Homo Habilis

Homo habilis 2.4 milyon yıl ile 1.4 milyon yıl arasında yaşamış, 100-135 cm boyuna sahip, beyin kapasitesi 600-650 cc olup, 32 kg ağırlığındaki insan türüdür. Doğu ve Güney Afrika bölgelerinde yaşamıştır.

İsmi "Becerikli İnsan" anlamına gelir. Homo cinsinin en eski üyelerinden biri olan bu türün kafatası kısmı, Australopithecus'a veya daha eski hominin türlerine göre biraz daha büyük, yüzü ve dişleri daha küçüktür ancak uzun kollar ve orta derecede prognatik yüz gibi bazı maymun benzeri özellikleri hâlâ korur. İsmi, bu türün ilk taş alet yapımcısı olduğu düşünüldüğü için 1964 yılında verilmiştir. Şu anda en eski taş aletler, Homo cinsinin en eski kanıtlarından biraz daha eskiye tarihlenir.^[1]

Erken Homo'nun Australopithecus'tan daha küçük dişleri vardır, ancak diş mineleri hâlâ kalındı ​​ve çeneleri hâlâ güçlüdür; bu da dişlerinin hâlâ bazı sert yiyecekleri çiğnemeye adapte olduğunu gösterir.^[1]Dental mikro aşınma çalışmaları, H. habilis'in beslenmesinin esnek ve çok yönlü olduğunu ve yapraklar, odunsu bitkiler ve bazı hayvan dokuları gibi daha sert yiyecekler de dahil olmak üzere çok çeşitli yiyecekleri yiyebildiklerini, ancak rutin olarak tüketmediklerini ileri sürer.

H. habilis de dahil olmak üzere ilk homininlerin, modern insan olmayan maymunlar gibi kalın vücut kıllarına sahip oldukları düşünülür çünkü daha soğuk bölgelerde yaşıyor gibi görünürler ve Homo ergaster sonrası türlere göre daha az aktif bir yaşam tarzına sahip oldukları düşünülür. Muhtemelen sıcak kalmak için kalın vücut kıllarına ihtiyaç duyuyorlardı. Diş gelişim oranlarına bakıldığında H. habilis'in modern insanlarla karşılaştırıldığında daha hızlı bir büyüme oranına sahip olduğu varsayılmaktadır.

Tipik olarak, H. ergaster / H. erectus'un tek eşli bir toplumda yaşayan ilk insan olduğu kabul edilir ve önceki tüm homininler çokeşlidir Homo Habilis grup sayısının 70-85 arasında olduğu tahmin edilmiştir ve Homo Habilis'in eti kendisinin avlaması yerine çakal ve çita gibi daha küçük yırtıcılardan elde edildiği düşünülür, buna çöpçü hipotezi denir.

Asitliğe sürekli maruz kalmaya tutarlı diş aşınması meyvenin de önemli beslenme bileşeni olduğunu gösterir, Homo Habilis muhtemelen düzenli ve sürekli olarak sert gıdalar tüketmiyordur ve H. habilis ile ilişkilendirilen arkeolojik alanlardaki balık kalıntılarının bulguları, tatlı su balıklarının da tüketildiğini gösterir.

Tipik olarak H. habilis ve diğer erken Homo'ların beslenmesinde Australopithecus'a kıyasla daha fazla et oranının olduğu ve bunun da beyin büyümesine yol açtığı düşünülür. Australopithecus'un öncülleriyle karşılaştırıldığında H. habilis'teki büyük kesici diş boyutu, bu türün kesici dişlere daha çok güvendiğini ima eder.

H. habilis'in ve diğer erken Homo'ların çene kemiklerinin gövdeleri, modern insanlardan ve tüm yaşayan maymunlardan daha kalındır ve Australopithecus'la karşılaştırılabilecek düzeydedir. Homo erectus'un (sensu lato) yanı sıra, erken Homo'ya ait Doğu Afrika fosil kayıtlarının ya tek bir değişken türü, Homo habilis'i ya da iki türü temsil ettiği şeklinde yorumlandı ancak ikinci durumda, ilgili gruplamalar ve bunlardan hangisinin 1,8 milyon yıllık H. habilis holotipi olan OH 7'yi içerdiği konusunda bir fikir birliği yoktur. Olduvai Boğazı'ndaki bu kısmi kafatası ve el, Homo soyunun erken evrimini ve iki taksondan birinin veya diğerinin öncelikli adlarını değerlendirmek için temel olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, teşhis açısından önemli olan OH 7 alt çenesinin çarpık korunması, bu örneği diğer fosillerle karşılaştırma girişimlerini engellemiştir. Yeniden inşa edilen alt çene oldukça ilkeldir; uzun ve dar diş kemeri, Homo sapiens veya H. erectus'un türetilmiş parabolik kemerlerinden ziyade Australopithecus afarensis'e benzer. Bu şekil değişkenliğinin tek bir erken Homo türüyle tutarlı olmadığını bulunmuştur. Daha da önemlisi, OH 7'nin çene morfolojisi, Homo rudolfensis'e ve A.L. 666-1 Homo maxilla'ya ait fosillerle uyumsuzdur. İkincisi, morfolojik olarak OH 7'den daha fazla türetilmiş ancak 500.000 yıl daha yaşlı; bu da H. habilis soyunun 2,3 milyon yıl önce ortaya çıktığını ve dolayısıyla Homo cinsindeki köklü tür çeşitliliğine işaret ettiğini gösteriyor ayrıca OH 7'nin parietal kemiklerini yeniden yapılandırıldı ve endokranyal hacmini tahmin edildi. 729 ila 824 ml arasında, daha önce yayınlanmış herhangi bir değerden daha büyüktür ve erken Homo türleri arasında beyin boyutunun neredeyse tamamen örtüştüğünü vurgulamaktadır.

H. habilis, Erken Taş Devri Oldowan taş alet endüstrisi ile ilişkilidir. Bireyler muhtemelen bu aletleri öncelikle hayvanları kesmek ve derilerini soymak ve kemikleri kırmak için kullandılar, ama aynı zamanda bazen tahtayı kesip kazımak ve yumuşak bitkileri kesmek için de kullanırlardı.

2,3 ila 1,4 milyon yıl öncesine ait olan H. habilis'in Australopithecus'un bir türünden türediği genel olarak kabul edilmektedir. Eğer H. habilis Doğu Afrika'da evrimleştiyse, Australopithecus afarensis ve Australopithecus garhi onun olası atalarıdır; ancak H. habilis Güney Afrika'da evrimleştiyse, Australopithecus africanus ve Australopithecus sediba adaylardır. Gelecekteki fosil keşifleri muhtemelen bu soruyu cevaplayacaktır. Ancak H. habilis hakkında halihazırda bilinenlere dayanarak, onun Homo sapiens de dahil olmak üzere Homo cinsindeki sonraki tüm türlerin ortak atası olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir.^{[1], [2], [3], [4], [5], [6], [7], [8], [9], [10]}