İnsanın İçindeki Sanat Merakı
İnsan Neden Sanat Yapar, Buna Neden İhtiyaç Duyar?

- Blog Yazısı
İnsanoğlu yıllardır dünya üzerinde ve bununla beraber pek çok geliştirdi. Teknoloji sadece bunun görünen kısmı, insan insan olmaya devam ettiği sürece toplumları, ahlaklarını ve birçok şeyi geliştirdi. Sanat ise insanın ne denli derin bir canlı olduğunu bize gösteren şeydir, insanların sosyal canlılar olmasının getirdiği bu iletişim ve kendini ifade etme merakı bugün sanat dediğimiz kavramı ortaya çıkardı. Peki sanat nedir? Hepimizin aklına inanılmaz tablolar, edebi eserler vb. şeyler geliyor ama bence sanat yapmak için yoktur, sanat anlamak için vardır. Herkes bir şekilde resim çizebilir ama resme duyguyu aktarmak en zorudur, herkes bir hikaye yazabilir ama bu hikayeye her insanın içine dokunacak ve toplum eleştirisi yapacak dokunuşlar katamaz.
Bu dediklerimden yola çıkarak sanatın çok zor bişe olduğu ortaya çıkabilir ama bence öyle değil. Sanat dediğim gibi anlam üzerine kuruludur ve anlamsız bir şeyde sanat olabilir çünkü anlamsızlıkta bir anlamdır sonuçta. Bir resme bakınca ne hissediyorsunuz? Bu herhangi bir resim olabilir örneğin küçük bir çocuğun çizdiği basit bir resim veya büyük bir ressamın çizdiği tablo. Çocuğun çizdiği resim her ne kadar anlamsız gelse bile çocuk için büyük anlamlar taşır o resim, aynısı ressamlar içinde geçerli, ressamın çizdiği tablo kendisine farklı bizlere farklı hisler uyandırabilir buna en büyük örnek Salvador Dali'dir benim için.
Geçmiş zamana baktığımızda ilkel insanların yaptığı duvar resimlerini görürüz ve bunlar gerçekten o insanlar için büyük anlamlar taşıyordu. Her ne kadar sanki geleceğe mesajmış gibi dursa bile bir çeşit dini bir ritüel olduğu düşünülüyor. Yaşam tarzlarını, avlanma biçimlerini, avladıkları hayvanlara kadar bu resimlerde görebiliyoruz. Sanat aslında en başında bir çeşit ibadet aracı ve bir iletişim aracıydı. İlkel insanlar av planlarını aktarmak için bu resimleri kullanmış olabilir veya avladıkları hayvanları çizip bunu bir çeşit ayin haline getirip dilemiş olabilirler. Biraz daha ileri sararsak zamanı Mısır'da sanat tamamen bir ibadet aracıydı, ölen güç ve iktidar sahibi insanları gömerken onun mezarının etrafına hayatından kesitleri çizerlermiş ve bu çizimler yaratıcılığa kapalıdır çünkü tamamen bir tekniği vardır ve sert kurallı bir çizim yöntemiydi. Örneğin bir insan çizecekseniz sol ayağı sağ ayağına göre önde olmak zorundaydı. Mezar başına çizdiğiniz resimlerde hayal gücü değil o kişinin hayatından kesitler ve onun tanınırlığı için o kişinin hayatından sembolik şeyler katmanız gerekiyordu.
Sanat insanın kendini anlamlandırma çabasıyla ivme kazanmıştır. Yazının icadıyla birlikte insan edebiyat gibi kocaman bir sanat dalının kapısını aralamıştır (Ben bu yazıda daha çok resim ve edebiyat üzerine duracağım fakat müzik gibi sanat dalları da bi bu kadar köklüdür.) edebiyat insanın kendini ifade etmesini daha da kolaylaştırdı çünkü edebiyat resim kadar yetenek isteyen bir dal değildi. Hikayeler, şiirler yazdık ve bunlar gerçekten insanın kendini ifade etme biçimini çok geliştirdi, bir roman yazarı kendi hayatından alıntılarla çok akıcı bir hikaye yazabilir, bir şair duygularına yoğunlaşarak duygularını adeta kağıda dökebilir. Edebiyat diğer sanat dallarına göre daha karamsar ilerlemiştir, bir şiir okuduğumuzda genellikle bu şiirin konusu özlem, hasret vb. gibi karamsar sayılabilecek duygular olur. Bunun sebebi ise bence insan mutluluğu kolay ifade ettiği kadar içindeki üzüntüyü ifade edemez bu yüzden edebiyat diğer sanat dallarına göre biraz daha karamsar kalıyor olabilir. Bugün bir şiiri açıp okuduğumuzda içimizde oluşan duygunun tarifi yoktur, anlatılmaz yaşanır.
Peki biz neden başkalarının kendi duygularıyla oluşturduğu yazılara veya resimlere bu kadar ilgi duyuyoruz? İnsanın içine attığı duygular vardır ve bunu öylesine gömerler ki bunu bazen kendisi bile unutabilir, bazı sanat eserleri bizim bu duygularımızı okşar ve nostaljik bir hava katabilir. Bazen hayatta mücadele ettiğimiz şeyler sadece bizim başımıza geliyormuş gibi hissederiz fakat bir resme veya bir şiire baktığımızda bunları yaşayan bir tek biz olmadığımızı anlarız buda psikolojik olarak bir yenilenmeye sebep olur eğer insan başına gelen kötü şeylerle ortak kişileri gözlemlerse kendi dertleri birazda olsa hafifler ve bu zorluklarla baş etmeyi kolaylaştırabilir. Kısaca sanat benim için insanın anlamlandırma ve mücadele çabasıyla ortaya çıkmıştır eğer sanat olmasaydı bugün bazı şeylerle baş etmek daha zor olacaktı belki de daha empati yapmayan bi hal alıp daha bencil bir toplum gelişecekti. Sanat her ne kadar komplike gelse de aslına özü çok basit bir şeye dayanıyor yani her gün yaptığımız şeye "Yaşamaya".
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 14/03/2025 21:44:54 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20063
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.