Desen çizmek ve felsefe
Çizgi çizmek bir düşünme biçimidir.
Görünüş ve gerçek ayrımı felsefede çok eski bir sorundur. Bu konu ilk defa Antik Yunan’da tartışıldı. Duyularımızla algıladığımız dış dünya görünüşler dünyası olarak kabul edilir. Yunan filozofları gerçeğin kendisini duyularımız aracılığıyla tanıyamayacağımızı ya da ancak sınırlı bir kısmını anlayabileceğimizi ileri sürdüler. Onlara göre insan gerçeğin bilgisine ancak soru sorarak ve akıl yürüterek, yani felsefe ile ulaşabilirdi. Platon akıl yürütmelerle ulaşılan bu gerçeklerin dünyasına İdealar dünyası adını verdi.[1] İdea Grekçe biçim ve form anlamına gelir. Bu, bir nesnenin görünen gerçekliğinin ötesinde, yalnızca akıl yoluyla kavranabilen bir gerçekliği, biçimi ve formu olduğu anlamına gelir. Görünüş ve gerçek ayrımı antik çağlardan günümüze kadar filozofların başlıca tartışma konularından biri olmuştur ve her biri kendi felsefesine göre yorumlamıştır.
Bu tartışmanın resim sanatına da yansımaları oldu. Özellikle fotoğraf makinesinin bulunması ve günlük hayatta kullanıma girmesiyle ressamlar resim yapmanın yeni yöntemlerini araştırmaya başladılar. Bu araştırmanın ilk örneği Empresyonizm(İzlenimcilik) akımının ortaya çıkması oldu. Ressamlar artık görünen gerçekliği birebir resmetmiyor, fırça darbeleri, renkler ve çizgilerle yeni bir görsel dil inşa ediyorlardı. Bir görüntünün yüzey üzerinde aynısını resmetmekten ziyade, gözün algıladığı anlık izlenimleri yakalamaya çalıştılar. Resim yapmak artık “görünüşü” değil “gerçeği” resmetmek demekti.
Uzun seneler önce Güzel Sanatlar fakültesine girmek için, yetenek sınavlarına hazırlık kursuna yazılmıştım. Sınıfta 15-20 kadar öğrenci, elimizde kurşun kalem, kucağımızda duralit ve resim kağıdı; konsantre şekilde, hocanın önümüze koyduğu objeleri çizmeye çalışıyorduk. O sırada hoca hiç aklımdan çıkmayan bir söz söyledi: “Bir objeyi çizerken sadece gördüklerinizi değil göremediklerinizi de çizmelisiniz.”
Desen çizmenin temel kurallarından biri çizeceğin nesnelerin formlarını doğru görmektir. Doğadaki her şey bir geometrik forma ya da şekle indirgenebilir. Bir su bardağı temelde silindirdir. İnsan figüründe kafa küre şeklinde, göğüs ve sırt dikdörtgen küp, kollar ve bacaklar da yine silindir olarak görülebilir. Bu yöntem nesnenin görünüşünü resmederken aynı zamanda formunu temel olarak anlamayı sağlar.
Platon kendi felsefe okulu Academia’yı kurduğu zaman kapısına “geometri bilmeyen giremez” yazmıştı.[2] Gerçekten de geometri antik çağda felsefenin bir parçası gibi görülürdü. Matematik ve geometri bilgiye ulaşmak için sadece akılda gerçekleştirilen bir eylemdi. Nesnelerin karakalem desenlerini çizerken, geometri ressamların da yardımcısı olmuştur.
Diyelim ki bir metal konverse kavanozu çizeceksiniz. Kavanozun tabanı size yarım daire gibi görünür. Ama görme duyumuz bizi bu noktada yanıltmaktadır. Esasında kavanozun tabanının tam daire olduğunu biliriz. Duyumuz bize gerçeğin bir kısmını göstermektedir. Akıl yoluyla ise gerçeğin farklı olduğunu biliriz. Kavanozunu tabanını doğru çizmenin yolu hafif çizgilerle daireyi çizmektir. Tabii bakış açımıza göre tam bir daire de çizemeyiz; çünkü yandan bakışla kavanozun tabanı elips gibi görünür. Tam daire olan bir şeyi elips şeklinde çizmemiz gerektiğini yine akıl yoluyla biliriz. Araştırma çizgileri denen hafif çizgilerle perspektif kurallarına uygun bir elips çizdikten sonra kavanozumuz kağıt üzerinde yere oturmaya başlar.
Perspektif de esasında görme duyumuzdaki kusurdan kaynaklanır. İnsan gözü uzaktaki nesneleri küçük, yakındakileri de büyük olarak algılar. Sizinle aynı boylarda bir insan metrelerce ilerden sinek büyüklüğünde görülür. Sanki elinizi uzatıp bir fiske vursanız o kişi uçup gidecekmiş gibi gelir. Sinirbilimcilere göre bunun nedeni gözümüzün ışık dalgalarının ancak bir kısmını algılayabilmesidir. Beynimiz görme duyusu yoluyla gelen veriyi, zihnimizde anlamlı bir komposizyon oluşturacak şekilde, bize sunar. Mesafe ve derinlik algımız sınırlı görme duyumuz sayesinde oluşur. Zihnimize yansıyan duyu-verileri bize, olabildiğince tutarlı bir görsel düzen gösterir. Bizim bu sınırlı görünüşleri çizerken, gördüğümüz sahneyi dikkatle incelmemiz gerekir.
Desen çizmek esasında çizerek düşünme yöntemidir. Gördüğünüz sahneyi iyi anlamanız gerekir. Çizim yaparken bazen kalkıp nesneye yaklaşmalı, farklı açılardan bakıp tekrar yerinize dönüp devam etmelisiniz. Arada dinlenip deseninizden uzaklaşarak bakarsınız. Yakından bakarken gözünüz hatalarınıza karşı kör olabilir. Biraz dinlenip uzaktan bakmak çiziminize daha objektif bakmanıza olanak sağlar.
Çizgi çizmekle hayat arasında şaşırtıcı paralellikler bulunuyor... Gördüğünle yetinmemek, sorgulamak, düşünmek... Bir deseni doğru çizebilmek için farklı bakış açılarından bakmak gerektiği gibi, yaşamda bir sorun karşısında da böyle bir tavra ihtiyacımız var. Tıpkı kendi çizimimizin hatalarını görebilmek için uzaklaşmamız gerektiği gibi, bazen kendi hayatımıza da uzaktan bakmamız gerekir. Uzaktan bakış görmeyi, görmek soruları, sorular düşünmeyi getirir. Bir görüntü ancak yeterince uzaklaşınca netleşir. İnsan hayatını karakalem desene benzetirsek kendi hayatımızdaki görünüşlerin ötesine nasıl geçebiliriz? Bazen açı değiştirmek gerekebilir. Sanıyorum ki şunu hep akılda tutmak da fayda var: Görünüşler gerçeğin ancak sınırlı bir parçasını gösterir ve gerçeğe uzanan merdivenin ilk basamağı soru sormaktır.
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Platon. The Republic. Alındığı Tarih: 17 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Goodreads | Arşiv Bağlantısı
- ^ Bertrand Russell. (2020). Bati Felsefesi Tarihi Cilt 1. ISBN: 9786051713014.
- N. C. Andreasen. (2009). Yaratıcı Beyin. ISBN: 9789755095998.
- E. H. Gombrich. (1999). Sanatın Öyküsü. ISBN: 9789751406958. Yayınevi: Remzi Kitabevi.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/01/2025 06:29:28 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12255
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.