Gece Başlayan Hayat: Uykunun Görünmeyen Düzeni
- Blog Yazısı
Uykunun Sessiz Mucizesi Üzerine
Bilim insanları uykuyu yalnızca “dinlenme” olarak tanımlamıyor artık. Uyku, beynin gece vardiyası. Gün içinde yaşadıklarımız, öğrendiklerimiz, hissettiklerimiz uykuda düzenleniyor, adeta dosyalanıyor. Nörobilimci Matthew Walker’ın dediği gibi:
“Uyku, beynin hafıza için saklama, beden için onarma zamanıdır.”
Gerçekten de öyle… Uykusuz kaldığımızda dikkatimiz dağılır, en basit şeyi bile unuturuz, küçük bir şeye gereğinden fazla sinirleniriz. Çünkü uyku sadece bedeni değil, ruhu da tamir eder. Bilimsel olarak bakıldığında, derin uyku sırasında büyüme hormonu salgılanır, hücreler onarılır, bağışıklık sistemi güçlenir. Yani biz uyurken vücudumuz harıl harıl çalışır.
Ama uyku sadece biyoloji değildir; biraz da duygudur. Bazen insan en çok uykuda güvendedir. Gözlerini kapatınca dünya susar, beklentiler durur, kimse senden bir şey istemez. Belki de bu yüzden Mevlânâ,
“Uyku, ölümün kardeşidir; ama insana her gece bir yeniden doğuş sunar” der gibi hissettirir insana.
Rüyalar da bu işin en gizemli tarafı. Bilim rüyaların, beynin duyguları işleme ve gereksiz bilgileri ayıklama yöntemi olduğunu söyler. Freud rüyaları bilinçaltının dili olarak görürken, modern nörobilim onları beynin duygusal yükünü boşaltma çabası olarak açıklar. Kiminin rüyası karmaşık bir film sahnesi, kimininki çocukluk anılarına açılan bir kapıdır.
Ben bazen şunu fark ediyorum: Gün içinde neyi bastırdıysam, gece rüyamda misafir oluyor. Sanki zihin, “Sen bakmadın ama ben unutmam” diyor. Belki de rüyalar, kendimize dürüst olamadığımız yerlerde bizi yakalayan küçük aynalardır.
Uykusuzluk ise çağımızın en büyük salgınlarından biri. Ekran ışıkları, geç saatlerde bitmeyen işler, zihni sürekli meşgul eden kaygılar… Hepsi uykunun kapısında bekleyip içeri girmesini zorlaştırıyor. Oysa Harvard Tıp Fakültesi’nden bir araştırma şunu açıkça söylüyor:
“Kronik uykusuzluk, kalp hastalıklarından depresyona kadar birçok ciddi rahatsızlığın temel tetikleyicilerinden biridir.”
Yani uyku bir lüks değil, zorunluluk. Kendimize ayırdığımız en temel şefkat biçimi belki de uykudur. Ertelediğimiz her uyku, bedenimizden ve zihnimizden ödünç alınmış zaman gibidir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ve belki en güzeli şu: Uyku, herkesi eşitler. Zengin-fakir, güçlü-zayıf, mutlu-mutsuz… Hepimiz gecenin bir vaktinde gözlerimizi kapatıp aynı karanlığa emanet oluruz. Aynı sessizlikte dinlenir, aynı bilinmezliğe rüya görürüz.
Bazen düşünüyorum da; hayatın karmaşası, koşuşturması, hesapları arasında uyku, bize her gece fısıldıyor:
“Dur… Her şey yarına kalabilir.”
Belki de uyku, hayata verilmiş en naif mola.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 05/12/2025 07:36:31 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21905
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.