Osmanlı'da tabirler ( günümüzde olumlama )
Osmanlı döneminde kullanılan tabirler ile günümüzde kullanılan olumlamaların birbirleri ile ilişkileri ve insan psikolojisi

- Blog Yazısı
Söz, yalnızca bir iletişim aracı değil; aynı zamanda ruhu besleyen, şekillendiren ve dönüştüren güçlü bir araçtır. Tarih boyunca toplumlar, sözün bu etkisinden yararlanarak kültürel değerlerini inşa etmiş, bireylerin ruh dünyasında derin izler bırakmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun nezaket ve zarafetle örülmüş konuşma dili ile günümüzün bireysel mutluluğu merkeze alan olumlama kültürü bu anlayışın iki farklı yansımasıdır.
Osmanlı toplumunda söz, adeta ruhun cilası olarak kabul edilirdi. İnsanlar yalnızca ne söylediklerine değil, nasıl söylediklerine de büyük önem verirlerdi. Dil; incelik, tevazu, edep ve saygının bir taşıyıcısıydı. Toplumun her kesiminde, padişahtan esnafa, şairden halk ozanına kadar herkes bu zarafetle yoğrulmuş dili benimsemişti. “Siz kıymetli zat-ı âliniz”, “izzet-i nefsinize dokunmasın”, “nâçizane fikrimce” gibi ifadeler; karşı tarafı yüceltirken aynı zamanda kişinin kendini alçakgönüllülükle ifade etmesini sağlıyordu.
Bu dilin ardında yalnızca edebî bir kaygı değil; aynı zamanda bir terbiye anlayışı vardı. Çocuklara küçük yaştan itibaren “güzel söz söylemenin” bir fazilet olduğu öğretilir, bu sözlerin ruh üzerindeki etkileri anlatılırdı. Böylece konuşma sadece bir aktarım değil, ahlâki bir gelişim aracı hâline gelirdi.
Modern dönemde ise sözün iyileştirici gücü psikoloji ve kişisel gelişim alanlarında yeniden keşfedilmiştir. “Olumlama cümleleri” adı altında bireyler, kendilerine yönelik pozitif ifadeleri tekrar ederek içsel dönüşüm sağlamayı hedeflemektedirler. “Ben değerliyim”, “Yeterliyim”, “Kendimi seviyorum” gibi ifadeler, bireyin özgüvenini artırmak, negatif düşünce kalıplarını dönüştürmek ve zihinsel sağlığı güçlendirmek amacıyla kullanılır.
İlk bakışta Osmanlı’daki zarif konuşma dili ile günümüzün içe dönük olumlama dili birbirinden oldukça farklı görünebilir. Ancak her ikisinin de özünde sözün insan ruhuna yönelttiği bir iyileştirme işlevi vardır. Osmanlı’da bu işlev sosyal ilişkiler, nezaket ve maneviyat ekseninde şekillenirken; günümüzde bireysel farkındalık, içsel huzur ve özgüven ekseninde biçimlenmektedir.
Her iki yaklaşımda da söz yalnızca dış dünyaya değil, aynı zamanda iç dünyaya da hitap eder. Osmanlı’daki bir beyefendinin, bir başkasına duyduğu saygıyı dile getirişi; günümüzde bireyin kendi benliğine duyduğu şefkatin yansımasıdır. Zamanlar farklı olsa da sözün gücü aynı kalır: Ruhları şekillendirir, iyileştirir ve toplumu dönüştürür.
Sonuç
Osmanlı’nın sözle terbiye anlayışı ile günümüzün sözle iyileşme kültürü, aynı kökten beslenen iki ayrı çiçektir. Geçmişin nezaket dolu dili, bugünün bireysel olumlama arayışıyla birleştiğinde; hem toplumsal hem de bireysel düzeyde sağlıklı bir iletişim kültürünün temelleri atılmış olur. Bu nedenle tarihî mirasımızı yalnızca nostaljik bir değer olarak değil; bugünün sorunlarına çözüm sunan bir kaynak olarak da değerlendirmeliyiz. Unutulmamalıdır ki, sözle terbiye edilen bir toplum, sözle iyileşen bireylerden ol
uşur.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/06/2025 17:00:31 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20574
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.