafiziği ve bilemediğimiz her şeyi reddetmeniz gerekmiyor yani olay tercihe bakıyor. Mesela diyelim ki gerçekten de anlayamadığımız, bilmediğimiz ruhani veya başka boyutlardan gelme birtakım varlıklar var ve bu varlıklar her zaman vardı haliyle insanlar bunlara bakıp da bunları kendi dinlerine koymuş da olabilir yani İslamiyet'te buna cin denmesine veya başka bir dinde başka bir isim verilmiş olması o dinin tanrı anlayışını kanıtlamış olmaz, ama tabi bu kişisel bir şey bu yüzden de hayır ya ben Ateistim ve Ateizm de böyle bir şey yok gibi tepkiler vermemize gerek yok, zira Ateizm bir din değil bu yüzden de Ateizm şudur ve şöyle olmak zorundadır diyemiyoruz. Ateizm temelde yalnızca tanrıya inanmamak, yani bir tanrı inancını reddetmekten ibarettir, kalan kısımlar tamamen şahsidir. Öyleyse ilk argüman ile başlayalım.
Argüman1 : Evrenin kendisi bir mucizedir. Teizme göre 1.Argüman : Evrenin kendisi bir mucizedir. Teizme göre tanrı bu evreni yaratmak ile kalmadı ayrıca bu evreni yarattığını bize ispatlayabileceği birtakım imzalar bıraktı, yani evrene bakan, doğaya bakan veya tanrıyı arayan biri mutlaka ve mutlaka tanrıyı bulacaktır, hani diyor ya bazı insanlar “ne öyle zamanında biri suyu ikiye bölmüş veya adam Ay`ı ikiye yarmış bir sürü mucize göstermiş, asa yılan olmuş falan biz böyle şeyler görmüyoruz, dolayısıyla niye inanayım”. İşte bir teist diyor ki sen zaten her an bir mucize ile karşılaşıyorsun senin şu anda konuşabiliyor olman, vücudumdaki kan akışı ya da DNA yapın, parmak izin her şeyin zaten bir mucizeye işaret ediyor. Dolayısıyla mucize görmüyor değilsin mucize beğenmiyorsun.
1. Argümana Cevap: Temelde bu argümana cevap vermek mümkün değil, çünkü bu çürütülebilecek bir şey değil bu tamamen bir yargı. Yani dağa taşa baktığında bence bir yaratıcı var ya diye düşünüyor olabilirsin başkası da savaşlara, tecavüzlere ve ya sidiğe, tere, pisliğe baktığında yaratıcı varsa bile yarata yarata bunu mu yaratmış yani diyebilir. Dolayısıyla bu tamamen senin dışarı baktığında ne hissettiğin ile alakalı bir şey ve hissiyatını çürütecekte değiliz. En fazla şu söylenebilir; diyelim ki bir yaratıcı var. Tamam bu niye senin inandığın dinin yaratıcısı olsun ki ben bir yaratıcıyı kabul edeceğim zaman niye illa da Allah`a veya İsa`ya inanmaya başlayayım. Bu bambaşka bir tartışma, yani bir yaratıcıyı ispatlamak ile bir dinin tanrı kavramını ispatlamak arasında fark ve dediğim gibi bu bir ispat değil.
Argüman 2: Kuşlara bakıyorum ki ve onların gözüme ne kadar güzel göründüğünü bana ne kadar huzur verdiklerini fark ediyorum, meyve sebzelere bakıyorum beni ne kadar tatmin ettiğini tatlarının dilime ne kadar güzel geldiğini anlıyorum, doğaya bakıyorum ve eşsiz bir tasarım eşsiz bir tablo görüyorum, uzaya baktığımda ise bir Haşmet bir Kudret ve mükemmel bir intizam ile kaşı karşıya kalıyorum, evrenin bu kadar büyük olması her şeyin bu kadar uyum içinde hareket etmesi, doğada birtakım fizik kanunlarının bulunması ve bunların hayata elverişli olması gibi saymak ile bitiremeyeceğim sonsuz sayıda şey var. Bütün bunların yanında düzen olan her yerde bir düzenleyicinin de olduğunu bildiğim için evrene batığımda da bütün bu mükemmeliyetin ardında bir güç olduğunu düşünüyorum, yine Örneğin içinde mutlu insanların bulunduğu çok güzel bir tablonun kendi kendine oluşamayacağını bildiğim gibi bunun bir tasarımcısının olduğunu bildiğim gibi şu evrene baktığımda da arkasında bir mimarın olduğunu biliyorum aksini düşünmek son model bir arabaya binip de bu arabanın doğada kendi kendine oluştuğunu motorunun rasgele tasarlandığını ve benzinin de yokluktan kendi kendine dolduğunu iddia etmek kadar gülünç olur. Yine İngiltere kilisesinin kıdemli başpiskoposlarından You Man Tefiore hassas ayar ile ilgili şöyle diyordu; "bir atomun çekirdeğini bir arada tutan güç sadece %2 daha fazla olsaydı Evren toptan infilak ederdi", biraz daha zayıf olsaydı yıldızların yanmasını sağlayan nükleer füzyon gerçekleşmezdi, yine Descartes'te felsefenin ilkeleri kitabında şöyle diyordu "bir şey de ne denli olgunluk görürsek o şeyi oluşturanın da o denli olgun olduğuna inanmalıyız", yani evren ne kadar mükemmelse bunun kaynağı da o kadar mükemmel olmalı hatta daha mükemmel
2.Argümana Cevap : Bizler her şeyimizin planlandığı bir hayata doğduk ve her şey hazır değil mi? Çoktan şehirler yapılış, okullar kurulmuş, her taraf market kaynıyor gidip avlanmak zorunda değiliz, hangi yaşta okula gideceğimiz, hangi yaşta işe başlayacağımız, aşağı yukarı hangi yaşlarda evleneceğimiz her şeyi belli ve şuanda mağaralarda yaşamıyoruz, gayet düzenlenmiş, tasarlanmış bir hayatımız var. Bu yüzden de kalkıp da evreni veya hayata baktığımızda zaten her şeyi tasarlanmış bir şey ile karşılaştığımızdan dolayı bu evreninde tasarlanmış olması gerektiği fikri gayet makul geliyor. İnsan binlerce yıl boyunca doğaya baktığında örneğin; bir volkan patladığında veya bir şimşek düştüğünde cezalandırıldığına inanmıştı veya kolay bir ava denk geldiğinde bugün birisi bana iyi davranıyor, bir ödül veriyor, bugün herhalde şansım yaver gidiyor diye düşünmüştü, yani başına gelen iyi ve kötü her şeyi sanki özellikle başka bir varlık tarafından kendisi için tasarlanmış gibi düşünmüştü. Ve bu yüzden de bu bilmediği varlığa kurbanlar vermeyi onu memnun etmeye ve şansım daha da yaver gitsin diye dua etmeye başlamıştı, bilimin olmadığı dönemlerde bu varlıkla anlaşmak tek çareydi, yani din hayatı kolaylaştırmak için ortaya çıkan bir şeydi ama zamanla buna gerek kalmadı, yani yağmurun ne zaman yağacağı veya volkanların patlayıp patlamayacağı ya da nasıl tarım yapılacağı hangi mevsimlerde sel taşkınları yaşanabileceği, hangilerinde yaşanmayacağı bunların hepsi öğrenilmeye ve bunlara göre plan yapılmaya başlandığında bir tanrıya güvenmektense işini sağlama almak yaygınlaşmaya başladı. Ekim yapacağımızda hesap kitap yaptıktan sonra Tanrı'ya gerek kalmıyordu. Fazla uzatmayayım varmaya çalıştığım şey şu; tasarım argümanı ve benzerleri modern dünyanın mesela hassas ayardan veya indirgenemez karmaşıklıktan bahsettiğinde mutlaka bilimsel birtakım hipotezler sunmamız lazım veya bilimsel bilgiler verip de işte yıldızlar koşullarda oluşur. Evrim şöyle meydana gelmiştir, dünyanın şu aşamalardan geçmesi şöyle şöyle zamanlar almıştır dememiz ve insanları şaşırtmamız lazım, yani baksana ne kadar zor bir süreçten bahsediyoruz. Öyleyse mutlaka bir Tanrı yapmış olmalı. Ama eskiden Tanrı dediğimiz varlık böyle bir varlık değildi, bu yüzden de bu argümanlara cevap vermek biraz zor, çünkü bu insanın yaşam şekli olmuş hayatının 24 saatini belirlemeye ve nasıl yatacağını nasıl kalkacağını, nasıl evleneceğine kadar her şeyi yönetmeye başlamış, haliyle kişiye kalkıp da bir tasarımcı yok veya bu argümanlar saçma argümanlar dediğinde yaptığın şey adeta sen bu yaşa kadar kandırıldın sen bu yaşına kadar enayi gibi böyle şeylere inandın ama tüm bunlar yalandı demek ve bir anlamda anasına avradına sövmek demek.
Argüman3; Çoğunluk Argümanı: Çoğunluk Tanrıya inanıyor. Çoğunluk argümanı dünyaya bakıldığında çoğunluk bir Tanrıya inanmış veya Tanrılara ama tanrı inancı var. isterse Hindu olsun isterse Yahudi olsun fark etmiyor, bunca insan yanılıyor mu. Yani bunların hepsi aptal bir Tanrı yok diyenler mi akıllı. Newton'dan tut Einstein'a kadar birçok bilim adamı Tanrıya inanmışlar ve ister deist isterse panteist olsun bir Tanrıyı kabul etmişler ve bugünde Ateizm dinlere kıyasla azınlıkta o halde kalabalık buna inandığına göre bunca insan Tanrıyı kabul ettiğine göre en azından bir düşünmek lazım.
3.Argümana Cevap: Bin sene önce bütün dünya dünyanın düz olduğuna inanıyordu değil mi. ister Müslüman ister Budist, ister Hristiyan fark etmiyor, bunca insan bir Tanrıya inanıyordu. Evet ama bunca insan dünya düzdür diyordu. Hatta dünyanın düz olmadığını söyleyenler idam ediliyordu, öyle bir raddeye gelmiştik. Fakat bugün dünyanın düz olmadığını biliyoruz, yani kaç milyar kişinin neye inandığı hakikati değiştirmiyor haliyle bu çok da kuvvetli bir argüman değildi, ama işte insan tabiatı her ne kadar koyun olmasak da kabile halinde yaşamak kalabalığa güvenmek veya gizemlerden hoşlanmak, bilinmeyen şeylere ilgi duymak içimizde olan bir şey ki bu bir anlamda fıtrat deliliği ile de alakalıdır.
Bloğumun sonuna gelmiş bulunmaktayım, herkese iyi okumalar dilerim.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/01/2025 05:53:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13894
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.