Biyoloji Müfredatına Yaratılış İnancını Sokma Çabası Gülünçtür!
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırlamakta olduğu belirtilen 2024-2025 öğretim programında Evrim Teorisi "doğruluğu ispatlanmamış teoriler" arasında sayılırken, bilimsel bir temeli bulunmayan yaratılış inancının özellikle pekiştirildiğine dair politik bağlamda hiç de şaşırtıcı olmayan ama evrensel standartlarda düpedüz gülünç olan bazı gelişmeler kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Örneğin yeni biyoloji müfredatında şöyle denmesi planlanmaktadır:
Biyolojik olaylar; bir plân ve programın gereği olarak ortaya çıkar, kâinat ve içindeki canlı cansız tüm varlıklarda görülen mükemmel dengeye ve düzene işaret eder. Canlılar hem kendi yapı ve işleyişlerinde hem de birbirleriyle tam bir uyum içinde mükemmel bir denge oluşturur. Biyoloji bilimi ise yaşamın bu kusursuz düzenini, canlılığın ince detaylarını ve yaratılışın muhteşem tasarımlarını anlamaya kapı açar.
Bu tür yaklaşım, bilime ilkel bir bakış olmanın ötesinde, düpedüz yanlıştır. Doğadaki olay ve olguların belirli/planlı amaçlara göre oluştuğunu söyleyen teleolojik görüş, bilimde asırlar önce terk edilmiş, yanlış bir görüştür. Doğadaki şeylerin amaçları olduğu sanrısı, neden-sonuç ilişkilerini inceleyen dikkatsiz insanların sonuçları amaçlarla karıştırmasından kaynaklı bir illüzyondur, bilişsel bir zaaftan ibarettir.
Benzer şekilde doğada "mükemmel bir denge ve düzen" bulunmamaktadır; eğer öyle olsaydı, yenidoğan bebeklerin beyinlerini enfekte ederek onlara acı dolu ölümler yaşatan parazitler olmaz, doğadaki canlılar bir gün fazla yaşayabilmek için birbirlerinin bebeklerinin bağırsaklarını deşerek beyinlerinden akan kanı içmek zorunda kalmazlardı. Doğanın kusursuzluğu, insanın hüsnükuruntusundan ibarettir.
Keza doğada gördüğümüz "denge ve düzen", kısıtlı bir zaman dilimi içerisinde algıladığımız geçici bir statüden ibarettir (ki bu geçici denge haline bilimde "evrimsel denge" denmektedir). Çevre kaotik bir şekilde değiştikçe, canlıların sözde "denge ve düzeni" de değişecektir. Canlıların bir kısmı bu değişime adapte olarak evrimleşecek, geri kalanı ise değişime ayak uyduramayarak yok olacaktır. Bugüne kadar evrimleşmiş türlerin %99'undan fazlasının soyunun tükenmiş olduğu gerçeği, yukarıdaki paragrafta yansıtılan çocuksu hayal dünyasının gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu gözler önüne sermektedir.
Bilim, olmasını istediğiniz şey değildir. Bilim, gerçeğin en objektif ifadesidir. Bu obektivite, bilimsel düşünceden öznel inançların ayrı tutulmasını gerektirir. Bu yaklaşımın ilerlemenin anahtarı olduğu asırlar önce keşfedilmiş ve bu şiardan sapan hangi kişi veya toplum olduysa, muasır medeniyetler seviyesinin gerisine düşmekten kurtulamamıştır. Çünkü bir başkasıyla örtüşmeyebilecek olan, doğrulanamaz inançlar üzerinden gerçeklere ulaşılamaz. İşin doğrusu, gerçeklerin inançlardan bağımsız olarak keşfedilmesi ve sonrasında herkesin inançları doğrultusunda o gerçekleri yorumlamasıdır. Bu bağımsız keşfi yapan bilimdir. Eğitim müfredatında bilimin ötesine geçip, müfredata tek bir kişi veya zümrenin şahsi inançlarını ve bireysel kanaatlerini sokmak bu nedenle hayati bir hatadır.
Ancak bundan daha önemlisi, eğitimin amacı, bilimin doğuşundan asırlar sonra dünyaya gelen gençlerin zamanı yakalayabilmesi için bir fırsat tanımaktır. Bu, ancak ve ancak bilimsel görüşbirliğini (konsensusu) veya onun görece basitleştirilmiş bir versiyonunu öğrencilere aktarmak yoluyla yapılabilir - ki eğitimcinin etik sorumluluğu da budur. Aksi takdirde herkes, her istediğini öğrencilere aktarabilir ve yeni nesil, asla gerçekleri öğrenerek büyüyemez.
Şunun anlaşılması elzemdir: Aksi bir milyar kere de tekrar edilecek olsa, gezegen genelindeki bilim camiasının istisnasız olarak her köşesinde Evrim Teorisi, insan da dahil bütün canlıların var oluşuyla ilgili kabul gören yegâne bilimsel açıklamadır. Bunun aksinin doğru olmasını ummak, arzulamak, rica etmek, dilemek hüsnükuruntudur. Hangi saygın akademik makaleyi açarsanız açın, uluslararası standartları takip eden hangi biyoloji ders kitabını okursanız okuyun, evrimin o eserin ana teması ve çıkarılamaz omurgası olduğu bir tokat gibi suratınıza çarpacaktır. Eğitimin işi, bu gerçeği öğrencilere yansıtmaktır.
Tüm bunlar ışığında, yaratılış gibi bir bireysel inancın, Evrim Teorisi gibi artık geçerliliği konusunda bilimsel hiçbir tartışma bulunmayan, bilimsel bilginin doruğunda bulunan bir teorinin bırakın yerine okutulmasını, bu ikisinin aynı klasmanda görülmesi veya birbirinin alternatifiymiş gibi aynı başlık altında (hele hele biyoloji başlığı altında) tartışılması bile gülünçtür.
Şu da bir gerçektir ki gelecekte zaten bir kalemde düzeltilecek olan hatalarla zaman kaybetmek beyhudedir. Hiç kimse, hele ki milletinin ileri gitmesini arzuladığını iddia eden hiç kimse, bilimsel gerçeklere sırt çevirecek kadar cüretkar olmamalıdır. Din eğitimi din dersinde, milli değerler eğitimi vatandaşlık dersinde, evrim gibi bilimsel gerçekler ise biyoloji dersinde öğretilmelidir.
Uzun lafın kısası, bu konuda yapılabilecek tek doğru, bu hatadan derhal dönülmesi ve hem ilkokul hem de lise müfredatına evrimin dahil edilmesidir. Zira "evrimin ışığı olmaksızın biyolojide hiçbir şeyin anlamı yoktur."
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu konunun uluslararası standartlarda nasıl değerlendirildiğini öğrenmek için, aşağıdaki yazılarımız okunabilir:
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 100
- 44
- 15
- 14
- 7
- 6
- 5
- 5
- 5
- 4
- 2
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:43:53 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16974
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.