Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Anksiyete: Bir Semptom Değil, Kimlik Krizidir: İkili Anksiyete Modeli

Anksiyete

13 dakika
12
Anksiyete: Bir Semptom Değil, Kimlik Krizidir: İkili Anksiyete Modeli dreamstime
  • Blog Yazısı
Kimlik Karmaşası
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Anksiyete: Bir Semptom Değil, Kimlik Krizidir: İkili Anksiyete Modeli

Özet

Bu makale, anksiyeteyi geleneksel biyolojik veya psikolojik bozukluk tanımlarının ötesine taşıyarak, bireyin benliği, anlam arayışı ve sosyal kimliğiyle yaşadığı çok katmanlı bir kimlik krizi olarak ele alan İkili Anksiyete Modeli'ni sunar. Model, kişinin içsel dengesi ve işlevsel Ego'sunun yükü taşıyamamasıyla ortaya çıkan "niyet bulanıklığı" ve "anlam yitimi" hallerini merkeze alır. Bu sürece karşı koruyucu bir kalkan olarak "Anlam Zırhı" kavramını tanıtır. Anksiyeteyi, "Gösterilen Anksiyete Döngüsü" (fiziksel belirtilerle) ve "Bastırılan Anksiyete Döngüsü" (sessiz, içsel) olmak üzere iki ana döngü üzerinden inceler. Ayrıca, ruhsal ağrıyı bastırmak için kullanılan "Kendini İlaçlama Refleksi" ve bunun yarattığı "Normallik İllüzyonu" tehlikesini ele alır. Son olarak, modelin klinik çıkarımlarını, sınırlarını ve anksiyeteyle başa çıkmada "anlamı yeniden kazanma" ve "Ego'yu yeniden yapılandırma" stratejilerini, kanıta dayalı terapötik teknik önerileriyle birlikte tartışır.

Tüm Reklamları Kapat

1. Giriş: Anksiyeteye Yeni Bir Bakış Açısı

Anksiyete, modern çağın en yaygın psikolojik sorunlarından biridir ve genellikle kaygı, stres veya korkunun yoğunlaşmış hali olarak tanımlanır. Ancak bu tanım, anksiyetenin bireyin iç dünyasındaki derin ve sistematik çöküşü işaret eden boyutunu gözden kaçırabilir. Geleneksel modeller anksiyeteyi genellikle biyolojik dengesizlikler veya bilişsel çarpıtmalar üzerinden açıklarken, bu çalışma anksiyeteyi bireyin benliğiyle, anlam arayışıyla ve sosyal kimliğiyle yaşadığı karmaşık bir çatışma olarak kavramsallaştıran İkili Anksiyete Modeli'ni önermektedir. Birey, yaşamın getirdiği zorluklar karşısında sadece "ne yapması gerektiğini" değil, aynı zamanda "neden yaptığını" da sorgulamaya başladığında, bu varoluşsal sorgulamanın yükünü taşıyabilecek güçlü bir içsel dengeye ihtiyaç duyar.

Bu dengeyi sağlayan temel psikolojik yapı Ego'dur. Bu modelde Ego, bireyin içsel ve dışsal gerçeklik arasında denge kurmasını, kimlik bütünlüğünü korumasını ve sürekli olarak adapte olmasını sağlayan dinamik bir dizi işlev ve savunma mekanizmasından oluşur. Ego'nun bu dinamik denge mekanizması yetersiz kaldığında, kişinin içsel savunma refleksleri zayıflar ve birey, kendi niyetinden, motivasyonlarından dahi şüphe etmeye başlar. Bu durum, kaygının basit bir gelecek korkusu olmaktan çıkıp, çok daha derin bir niyet kırılması, benlik dağılması ve anlam yitimi haline dönüşmesine yol açar.

2. Kavramsal Çerçeve ve Gelişimsel Kökenler

Tüm Reklamları Kapat

2.1. Ego: Dinamik Bir İşlev Mekanizması

Ego, bireyin içsel dürtüler (id) ile dışsal gerçeklik ve ahlaki değerler (süperego) arasında denge kurmasını sağlayan, bilişsel ve duygusal süreçleri yöneten, kimlik bütünlüğünü koruyan dinamik bir yapıdır. Ego'nun temel işlevleri arasında gerçekliği değerlendirme, dürtü kontrolü, düşünce süreçlerini düzenleme, savunma mekanizmalarını kullanma ve adaptasyon yeteneği bulunur (Freud, A., 1937). Anksiyete, Ego'nun bu işlevlerinin, özellikle de gerçeklikle adaptasyon ve içsel çatışmaları yönetme kapasitesinin zorlanması veya yetersiz kalması durumunda ortaya çıkar.

2.2. Anlam Zırhı: Psikolojik Dayanıklılığın Kaynağı

Anlam Zırhı, bireyin yaşamındaki inançlar, değerler, hedefler ve yaşam amacı gibi varoluşsal unsurlarla örülü, içsel ve dışsal stres faktörlerine karşı psikolojik bütünlüğü koruyan soyut bir kalkandır (Frankl, 1959). Bu zırhın gücü, bireyin zorluklar karşısında dayanma gücünü ve yön duygusunu doğrudan etkiler. Bu kavram, psikolojik iyi oluşun çok boyutlu modelleriyle de tutarlıdır (Ryff & Keyes, 1995).

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Anlam Zırhı'nın Hasar Alma Biçimleri: Travma ve Korozyon

Anlam Zırhı sadece gelişimsel olarak zayıf kalmaz; aynı zamanda yaşam olayları ve krizler yoluyla sonradan da hasar alabilir:

Toksik Başarı Baskısı ve Yetersizlik Travması: Bireyin değeri, sürekli olarak dışsal başarılara (notlar, terfiler, sosyal statü) bağlandığında, zırh dış onaya bağımlı hale gelir. Selin vakasında olduğu gibi, tek bir başarısızlık ihtimali bile zırhın tamamen parçalanması tehdidini doğurur. Bu, "başarırsam varım, başaramazsam yokum" şeklinde bir varoluşsal kırılganlık yaratır.

İdeolojik Çöküş ve Anlam Boşluğu: Kişinin tüm hayatını üzerine inşa ettiği bir inanç sistemi, ideoloji veya dünya görüşünün (dini, politik, felsefi) bir krizle sarsılması, zırhın temel direklerini yıkar. İnandığı değerlerin geçersiz veya yanlış olduğunu gören birey, derin bir anlam boşluğuna düşer ve "Şimdi neye tutunacağım?" sorusuyla baş başa kalır.

Toplumsal Krizler ve Yetersizlik Hissi: İşsizlik, yoksulluk, sosyal adaletsizlik veya ayrımcılık gibi durumlar, bireyin kontrolü dışındaki faktörlerin zırhı aşındırmasıdır. Kişi ne kadar çabalasa da sistemin ona bir yer vermediğini hissettiğinde, çabalarının anlamsız olduğuna inanmaya başlar. Bu durum, zırhı içten içe çürüten bir paslanma (korozyon) etkisi yaratır.

2.3. Niyet Bulanıklığı ve Anlam Yitimi

Tüm Reklamları Kapat

Niyet bulanıklığı, bireyin kendi davranışlarının ardındaki gerçek motivasyonları, amaçları ve değerleri net bir şekilde algılayamaması durumudur. Dışsal beklentilerin veya eleştirilerin kişinin içsel değerleriyle çelişmesi sonucu ortaya çıkabilir. Bu durum, bireyin "Neden yapıyorum?" gibi sorulara yanıt bulmakta zorlanmasına yol açar. Niyet bulanıklığı, benliğin temelini sarsar ve kişiyi bir anlam yitimi içine sürükler. Bu durum, kişinin öz-yabancılaşma deneyimlemesine ve eylemlerinin otantikliğini sorgulamasına neden olur (Yalom, 1980).

2.4. Modelin Gelişimsel Temelleri: Zırhın İnşası ve Kırılganlık

Modeldeki "Anlam Zırhı"nın gücü veya zayıflığı, tesadüfi değildir; kökenleri erken çocukluk ve gelişimsel süreçlere dayanır.

Tüm Reklamları Kapat

Bağlanma Stilleri: Güvenli bağlanma geliştiren çocuklar, ebeveynlerinden tutarlılık, kabul ve destek gördükleri için sağlam bir öz-değer duygusu ve içsel bir "güvenli üs" inşa ederler. Bu, yetişkinlikte sağlam bir "Anlam Zırhı"nın temelini oluşturur. Kaygılı veya kaçıngan bağlanma stilleri ise, terk edilme korkusu veya duygusal ihmal nedeniyle zırhta yapısal çatlaklara yol açar (Bowlby, 1969; Ainsworth et al., 1978).

Ebeveyn Tutumları ve Öz Düzenleme: Duygularını ifade etmenin "zayıflık" veya "sorun" olarak görüldüğü ailelerde büyüyen çocuklar, duygularını tanıma ve yönetme (öz düzenleme) becerisini geliştiremezler (Gross & John, 2003). Bu durum, yetişkinlikte "Bastırılan Anksiyete Döngüsü"ne girme eğilimini artırır, çünkü birey duygusal sıkıntıyla başa çıkmanın tek yolunun onu yok saymak veya maskelemek olduğunu öğrenmiştir.

3. İkili Anksiyete Döngüleri ve Nörobiyolojik Mekanizmalar

3.1. Gösterilen Anksiyete Döngüsü: Fiziksel Belirtilerle Gelen Kırılma

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
''We Had Nine Planets'' T-Shirt

Bu t-shirt, “We Had Nine Planets” mesajıyla geçmişe nostaljik bir yolculuk yapıyor. %100 pamuklu yapısı sayesinde gün boyu konfor sağlarken, kaliteli baskısıyla uzun ömürlü kullanım sunar. Hem astronomiye meraklılar hem de tarihî bir hatırlatmayı sevenler için mükemmel bir seçim, stilinize farklı bir boyut katacak!

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
  2. Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
  3. Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
  4. Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
  5. Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
  6. Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
  7. İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Devamını Göster
₺600.00
''We Had Nine Planets'' T-Shirt

Bu döngü, anksiyetenin dışa taşan, bedende gözlemlenebilir şekilde belirdiği klasik modeldir.

Nörobiyolojik Mekanizma: Algılanan tehdit, Hipotalamik-Hipofiz-Adrenal (HPA) eksenini sürekli tetikler (Selye, 1956). Bu, kortizol ve adrenalin gibi stres hormonlarının salgılanmasına neden olur. Amigdala aşırı aktive olurken, prefrontal korteks (muhakeme, dikkat, karar verme merkezi) ile olan düzenleyici bağlantılar zayıflar (LeDoux, 2000). Sonuç: kişi sadece "kaç ya da savaş" tepkisine indirgenir.

Psikodinamik Yorum: Birey, bastırılmış öfke, değersizlik, terk edilme korkusu gibi temaları beden aracılığıyla ifade eder. Bu, aynı zamanda bilinçdışı düzeyde bir yardım çağrısıdır: “Ben bunu söyleyemem ama bedenim söylüyor.”

Vaka Örneği: Selin – Dışa Vuran Beden Alarmı

Selin, 26 yaşında, üniversite mezunu bir muhasebecidir. Çocukluk döneminde ailesinden yüksek başarı beklentisiyle büyümüş, her zaman sessiz, uyumlu ve dışarıdan "sorunsuz" biri olarak görülmüştür. İş yerinde önemli bir sunum yapacağı günün sabahında aniden göğüs ağrısı, nefes darlığı, ellerde titreme ve baş dönmesi yaşar. Hastaneye kaldırılır, ancak yapılan tüm tetkiklere rağmen hiçbir fizyolojik sorun bulunamaz. Kendisine "Panik Bozukluk" tanısı konur.

Açıklama: Selin’in bilinçdışı korkusu, “Yetersiz görüneceğim ve rezil olacağım” inancıydı. Ego, bu tehdit altında boğulmuş ve amigdala alarmını çalmıştır. Bedenin bu "kaç ya da savaş" tepkisi, Selin'in dile getiremediği "Hayır, ben bu durumu kaldıramam" çığlığıdır. Gösterilen anksiyete, bu vakada olduğu gibi, zihnin taşıyamadığı yükü bedenin üstlendiği bir kırılma anı olarak ortaya çıkar.

3.2. Bastırılan Anksiyete Döngüsü: Sessiz ve Yıpratıcı Bir İçsel Boğulma

Bastırılan anksiyete, dışa değil içe yönelmiş bir alarm durumudur. Bu döngüde Ego hâlâ işlevseldir ama ciddi bir bedel ödeyerek: bastırma, rasyonelleştirme, aşırı uyum gibi savunmalarla sistemi dengelemeye çalışır.

Nörobiyolojik İzdüşümler:

Varsayılan Mod Ağı (Default Mode Network - DMN): Anlam yitimi ve ruminasyonla karakterize bu döngü, DMN'nin aşırı aktivitesi ile ilişkilendirilebilir. DMN'nin bu hiperaktivitesi, depresyon ve anksiyetede yaygın bir bulgudur ve kişinin olumsuz içsel anlatılara saplanıp kalmasına neden olur (Raichle et al., 2001; Sheline et al., 2009).

Tüm Reklamları Kapat

Anterior Singulat Korteks (ACC): İçsel durum (gerginlik) ile dışsal davranış (sakin görünme) arasındaki uyumsuzluk, ACC üzerinde sürekli bir bilişsel çatışma ve hata izleme yükü yaratır (Botvinick et al., 2001). Bu da muazzam bir bilişsel yorgunluk yaratır.

Kültürel Perspektif: Modelde tanımlanan 'Bastırılan Anksiyete Döngüsü', özellikle kolektivist kültürlerde (örn: Doğu Asya, Orta Doğu, Türkiye) daha yaygın bir dışavurum biçimi olabilir. Bu kültürlerde grup uyumu ve sosyal "yüzü" koruma gibi dinamikler, bireyin olumsuz duygularını açıkça ifade etmesini zorlaştırır.

Vaka Örneği: Emre – Sessiz Tükeniş

Emre, 32 yaşında, evli bir mühendistir. Çevresinde her zaman "her şeyi kontrol eden," sorun çözücü rolünü oynar ve duygusal problemlerini asla kimseyle paylaşmaz. Geceleri sık sık baş ağrısıyla uyanmakta ve sabahları kronik bir yorgunlukla güne başlamaktadır. Son altı aydır basit bir karar bile veremez hale gelmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

Açıklama: Emre, çocukluğundan itibaren duygularını bastırmayı bir başa çıkma mekanizması olarak öğrenmiştir. Bugün hâlâ dışarıya "her şey yolunda" mesajı verirken, içinde yoğun bir kontrolsüzlük ve anlamsızlık hissi yaşamaktadır. Bu içsel çatışma, onun zihinsel enerjisini tüketmekte ve karar alma mekanizmasını felç etmektedir.

3.3. Döngüler Arası Geçişkenlik: Çatlamış Zırh – Bastırmadan Taşmaya

Bu iki döngü kesin sınırlarla ayrılmaz; bireyler hayatları boyunca bu iki mod arasında geçiş yapabilirler. Bastırılan anksiyete bir noktada bedenselleşerek gösterilen döngüye taşabilir veya gösterilen döngüdeki semptomlar sosyal baskıyla bastırılabilir. Bu geçişler sırasında birey "daha iyi oldum" sanabilir. Oysa bu, çoğunlukla bir savunma katmanının diğeriyle değişimidir, gerçek bir iyileşme değil.

4. Kendini İlaçlama Refleksi ve Normallik İllüzyonu

Tüm Reklamları Kapat

İçsel boğulma ve anlam yitiminin yarattığı ruhsal ağrı dayanılmaz hale geldiğinde, birey bu acıyı bastırmak için bilinçli veya bilinçdışı bir şekilde Kendini İlaçlama Refleksi'ne yönelebilir. Bu "ilaçlama," sadece alkol veya madde gibi kimyasal yollarla değil, aynı zamanda modern yaşamın sunduğu davranış kalıpları ve zihinsel kaçışlarla da gerçekleşir: dijital dünyada kaybolma (sosyal medya, oyun), işkoliklik, aşırı sosyalleşme veya tam tersi izolasyon gibi.

Bu süreç, Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) literatüründe "deneyimsel kaçınma" (experiential avoidance) olarak tanımlanan ve psikopatolojilerin sürdürülmesinde merkezi bir rol oynayan mekanizmayla büyük ölçüde örtüşmektedir (Hayes et al., 1996). Bu modelde "Kendini İlaçlama Refleksi" teriminin kullanılması ise, bu kaçınma davranışının altında yatan iki spesifik noktayı vurgulamayı amaçlar:

Davranışın, varoluşsal acıyı dindirmeye yönelik otomatik, anlık ve adeta "refleksif" doğası.

Bu davranışların, acıyı geçici olarak uyuşturan bir "ilaç" işlevi görerek sahte bir rahatlama sağlaması.

Tüm Reklamları Kapat

Bu refleksin en sinsi tehlikelerinden biri, yarattığı **"normallik illüzyonu"**dur. Birey, bu davranışlar sayesinde dışarıdan "normal," işlevsel ve hatta başarılı görünebilirken, içerideki kimlik krizi ve anlamsızlık hissi derinleşerek devam eder.

5. Ego-Anksiyete Döngüsü: Kırılganlığın Sarmalı

Bu yedi aşamalı döngü, özellikle bastırılan anksiyete ve "kendini ilaçlama refleksi"nin altında yatan katmanlı psikolojik süreçleri derinlemesine açıklar:

Ego Zayıflaması: İçsel ve dışsal baskılarla Ego'nun dengeleme kapasitesi aşınır.

Tüm Reklamları Kapat

Kaotik İç Gözlem: Birey, niyetlerini ve kim olduğunu sorgulamaya başlar, net cevaplar bulamaz.

Duygusal Donukluk: Anlam yitimi ve kafa karışıklığı, duygusal bir uyuşmaya yol açar.

Somut Adımlar (Anlamı Dışarıda Aramak): Birey, bu boşluğu doldurmak için dışsal onaya veya "kendini ilaçlama" davranışlarına yönelir.

Kırılgan Benliğin İnşası: Kimlik, otantik değerler yerine bu dışsal dayanaklar üzerine kurulur.

Tüm Reklamları Kapat

Benlikten Keyif Alamama: Bu sahte benlik, tatmin ve otantik bir sevinç hissi vermez.

Döngü Tekrarı: Tatminsizlik, Ego'yu daha da zayıflatır ve sarmal yeniden başlar.

6. Klinik Çıkarımlar ve Psikotik Eşik Hipotezi

Bastırılan anksiyetenin kronikleştiği ve "kendini ilaçlama refleksi"nin yetersiz kaldığı durumlarda, model sadece bir içsel tükenişi değil, aynı zamanda daha ciddi psikopatolojiler için potansiyel bir riski de öngörür. Bireyin gerçeklikle kurduğu bağın sadece duygusal değil, bilişsel düzeyde de zayıflaması teorik bir olasılık olarak öne sürülebilir. Bu süreç, beynin uyaranlara anlam atfetme (salience) süreçlerini düzenleyen dopaminerjik sinyalizasyonla hipotetik olarak ilişkilendirilebilir. Anormal dopamin aktivitesinin, normalde nötr olan içsel ve dışsal uyaranların aşırı önemli ve tehditkâr olarak algılanmasına, bu durumun da paranoid düşüncelere zemin hazırlayabileceğine dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır (Howes & Kapur, 2009; Friston, 2005).

Tüm Reklamları Kapat

⚠️ Klinik Hipotez: Modelin ileri sürdüğü bu teorik çerçevede, kronikleşmiş bastırılmış anksiyete ve derin anlam yitimi, bireyin bilişsel savunmalarını aşırı zorlayarak gerçeklik algısında bozulmalara karşı bir kırılganlık yaratabilir. Bu durumun, özellikle genetik yatkınlığı olan bireylerde, şizofrenik spektrumdaki bozukluklar için bir risk faktörü olup olamayacağı, ileride yapılacak kapsamlı boylamsal araştırmalarla netleştirilmesi gereken önemli bir sorudur. Bu, bir neden-sonuç ilişkisinden çok, altta yatan ortak bir zayıflığa işaret eden potansiyel bir bağlantı olarak görülmelidir.

7. Modelin Kapsamı ve Klinik Sınırları

Bu model, doğası gereği transdiagnostiktir; yani spesifik tanı etiketlerinden çok altta yatan ortak mekanizmalara odaklanır.

En Yüksek Uygunluk: Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), Sosyal Anksiyete Bozukluğu (SAB).

Tüm Reklamları Kapat

Orta Düzeyde Uygunluk: Panik Bozukluk (ve Agorafobi).

Daha Düşük/Dolaylı Uygunluk: Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), Spesifik Fobiler. Bu bozukluklar için davranışçı ve bilişsel modeller daha direkt ve kanıta dayalı müdahaleler sunmaktadır (Barlow, 2002; Foa & Kozak, 1986).

8. Sonuç ve Modele Özgü Müdahale Stratejileri

"İnsanı kaygı değil, anlamsız kaygı yorar" (Frankl, 1959). Bu modelin tedavi felsefesi, semptomları bastırmaktan çok, anlamsız kaygıyı anlamlı bir yaşam projesine dönüştürmektir. Bunun için modele özgü, yapılandırılmış müdahaleler tasarlanabilir:

Tüm Reklamları Kapat

İkili Anksiyete Modeli Terapi Protokolü (Öneri):

Aşama 1: Döngü Tanıma ve Haritalandırma: Danışanla birlikte anksiyete döngüsü, kaçış refleksleri ve normallik illüzyonu haritalandırılır.

Aşama 2: Anlam Zırhı Güçlendirme Protokolü: Logoterapi ve Değer Odaklı Terapilerden ilhamla danışanın çekirdek değerleri ve yaşam hedefleri belirlenir (Frankl, 1959).

Aşama 3: Niyet Bulanıklığını Giderme Diyalogları: Gestalt ve Sokratik sorgulama ile bastırılmış duygularla eylemler arasındaki kopuk bağ yeniden kurulur (Perls, 1969; Yalom, 1980).

Tüm Reklamları Kapat

9. Gelecekteki Araştırmalar

Gelecekteki araştırmalar, bir Anlam Zırhı Envanteri geliştirmeye, model temelli müdahale protokollerinin etkililiğini test etmeye ve anlam yitimi gibi soyut kavramların nörobiyolojik karşılıklarını daha derinlemesine incelemeye odaklanabilir.

Kaynakça

Ainsworth, M. D. S., Blehar, M. C., Waters, E., & Wall, S. (1978). Patterns of attachment: A psychological study of the Strange Situation. Lawrence Erlbaum.

Tüm Reklamları Kapat

Barlow, D. H. (2002). Anxiety and its disorders: The nature and treatment of anxiety and panic (2nd ed.). Guilford Press.

Botvinick, M. M., Braver, T. S., Barch, D. M., Carter, C. S., & Cohen, J. D. (2001). Conflict monitoring and cognitive control. Psychological Review, 108(3), 624–652.

Bowlby, J. (1969). Attachment and loss, Vol. 1: Attachment. Basic Books.

Foa, E. B., & Kozak, M. J. (1986). Emotional processing of fear: Exposure to corrective information. Psychological Bulletin, 99(1), 20–35.

Tüm Reklamları Kapat

Frankl, V. E. (1959). Man's search for meaning. Beacon Press.

Freud, A. (1937). The Ego and the mechanisms of defence. Hogarth Press.

Friston, K. J. (2005). A theory of cortical responses. Philosophical Transactions of the Royal Society B: Biological Sciences, 360(1456), 815-836.

Gross, J. J., & John, O. P. (2003). Individual differences in two emotion regulation processes: implications for affect, relationships, and well-being. Journal of Personality and Social Psychology, 85(2), 348–362.

Tüm Reklamları Kapat

Hayes, S. C., Wilson, K. G., Gifford, E. V., Follette, V. M., & Strosahl, K. (1996). Experiential avoidance and behavioral disorders: A functional dimensional approach to diagnosis and treatment. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 64(6), 1152–1168.

Howes, O. D., & Kapur, S. (2009). The dopamine hypothesis of schizophrenia: version III—the final common pathway. Molecular Psychiatry, 14(6), 549–562.

LeDoux, J. E. (2000). Emotion circuits in the brain. Annual Review of Neuroscience, 23, 155-184.

Perls, F. S. (1969). Gestalt therapy verbatim. Real People Press.

Tüm Reklamları Kapat

Raichle, M. E., MacLeod, A. M., Snyder, A. Z., Powers, W. J., Gusnard, D. A., & Shulman, G. L. (2001). A default mode of brain function. Proceedings of the National Academy of Sciences, 98(2), 676-682.

Ryff, C. D., & Keyes, C. L. M. (1995). The structure of psychological well-being revisited. Journal of Personality and Social Psychology, 69(4), 719–727.

Selye, H. (1956). The stress of life. McGraw-Hill.

Sheline, Y. I., Barch, D. M., Price, J. L., Rundle, M. M., Vaishnavi, S. N., Snyder, A. Z., ... & Raichle, M. E. (2009). The default mode network and self-referential processes in depression. Proceedings of the National Academy of Sciences, 106(6), 1942-1947.

Tüm Reklamları Kapat

Yalom, I. D. (1980). Existential psychotherapy. Basic Books.

Bu model, anksiyeteyi varoluşsal bir kimlik krizi olarak ele alan özgün bir teorik çerçevedir

Okundu Olarak İşaretle
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 3
  • Tebrikler! 2
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Güldürdü 1
  • İnanılmaz 1
  • Umut Verici! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • Ainsworth, Mary D. Salter; Blehar, Mary C.; Waters, Everett; Wall, Sally, et al. (1978). Patterns Of Attachment: A Psychological Study Of The Strange Situation. ISBN: 0898594618 / 9780898. Yayınevi: Hove: Lawrence Erlbaum Associates.
  • Barlow, David H.. (2002). Anxiety And Its Disorders: The Nature And Treatment Of Anxiety And Panic (2. Baskı). ISBN: 159385028X / 9781593. Yayınevi: Guilford Press.
  • Botvinick, Matthew M.; Braver, Todd S.; Barch, Deanna M.; Carter, Cameron S.; Cohen, Jonathan D., et al. (2001). Conflict Monitoring And Cognitive Control. Psychological Review, 108(3), 624–652, sf: 624-652. doi: 10.1037/0033-295X.108.3.624. | Arşiv Bağlantısı
  • Bowlby, John. (1969). Attachment And Loss, Vol. 1: Attachment. ISBN: 0465005438 / 9780465. Yayınevi: Basic Books.
  • Foa, Edna B.; Kozak, Michael J., et al. (1986). Emotional Processing Of Fear: Exposure To Corrective Information. Psychological Bulletin, 99(1), 20–35, sf: 20-35. doi: 10.1037/0033-2909.99.1.20. | Arşiv Bağlantısı
  • Frankl, Viktor E.. (1959). Man’s Search For Meaning. ISBN: 0807014273 / 9780807. Yayınevi: Beacon Press.
  • Freud, Anna. (1937). The Ego And The Mechanisms Of Defence. ISBN: 0701200676 / 9780701. Yayınevi: Hogarth Press.
  • Friston, Karl J.. (2005). A Theory Of Cortical Responses. Philosophical Transactions of the Royal Society B, 360(1456), 815–836, sf: 815-816. doi: 10.1098/rstb.2005.1622. | Arşiv Bağlantısı
  • Gross, James J.; John, Oliver P., et al. (2003). Individual Differences In Two Emotion Regulation Processes: Implications For Affect, Relationships, And Well-Being. Journal of Personality and Social Psychology, 85(2), 348–362. doi: 10.1037/0022-3514.85.2.348. | Arşiv Bağlantısı
  • Hayes, Steven C.; Wilson, Kelly G.; Gifford, Elizabeth V.; Follette, Victoria M.; Strosahl, Kirk, et al. (2025). The Dopamine Hypothesis Of Schizophrenia: Version Iii—The Final Common Pathway. Journal of Personality and Social Psychology, 85(2), 348–362, sf: 348-362. doi: 10.1037/0022-006X.64.6.1152. | Arşiv Bağlantısı
  • Howes, Oliver D.; Kapur, Shitij, et al. (2009). The Dopamine Hypothesis Of Schizophrenia: Version Iii—The Final Common Pathway. Molecular Psychiatry, 14(6), 549–562, sf: 549-562. doi: 10.1038/mp.2009.104.. | Arşiv Bağlantısı
  • LeDoux, Joseph E.. (2000). “Emotion Circuits In The Brain.”. Annual Review of Neuroscience, cilt 23,, sf: 155–184. doi: 10.1146/annurev.neuro.23.1.155.. | Arşiv Bağlantısı
  • Perls, Frederick S.. (1969). Gestalt Therapy Verbatim.. ISBN: 0911226028. Yayınevi: Real People Press.
  • Raichle, Marcus E.; MacLeod, Ann M.; Snyder, Abraham Z.; Powers, William J.; Gusnard, Debra A.; Shulman, Gordon L., et al. (2001). “A Default Mode Of Brain Function.. Proceedings of the National Academy of Sciencescilt 98, sf: 676-682. doi: 10.1073/pnas.98.2.676.. | Arşiv Bağlantısı
  • Ryff, Carol D.; Keyes, Corey L. M., et al. (1995). The Structure Of Psychological Well-Being Revisited. Journal of Personality and Social Psychology, cilt 69, sf: 719–727.. doi: 10.1037/0022-3514.69.4.719.. | Arşiv Bağlantısı
  • Selye, Hans.. (1956). The Stress Of Life. ISBN: 0070562121. Yayınevi: McGraw-Hill.
  • Sheline, Yvette I.; Barch, Deanna M.; Price, Joseph L.; Rundle, Megan M.; Vaishnavi, Srikant N.; Snyder, Abraham Z.; Raichle, Marcus E., et al. (2009). The Default Mode Network And Self-Referential Processes In Depression.”. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 1942-1947. doi: 10.1073/pnas.0812686106.. | Arşiv Bağlantısı
  • Yalom, Irvin D.. (1980). Existential Psychotherapy.. ISBN: 0465021476.. Yayınevi: Basic Books,. sf: 544.
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/07/2025 21:24:31 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21045

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close