Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

-Münzevi Mektupları-

NE İÇİN YAŞIYORSUN?

5 dakika
3
-Münzevi Mektupları- Mersin Gazetesi
  • Blog Yazısı
Mersin Gazetesi köşe Yazımın başlık resmidir
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Ne için varsan onun için yaşa.

Hayat amacın ne ise onun için savaş verir, onu savunur, o şeyin savaşçısı olur ve onun uğrunda ölürsün.

Militanı olduğun ego, senin kim olduğunu belirler yani.

Tüm Reklamları Kapat

Ne için yaşıyorsun dostum?

Para mı? İyi bir çevre mi? Zengin ve statü sahibi arkadaşlar mı?

Her gece yinelenen, üç kadeh rakı, beleş yemekler, selfi çekilen lüks mekanlar, sırf durum güncellemesi paylaşmak için var olan ve bundan haberi olan takım elbiseli amcalar ve onların parlak arabaları mı ve

tüm bunların bedeli olarak sabaha kadar terlemek mi?

Tüm Reklamları Kapat

İç dünyandaki kirli düşünceleri dışarıya yansıtmadan başarılı bir şekilde yol alamazsın.

İster istemez bilinçaltı dünlük hayatta ki normallerimizin altına serpiştirir asli duygularımızı.

İşte bu yüzden, bilinç ve mantık olarak temiz ve ari düşüncelere sahip bir insan olarak yaşamak temel felsefemiz olmalı.

Ne için varsan, onun için yaşa…

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Hayatın özeti aslında bu.

Hepimiz bir amaç için buradayız, bir anlam arayışı içinde koşturup duruyoruz.

Amaçsızca savrulmak, rüzgârın önündeki kuru yaprak misali oradan oraya sürüklenmek, içimizi kemiren bir boşluk yaratıyor.

İşte bu yüzden, insan önce kendi içinde bir düzen kurmalı.

Kafasının içi dağınık olanın, dışı da dağınık olur, bu durum ister istemez davranışlarına, söylemlerine, dinlediği şarkılardan tutun giydiği elbiseye hatta gazetede baktığı sayfalara kadar etkiler kişiyi.

Düşüncelerimiz, aslında dünyayı nasıl gördüğümüzü belirleyen en büyük faktörlerden biri.

Tüm Reklamları Kapat

İçimizde ne varsa, dışarıya da onu yansıtıyoruz.

Doğrusu da bu değil midir?

İç dünyamız kirlendikçe, hayata bakışımız da bulanıklaşıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Kendi iç dünyasını arındırmadan, temizlemeden, bir insanın hayatında kalıcı bir başarı yakalaması neredeyse imkânsız.

Düşüncenin Gücü ve Bilincin Temizlenmesi Meselesi

Hepimizin zihni bazen gereksiz düşüncelerle dolup taşıyor. Bazen geçmişin yükü, bazen gelecek kaygısı, bazen de başkalarının hayatına fazlaca odaklanmak…

Bunlar birikir, birikir ve sonunda hayatımızın merkezini işgal eder.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Klasikler Seti 2 (8 kitap)

Ağaçlar
“Üzgün olduğumuzda ve hayata katlanamadığımızda bir ağaç şöyle konuşabilir bizimle: Sus! Bak bana! Yaşamak kolay değil, yaşamak zor değil. Bunlar çocuksu düşünceler. Bırak konuşsun içindeki Tanrı, o zaman susacaklar. Yolun seni anandan ve yurdundan uzaklaştırdığı için endişelisin. Ama attığın her adım, her yeni gün seni anana yaklaştırır. Orası ya da şurası değildir yurdun. Yurt ya içindedir ya da hiçbir yerde.

Yollara düşme özlemiyle kederlenir yüreğim, akşamları rüzgârda uğuldayan ağaçları duyduğumda. Sessizce, uzun uzun dinlerseniz, bu özlemin esası da anlamı da çıkar ortaya. Sanıldığı gibi acıdan kaçıp gitme arzusu değildir bu. Yurda, ananın belleğine, hayatın yeni kıssalarına duyulan özlemdir. Eve götürür insanı. Her yol eve götürür, her adım doğumdur, her adım ölümdür, her mezar anadır.

Böyle uğuldar ağaç, çocuksu düşüncelerimizden ürktüğümüz akşam vakitlerinde. […] Ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. Kendisi dışında başka bir şey olmayı arzulamaz. Yurt budur. Mutluluk budur.”

Resimli Başyapıtlar: Aurélia

Gérard de Nerval

Resimleyen: Ali Çetinkaya

“Yavaş yavaş aydınlanan belirsiz bir yeraltıdır uyku, burada gölgeden ve gecenin içinden, arafı mesken tutmuş, ciddiyetle hareketsiz duran soluk siluetler çıkagelir.”

Nerval rüyaları bildiğimiz dünyayla gerçeküstü dünya arasındaki iletişimi sağlayan bir vasıta olarak görür. Yazıları onun mantık ve tutarlılıkla kuvvetli bağını sarsan hayaller ve fantezilerle doludur. Bunun en önemli örneklerinden biri olan ve en önemli eseri kabul edilen Aurélia’da düşle gerçeklik, delilikle yaratıcılık arasındaki belirsiz, gizemli çizgiyi, kendi ruhsal deneyim ve arayışlarından yola çıkarak inceliyor.

Fransız romantizminin önemli yazar ve şairlerinden, sembolizm ve gerçeküstücülük akımını olduğu kadar T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire ve Marcel Proust gibi pek çok yazarı etkilemiş Nerval eşsiz ve zarif edebi üslubuyla saflık, kaybedilmiş gençlik, kendini gerçekleştirme ve güzellik ideallerini yansıtan imgeleri Aurélia’da buluşturuyor.

Resimli Başyapıtlar: Beyaz Geceler

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Resimleyen: Nicolai Troshinsky

“Hayalperest eski hayallerinin arasında, külleri karıştırır gibi, soğumuş yüreğini yeniden ısıtacak, onu yeniden hayata döndürecek bir kıvılcım arar boş yere. Bulacağı kıvılcımla sönen o güzel hayallerinin ateşini yeniden yakacak, kanını kaynatan, mutluluk gözyaşları döktüren müthiş düşlerine tekrar kavuşacaktır.”

Sekiz yıldır yaşadığı St. Petersburg’da kimseyle yakınlaşamamış ama şehri evleriyle, yüzleriyle ezbere bilen yalnız, kederli, hayalperest bir genç adamın dört beyaz gecesinin öyküsü bu.

Hayalperestimiz sıradan gece yürüyüşlerinden birinde Nastenka’yla karşılaşır. Hayatın yabancısı bu ikili kısa sürede hikâyelerini, dertlerini, hayallerini paylaşacak kadar yakınlaşır; birlikteyken kederleri, huzursuzlukları uğramaz yanlarına; geceleri ve ruhları aydınlanır. İnsanın tek başınalığı, kalbini birine korkusuzca açabilmesinin imkânıyla bir aradadır Beyaz Geceler’de. Bu imkân bir an kadar bile olsa, “Böyle bir an ömrü boyunca yetmez mi insana?”

Dünya edebiyatının en güçlü yazarlarından Dostoyevski’nin külliyatında kendine has, ayrı bir yeri olan Beyaz Geceler’in zarif ve yalın üslubuna bu kez Nicolai Troshinsky’nin büyüleyici çizimleri eşlik ediyor.

Resimli Başyapıtlar: Dönüşüm

Franz Kafka

“Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu.”

Kafka işte bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlıyor yirminci yüzyılın en etkileyici eserleri arasında yer alan Dönüşüm’e.

Keskinliği ve yalınlığıyla Kafka’nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan bu başyapıt, Arjantinli çizer Luis Scafati’nin hayal gücüyle birleşince, ortaya seyre doyulmaz bir edebi ziyafet çıkıyor.

“Kafka’nın sanatı okuyucuyu onu yeniden okumaya zorluyor. Eserlerinin sonları –ya da olmayan sonları– açık açık ifade edilmeyen, ama hikayenin başka bir bakış açısıyla yeniden okunmasını gerektiren açıklamalar sunuyor.”

Albert Camus

“[Kafka] ziyadesiyle bürokratikleşmiş bir toplumun şiirsellikten yoksun kumaşını romanın o muazzam şiirine; bir adamın gayet sıradan öyküsünü… bir mite, destana, daha önce görülmemiş bir güzelliğe dönüştürüyor.”

Milan Kundera

Gizemli Bir Maske

Fernando Pessoa

Geç git, kuş, geç git, bana da geçip gitmeyi öğret!

Bir bilinmezlik olmayı seçen, yazma eylemini kendine özgü bir sahne yorumuyla icra eden, Modernizmin geç keşfedilen öncülerinden Fernando Pessoa başyapıtı sayılan Huzursuzluğun Kitabı’nda şöyle yazar: “Yaratmak uğruna kendimi yok ettim; kendi içimde o kadar dışıma attım ki kendimi, kendimin dışında varlık sürüyorum artık. Farklı oyuncuların farklı oyunlar oynadığı boş bir sahneyim ben.” Bu benzersiz günlük, Bernardo Soares imzalıdır. Şiirle yaşamış, yarattığı onlarca kimlik, karakter aracılığıyla modern şiire ve yazına mührünü, hayattayken yayımladığı tek Portekizce şiir kitabı ve üç İngilizce kitabın yanında koca bir bavul elyazmasıyla bırakmıştır Pessoa.

Martín López-Vega’nın hazırladığı bu seçki, Pessoa’nın baş aktörleri olarak nitelenen, kendisinin de öyle kurguladığı Alberto Caeiro, Ricardo Reis, Álvaro de Campos’un şiirlerinden bir seçmeyi Adolfo Serra’nın illüstrasyonlarıyla bir araya getiriyor.

Bugün, yapıtıyla ördüğü bulmaca hâlâ bütünüyle gün ışığına çıkmamışken, dünyanın başka coğrafyalarında başka “yaşayan karakter”lere kendine özgü bir bilgelikle dokunarak sözünü sürdürüyor Pessoa.

Dünyada ileri gitmek için ne kadar çok şey ödünç aldım!

Ne kadar ödünç şeyi sanki benimmiş gibi kullandım!

Ben kendim de, yazık ki, bana ödünç verilen şeylerden başka bir şey değilim.

Resimli Başyapıtlar: Kara Kedi

Edgar Allan Poe

“Yazmak üzere olduğum bu çılgın, ama bir o kadar da basit hikayeye inanmanızı beklemiyorum. Kendi aklım bile, olanları apaçık gördüğü halde, onları inkar ederken, sizden bunu beklemem delilik olur. Ama deli olmadığımı biliyorum, hayal görmediğimden de eminim. Yarın öleceğim için bugün içimi dökmem gerek.”

Edgar Allan Poe’nun gizemli ve karanlık dünyasına hoş geldiniz! Dehşeti, korkuyu, düş ile gerçeklik arasındaki muğlaklığı, insanın karanlık yüzünü ve çaresizliği anlatan Poe’nun tekinsiz öykülerine, bu kez Luis Scafati’nin eşsiz çizimleri eşlik ediyor. Büyük bir özenle kullandığı siyahın hakim olduğu çizimleriyle karanlık ve hassas bir dünyanın kapılarını aralayan Scafati ile duyduğu dehşetli ürperişi okuyucusuna iletmekte benzersiz bir dile sahip Edgar Allan Poe’nun öyküleri bir araya gelerek benzersiz bir atmosfer yaratıyor.

“Edgar Allan Poe’nun öykülerini çok sevdiğim için gerilim filmleri yapmaya başladım.”

Alfred Hitchcock

“Edgar Allan Poe, ona hayat veren nefesi üflemeden önce dedektiflik hikâyeleri neredeydi?”

Arthur Conan Doyle

Palto

Nikolay Gogol

Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkâr hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu.”

“Küçük adam”ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy

Akakiyeviç’in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya’sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılan ise otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza’nın büyüleyici çizimleri.

“Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.”

Dostoyevski

“Gogol’un Palto’da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder.”

Vladimir Nabokov

Resimli Başyapıtlar: Satranç

Stefan Zweig

Stefan Zweig’ın intihar etmeden kısa süre önce kaleme aldığı Satranç zulüm, saplantı, aklın gücü ve bu gücün yaratacağı kötülükleri ele alan ve yayımlandığından beri bütün dünyada büyük yankı uyandırmış bir klasik. Satranç tahtasının siyahı ve beyazı gibi iki kutbun –iyiyle kötünün, kibarla kabanın, insanla makinenin, akılla deliliğin, cehaletle bilginin, açgözlülükle tamahkarlığın– arasında, kendi içimizde bitmeyen bir satranç maçına devam eden bizim hikâyemiz…

New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemide yolcular arasında Dünya Satranç Şampiyonu Mirko Czentovic de bulunmaktadır. Kaba, vurdumduymaz, cahil, açgözlü bir insan olsa da Czentovic tam bir satranç dehasıdır. Gemidekiler kendisiyle maç yapmak isterler. Genç satranç oyuncusu bu isteklerini geri çevirmez ve üst üste galip gelir, ta ki bir maç sırasında ağırbaşlı, çekingen bir yabancı ortaya çıkıp oyuna müdahale edinceye kadar. Bu yabancı uzun zamandır satranç tahtasına elini sürmediğini söylese de verdiği taktikler sayesinde maç berabere biter.

Akif Kaynar’ın karakterlerin iç dünyasını yansıtan, öykünün önemli noktalarını canlandıran resimleri de Zweig’ın bu ölümsüz klasiğini bambaşka bir boyuta taşıyor.

Devamını Göster
₺1,400.00
Klasikler Seti 2 (8 kitap)

Kendi hayatımıza odaklanmak yerine, başkalarının ne yaptığına bakarak bir ömür tüketiyoruz. Sonra da neden yol alamadığımızı sorguluyoruz.

Oysa yapılması gereken şey çok net:

Kendi zihnimizi arındırmak.

Kirli düşünceler, ön yargılar, gereksiz korkular ve bizi aşağı çeken duygular…

Bunların farkına varmazsak, onlar fark edilmeden içimizde büyümeye devam eder.

Kendi içimizde ne kadar saf, ne kadar dürüst ve ne kadar net olabilirsek, o kadar huzurlu bir hayat yaşarız.

Peki, bu temizliği nasıl sağlayacağız?

Öncelikle farkındalıkla başlamalıyız.

Gün içinde kafamızın içinden geçen düşüncelere dikkat edelim.

Olumsuz, gereksiz, başkalarına zarar veren veya bize faydası olmayan düşünceler hemen zihnimizi işgal ediyorsa, onları sorgulamalıyız.

Tüm Reklamları Kapat

Gerçekten bu düşünceler bana fayda mı sağlıyor, yoksa sadece zihnimi kirleten çöpler mi?

İşte bu soruyu sormak, zihinsel temizliğin ilk adımıdır.

Başkalarına Değil, Kendine Odaklanmayı Başarabilmek

Başkalarının hayatını sürekli merak eden, dedikodu yapan, insanların ne yaptığıyla ilgilenen biri, kendi hayatına odaklanamaz.

Tüm Reklamları Kapat

Çünkü enerjisini yanlış yere harcıyordur.

Hayatta başarılı olan insanlara baktığımızda ortak bir özellik görürüz:

Hepsi kendi yolunda yürüyen, başkalarıyla kıyas yapmayan insanlardır.

Eğer bir insan, kendi hayatına dair net bir vizyona sahipse, başkalarının ne yaptığıyla gereksiz yere ilgilenmez.

Tüm Reklamları Kapat

Elbette çevremizdeki insanlara karşı duyarlı olmalıyız, sosyal varlıklarız sonuçta ama bu duyarlılık, merak ve dedikodu boyutuna taşındığında bizi ileri değil, geri götürür.

Bazen de kendimizi başkalarıyla kıyaslayarak gereksiz bir rekabete gireriz.

O şunu başardı, bu bunu yaptı diye kendi iç huzurumuzu kaybederiz.

Oysa herkesin hayatı kendine özeldir, çünkü herkesin gülü kendine güzel kokar, doğru mu?

Tüm Reklamları Kapat

Kendi yolumuzu çizmek, başkalarının yoluna bakmaktan çok daha değerlidir.

Düşüncelerin Hayata Etkisi Var mıdır?

Bilinçaltımızda ne varsa, hayatımıza da onu çekiyoruz.

Bir insan sürekli başarısız olacağını düşünüyorsa, gerçekten de başarısız olur çünkü zihni, o doğrultuda çalışmaya başlar ama kendine inanıp, hedeflerine odaklanan biri, sonunda başarıya ulaşır.

Tüm Reklamları Kapat

Bu yüzden, zihnimizi her gün olumlu düşüncelerle beslemeliyiz.

Bunu bir tür zihinsel temizlik olarak düşünebiliriz.

Her sabah uyandığımızda yüzümüzü yıkıyoruz, değil mi?

Peki, zihnimizi temizlemek için ne yapıyoruz?

Tüm Reklamları Kapat

Eğer her gün olumsuz haberler okuyarak, gereksiz tartışmalara girerek ve kendimizi değersiz hissettiren düşünceleri besleyerek güne başlıyorsak, o günümüzün güzel geçmesini nasıl bekleyebiliriz?

Bilinçli bir şekilde zihnimizi temiz tutmaya çalışmalıyız. Kendimizi kötü hissettiren düşünceleri yakalamalı, onların yerine daha pozitif ve yapıcı düşünceler koymalıyız.

Yaşamda ki En Güzel Şey: Mantık ve Bilinçle Hareket Etmek

Hayatta başarılı olmanın yollarından biri de mantıklı ve bilinçli hareket etmektir.

Tüm Reklamları Kapat

Duygularımız bizi bazen yanlış yönlendirebilir, ama mantığımızla hareket ettiğimizde daha sağlıklı kararlar alabiliriz.

Mesela, bir hata yaptığımızda hemen kendimizi suçlamak yerine, mantıklı bir şekilde o hatadan ders çıkarmaya çalışmalıyız.

İnsan olmak, hata yapmayı da beraberinde getirir. Ama önemli olan, aynı hataları tekrar etmemek ve her hatadan bir şeyler öğrenmektir.

Zihnimizi temiz ve mantığımızı sağlam tutarsak, hayatta her zaman bir adım önde oluruz. Çünkü gereksiz kaygılar, korkular ve ön yargılar bizi yavaşlatmaz.

Tüm Reklamları Kapat

İçimizde bir denge kurar, hayatı daha akılcı ve daha bilinçli bir şekilde yaşarız.

Kendi Gerçeğini Yaşamak Yaşayanlardan Mısınız?

Ne için varsan, onun için yaşa…

Hayat bize başkalarının doğrularına göre yaşamak için verilmedi.

Tüm Reklamları Kapat

Hepimizin kendi hikayesi, kendi yolu var.

Bu yolu başkalarının beklentilerine göre değil, kendi doğrularımıza göre çizmeliyiz.

Toplumun bizden beklediği şeylerle kendi isteklerimiz bazen çelişebilir ama sırf başkaları ne der diye istemediğimiz bir hayatı yaşamak, kendimize yapabileceğimiz en büyük haksızlık olur.

Bilinçli ve mantıklı bir insan olarak yaşamak, kendi kararlarımızın arkasında durmak demektir.

Tüm Reklamları Kapat

Başkalarının ne düşündüğünden çok, bizim gerçekten ne istediğimiz önemli olmalı.

Sonuç olarak, zihnimizi temiz tutmak, mantığımızı korumak ve kendi yolumuzda yürümek, hayatı gerçekten dolu dolu yaşamanın anahtarıdır.

Düşüncelerimizin gücünü fark ettiğimizde, hayatımızda birçok şeyin değişmeye başladığını göreceğiz.

Kendimize ve hayata daha bilinçli bir şekilde yaklaştığımızda, başarı da huzur da peşimizden gelecektir.

Tüm Reklamları Kapat

Ve unutmayalım:

İç dünyamız ne kadar temizse, dış dünyamız da o kadar berrak olur…

Gelecekte Görüşmek Üzerine…

Okundu Olarak İşaretle
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • İnanılmaz 1
  • Umut Verici! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Üzücü! 1
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 11/08/2025 19:26:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20158

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close