İngilizce Öğrenmek İçin Bir Klavuz
Güzel Ama İngilicçe Diyorsanız Buyrun
İş, okul, yurtdışında bir yaşam ya da sadece benim gibi yabancı kaynaklara ulaşmak için dil öğrenmek istiyorsunuz ama nasıl yapılır nerden başlanır bilmiyorsunuz. Öyleyse biraz resmi kurumlardan biraz da kişisel methodlardan bahsederek devam edelim.
Uluslarası kurumlar seviyelere isim vermişler. A1, A2, B1, B2, C1, C2 şeklinde. A1 başlangıç, A2 temel, B1 orta, B2 orta üstü, C1 ileri, C2 ana dil seviyesi olarak tanımlanıyor ve sertifika veriliyor. İki tane kurum var bunun için. Toefl ve İelts. Toefl amerikan kurumu, İelts ingiliz kurumu. Bu seviyeler iş ararken de karşınıza çıkabiliyor. Çoğu işyeri en az B1 seviyesi ararken daha üst düzey işler için C1 seviyesi istenebiliyor. Her seviye için yaklaşık bilinmesi gereken kelime sayısı ve dilbilgisi kuralları tanımlı. Örneğin A1-A2 seviyeleri için en az 500-600 kelime bilgisi gerekiyor.[2]
Anlıyorum Ama Konuşamıyorum
Türkler olarak genellikle hepimizin derdi 'Anlıyorum ama konuşamıyorum' şeklinde. Bunun belli başlı bazı sebepleri var. En çok eleştirilerden biri ilkokuldan hatta artık anaokuldan başlayıp üniversite dahil gördüğümüz ingilizce derslerinin yeterli gelmemesi şeklinde. Bunun sebebi aslında basit. Okulda alanınız haricinde gördüğünüz hiçbir ders sizi o konuda uzman yapmaz. Örneğin Üniversite dahil gördüğünüz fizik dersiyle "fizikçi' olamazsınız (Alanınız değilse). Ama temel bilimlere ilginiz varsa ağzınıza bir parmak balı çok güzel çalar. Okulda öğrendiğiniz ingilizce de aynıdır. Size sadece gramer öğretilir okulda çoğunlukla. İngilizceyi geliştirmek istiyorsanız daha fazla çaba göstermelisiniz.
Bir dil öğrenimi 4 konudan oluşur. Önem sırası olmaksızın konuşma, dinleme, yazma, okuma. Alt başlık olarak kelime dağarcığı ve grameri ekleyebiliriz. Eski nesillere nazaran internet sayesinde epey avantajlıyız. Konuşma da dahil olmak üzere internet ingilizce kaynak ve uygulama kaynıyor.
Uzmanlar ise öğrenim konusunda ikiye ayrılmış durumda. Bir kısım diyor ki "çocuk nasıl öğrenirse öyle öğrenmek gerekir, gramer konusuna aşırı takılmayın". Diğer kısım ise " Hayır efendim, artık çocuk değiliz, bilgiyi edinim şeklimiz farklılaştı, beyin aynı mekanizmayı kullanmıyor" diyor. Bu iki farklı görüş farklı methodlar doğuruyor.
Çocuklar gibi öğrenilir diyenler kelimelerden bile önce cümleler öğrenin bol bol diyor. Buna katılmamak elde değil. Çünkü ingilizce hatta tüm dillerde birbirinden alakasız olan ama bir araya geldiğinde anlamlı olan cümle dolu. Örneğin türkçe için "eline sağlık" diye bir kalıp var. Bir yabancı bunu kalıp halinde öğrenmek zorunda. İngilizce için en basitinden "you're welcome" var. Motomot çevirince "sen hoşgeldindir" gibi abuk bir ifade çıkıyor. Ama anlamı "rica ederim". Ben ilk başlarda motive etmesi yönünden bu tür cümle öğrenin tavsiyesini olumlu buluyorum. Çünkü direkt yığınlarca kelime öğrenimine geçtiğinizde beyin cümleleri hemen kelimelere ayırmaya uğraşıyor. Aynı problem ilk başta konular boyunca gramer öğrenmek için de geçerli. Çok fazla gramer öğrendiğimizde birisi ingilizce konuşurken onu dinlemek yerine kafada cümleyi öğelerine ayırma başlıyor. Bu anlamda en azından ilk etapta gramerden kaçınmak bana mantıklı geliyor.
İkinci görüş ise beynimizin artık çocuk zihniyle davranmadığı yönünde. Açıkçası bu görüşe de kıymet veriyorum. Bir dil öğrenirken beyin yeni öğrendiği kelimeleri türkçenin bulunduğu kısma koymuyor. Geçici kısımda henüz ingilizce kelimeler. İngilizce düşünememizin ya da ekstra çevirmeye ihtiyaç duymamızın sebebi bu. Çünkü kelimeleri kavram olarak bile kodlamıyor henüz beyin. Pembe kelimesi kafamızda bir rengin kodu gibiyken pink kelimesi pembenin ingilizcesi şeklinde tanımlı. Bunu kırmanın çeşitli yolları var tabi ama öncelik pratik yapmak bol bol. Zamanla ingilizce kelimeler de türkçenin olduğu bölüme yerleşiyor. Bunu en basit şöyle test edebilirsiniz. What's your name? dediğimde hiç zorlanmadınız değil mi? Hatta çevirmeye bile uğraşmadınız. Çünkü what's your name? Sorusu sizin kalıcı brelleğinize yerleşti. Aslında insanların ingilizce düşünmek dediği şey tam olarak bu. Kelimelerin kalıcı belleğe yerleşmesi. Yine bu görüş gramere de önem veriyor. Neden? Cevap, çünkü artık çocuk değiliz. Bu da bana mantıklı geliyor.
Ben ilk ingilizce öğrenmeye başladığımda bu durumla karşılaşınca ikisinin ortasını tutturmaya çalıştım bu yüzden. İnternette ingilizce nasıl öğrenilir dediğinizde çeşit çeşit tavsiyeler veriliyor. Ben bunları derledim ve şahsi görüşümü ya da benim nasıl yaptığımı yazdım.
Kelimelerin anlamları için ingilizce-türkçe sözlük yerine ingilizce-ingilizce sözlük kullanın tavsiyesi. Doğru bir tavsiye ama bence eksik. Bunu en azından 500-600 kelime öğrendikten sonra yapın. Ama ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi. Neden böyle tavsiye veriyorlar? Çünkü ingilizce-türkçe sözlükler genellikle bir kelimenin tek bir anlamını verir. Ve muhtemelen siz google translate gibi bir şey kullanacaksınız. Oysaki bir kelimenin çok farklı anlamları olabiliyor. Örneğin get kelimesini google translate ile çevirirseniz almak şeklinde çevirir sadece. Ama get kelimesinin 150 tane ayrı anlamı olduğu söylenir. Bunun 25 kadarı yaygın kullanım. İngilizce-ingilizce ya da en azında çevirmen değilde sözlük kullanırsanız daha çok fayda sağlarsınız. Çünkü size isim halini, sıfat halini, fiil halini detaylı gösterir. Ben oxford'un sitesini kullanıyorum genelde.[1] Tureng kelime defteri uygulaması da pratiklik yönünden sevdiğim bir uygulama.
Gramere çok takılmayın tavsiyesi. Bütün gramer konuları aslında 6 ay maksimum 1 senede öğrenilebiliyor ve bence ileri seviye için gerekli bir şey. Ama ben günlük dili öğreneceğim diyorsanız 5-6 aydan sonrası sizin için gereksiz bir uğraş. Essay verecekseniz hakim olmalısınız tabii ki dile.
Günlük tutun tavsiyesi. Bunu faydalı buluyorum. Şahsen ben tutmadım çünkü günlerim hep aynı geçiyor. Ama sosyal bir insansanız gerçekten faydalı. Ben bunu hikaye yazarak yapıyorum. Bu sizin gelişiminizi somut bir şekilde görmenizi de sağlıyor. Örneğin ilk başladığınızda i went to school today-bugün okula gittim yazıyorsunuz. Sonra o cümle oluyor i went to school for exam-ben bugün sınav için okula gittim. Sonra i have gone to school today, when i notice exam the math-ben okula gittim bugün, matematik sınavım olduğunu farkettiğimde diye detaylanıyor. Bu da motive edici oluyor sizin.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
İlgi alanınıza göre medyalar bulun tavsiyesi. En çok katıldığım tavsiye budur sanırım. İlgi alanınıza göre yayınlar okursanız çok daha fazla keyif alarak öğrenirsiniz ingilizceyi. Örneğin ben bilim bilim diye yanan birisi olarak nasa'nın, esa'nın sitesinden çıkmıyorum. Bu sayede neler öğrendim neler. Sun-solar, moon-lunar, launch-fırlatma diye gider kelimeler. Ama en önemlisi mesela hiçbir türkçe kaynakta karşılaşmadığım bilgiler öğrendim. Artemis 1 görevinde Orion aracı Apollo 13'ten daha fazla uzaklaşmış Dünya'dan. Bu konuda rekor kırmış sanırım. Burda yazarken bile kaptırıyorum kendimi çünkü sevdiğim bir konu. Bu sizin için maç, yemek tarifi, haberler, boks, spor dalları vb. her şey olabilir.
Kelimeleri listelerden öğrenmeyin tavsiyesi. İngilizce öğrenmeye karar verdiğinizde internette çeşitli listeler göreceksiniz 5000 the most common vocabulary diye. 5000 kelimelik listeyi görünce hiç heyecanlanmayın çünkü listeden kelime öğrenmekle bir kelimeyi kavram olarak öğrenmek çok farklı şeyler. Ayrıca beyninize uzun bir yol atamış oluyorsunuz liste ile. Mesela uzun kelimesi için beyin önce o listeye ulaşacak ondan sonra ordaki uzun kelimesini arayacak da bulacak. Bu yöntem bence en fazla ilk 500 kelime için uygulanmalı sadece. 500 kelime deyince gözünüzde hiç büyümesin hafızanız biraz iyiyse 1000 kelime bile 1 ayınızı almaz.
Kelimeleri direkt çevirmeyin, cümle ya da bağlamına bakın tavsiyesi. Kesinlikle kelimeleri direkt alıp çevirmeyin. O cümle içindeki kullanımına göre anlamı çok değişir. Örneğin take kelimesi almak. Ama can you take a photo? dediğinizde take kelimesi oluyor fotoğraf çekmek.
İnternette bir resim açıp yorumlayın. English with Zack youtube kanalındaki Zack'in tavsiyesi idi bu. Ve en zevkli pratiklerdendir. Örneğin internete parkta insanlar yazıyorsunuz ve çıkan resimde insanların ne yaptığını anlatıyorsunuz. Eğer okul bittiğinden beri ingilizce pratiği yapmadıysanız en basit olduğunu düşündüğünüz bir şeyi bile tarif edemediğinizi farkedeceksiniz. Ama zaten bu pratikler sizin kendi cümlelerinizi oluşturmanızı sağlamak, endişelenmeyin. İlk başlarda basit olacaksınız. He sits, she walks, children runs. İki kelime olsun cümle hiç önemli değil. Sonra zamanla detaylandırabildiğinizi farkedeceksiniz. He sits with a woman, she walks in the park, children runs with dogs gibi gibi.
Bütün cihazlarınızı ingilizce yapın tavsiyesi. Ben bunu yapmadım ama ingilizce bir twitter hesabı kurdum. Takip ettiklerim ve twitlerim hep ingilizce. Gerçekten faydasını görüyorum.
İngilizce öğreten uygulamalar indirin tavsiyesi. Telefonda ingilizce uygulamalar sınırsız neredeyse. Kimi kelime ezberletme üzerine, kimi listening, kimi speaking üzerine. Cambly, duolingo gibi popüler uygulamalara değinmeyeceğim. Millet bunların reklamlarından kusma noktasına geldi. Ama faydalı oldukları da aşikar. Benim telefonumda kelime ezberlemek için wordbit uygulaması var. Kelimeleri kategorilere ayırmışlar. Liste evet ama oturup bir liste ezberlemek gibi değil. Kelimenin telaffuzunu yapıyor, örnek cümleler kuruyor. Farklı anlamlar konusunda zayıf ama. Onun için tureng kelime defteri kullanıyorum.
Patik yapmak için gruplara katılabilirsiniz tavsiyesi. Mükemmel bir tavsiye diyebilirim. Telegram, whatsapp, discord ve çeşitli uygulamalarda diğer ingilizce öğrenen insanlarla hem kaynak paylaşımı hem pratik yapıyorsunuz. İnternete english practice from whatsapp ya da english practice telegram gibi şeyler yazarsanız bolca gruplara ulaşabilirsiniz. Tek dezavantajı daha ingilizcede temel seviyedeyseniz muhabbetleri anlayamayıp moraliniz bozulabilir. Bunun için discord'un çoğu kanalı elemantary, intermidiate veya advanced şeklinde ayrılmış durumda. Diğer sorun ise bu kanallar 500-600 üyeliyse bildiğiniz kakafoni oluşabiliyor. Yine de hindistanlıların, pakistanlıların muhabbetleri baya eğlenceli. Herkesin birlikte saçmalaması daha eğlenceli.
İngilizce konuşmaktan korkmayın tavsiyesi. Bütün internet alemi bu tavsiye ile çalkalanıyor. Hani en temel tavsiye bu desem yeri. Bende kal geldiği, öyle bakıştığım çok oldu ama pek korkmadım genelde. Tabii ki bunda benim halihazırda zaten yurtdışına sıkça çıkmış olmam var ama genelde hepimizi bir korku alıyor ingilizce konuşmak deyince. Bunu aşmanın da tek yolu herkesin söylediği gibi konuşmak konuşmak konuşmak. Hatta bir laf var " ingilizce konuşmak istiyorsanız konuşun" şeklinde. Kesinlikle doğru. İlk başlarda dilinizin dönmemesi, yanlış telaffuzlar, takılmalar, kal gelmeler elbetteki olacak. Ama konuşmak hem dil kaslarınızı hem beyninizi zamanla otomatikleştirecek. Bizim yaptığımız en temel hatalardan birisi konuşmamak zaten. Zannediyoruz ki günlük yazınca, twitter'ı ingilizce kullanınca ingilizce konuşabiliriz. Öyle bir şey yok. Konuşmak yani speaking bambaşka bir çalışma. En çok verilen tavsiyelerden birisi kimse yoksa pratik yapabileceğiniz ayna karşısında pratik yapın. Ben ayna karşısında pratik yapmadım hiç. Google translate'e çevirme maksatlı değilde mikrofona telaffuz düzeltme açısından konuştum durdum. Baya da başarılı bana göre. İngilizce telaffuzunuzu anlamayınca kanser oluyorsunuz ama türkçe en karmaşık konuşmayı bile anlayınca insan "yok hata bende" diyor.
İngilizce şarkı söyleyin tavsiyesi. Telaffuz açısından faydalı olduğu söyleniyor. Ben bir iki tane yaptım baya eğlenceliydi. Tavsiye ederim.
Yabancı dizi izleyin tavsiyesi. Yine bütün internet bu tavsiye ile çalkalanıyor desem yeri. Ama ikiye ayrılınmış durumda. Bir grup alt yazılı izleyebilirsiniz diyor. İkinci grup alt yazı da olmasın diyor. Ben ne ingilizce ne de türkçe altyazı olmaması taraftarıyım. En azından ben öyle yapıyorum. İlk başta konuşmalar tamamen kakafoni oluyor. Dinleme pratiği yapa yapa o kakafoni gidiyor. Yerini baya baya bildiğiniz kelimeler alıyor.
Karışık cümle kurmak zorunda değilsiniz tavsiyesi. Kesinlikle katıldığım bir tavsiye. Bir cümleyi illa karışık kurmak zorunda değilsiniz. Örneğin "Ayşe markete giderken parkta sizi görmüş" cümlesini kuramıyorsanız ikiye bölün. "Ayşe sizi görmüş. Parka gidiyormuş" deyin. Önemli olan iletişim ise derdinizi böyle de anlatabilirsiniz. Karışık cümle kuracağım derken karşınızdakini kanser etmemiş olursunuz.
Benim şahsi tavsiyem ise kursa falan gitmiyorsanız muhtemelen nerden başlamanız gerektiğini bilmiyorsunuzdur. Sadece okulda gördüğünüz ingilizceniz varsa gramerden başlayabilirsiniz. İnternete A1 ingilizce konuları, B1 ingilizce konuları diye aratırsanız hem videolara hem pdf dosyalara ulaşabilirsiniz. Evet gramere dalmamak gerekli ama bu size bir yol haritası oluşturacaktır. İlla gramer de öğrenmek zorunda değilsiniz hemen. Ordaki konulardan bakıp pratik de yapabilirsiniz.
En çok izlenen youtuberları izleyin tavsiyesi. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir şey. Çünkü dil de gelişen, değişen bir şey. İnternette 20 yıl önce çekilmiş video da var ama dili güncel olmuyormuş. -muş diyorum çünkü duyduğumu söylüyorum.
Çeşitli site ve kaynakları aşağı listeleyeceğim.
linguamarina Buradaki bayan rus ve ingilizce ile ilgili tavsiyeler ve eğitimler veriyor. Sanıyorum Newyork'da yaşıyor. beni çok güldürüyor ve anlamadığım bir şekilde hem hızlı konuşuyor hem anlaşılır konuşuyor. Bir videosunda ingilizcesini geliştirebilmek için parkta insanlarla muhabbet açtığından bahsetmişti. İnsanlara "saçın ne güzel, tişörtüne bayıldım nerden aldın" gibi iltifatlar ediyormuş. Tabi insanların konuşma hoşuna gidip muhabbeti sürdürüyormuş. Avam dilde buna sinyalcilik denir. Ama bu da bir tavsiyedir işe yarıyor demek ki. İnsanlara komplimanda bulunun. :)
simpleenglishnews.com Basit haber tadında textler bulunuyor.
Basit ingilizce ile vikipedia Vikipedia'nın herkes okuyabilsin diye basit bir dille oluşturulmuş versiyonu. Bildiğim kadarı ile madde sayısı daha az ama motivasyonunuz yükselir.
Tureng sözlük Genellikle bu işlerle uğraşanların kesin tavsiyesi google translate'den uzak dur ve Tureng gibi bir site kullan olur.
newsinlevels.com En sevdiğim web sitelerden biridir. Size haberleri 3 ayrı zorluk seviyesinde sunarlar. Alt kısımda zor kelimeler falan bulunur.
lingua.com Bu sitede A1'den C1'e kadar çeşitli seviyelerde tekstleri hem dinleyebilir hem okuyabilirsiniz. Tekstin hemen sonunda size test soruları soruluyor. Kesinlikle faydalı okuduğunu anlama açısından. Tek kötü yanı ise bütün tekstlere erişim ücretli. Yine de üzülmeyin internet bunun gibi test yapan zibilyon tane site kaynıyor.
FK language Bu benim en sevdiğim youtube kanallarından. Fercan hocanın linkini eklediğim sıfırdan ingilizce oynatma listesi gerçekten çok faydalı. Kendisi ingilizce öğretmenidir ve çok eğlencelidir dersleri.
Çilem Akar Kendisi üst düzeyde ve çok genç bir ingilizce öğretmeni. İngilizce öğrenmek isteyip de adını bilmeyen yoktur diye tahmin ediyorum. Okan bayülgen'in programlarına kadar çıkmışlığı var.
mmm emma english Yabancı bir kaynak ama ne demek istediğini rahatlıkla anlarsınız. Bazı videolarında türkçe altyazı da bulunuyor.
IPA nedir? Aslında bu konu kaynaktan ziyade bilmenizi istediğim bir konu. Biliyorsunuz ingilizcenin yazılışı ile okunuşu farklı. İşte bu harflerin neye göre nasıl okunduğuyla ilgili ayrı bir alfabe var. Adı IPA. Açılımı International Phonetic Alphabet. Uluslarası Fonetik Alfabe yani. Linkini koyduğum videoda Örneğin th harflerinin telaffuzu nasıl onu gösteriyor. Eğer bu harfleri öğrenirseniz sözlüklerde kelimelerin hemen yanında IPA ile yazılmış hallerini de görür vurguları daha iyi anlarsınız.
engoo.com Günlük gazete haberlerini insanların ingilizce öğrenebilmesi için kullanan öğretici bir web sitesi. Yazıyı karşınıza çıkarmadan önce muhtemel zor kelimeleri öğretiyor. Sonra asıl makaleyi okutuyor. Daha sonra da sorular soruyor.
learningenglish Daha çok dinleme üzerine odaklanmış bir web sitesi. Daha önce hiç kullanmadım ama bana faydalı göründü.
englishstories Çeşitli hikayelerin bulunduğu bir site. Tek fark hikayeler daha uzun.
Kelime dağarcığı testi Ortalama ne kadar ingilizce kelime bildiğinizi merak ediyorsanız bu siteyi kullanabilirsiniz. Benim eskiden 1000 civarı çıkarken şu aralar 3600 civarı çıkıyor. Bayağı yolum var yani daha. Elbette bütün kelimeleri sormuyorlar. Basitten başlayarak zora doğru ilerliyorsunuz. Kelimelerin zorluk seviyesinden ortalama tutturan bir algoritması var.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ oxfordlearnersdictionaries. Oxford Learner&Apos;S Dictionaries | Find Definitions, Translations, And Grammar Explanations At Oxford Learner&Apos;S Dictionaries. Alındığı Tarih: 29 Kasım 2022. Alındığı Yer: oxfordlearnersdictionaries | Arşiv Bağlantısı
- ^ toptalent. Toptalent.co | İngilizce Seviyeleri A1 A2 B1 B2 C1 C2 - Toptalent.co. Alındığı Tarih: 29 Kasım 2022. Alındığı Yer: toptalent | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 14:36:32 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13454
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.