İnsanlar Neden Tanrıya İnanır, Metafizik ve Tanrı Gerçekten Var Mıdır ?

- Blog Yazısı
1) Dilsel ve Mantıksal Analiz
Metafizik iddialar genellikle belirsiz, muğlak veya yuvarlak dil kullanır. Bu iddiaların mantıksal tutarlılığını zayıflatır yada doğruymuş yanılgısına uğratır. Örneğin tanrı her şeyi bilir iddiasındaki "her şey" kavramının sınırları bile belli olmadığı için mantıksal sorunlar içerir hem tanrının geleceği de bilmesi özgür irade kavramıyla çelişir. Öte yandan falcılık ve astrolojide çokça kullanılan "bir şeyin peşindesin, iyi bir haber alacaksın,kaybın olacak" gibi yuvarlak ifadelerdir her insan bu tür durumlarla karşılaşabilir yahut kurandaki dilin her türlü anlama çekilebilir olması yanılgıya düşürür iddiaları geçersiz yapar.
2) Tarihsel ve Kültürel Görelilik
Metafizik iddialar, tarihsel kültürel coğrafi bağlamlara göre şekillenir. Bu evrensel bir iddianın mümkün olmadığını gösterir. Örneğin arap yarımadasında meydana gelen islam dini cehennemi çoğunlukla çok sıcak bir yer olarak tasvir eder çünkü arabistan sıcaktır fakat iskandinav mitlerinde cehennem çok soğuk bir yer olarak tasvir edilir bu da dini yaratanların yaşadığı çevre koşularından etkilendiğini gösterir. Bu insan bilincinin bir sürecidir insan bulunduğu yerden dolayı zorluklar çekmişse oluşturduğu dinde ceza olarak aynı şeyi uygun görecektir. Bir başka örnekte İslamda cenette meyve şarap ve kadınlar olacağı tasvir edilirken Japon mitlerinde sınırsız pirinç olacağı tasvir edilir bu da yine dini yaratanların vizyonuyla ilgilidir. Fakat bilimsel iddialar nettir ve ait olduğu bağlamda evrenseldir kütle çekimi, izafiyet, elektromanyetizma gibi bilimsel teoriler uygun koşullarda daima geçerlidir.
3) Bilimsel Bilginin İlerlemesi ve Metafizik İddaların Gerilemesi
Tarih Boyunca bilimsel bilgi ilerledikçe metafiziksel açıklamaların alanı daralmıştır. Bilim metafiziksel iddiaların açıklamaya çalıştığı olguları doğal süreçlerle ve tutarlı yasalarla açıkladıkça bu iddialar da geçerliliğini yitirmiş ve alanını daraltmıştır. Yıldırımlar, akıl hastaları,depremler,seller, doğal afetler tanrıların öfkesiyle veya doğa üstü varlıklarla açıklanırken bilim coğrafya, jeoloji, elektromanyetizma psikoloji gibi alanlarda ilerledikçe bu açıklamalara gerek kalmamıştır.
4) Metafiziksel İdiaların Yanlışlanamazlığı
Karl Popper'a göre bir iddianın bilimsel olabilmesi için yanlışlanabilir olması gerekir yani ortaya "canlılar doğal olarak seçilir ve uyum sağlayanlar hayatta kalır böylelikle türleşme gerçekleşir" iddiası deneysel olarak test edilebilir ve yanlışlanabilir. Fakat "tanrı vardır ve kendini gizler bu şekilde bizi imtihan eder" iddiası deneysel olarak test edilemez ve ad hoc varsayımdır yani ortaya atıldığı bağlamda kendini doğru olmaya mecbur eder ve çürümeye karşı korumuş olur aynı iddiayla insanlar da kendini tanrı ilan edebilir ("Ben tanrıyım fakat sizi korkutmamak ve iletişime geçmek için insan formuna büründüm eğer sizlere mucizeler gösterirsem imtihanımın anlamı kalmaz bana inanın ben hakikatı bildiriyorum bilimi tavsiye ediyorum insanları yarattığım sanatı araştırmaya teşvik ediyorum bana saygı duyun haktan sapmayın ve bana iman edin sizi çok seviyorum lakin eğer bana iman etmezseniz sizi tekrar tekrar yakarım ve işkence ederim çünkü bunu yüceliğime yediremiyorum eğer bana iman edip salih ameller işleyenlerden olursanız sizi ödüllendiririm cennettimde sizi güzel eşlerle evlendiririm yiyecek içecek ikram ederim peki bu vaatlerim ve sözlerim tanrı oluşumun doğası gereği beni sizden münezzeh ve üstün yapar mı sizden farkım olur mu sahi, ben gerçekten tanrı mıyım?"). Metafizik iddialar bu nedenden dolayı yanlışlanamaz o yüzden bilimsel değildir. Ayrıca parantezde verdiğim örnekteki bütün söylemler insanidir ego, sevgi, saygı, itaat, yücelik, üstünlük, nefret, öfke, ödül ve ceza bütün bunlar insana özgüdür ve bilincin bir parçasıdır eğer tanrı varsa bile böyle bir herif olamaz.
5) Ockham'ın Usturası ve Gereksiz Varsayımlar
Ockham'ın usturası ilkesine göre en basit açıklama GENELLİKLE doğruya en yakın olandır. Metafizik iddialar genellikle gereksiz ve karmaşık varsayımlar içerir. "Evrende bir devinim ve düzen var bu nedenle tanrı var" bu iddia temelde 2 2 daha 4 gibi basit bir mantık yürütme gibi gelse de kendi tanımı gereği matematikten farklıdır bu yüzden aynı kefeye konulamaz ve doğal süreçlerle açıklanabilecek bir olayı gereksiz ve sonrasında daha karmaşık soruları doğruan bir iddiadır (Tanrının doğası ve kökeni gibi). Bu iddia non sequitur yada sonuca atlama safsatasadır ve içi boş bir iddiadır.
6) Metafizik İddiaların Tutarsızlığı
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bilimsel bilgi, tutarlı ve birbiriyle uyumlu metodolojik olarak ilerleyen kümülatif bir olgudur. Metafizik iddialar ise genellikle rasyonellikle çelişir ve yalnızca kendi evreni içinde tutarlılık içerebilmektedir. Tanrının doğa olaylarını yönetmek için melekler görevlendirmesi kendi dini sistemi içinde tutarlı gözükse de doğa olaylarını doğal süreçlerle açıklayan nesnel yasalarla çelişir insanlar bu durumda bilişsel çelişkiye düşer ve farklı cevaplar verebilirler. "her şey tanrının ol demesiyle olur olguların açıklanabilmesi ve yasalarla sabit olması düzeni gösterir bu tanrının yaratma sanatıdır." hayır, yaratan insandır tanrı hayal ürünüdür melekler cinler mitler koca karı masalıdır inancı rasyonelleştirmek metafiziğin epistemolojik statüsüne aykırıdır ve kişisel görüş ve deneyim meselesidir sezgiseldir.
7) Pratik Uygulanabilirlik ve Pratik Sonuçlar
Bilimsel bilgi, pratik uygulamalara dönüşebilir ve insanlığa somut faydalar sağlar. Metafizik iddialar ise genellikle somut bir sonuç vermez sadece olgulara soyut açıklamalar getirir. Dinler insanlara psikolojik fayda ve rahatlama sağlasa da bunu din olmadan da yapmak mümkündür. Tıp bilimi, hastalıkları tedavi edebilen çok geniş bir yelpazeye sahipken "ruhun şifası" gibi masallar somut bir sonuç üretemez. Dualar muskalar hatimler insanlara hiç bir fayda sağlamaz sonuç veremediğinde böylesi daha hayırlıdır sen tanrının işini bilemezsin bu bir imtihan demek çürütülmekten kaçmaktır ve üstte bahsettiğim non sequitur safsatsıyla ilgilidir.
8) Bilimsel Bilginin Kesin Tahminleri
Bilimsel bilgi genellikle kesin ve tutarlı tahminler sunar fakat metafizik yuvarlak iddialarla kandırır her ne kadar ilk bakışta doğru ve gerçekçi dursa da nesnellik içermez. Bilim yaşamı daha sağlıklı ve mutlu yaşamaya yararken doğa olaylarını açıklarken evrenin oluşumuna karşı güçlü bir açıklama sunarken teknolojiyle yaşamı kolaylaştırırken Nietsche'nin dediği gibi günümüz toplumunda tanrıya gerek kalmamıştır, tanrı ölmüştür insanların içinde. Dinler insanlara iç huzur sağlasa da dar ve sığ kalıplardan çıkıp özgürce somut amaçlar edinmek insanı uzun vadede daha mutlu eder.
9) Anlam Arayışı ve Tanım Üretme
İnsan doğası gereği şeylere anlam yükler. Vahşi doğada hayatta kalan atalarımız bu şekilde evrimleşmiştir eğer size doğru hızla yaklaşan bir aslanı saliseler içinde fark edip ne olduğunu anlayıp harekete geçmezseniz bittiniz, ölürsünüz. Bu anlam yükleme işi yıllar içinde birikerek günümüz insanının hayal gücüne ulaşmıştır bu yüzden insanlar doğa olaylarını açıklayabilmek için mitolojik varlıklara ihtiyaç duymuştur.
10)Ontolojik Delile Cevap
Klasik ontolojik delil tanrının varlığı hakkında öne sürülen en yaygın delillerden biridir
bu argüman, zihindeki tanrı kavramının mükemmelliği ve üstünlüğü nedeniyle yalnızca zihinde var olamayacağı zihnin dışındaki bir üst alemde de bulunması gerektiğinin zorululuğundan bahseder bu noktada öncelikle "mükemmellik iyilik üstünlük vb." gibi kavramlar üzerinde durmalıyız iyi dediğimiz şey nedir pragmatistlere göre iyi faydalı olandır idealistlere göre iyi salt doğru olandır hedonistlere göre estetik olandır yani evrensel bir iyilik yada mükemmellik kavramından bahsedemeyiz ama insan kendi paradigmalarına uygun olan her şeyi kabul etme eğilimine sahiptir. Müslüman bir insan zekat verip hacca gitmeyi iyi olarak kabul eder ama müslüman olmayan bazı kişiler bunu ticaret amaçlı bir kandırmaca olarak görebilmektedir yani yine dediğim gibi kenine uygun olanı insan iyi olarak kabul eder buradaki iyilik üstünlük mükemmellik yücelik büyüklük tekillik sentetik olarak bağıl kavramlardır ve göreli niteliğinin belirlenebilmesi için referans sistemi gerekir. Yani her iyi kendisinden kötü olanı ve aynı zamanda daha iyi olanı da gerektirir sonsuz iyilik kavramı yine insan algısının bir sonucudur zihinde bu kavramların var olması onu gerçek yapmaz bu mantıktan hareketle kurgusal karakterleri de var edebiliriz zihin dış dünyadan topladığı verileri sentezleyerek farklı ürünler yaratır (cin tek boynuzlu at koca ayak kurt adam) bunların zihinde var olması her nekadar her iyi kendinden üstün olan bir iyiyi gerektirip mutlak iyinin ve her sonucun yada olgunun sebebini gerektirip bu nedenler zincirinin başının olmasının gerektiği gibi gözükse de içinde bulunduğumuz evrenin dışındaki alem için geçersizdir çünkü neden sonuç ilişkisi zamanın başlangıcıyla var olmuştur ayrıca islam hristiyanlık yahudilik gibi çoğu dinde tanrı da bu neden sonuç kavramına ve zamana dahildir ademin elmayı yemesi şeytanın isyan etmesi gibi olaylar nedenler ve sonuçlardan oluşan masalldardır bu evrenden münezzeh olan bir tanrı bu evrenle aynı zaman kavramına ve sebep sonuç ilişkisine dahil olamaz ayrıca olsa bile dinlerde anlatıldığı gibi insani vasıflara sahip olamaz yarattığı bu koskoca evrende ve düzende minicik değersiz güçsüz insanlarla aynı vasfı içeriyorsa insanların da bu evrene göre üstün niteliklere sahip olması gerekir bu yüzden tanrı allah veya isa mesih olamaz.
11) Kötülük Problemi
Kötülük problemi günümüz medyasında ve çevrede her nekadar çoktan çürütülmüş boş bir iddiaymış gibi dursa da argümanın kendisi eksik ve sığ olarak yansıtılmaktadır
Problemin bir başka sunuluşu yüzyıllar sonra David Hume tarafından Din Üstüne Diyaloglar adlı eserinde Philo’nun ağzıyla şöyle yapılmıştır

Tanrı kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor?
Öyleyse o güçsüzdür.
Yoksa gücü yetiyor da kötülüğü önlemek mi istemiyor?
Öyleyse o iyi niyetli değildir.
Hem güçlü, hem de iyi ise, bu kadar kötülük nasıl oldu da var oldu?
David Hume
Problem değişik versiyonlarla defalarca tekrarlanmıştır. Kötülük probleminin çok bilinen bir versiyonu da çağdaş filozof John L. Mackie tarafından ileri sürülmüştür
Tanrı vardır.
Tanrı mutlak iyidir.
Tanrı her şeye kādirdir (Her şeye gücü yeter).
Kötülük vardır.
Yukardaki maddelerden herhangi üçünü kabul eden kişi, dördüncüsünü reddediyor olmalıdır. Yani:
Eğer Tanrı varsa (madde 1) ve mutlak iyiliği (madde 2) istiyorsa ve istediği her şeyi yapabilecek kadar güçlüyse (madde 3) kötülük olmamalıdır.
Eğer Tanrı varsa (madde 1) ve sadece iyiliği istiyorsa (madde 2), fakat Dünya'da kötülük varsa (madde 4) Tanrı istediğini yapamıyor demektir. Böylece Tanrı her şeye kādir değil demektir.
Eğer Tanrı varsa (madde 1) ve her şeye kādirse (madde 3) ve kötülük de varsa (madde 4), Tanrı kötülüğü yaratmış ve mutlak iyi değildir.
Son olarak, eğer Tanrı aynı zamanda mutlak iyi (madde 2) ve her şeye kādirse (madde 3) ve buna rağmen kötülük varlığını sürdürüyorsa (madde 4) böyle bir Tanrı var olamaz.
Buna karşın tanrı iyidir fakat insanların iyi olmasını onların iradesine bırakmıştır denilebilir fakat eğer tanrı mükemmel ve iyiyse insanları sınıyor olsa bile yine kendi yarattığı çok sevdiği affettiği ve hoşgörülü olduğu kullarına bukadar fazla ve sonsuz kötülüğü de var etmez en azından kötülüğü daha hafif yada referans alınabilmesi adına farklı bir şekilde yaratabilrdi ayrıca sırf kendi egosunu tatmin etmiyor diye onları sonsuz acıyla cezalandırıp işkence etmezdi bunlar da insani duygulardır ve zihinde böyle bir tanrının tasvir edilmesi psikolojide pek çok şekilde açıklanabilmektedir.
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 15/06/2025 20:23:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19906
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.