Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Deniz Diyar
Deniz Diyar
19K UP
Üye 2 hafta önce 2 Cevap
2

Eğer bir insanın bilinci veya ruhu, biyolojik olmayan bir düzeyde var olabiliyorsa, bu durumda ruhun veya zihnin biyolojik bedenin ölümünden sonra var olma ihtimali var mıdır?

290 görüntülenme
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 2 hafta önce

Biyolojik?

Bilinç ve canlılık anlamında ruh biyolojik temelde bir çıktıdır. Bu çıktının öncülü kimyadır ve onun da öncülü fiziktir. Dolayısı ile bilincin ve canlılık anlamında ruhun dayanağı maddedir.

Burada kastedilen bilinç ve ölümden sonrası için metafizik temeldeki ruh ise, orada bir maddeye ve vesilesi ile fiziğe, kimyaya ve hatta biyolojiye ihtiyaç duymadan da hem bilinç hem de ruh var olabilir. Zira inanç sistemleri buna dayanır.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak maddi temelli evrene sadık kalacaksak ve bilinç ile ruhu bu temel üzerinden ele alacaksak, biyolojik temel olmaksızın da kimyasal veya fiziksel olarak ve yeniden tanımlanmak üzere canlılık, buna bağlı bilinç ve ruh var olabilir.

Buradaki tek sorun bunlara ne atfettiğimizdir. Bugün genel yapay zeka çalışmaları bu minvalde ele alınmaktadır. Başka galaksi veya gezegenlerde olası yaşam formu arayışları bu minvalde ele alınmaktadır.

Sonuç olarak din felsefesi temelinde inanç merkezli bilinç ve ruhun var olma koşulu sadece biyolojik alt yapıdan değil, aynı zamanda kimyasal ve fiziksel yani maddi her tür alt yapıdan bağımsız olmayı kaide olarak ortaya koyan bir yaklaşıma işaret eder.

Felsefi arka boyutunu Enes Demir dostumuz zaten aktarmış, tekrar etme ihtiyacı duymuyorum. Sevgiyle…

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Enes Demir
Enes Demir
106K UP
Felsefe meraklısı 2 hafta önce

Ölümden Sonra Varoluş: Felsefi Perspektifler

Zihin-Ruh İkilemi (Dualizm ve Monizm)

Zihin ile ruh ilişkisi felsefî tartışmalarda temel bir konudur. Dualizm görüşüne göre insanın fiziksel bedenine ek olarak maddi olmayan bir ruhu vardır ve bu ruh bedenden bağımsız da var olabilir; dolayısıyla ruhsal varlık ölümden sonra da devam edebilir. Monizm ya da materyalist yaklaşımlar ise insanı yalnızca tek bir madde (beden) olarak görür ve bilincin beyin etkinliğiyle belirlendiğini savunur. Bu yaklaşıma göre beden öldüğünde benlik de sona erer, dolayısıyla biyolojik dışı bir varlık kabul edilmez. Kısacası, bilinç veya ruh bedenden ayrı düşünülebilirse ölüm sonrası varlık mümkündür, yoksa yaşam bedenle birlikte biter.

Tüm Reklamları Kapat

Platon ve Antik Yunan Düşüncesi

Platon’a göre ruh doğum öncesinde de var olmuş, maddi bedenden ayrıldığında ise yaşamına devam eder. Phaedo diyaloğunda Platon’un Sokrates’i, iyi yaşamış bir ruhun ölümden sonraki saf ve yüce bir aleme yükseleceğini ve burada hakikatle buluşacağını savunur. Buna karşılık, Stoacı Epiktetos gibi düşünürler ölümden sonra varlığın sona erdiğini ileri sürmüş; Epiktetos’a göre ölüm “mevcudiyetin sona ermesi” demektir ve bu yüzden ölümden korkmak anlamsızdır. Benzer şekilde Epikür de ölümün duyumsama yetisimizi yok ettiğini, dolayısıyla ölümü ızdırapsız bir uykuya benzeterek “ölüm bize hiçbir şey değildir” demiştir. Antik dönemde ruhun ölümsüzlüğü ve hiçliği tartışan bu farklı okullar, ölümün bir son mu yoksa yeni bir başlangıç mı olduğu konusunda ayrı fikirler ortaya koymuştur.

Descartes ve Modern Düşünce

17. yüzyıl filozofu René Descartes (Descartes), zihin-bedeni birbirinden ayrı iki varlık olarak ele almıştır. Ona göre beden uzamsal bir nesnedir ancak bilinç taşımaz; zihin (ruh) ise uzayda yer tutmayan saf bilinçtir. Descartes’a göre beden ölse bile zihin varlığını sürdürebilir; dolayısıyla ölümle birlikte ruh Tanrı’ya, yani sonsuz zihniyata dönebilir. Bu Bakımdan Descartesçi düşünce ölüm sonrası yaşam fikrine kapı arılar, çünkü benlik bedenin çürümesinden bağımsız var olmaktadır. Elbette bu görüşün uygulaması dinsel öğretilerle de bağlantılıdır: Ruhun Tanrı ile birleşmesi veya tekrar diriliş gibi inançlar çoğu modern Hristiyan düşüncede benzer şekilde ele alınmıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Materyalist ve İdealist Yaklaşımlar

Antikçağ’da Aristoteles, Platon’un tersine ruhu bedenin ayrılmaz formu olarak görmüş, ruha bedenden bağımsız bir varlık statüsü tanımamıştır. Buna paralel olarak günümüzdeki materyalist filozoflar ve bilim insanları da bilincin beyindeki fizyolojik süreçlerle ortaya çıktığını, beyin öldüğünde bilincin tümüyle sona ereceğini savunur. Örneğin pek çok nörofilozof, beynin etkinliğinin bitmesiyle öznel deneyim ve kişisel kimliğin tükenebileceğini ileri sürer. Buna karşılık idealizm gibi görüşler zihni temel gerçeklik sayar. Örneğin George Berkeley, “zihin dışında bir şey yoktur” diyerek yalnızca zihin ve algıların gerçekliğini kabul eder. Berkeley için dünya ve bedenler var olsa bile onların varlığı zihnin algılarıyla sınırlıdır; ölümden sonra varoluş, zihinlerin –örneğin Tanrı’nın– algılayışına bağlı olarak düşünülebilir. Dolayısıyla materyalist yaklaşımlarda ölüm bir son olurken, idealist bakış açılarına göre zihinsel bir perspektiften varlık korunabilir.

Doğu Felsefesi ve Reenkarnasyon

Hinduizm ve Budizm gibi Doğu felsefelerinde ruhun ölümden sonraki akıbeti, Batı’dakinden farklı bir çerçevede ele alınır. Hindu felsefesi bireysel ruhun (âtman) ölümlerden sonra karma yasası uyarınca yeni bedenlere geçerek ardışık yaşamlarda ilerlediğini savunur. Budizm ise “benlik” kavramını geçici görür; geleneksel bazı Budist anlayışlara göre kişisel benlik aslında sabit bir şey değildir ve ölümle birlikte nihai aydınlanma (Nirvana) durumuna ulaşılır. Her iki gelenekte de ölüm bir son değil dönüşümdür: Ruh ya da bilincin yükü (karma) yeni bir yaşama taşınır veya nihai özgürlüğe kavuşur. Bu felsefî çerçevelerde ölümden sonra varoluş, ruhun ya da bilincin değişen biçimlerde devam etmesi şeklinde yorumlanır.

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close