Osmanlı’da Kardeş Katli ve Fetret Devri: Bir Hanedan Krizi

- Blog Yazısı

1. Osmanlı’da İlk Kardeş Katli: I. Murad Dönemi ve Şehzade Yakup Olayı
Osmanlı hanedanı, kurulduğu ilk dönemlerden itibaren tahtın selâmetle devamını temin etmek için sert önlemler almıştır. Bu bağlamda, hanedan içinde ortaya çıkan rekabetin önüne geçmek için uygulanan kardeş katli usulü, ilk kez I. Murad’ın vefatı sonrasında yaşanmıştır. 1389’da Kosova Savaşı’nda şehid düşen I. Murad’ın yerine oğlu Yıldırım Bayezid geçerken, kardeşi Şehzade Yakup’un boğdurulması kararlaştırıldı. Devlet erkânı, bu uygulamanın hem taht kavgalarını önleyeceğine hem de merkezi otoritenin zayıflamasını engelleyeceğine inanıyordu. Böylece Osmanlı’da kardeş katli hem bir devlet politikası hem de hanedan birliğini koruma yolu olarak kurumsallaştı (İnalcık, 2003; Uzunçarşılı, 2011).
2. Yıldırım Bayezid’in Saltanatı ve Ankara Savaşı’nın Tesiri
Yıldırım Bayezid, 1389’dan 1402 yılına kadar tahtta kalmış ve Anadolu’da pek çok beylik üzerine yürüyerek Osmanlı topraklarını genişletmiştir. Özellikle Balkanlar’da ve Anadolu’da etkin bir sultân olarak devletin sınırlarını güçlendirmiştir. Ancak 1402’de Timur ile yapılan Ankara Savaşı, Osmanlı tarihi için dönüm noktası olmuştur. Bayezid bu muharebede esir düşmüş, 1403 yılında esaret altında vefat etmiştir. Bu yenilgi, Osmanlı ordusunun ve devlet teşkilatının ciddi bir zaafa uğramasına neden olmuş, iç karışıklıkların fitilini ateşlemiştir. Sultanın esaret ve ölümünün ardından ortaya çıkan taht mücadelesi, Fetret Devri olarak adlandırılan karmaşık bir dönemi başlatmıştır (Finkel, 2007; Imber, 2002).
3. Fetret Devri: Hanedan İçinde Taht Mücadelesi ve Devletin Parçalanması
Yıldırım Bayezid’in vefatından sonra taht, oğulları arasında paylaşılmaya çalışılmış ancak bu durum büyük bir iç savaş ve fitneye sebep olmuştur. Süleyman, İsa, Musa ve Mehmed adlarındaki dört şehzade, Osmanlı tahtı için birbiriyle amansız mücadeleye girişmiştir. Bu mücadeleler devletin birliğini bozmuş, merkezi yönetim zayıflamış ve Osmanlı toprakları geçici olarak parçalanmıştır (Kafadar, 1995; İnalcık, 2003).
3.1. Şehzade Süleyman Çelebi’nin Rumeli Hakimiyeti
En büyük oğul olarak Süleyman Çelebi, Rumeli’de Edirne’yi merkez edinerek hâkimiyet kurdu. Bizans ile diplomatik ilişkiler tesis ederek bölgedeki durumu nispeten stabilize etmeye çalıştı. Süleyman, hanedan mücadelesinde üstünlük sağlamaya gayret ettiyse de diğer kardeşlerle devam eden çekişmeler, devletin istikrarını sağlamakta yetersiz kaldı (Uzunçarşılı, 2011).
3.2. Şehzade İsa Çelebi’nin Anadolu’daki Mücadeleleri
İsa Çelebi, Anadolu’da Bursa ve çevresinde etkinlik sağlamaya çalıştı. Ancak diğer kardeşleriyle olan çatışmalar, onun gücünü artırmasını engelledi. Anadolu’daki beylikler de bu dönemde bağımsızlıklarını ilan etmeye yöneldiği için İsa’nın durumu oldukça zorlaşmıştır (İnalcık, 2003).
3.3. Şehzade Musa Çelebi’nin Rumeli’deki Mücadelesi
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Musa Çelebi, Rumeli’ye geçerek Süleyman’a karşı mücadele verdi. Bu iç savaşlar, Osmanlı’nın Balkanlar’daki hakimiyetini zayıflattı. Sonunda Mehmed Çelebi ile karşı karşıya gelen Musa mağlup oldu ve öldürüldü (Finkel, 2007).
3.4. Şehzade Mehmed Çelebi’nin Tahta Çıkışı ve Fetret Devri’nin Sonu
Mehmed Çelebi, 1413 yılında diğer kardeşlerini saf dışı bırakarak Osmanlı tahtını ele geçirdi. Fetret Devri’ni sona erdiren Mehmed, merkezi otoriteyi tekrar tesis etti. İdari ve askeri reformlar yaparak devletin yeniden inşası için çalıştı. Onun döneminde Osmanlı, dağılmanın eşiğinden dönerek güçlü bir devlet olma yolunda ilerlemeye başladı (Imber, 2002; Kafadar, 1995).
4. Fetret Devri’nin Osmanlı Devletine Etkileri ve Kardeş Katlinin Meşrulaşması
Fetret Devri, Osmanlı devlet yapısında ciddi zafiyetlere yol açtı. Merkezi yönetim zaafa uğradı, askerî teşkilat çöktü, mali kaynaklar azaldı ve devletin birliği büyük ölçüde tehlikeye girdi. Ancak bu kriz aynı zamanda hanedan içi ihtilafların devlet için ne kadar tehlikeli olduğunu göstermiştir. Kardeş katli, bu ihtilafların önüne geçmek için gerekli ve meşru bir yöntem olarak benimsenmiştir. Bu politika, Osmanlı’nın “devlet-i ebed müddet” anlayışı doğrultusunda hanedanın ve devletin devamlılığını sağlamak için kullanılmıştır (İnalcık, 2003; Uzunçarşılı, 2011).
5. Sonuç: Osmanlı’da Kardeş Katlinin Devlet Politikası Haline Gelmesi
Osmanlı hanedanında yaşanan iç mücadeleler ve Fetret Devri süreci, kardeş katlinin aslında devletin bekası için kaçınılmaz bir tedbir haline geldiğini göstermiştir. Bu dönem, Osmanlı tarihinde hanedan mensupları arasındaki iktidar mücadelesinin devlet yapısını ne denli sarsabileceğini açıkça ortaya koymuştur. Ancak bu krizler aynı zamanda Osmanlı’nın siyasî geleneğinde yeni bir sistemin tesisine zemin hazırlamıştır. Kardeş katlinin meşrulaştırılması, yalnızca hanedanın huzurunu sağlamakla kalmamış, aynı zamanda devletin devamlılığı için güvenlik mekanizması olarak işlev görmüştür. Böylece Osmanlı, diğer çağdaş devletlerden farklı olarak, hanedan içi çatışmaları önleyecek sert ama etkili bir yol benimsemiştir.
Bu politika, “devlet-i ebed müddet” yani ebediyen devam edecek devlet anlayışının somut bir yansımasıdır. Fetret Devri’nden sonra özellikle II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmet)'in şu şekilde formüle ettiği “Ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizâm-ı âlem içün katl itmek münâsibdir. Ekser ulemâ dahi tecviz etmişlerdir. Anınla âmil olalar” kardeş katli, daha sistematik ve kurumsal bir hale gelmiş, Osmanlı tahtının istikrarı sağlanmıştır. Elbette bu uygulama insanlık ve ahlak açısından tartışmalı olsa da, Osmanlı’nın uzun ömürlü imparatorluk olmasında önemli bir unsur olarak kabul edilmiştir. Sonuç olarak, kardeş katli Osmanlı hanedanının siyaset sahnesinde hem bir kriz hem de çözüm aracı olarak yer almıştır.
Kaynakça
- Finkel, C. Osmanlı Rüyası. İstanbul: Timaş Yayınları, 2007
- İnalcık, H. Osmanlı İmparatorluğu: Klasik Çağ (1300–1600). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2003
- Imber, C. The Ottoman Empire, 1300–1650. New York: Palgrave Macmillan, 2002
- Kafadar, C. Between Two Worlds: The Construction of the Ottoman State. Berkeley: University of California Press, 1995
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/05/2025 06:25:55 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20706
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.