Rüyalar Çok Tuhaf ; Peki Neden Uyku Sırasında Normal Görünüyorlar?
Uyku sırasında beynimiz karmaşık ve şaşırtıcı yollarla anılarımızı birleştiriyor.

- Blog Yazısı
Rüyalarda imkânsız olaylarla karşılaşır; sonra tamamen farklı olaylara akar; belirgin bir sebep ve süreklilik olmaksızın oradan oraya savruluruz. Bağlamlar, davranışlar, bireyler... Rüyalarımız sırasında hepsi rastgele şekillerde değişir, tutarlı bir anlatıma ve fizik kurallarına aldırmazlar. Her şey çok gariptir. Öte yandan rüya görürken hiçbir şeyi garip hissetmeyiz. Rüyamızda bir süt mağarasında baş aşağı yüzdüğümüzü, hem annemiz hem de iş arkadaşımız olan bir kişinin yanında oturduğumuzu görüyor olabiliriz. Rüya gören benliğimiz yine de şöyle düşünecektir: "Evet, bunların hepsi beklenen şeyler. Her şey, sıradan bir salı günü gibi..."
Neden böyle oluyor? Uykudaki beynimiz, gerçekliği büken olağan dışı deneyimler konusunda neden bu kadar rahat davranıyor?
Aslında bu büyük ölçüde rüya görmemizin nedenine bağlı. Rüya görmenin hafıza konsolidasyonunun çok önemli bir parçası olduğunu söyleyen araştırmaların sayısı giderek artıyor. Akıllı telefonlarımızdaki fotoğrafların aksine beynimiz, uyanıkken biriktirdiğimiz anıları kaydettikten sonra onları amaçsızca ortada bırakmıyor. Beynimizin depoları ve mevcut anı ağları, kimliğimizin ve zihnimizin temelini oluşturuyor. Yeni edindiğimiz anıların da bu depolara ve ağlara entegre edilmesi gerekiyor. "Hafıza konsolidasyonu" denen bu sürecin büyük kısmı rüyalarımız sırasında gerçekleşiyor.
Aslında bu çok mantıklı çünkü uykuda geçirdiğimiz süre, yeni anıların yaratılmadığı ve konsolide edilecekler arasına eklenmediği bir süre. Bu durumu yol çalışması yapılmadan önce yolun kapatılmasına benzetebiliriz. Sonuçta otomobiller yolu kullanırken yolda iş yapmak çok daha zor olurdu değil mi?
Anıların insan beyninde nasıl depolandığını anlamak da önemli. Biyolojik anılarımız, akıllı telefondaki fotoğraflar gibi birbirinden ayrı ve bağımsız dosyalara benzemiyor. Anlaşılan o ki anılarımız. benzersiz ve karmaşık yollarla birbirine bağlanmış ayrı unsurlardan oluşuyor. Örneğin, uzun süreli bir ilişkiniz varsa partnerinizin yüzü, uyanık yaşamınızda karşılaştığınız en tanıdık şeylerden biri olacaktır. Ancak partnerinizi her gördüğünüzde beyniniz onun yüzüyle ilgili yepyeni bir anı yaratsaydı kısa sürede hepsi de aynı şeyle ilgili on binlerce anı birikirdi. Beyniniz için bu hiç de verimli olmazdı. Bu nedenle, partnerinizin yüzü- ne dair yerleşik bir anınız var ve o yüzü içeren yeni anılar oluştuğunda yüzün depolanmış temsiline bağlanıyorlar. Anıların unsurları, deneyimlediğimiz her şeyi temsil edebilir. Görüntüler, sesler, duygular, renkler, insanlar... Bu unsurları faydalı şekillerde birleştirmek ve birbirine bağlamak, hafıza konsolidasyonunun (yani rüya görmenin) işi. Ancak biz uyurken bu hafıza unsurları üzerinde çalışıldığında, unsurlar "etkinleşiyor". Bu, tıpkı bir elektrik devresinin çalışıp çalışmadığını anlamak için güç vermenizin gerekli olmasına benziyor. Bir anı etkinleştiği zaman onu yeniden deneyimliyoruz.
Ancak bilinçli deneyimlerimiz doğa yasalarına uymak zorunda, rüya deneyimlerimizde ise bu yasalar geçersiz. Diyelim ki yaklaşan bir iş toplantısı sizi endişelendiriyor. O zaman endişe unsuru içeren bir sürü yeni anınız olacak. Rüya gören beyniniz, bu yeni endişe unsurunu daha iyi bir şekilde birleştirmek için, onu endişe içeren diğer anılarla ilişkilendirecektir. Belki de ilk kez sahnede şarkı söylerken veya tüplü dalış yaparken ne kadar endişeli olduğunuzu hatırlayacaksınız. Rüya gören beyniniz, yeni endişenizi bu mevcut anılara bağlayacaktır. Sonuç olarak rüyanızda su altında şarkı söylediğinizi görebilirsiniz. Gerçekte bu imkânsız bir eylem olsa da rüya gören beyninizin bunu umursamıyor.
Nihayetinde rüyada olan her şey; beyninizin olayları faydalı şekillerde ve daha iyi işleyebilmek için bir "benlik" duygusu empoze ettiği, karmaşık ve şaşırtıcı yollarla geçici olarak birbirine bağlanan anı parçalarından türetiliyor. Bu da demek oluyor ki rüyalarımızda ne kadar şaşırtıcı ve imkânsız şeyler görürsek görelim, bunlar her zaman beynimizin zaten aşina olduğu şeylerden oluşuyor. Çünkü onlar aslında anılarımız. Mesela bir gün eve geldiğinizde bir de bakıyorsunuz ki eşiniz tüm mobilyaların yerlerini değiştirmiş. Şaşırabilirsiniz ama "Bu yeni mobilyalar nereden çıktı?" diye düşünmezsiniz çünkü aslında onları tanıyorsunuz.
Rüya gören beynimiz de anılarımıza bunu yapıyor. Anılarımızın parçaları rüyada tuhaf ve mantıksız şekillerde karşımıza çıksa da "bunların hepsi tanıdık" duygusu devam ediyor çünkü beynimiz için hepsi gerçekten de tanıdık.
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Dr. Dean BURNETT (Sinir bilimci Dean, son kitabı Emotional Ignorance'ta rüya görmenin doğasını araştırıyor.). Popular Science Temmuz 2023/07 Sayı:135 Sf 86,87.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 04/05/2025 10:19:00 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15239
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.