Bilinenler Adası ve Bilinmezlikler Okyanusu
Ve Gerçekliği Gösteren Bir Güneş Gözlüğü

- Blog Yazısı
"Bilinende sınır vardır, bilinmeyende sınır yoktur. İnsan aklı anlaşılmazlığın engin okyanusunda barınacak bir ada sağlar. Her kuşağa düşen iş, bu okyanustaki adaya biraz daha toprak katarak büyütmektir."
— T. H. Huxley, 1887
Bu alıntı, Carl Sagan'ın Kozmos kitabının ilk bölümünün başında, üçüncü sırada yer alıyor (ilkiyle ilgili de bir şeyler yazmıştım).
Küçükken Tanrı'nın bana bir gözlük vermesini (nedense bu gözlük aklımda çok havalı bir güneş gözlüğüne benziyordu) ve bu gözlüğü taktığımda gerçekliği tam anlamıyla, olduğu gibi görebilmeyi hayal ediyordum (çıplak gözlerimin bana var olan her şeyi, mesela mikropları gösteremediğinin farkındaydım). Sonradan aslında bilimin bir anlamda bunu yapmaya yaklaşan en tutarlı güneş gözlüğü olduğunu fark ettim, gerçeğin şekli yalnızca gözlerimizle gördüğümüzden ibaret değildi. Bir spektrometre verisi okuduğumuzda, o verinin bize molekülün şekliyle ilgili söyledikleri de o molekülün gerçekliğinin bir parçasıydı; o molekülden binlerce mol içeren maddenin kaynama sıcaklığına baktığımızda, bu bilginin bize moleküllerin birbiriyle etkileşimleri hakkında söylediği de. Gerçekten bir gözlük takıp o molekülleri çok yakınlaştırılmış şekilde hareket halinde görmeme imkan yoktu, fakat veriler toplayıp onları puzzle parçaları gibi birleştirebilir, böylece gerçekliğin resmini oluşturabilirdim. Bu yolun hiçbir zaman bana tüm resmi verebileceğini düşünmüyordum, fakat veri sayısı sonsuza giderken limiti 1 tam gerçekliğe yaklaşan bir fonksiyon gibiydi bu. Nasıl 0.999..., 1’e o kadar yakın ki 1’e eşitse, sonsuz veri sonunda tüm gerçekliğe ulaşmış olurduk.
Ancak hayatımın bir noktasında bütün bu işi kendi ömrüm içerisinde yapamayacağımı fark ettim. Ben geçmişten gelen çok büyük bir bilim mirasının üzerine doğmuştum. Zekam tarih öncesi adamdan daha yüksek değildi, fakat beni ondan ayıran şey benden önce gelenlerin benim dünyayı kavrama şeklime kattıklarıydı. Isaac Newton, 1676'da meslektaşı Robert Hooke'a yazdığı mektupta şöyle demişti: "Eğer daha uzağı görebiliyorsam bu, benden önceki devlerin omuzlarında durduğum içindir".
Bazen fark ediyorum ki, bana orijinal gibi gelen hiçbir düşüncem aslında yeni değil. Orijinal olan tek özelliğim, herkes gibi, dünyadaki diğer insanlardan farklı bir bilgi ve deneyim kombinasyonuna sahip olmak. Nörobiyolojik bir bakış açısıyla bakarsak, farklı bilgi ve deneyim kombinasyonları, herkesin beyninde özgün bir nöron bağlantısı ağının oluşmasını sağlıyor. Duyduğumuz ve okuduğumuz şeyleri, beyinlerimizin farklı şekillenmiş süzgeçlerinden geçirince de herkeste farklı bir sentez ortaya çıkıyor. Dolayısıyla, Huxley'nin söylediği görevimizi yerine getirebilmek için yapabileceğimiz en iyi şey, çok okuyup ve çok gözlemleyip süzgecimizi olabildiğince çok doldurmak. Böylece, duyduklarımızı ve gördüklerimizi daha çok sayıda değişik düşünce ve gözlemle ilişkilendirebilir ve daha yeni bağlantılar ortaya koyabiliriz. Okuduğumuz şeyler ne kadar farklı alanlardan olursa, o kadar iyi. Fizik, felsefe, biyoloji, psikoloji, hatta edebiyat. Mutlak gerçeklik bir bütünse eğer, tüm bilgi türleri onun bir parçası demektir. Gerçekliğin tamamına tek başına ulaşamasak da, insanlığın bilgi adasına biraz daha toprak eklemiş oluruz.
Bilinmezlikler okyanusu sonsuzsa eğer, onu hiçbir zaman aşamayabiliriz. Adamıza toprak ekledikçe, adanın doğrudan temas ettiği okyanus şeridi de o kadar artacak. Yani bilinmezlikleri bitirmek şöyle dursun; eskiden bilmediğimizin farkında bile olmadığımız yeni bilinmezlikler keşfedeceğiz. Einstein'ın dediği gibi: "Bilgi çemberimiz genişledikçe onu çevreleyen karanlık da genişler". Eğer sihirli bir güneş gözlüğü varsa onu hâlâ istiyorum bu durumda.
- 2
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/04/2025 12:40:59 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16561
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.