Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

BOY VERİN BOYA VERİN

Parkın duvarlarını boyayan adama yaklaşıp, “Dayı beni de boyasana” dedim .

4 dakika
2
BOY VERİN BOYA VERİN Mersin Gazetesi
  • Blog Yazısı
Mersin Gazetesi BOY VERİN BOYA VERİN isimli köşe Yazımın başlık resmidir
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Adam anadan çıkma psikolog mesajı hemen aldı.

“Onu da sen yapacaksın” dedi.

Bende bağırdım BOYA VERİN LAAAAANNN..

Tüm Reklamları Kapat

Geçen gün parkta dolaşırken, duvarları boyayan bir adam gördüm. Elinde fırçası, önünde boya kutuları, kendi dünyasında bir şeyler çizip duruyordu. Yaklaştım, biraz muziplik olsun diye, “Dayı, beni de boyasana,” dedim. Adam bir an durdu, fırçayı havada tutup bana baktı. Sanki gözleriyle içimi taradı, sonra gülümsedi ve “Onu sen yapacaksın abi,” dedi.

O an içimden bir şey koptu, bağırasım geldi. “BOYA VERİN LAAAAANNN!” diye haykırdım.

Sesim parkın sessizliğinde yankılanırken hem kendime güldüm hem de düşüncelere daldım.

Hayat böyle bir şey değil mi zaten?

Tüm Reklamları Kapat

Sana fırçayı uzatıyorlar, ama boyayı kendin bulmak zorundasın.

Hayatını Hangi Renge Boyamalısın?

Bu olay beni uzun uzun düşündürdü. Duvarları boyayan o adam, sadece bir işçi değildi bence. Sanki bir ayna gibi, bana kendimi gösterdi. “Beni boya,” derken aslında şunu mu kastediyordum:

“Hayatım renksiz, biri gelip bir şeyler katsın, düzeltsin, güzelleştirsin.”

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Ama o adamın cevabı, bütün bu beklentilerimi ters yüz etti. “Onu sen yapacaksın,” dedi ya, işte o cümle kafamda bir kapı açtı.

Hayatın renkleri başkalarının elinde değil, benim avuçlarımda. Peki o zaman, neden hep birilerinin gelip o boyayı sürmesini bekliyorum?

Felsefe okumayı severim, arada bir Nietzsche’ye, Sartre’a göz atarım.

Hepsi de şu ya da bu şekilde insanın kendi yolunu çizmesi gerektiğinden bahseder. Nietzsche’nin “Tanrı öldü” lafı mesela, kulağa ağır gelir ama özünde şunu söyler:

“Artık kimse seni kurtarmaya gelmeyecek, ipler senin elinde.”

O duvarı boyayan adam da bana bunu hatırlattı işte. Belki de farkında bile değildi, ama o an bir filozofa dönüştü benim gözümde.

Tüm Reklamları Kapat

Hayatın anlamını başkalarından beklemek, bir nevi tembellik değil mi?

Boya orada, fırça orada, duvar orada.

E, neyi bekliyorsun?

Tüm Reklamları Kapat

Tabii, işin bir de şu boyutu var:

Boyayı almak kolay da, hangi rengi seçeceksin? Hayatın karmaşası burada başlıyor bence. Kırmızı mı süreceksin, mavi mi? Ya da belki griye razı mı geleceksin? Parktaki adamın elinde birkaç kutu boya vardı, ama benim hayatımda seçenekler o kadar sınırlı değil. Her gün bir karar veriyorum aslında; neyi düşüneceğim, neye güleceğim, kime kızacağım. Bunların hepsi birer fırça darbesi. Ama çoğu zaman elim titriyor, boyayı sağa sola saçıyorum. Sonra da dönüp diyorum ki, “Keşke biri gelip bunu düzgünce boyasa.” Aptallık değil mi bu?

Bir yandan da şunu düşünüyorum: Hayatın renklerini seçmek özgürlükse, bu özgürlük bazen insanı yoruyor. Sartre’ın o meşhur “İnsan özgürlüğe mahkûmdur” lafı boşuna değil.

Özgürsün, ama bu özgürlük bir yük gibi omuzlarına biniyor. Duvarı boyamak istiyorsun, ama ya yanlış bir renk seçersem korkusu var. Ya da boyadıktan sonra beğenmezsem?

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Tekerlekli Yalan

TEKERLEKLİ YALAN

JULIET MACUR

Juliet Macur korkunç detaylar veriyor. Kan torbaları. Şırıngalar. Davalar. Bu nasıl bir çılgınlık!

–Evening Standard.

İmparatorluğu çökmüş ve evini satmak zorunda olan bir adam… Onu muhteşem evinde ziyarete gittiğinde böyle bir Lance Armstrong karşılıyor gazeteci Juliet Macur’u. Defalarca karşı karşıya geldiler. Ama ilk kez yenik bir adam var karşısında.

Armstrong’un skandal sonrasında görüşmeyi kabul ettiği nadir kişilerden biri Macur. Lakin öyküyü sadece onun ağzından dinlememekte kararlı. Ailesinden yakın arkadaşlarına, yetkililerden sponsorlara, rakiplerinden takım arkadaşlarına, bilerek ya da bilmeyerek bu büyük yalanın parçası olmuş yüzü aşkın isimle görüşüyor. Ve karşımıza doymak bilmez bir hırsa sahip bir adamın kimi yerde acıklı kimi yerde gülünç kimi yerdeyse nefret uyandırıcı, yalanlarla örülü hikâyesi çıkıyor. Ünü bisiklet sporunun ötesine geçmiş bir bisikletçinin, yetkilileri, gazetecileri ve hayranlarını yıllarca nasıl kandırdığını, imajını korumak için nasıl insanları kullanarak –bazen onların hayatı pahasına– etrafına bir duvar ördüğünü ve “Armstrong Sistemi” adıyla anılan, gelmiş geçmiş en karmaşık, en ayrıntılı doping programını nasıl şeytani bir ustalıkla yarattığını ve uygulattığını bir bir ortaya koyuyor Macur.

TEKERLEKLİ YALAN: Lance Armstrong’un Düşüşü, kaybetmemek için spor tarihinin en büyük organize suç organizasyonunu kurmayı göze almış bir sporcunun, en zengin hayal gücünün bile sınırlarını zorlayacak, akılalmaz ama gerçek hikâyesi.

Cevaplanması gereken ilk soru: “Neden yaptı bunu?” Ve “Nasıl bu kadar uzun süre paçayı sıyırabildi?” Macur sis perdesini kaldırınca ortaya Antik Yunan destanlarını hatırlatan bir karakter çıkıyor: ölümcül kusurları olan bir yarı tanrı.

–Toronto Star

Devamını Göster
₺260.00
Tekerlekli Yalan

Parktaki adamın umurunda mıydı bunlar bilmiyorum, ama benim umurumda. Belki de bu yüzden “Beni boyasana” dedim ona. Sorumluluğu bir anlığına başkasına atmak istedim. Ama o, sağ olsun, topu hemen bana geri pasladı.

Bu olaydan sonra şunu fark ettim:

Hayat, bir başkasının sana uzatacağı boyayla renklenmez. Sen fırçayı eline almazsan, o duvar hep soluk kalır. Ama fırçayı aldın diyelim, o zaman da başka bir mesele çıkıyor: Hangi darbeyi nereye vuracaksın? Bazen düşünüyorum, acaba çok mu kafa yoruyorum bu işlere? Belki de parkta o adam gibi, sadece elime boyayı alıp sürmeye başlamalıyım. Düşünmeden, hesap yapmadan. Ama işte, insanız ya, illa bir anlam arıyoruz. Duvara attığımız her çizgide bir hikâye olsun istiyoruz.

Peki, ya duvar zaten boyalıysa? Ya biz farkında olmadan üstüne üstüne katlar çekiyorsak? Hayatımız belki de böyle bir şey. Çocukken bir renk atıyorsun, gençken bir tane daha, sonra büyüdükçe kat kat boyuyorsun. Ama alttaki renkler hep orada, silinmiyor. Bazen ortaya karışık bir şey çıkıyor, bazen de bir şaheser. Benim duvarım nasıl görünüyor acaba? Düşününce, biraz karman çorman gibi. Ama yine de benim, elimden çıktığı belli.

Bir de şu var: Boya dediğin şey, öyle sonsuz değil. Parktaki adamın kutuları bitecek elbet, benim de ömrüm. Her fırça darbesinde biraz daha azalıyor elimdeki malzeme. Bu yüzden mi acele ediyorum bazen, bilmiyorum. Ama acele ederken de yanlış yerlere boya sürüyorum, sonra dönüp kendime kızıyorum. Belki de mesele, boyayı dikkatli kullanmakta.

3/3

Az ama öz vurmakta darbeleri. Hayatın her anını doldurmaya çalışmak yerine, bazı yerleri boş bırakmakta.

O adamın “Onu sen yapacaksın” lafı, günlerdir aklımdan çıkmıyor. Bana bir görev verdi sanki.

Sanki dedi ki, “Bak, ben bu duvarı boyuyorum, ama senin duvarın hâlâ boş. Kalk bir şeyler yap.” Haklı galiba. Hayat, başkalarının boyadığı duvarlara bakıp iç geçirmek değil. Kendi duvarını boyamak, kendi rengine karar vermek. Ama işte, o “BOYA VERİN LAAAAANNN!” diye bağırmam da boşuna değil. Bazen insan, o boyayı bulmakta zorlanıyor. Biri uzatsın istiyor. Ama uzatan yok. Uzatan olmayınca da ya pes ediyorsun ya da kalkıp kendin aramaya başlıyorsun.

Felsefeye geri döneyim biraz. Stoacılar der ki, “Elinde olanı kontrol et, olmayanla uğraşma.” Duvarı boyamak elimde, boyayı bulmak da öyle. Ama ya biri gelip üstüne bir şey karalarsa? Ya yağmur yağar da hepsi akarsa? Bunlar elimde değil. O zaman ne yapacağım? Sanırım Stoacıların dediği gibi, “Olanı kabul et,” diyeceğim. Ama içimdeki asi taraf da boş durmuyor, “Yeniden boya ulan!” diyor. Hangisi doğru bilmiyorum, ama ikisi de benden bir parça.

Tüm Reklamları Kapat

Sonuçta, parkta o adamla yaşadığım bu küçük an, bana şunu öğretti: Hayatın fırçası benim elimde. Renkleri ben seçeceğim, darbeleri ben vuracağım. Biri beni boyasın diye beklemek, kendime ihanet olur.

Ama yine de insanız ya, bazen bir “dayı”ya dönüp, “Beni de boyasana” diye şaka yapmak hoşumuza gidiyor. Belki de asıl mesele, o şakayı yapıp sonra kalkıp kendi boyamızı kendimiz sürmekte. Duvar orada, fırça hazır. Geriye sadece bir kutu boya bulmak kalıyor.

E, ne duruyorum ki?

Kalkıp arayayım bari.

Tüm Reklamları Kapat

Sizlere Gelecekte Görüşmek üzerine Meydan Okuyorum.

Orada Görüşelim…[1]

Okundu Olarak İşaretle
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/07/2025 15:14:22 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21089

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close