Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Osmanlı Devleti’nde Askerî Yapılanma: Osman Gazi’den Vak‘a-i Hayriye’ye Uzanan Süreç

Klasik Dönemden Modernleşmeye Osmanlı Ordusunun Dönüşümü

6 dakika
9
Osmanlı Devleti’nde Askerî Yapılanma: Osman Gazi’den Vak‘a-i Hayriye’ye Uzanan Süreç Wikipedia
  • Blog Yazısı
Nizâm-ı Cedîd Ordusu
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Osmanlı Devleti’nin altı yüzyılı aşan uzun tarihinde askerî teşkilat, devletin doğuşundan yıkılışına kadar varlığını belirleyen temel kurumlardan biri olmuştur. Küçük bir uç beyliğinin aşiret gazileriyle başladığı askerî macera, XVI. yüzyılda üç kıtaya hükmeden devasa bir imparatorluk ordusuna dönüşmüş, XVII. yüzyıldan itibaren bozulma ve çözülme belirtileri göstermiş, XVIII. yüzyılda ıslahat hareketleriyle yeniden düzenlenmeye çalışılmış ve nihayet XIX. yüzyıl başında Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla yepyeni bir döneme kapı aralamıştır. Osmanlı askerî yapısındaki değişim, yalnızca savaş meydanlarındaki başarı ya da yenilgilerle değil, devletin idari, ekonomik ve toplumsal yapısıyla da doğrudan bağlantılıdır. Aşağıda Osman Gazi dönemindeki ilkel örgütlenmeden başlayarak klasik çağın timar ve kapıkulu sistemine, Yeniçeri Ocağı’nın kuruluşuna ve bozulmasına, donanmanın yükselişine ve nihayet 1826’daki Vak‘a-i Hayriye’ye kadar bu teşkilatın geçirdiği tarihsel evrim uzun bir anlatımla ele alınmaktadır.

Osman Gazi döneminde henüz devlet kimliğine kavuşmamış olan beylik, sınır boylarında Bizans’a karşı gazâ ruhuyla hareket eden göçebe Türkmen aşiretlerine ve “alp” ya da “gazi” diye adlandırılan gönüllü savaşçılara dayanıyordu. Bu dönemde ordunun yapısı son derece esnek ve düzensizdi; savaş zamanı toplanan bu kuvvetler, barış döneminde kendi hayvancılık ve ziraat işleriyle uğraşır, silahlarını da kendileri temin ederlerdi. Bununla birlikte Osman Gazi, fethettiği bölgelerde subaşılar ve kadılar görevlendirerek asayiş ve adaletin tesisine önem vermiş, ganimetin paylaşımına dair kurallar koyarak askerler arasındaki nizamı korumaya çalışmıştı. Bu ilk adımlar, ileride kurulacak düzenli ordunun zeminini hazırlamıştır.

Orhan Gazi’nin 1326’da Bursa’yı fethetmesinden sonra devlet şehirleşmiş, bürokrasi ve maliye kurumsallaşmaya başlamış ve böylece askerî teşkilatta da süreklilik ihtiyacı doğmuştur. Orhan Bey, 1328 civarında Türk gençlerinden seçilen ve barışta kendilerine tahsis edilen topraklarda ziraat yapan, sefer vakti ise orduya katılan Yaya (piyade) ve Müsellem (atlı) sınıflarını kurarak Osmanlı’daki ilk yarı-sürekli askerî birlikleri oluşturdu. Bu birlikler sefer sırasında ulufe adı verilen gündelik ödeneklerle desteklenir, barışta ise toprakları sayesinde devlete yük olmadan geçinirlerdi. Böylelikle Osmanlı ordusu, komşu beyliklerin çoğundan daha düzenli ve disiplinli bir yapıya kavuştu; bu durum fetihlerin kalıcı olmasına katkı sağladı.

Tüm Reklamları Kapat

Osmanlı askerî teşkilatının gerçek anlamda dönüşümü ise I. Murad döneminde yaşandı. Bu devirde padişaha bağlı maaşlı ve daimi bir Kapıkulu Ordusu oluşturuldu. Kapıkulu askerleri doğrudan merkez hazinesinden ulufe alıyor, böylece beylerbeyleri veya tımarlı sipahilerden bağımsız olarak sultana itaat ediyorlardı. Aynı dönemde fethedilen toprakların gelirleri sipahilere tahsis edilerek timar sistemi tesis edildi; sipahiler barışta topraklarını işlerken savaşta atlı asker olarak orduya katılıyor ve beraberlerinde belirli sayıda cebelü (yardımcı asker) getiriyorlardı. Böylece Osmanlı ordusu hem merkezde kapıkulu birlikleriyle hem de taşrada timarlı sipahilerle çift kanatlı bir askeri düzene kavuşmuş oldu. Bunun yanı sıra Akıncılar, Azebler, Martoloslar ve Voynuklar gibi yardımcı sınıflar sınır güvenliği, keşif, öncü akınlar ve lojistik görevler için istihdam edildi.

Bu dönemin en dikkat çekici gelişmesi ise kuşkusuz Yeniçeri Ocağı’nın kuruluşudur. Çoğu tarihçiye göre 1363 dolaylarında I. Murad devrinde “pençik” usulüyle, daha sonra ise sistemli bir biçimde devşirme yöntemiyle toplanan Hristiyan kökenli gençlerin İslâm terbiyesi ve askerî eğitimle yetiştirilmesi sonucu kurulan Yeniçeri Ocağı, Osmanlı’nın daimi ve disiplinli yaya ordusunu teşkil etti. Hacı Bektaş-ı Veli’ye atfedilen manevi himaye sebebiyle Bektaşî tarikatıyla yakın bağlar kuran bu ocak, üyelerinin evlenmelerinin yasak oluşu, kışlalarda sıkı talim görmeleri ve maaşlarını doğrudan hazineden almaları sayesinde kısa sürede Osmanlı’nın en seçkin asker sınıfı haline geldi. İstanbul’un fethinde surlara ilk hücumu gerçekleştiren bu piyadeler, XV. ve XVI. yüzyıllardaki Osmanlı zaferlerinde belirleyici rol oynamışlardır.

Fatih Sultan Mehmed’in tahta çıkışıyla birlikte Osmanlı ordusu daha da kurumsallaşmış, kapıkulu ocakları ayrıntılı bir teşkilat şemasına kavuşmuştur. Topçu, Cebeci, Humbaracı ve Lağımcı ocaklarının kurulmasıyla ateşli silahların etkin biçimde kullanılması sağlanmış, bu sayede özellikle surlarla çevrili şehirlerin alınmasında büyük üstünlük elde edilmiştir. Öte yandan Tersane-i Âmire’nin inşası ve Barbaros Hayreddin Paşa’nın kumandası altında geliştirilen donanma Osmanlı’yı XVI. yüzyılda Akdeniz’in hâkimi yapmıştır. Bu dönemde Osmanlı ordusu kapıkulu-timar ikili yapısı, çeşitli yardımcı sınıfları ve güçlü donanmasıyla dünyanın en disiplinli ve kudretli askerî gücü sayılmıştır.

Ancak XVI. yüzyılın sonlarından itibaren fetihlerin yavaşlaması, ganimet gelirlerinin azalması, uzun süren Avusturya ve İran savaşlarının maliyeti ve ekonomik sıkıntılar askerî yapıyı sarsmaya başlamıştır. Özellikle Yeniçeri Ocağı’nda disiplinsizlik baş göstermiş, kanunen yalnızca devşirme gençlerden seçilmesi gerekirken Türk ve hatta yabancı unsurların rüşvet karşılığı ocağa girmesi yaygınlaşmıştır. Yeniçerilerin evlenmesi, esnaflığa yönelmeleri ve talimden uzaklaşmaları, ordunun vurucu gücünü zayıflatmıştır. Benzer şekilde timar sistemi de bozulmuş, devlet gelirlerinin iltizam yoluyla nakde çevrilmesi taşradaki sipahi ordusunun erimesine yol açmıştır. XVII. yüzyıl boyunca merkezde kapıkulu askerlerinin siyasete karışması, taşrada Celâlî isyanlarının patlak vermesi, Osmanlı ordusunun klasik çağdaki disiplinli yapısını geride bırakmasına sebep olmuştur.

Tüm Reklamları Kapat

Avrupa’da ateşli silahların, top teknolojisinin ve kale tahkimatının hızla gelişmesi karşısında Osmanlı’nın yenilikleri takipte geri kalması da bu bozulmayı derinleştirdi. Topçu ocakları çağdaş modernizasyonu yakalayamadı; ordunun lojistik ve menzil teşkilatı uzun süren seferlerde yetersiz kaldı. Denizlerde ise kadırgalardan yelkenli kalyonlara geçişteki gecikme Osmanlı donanmasının gücünü azalttı ve 1770’teki Çeşme Baskını gibi ağır kayıplara zemin hazırladı.

XVIII. yüzyılda Osmanlı ordusunu yeniden düzenleme çabaları hız kazandı. III. Ahmet devrinin Lâle Devri’nde Avrupa tarzı bazı yenilikler düşünülmüşse de asıl ciddi ıslahat girişimleri 1730’larda Humbaracı Ahmed Paşa (Comte de Bonneval) eliyle gerçekleşti; topçu sınıfı yeniden teşkilatlandırıldı, humbaracı ocağı kuruldu. III. Selim döneminde ise (1789-1807) Nizam-ı Cedid Ordusu adıyla Avrupa usulü talim yapan, modern silahlarla donatılan yeni bir ordu oluşturuldu ve bunun masrafları için İrad-ı Cedid Hazinesi tesis edildi. Ayrıca Mühendishane-i Bahrî-i Hümâyun ve Mühendishane-i Berrî-i Hümâyun gibi teknik okullar açılarak topçu, humbaracı ve mühendis yetiştirilmeye çalışıldı. Ne var ki Yeniçeri Ocağı bu reformlara şiddetle karşı çıktı; 1807’deki Kabakçı Mustafa İsyanı ile Nizam-ı Cedid lağvedildi. Buna rağmen Osmanlı’da askerî modernleşme fikri kalıcı olarak yerleşmişti.

Yeniçeri Ocağı, XVII. yüzyıldan beri süregelen bozulmasını XVIII. yüzyılda da devam ettirmiş, sık sık ayaklanarak devlet idaresini baskı altında tutmuştur. II. Mahmud dönemine gelindiğinde bu ocak artık Osmanlı’nın modernleşmesinin önündeki en büyük engel olarak görülüyordu. 1826’da yeni tarzda talim için kurulan Sekban-ı Cedid ve ardından Eşkinci Ocağına karşı yeniden isyan eden yeniçeriler, 15-16 Haziran 1826’da tarihe Vak‘a-i Hayriye (Hayırlı Olay) olarak geçen bir harekâtla ortadan kaldırıldılar. Kışlaları topa tutulan yeniçeriler büyük ölçüde imha edildi, ocak tamamen ilga edildi ve yerine Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye adıyla modern bir ordu kuruldu. Böylece 14. yüzyıl ortalarında I. Murad tarafından kurulan Yeniçeri Ocağı, 463 yıl sonra Osmanlı tarihinde kapanmış oldu.

Bu uzun süreç, Osmanlı askerî teşkilatının yalnızca bir savaş makinesi değil, aynı zamanda imparatorluğun yükseliş ve gerileme dönemlerini yansıtan bir barometre olduğunu ortaya koymaktadır. Askerî kurumlar, özellikle Yeniçeri Ocağı, hem Osmanlı’nın büyümesinde hem de krizlerinde başlıca etken olmuş, ordunun teknolojik yeniliklere uyum sağlayamadığı dönemlerde devletin siyasî ve askerî üstünlüğü kaybolmuştur. Vak‘a-i Hayriye ile kapatılan Yeniçeri Ocağı, bir devrin sonunu, modernleşme çabalarının ise başlangıcını simgeler.

Okundu Olarak İşaretle
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • İsmail Hakkı Uzunçarşılı. (1988). Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal. ISBN: 9789751600400. Yayınevi: Türk Tarih Kurumu.
  • İsmail Hakkı Uzunçarşılı. (2011). Osmanlı Tarihi (4.Cilt, 1.Kısım). ISBN: 9789751600158. Yayınevi: Türk Tarih Kurumu.
  • Halil İnalcık. (2009). The Ottoman Empire The Classical Age 1300-1600. ISBN: 9781842124420. Yayınevi: Phoenix yayınevi.
  • Halil İnalcık, et al. (2011). Archivum Ottomanicum 28. ISBN: 43893300.
  • STANFORD J. SHAW, et al. (2002). History Of The Ottoman Empire And Modern Turkey. ISBN: 0521291666. Yayınevi: Cambridge University Press.
  • Suraiya Faroqhi. (2014). Osmanlı' Da Kentler Ve Kentliler. ISBN: 9789753330060. Yayınevi: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
  • Daniel Goffman. (2014). Osmanlı Dünyası Ve Avrupa 1300-1700. ISBN: 9789758704590. Yayınevi: Kitap Yayınevi.
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 01/10/2025 07:22:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21539

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close