Bitkilerin Üreme Organları Nelerdir? Bitki Üremesinde Görev Alan Bitki Parçaları Hangileridir?
Yaprak, sap, kök, çiçek, meyve ve tohum gibi dışsal bitki yapıları, bitkinin organları olarak adlandırılır. Her bir organ; belirli bir işlevi yerine getirebilmek için birlikte çalışan, organize bir doku kütlesidir. Bu yapılar iki gruba ayrılır: eşeyli üreme ve vejetatif.
Bitkilerin Üreme Organları
Bitkilerin (eşeyli) üreme organları, tohum üretiminde ve bunların yayılmasında görev alan yapılardır. Her ne kadar çiçekler, çiçekli bitkilerin ana üreme organı sayılsalar da eşeyli üremede görev alan tek üreme organı bu değildir. Bu bakımdan, bitkilerden üreme organlarını 3 başlıkta incelemek mümkündür: gonca ve çiçek, meyve ve son olarak, tohumlar. Gelin bunlara tek tek bir bakış atalım.
Çiçek
Çiçekler, genel olarak bir bitkinin en gösterişli kısımlarıdır ve tek işlevleri, eşeyli üremeyi sağlamaktır. Çiçeklerin güzelliği ile kokusu, insanların hoşuna gitmek için değil, üreme sürecinde merkezî bir role sahip olan tozlaştırıcıları/polinatörleri (böcek ya da kuşları) üzerlerine çekmek için evrimleşmiştir. Çiçekler aynı zamanda bitkileri sınıflandırmamızı da kolaylaştırmaktadır.
Temeli çiçeklere, bitkilerin üreme organlarına ya da her ikisine birden dayanan, günümüzde hâlâ kullanılan bitki sınıflandırma sistemi, Carl von Linné (Linnaeus) tarafından geliştirilmiştir. Linné'nin sisteminin başarılı olmasının nedenlerinden biri, çiçeklerin çevresel değişikliklerden en az etkilenen kısımlar olmasıdır. Dolayısıyla da çiçekleri ve çiçeklerin kısımlarını bilmek bitki türlerini saptamakla ilgilenen herkes için önemlidir.
Çiçeğin Yapısı
Çiçekler, bitkinin üreme organı oldukları için ya bir stamen (erkek organ) ya bir pistil (dişi organ) ya da ikisini birden bulundurmanın yanı sıra çanak yaprağı, taç yaprağı ve nektar bezi gibi ek kısımlar da bulundurur.
Stamen, erkek üreme organıdır. Bir çiçek tozu kesesi (başçık ya da anter) ile destekleyici, uzun bir ipçikten oluşur. Bu ipçik; başçığı yerinde sabit tutarak polenin rüzgâr, böcek ya da kuşlar ile dağılımını olası kılar.
Pistil, dişi üreme organıdır. Şekli genelde bir lobuta benzer ve çiçeğin merkezinde konumlanmıştır. Dişi organ; bir tepecik, dişicik borusu ve yumurtalıktan oluşur. Tepecik en üsttedir ve dişicik borusu ile yumurtalığa bağlanır. Yumurtalık, tohum taslaklarının içinde bulunan yumurtaları içerir. Eğer bir yumurta döllenirse tohum taslağı bir tohuma dönüşür.
Çanak yaprakları bir çiçeğin altında yer alan küçük, yeşil ve yaprağa benzeyen yapılardır. Goncayı korurlar. Hepsine birden kaliks adı verilir.
- Bitkiler, Toprağa Salgıladıkları Kimyasallarla Büyümelerine Yardımcı Olan Faydalı Bakterileri Üzerine Çekiyor!
- Orman Yangınları ve Yangın Ekolojisi: Doğal Yangınlar, Orman Sağlığı İçin Neden Önemlidir? Yangınlarla Nasıl Mücadele Etmek Gerekir?
- Baobab Ağaçları Neden Böylesine Tuhaf Görünürler? Baobablar Kuraklıkla Nasıl Baş Ederler?
Taç yaprakları genelde bir çiçeğin renkli parçalarıdır. Taç yaprakları da aynı nektar bezleri gibi esans barındırabilir. Hepsine birden korol adı verilir. Bir çiçeğin taç yaprak sayısı sıklıkla o bitkinin familya ve cinsini teşhis etmek için kullanılır. Dikotil bitkilerin çiçekleri tipik olarak dört-beş tane ya da bu sayıların katlarında çanak yaprağa ve taç yaprağa sahiptir. Monokotil bitkilerde ise bu çiçek kısımları tipik olarak üç ya da üçün katları olarak gelir.
Çiçek Çeşitleri
Eğer bir çiçek; erkek organ, dişi organ, taç yaprakları ve çanak yapraklarının hepsini bulunduruyorsa buna tam çiçek denir. Bunun bir örneği olarak güller verilebilir. Eğer bu parçalardan biri yoksa da eksik çiçek denir.
Dişi ve erkek organlar (pistil ile stamen), bir çiçeğin tohum oluşumuna dahil olan önemli kısımlarıdır. Eğer bir çiçek hem işlevsel bir erkek organ hem de işlevsel bir dişi organa sahip olursa, taç ve çanak yaprakları bulunmasa bile, kusursuz çiçek veya hermafrodit çiçek adını alır. Eğer dişi ya da erkek organdan biri eksikse de kusurlu çiçek denir. Pistillat çiçeklerin (dişi) işlevsel bir dişi organı/organları vardır ama erkek organları yoktur. Staminat çiçeklerin (erkek) ise erkek organları vardır ama dişi organları yoktur.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kusurlu çiçeği olan bitkiler birevcikli (monoik) ve ikievcikli (dioik) gruplarına ayrılır.
Birevcikli (monoik) bitkiler, aynı bitki üzerinde ayrı yerlerde bulunan dişi ve erkek çiçeklere sahiptir (örneğin; pikan cevizi ve mısır). Bazı birevcikli bitkiler, üreme mevsiminin başında yalnızca erkek çiçekler taşıyıp sonradan iki cinsiyeti geliştirir (örneğin; salatalık ve kabak).
İkievcikli (dioik) türlerin ayrı yerlerde bulunan erkek ve dişi bitkileri vardır. Örnekler arasında çobanpüskülü, ginkgo ve Antep fıstığı bulunur. Tozlaşmanın gerçekleşip meyvelerin oluşabilmesi için erkek ve dişi bitkilerin birbirine yakın dikilmeleri gereklidir. Bazı örneklerde (mesela çobanpüskülü), meyvenin cazip bir yapısı vardır. Fakat ginkgonun meyvesi olgunlaşınca iğrenç bir koku yaydığı için hiç cazip gelmez. Kivilerin durumu ise karmaşıktır çünkü ikieşeyli çiçeği olan bir bitki ya da sadece erkek çiçekli başka bir bitkileri olabilir. Görüldüğü gibi, bitkilerin dünyasında mutlak gerçekler bulunmayabilir!
Çiçeklenme Çeşitleri
Her bir sapında bir tane çiçek bulunduran çiçeklere yalnız çiçek adı verilir. Bunun dışındaki bitkiler çiçeklenme yani bir çiçek salkımı üretir. Bu çiçeklenmedeki her bir çiçeğin adı çiçekçiktir.
Çoğu çiçeklenme, şu iki gruptan birine dahildir: çiçek salkımları veya talkımlar. Çiçek salkımları grubunda çiçekçikler, sapın dibinden açmaya başlayıp tepesine kadar ilerler. Bir talkımda ise üst çiçekçik önce açılıp ana çiçek sapını takip ederek aşağıya doğru çiçeklenir. Çiçek çeşitleri üzerine detaylı tartışmalar, birçok botanik ders kitabında bulunabilir.
Çiçeklerde Tohum Oluşumu
Tozlaşma, polenlerin başçıktan tepeciğe rüzgâr ya da tozlaştırıcılar aracılığıyla taşınması olayıdır. Böcek, hayvan ya da kuşlar tarafından tozlaştırılan türlerin çiçekleri genelde canlı renklere ya da koku veya nektara sahiptir ki tozlaştırıcıları kendilerine çekebilsinler. Tozlaştırıcılar, nektar arayışları sırasında aynı bitki olsun olmasın çiçekten çiçeğe polen taşır. Bitkiler bu zekice mekanizmayı türlerinin hayatta kalabilmesi için evrilerek oluşturmuşlardır. Rüzgâr ile tozlaşan bitkiler çoğu zaman tozlaştırıcıları kendilerine çekme gereği duymadıklarından çiçeksi kısımlar veya nektar bulundurmaz.
Tepecikte bulunan bir kimyasal, poleni dişicik borusu boyunca yumurtalıktaki tohum taslaklarına kadar uzanan uzun bir tüp büyütmesi için uyarır. Polen, tohum taslaklarına ulaşınca spermi salar ve döllenme çoğu zaman gerçekleşir. Döllenme, bir polen taneciğinden gelen erkek spermin çekirdeği ile dişi yumurtasının birleşimidir. Eğer döllenme başarılıysa tohum taslağı bir tohuma dönüşür. Yine de tozlaşmanın, döllenmenin gerçekleşmesini garantiye almadığını bilmek önemlidir.
Çapraz döllenme, iki ebeveyn bitkinin genetik materyalini birleştirir. Ortaya çıkan tohum daha geniş bir genetik köke sahiptir ve bu durum popülasyonun daha çeşitli çevresel koşullarda hayatta kalabilmesini sağlayabilir. Genelde çapraz tozlaşan bitkiler, kendini tozlaştıran bitkilerden daha başarılıdır. Bundan dolayı da kendini tozlaştırandan çok çapraz tozlaştırılan bitki bulunur.
Meyve
Döllenme sonrasında bitkinin yumurtalığı, genellikle bir meyve olacak biçimde gelişir. Evet, bir elma veya armut yerken, aslında bir ağacın/bitkinin yumurtalıklarını, yani üreme organlarının bir kısmını yemektesiniz![1]
Her ne kadar meyveler genellikle tatlı olmalarıyla tanınsalar da her meyve tatlı olmak zorunda değildir. Meyvelerin içinde tohumlar ve gelişmekte olan embriyo vardır; yani meyveler, bu embriyoyu koruyucu bir role de sahiptir.
Meyvelerin Yapısı
Meyve, döllenmiş ve olgun tohum taslaklarına (tohumlara) ek olarak elmalardaki gibi etli ya da palamutlardaki gibi kuru ve sert olabilen yumurtalık duvarından oluşur. Bazı meyvelerde tohumların etrafı yumurtalık duvarı ile kaplıdır (örneğin: elma, şeftali, portakal, kabak ve salatalıklar). Diğer meyvelerde ise tohumların yeri meyve dokusunun dışındadır (örneğin: mısır ve çilekler).
Meyvenin hem erkek hem de dişi çiçeklerden gelen genleri bir arada barındıran tek kısmı, tohumlardır. Meyvenin geri kalan kısımları ise, anaç bitkinin genetik bir kopyasıdır.
Meyve Çeşitleri
Meyveler basit, toplu (agregat) ve çoklu (multiple) isimleri altında sınıflandırılır. Basit meyveler tek bir yumurtalıktan gelişir. Kiraz ve şeftaliler (sert çekirdekli), armut ve elmalar (yumuşak çekirdekli) ve domatesler gibi etli meyveler bu gruptadır. Çoğu zaman bir sebze olarak anılsa da domatesler bir çiçekten geliştikleri için teknik olarak bir meyvedir. Kabak, salatalık ve patlıcanlar da tek bir yumurtalıktan gelişir ve botanik sınıflandırmaya göre meyve sayılır.
Diğer basit meyve çeşitleri kurudur. Duvarları, az önce bahsedilen etli örneklere kıyasla ya kağıdımsıdır ya da derimsi ve serttir. Yer fıstığı (baklagiller), haşhaş (kapsül), akçaağaç (samara) ve ceviz (kuru yemiş) bu grubun dahilindedir.
Çilek, ahududu ve böğürtlen gibi bir toplu (agregat) meyve, birçok yumurtalığı olan tek bir çiçekten gelişir. Bu meyvelerin çiçekleri basit bir yapıya sahip olup bir korol, bir kaliks ve bir gövde ama çok sayıda dişi organ ya da yumurtalık bulundurur. Her bir yumurtalık ayrı ayrı döllenir. Eğer bazı tohum taslakları başarılı bir biçimde tozlaşamazsa meyvenin şekli bozuk olacaktır.
Çoklu (multiple) meyveler tek bir yapıda doğan ayrı ve bağımsız bir yoğun çiçek kümesinden türer. Her çiçeğin kendine ait kaliksi ve korolu bulunur. Ananas ve incirler buna örnektir.
Tohumlar
Tohumlar, bütün bir bitkiye dönüşebilmek için gerekli olan tüm genetik bilgiyi içerir. Üç kısımdan oluşur:
- Embriyo, durdurulmuş bir gelişme halinde bulunan minyatür bir bitkidir. Koşullar elverişli hale gelince büyümeye başlayacaktır.
- Endosperm (besidoku) (bazı türlerde ise kotiledon), yapının içinde hazır bulunan bir besin stokudur lakin orkideler buna bir istisnadır. Bu stok; protein, karbonhidrat ya da yağlardan oluşabilir.
- Tohum kabuğu, tohumu hastalık ve böceklerden koruyan sert bir dış kaplamadır. Aynı zamanda suyun tohuma giriş yapıp çimlenmenin zamanı gelmeden başlatılmasını engeller.
Çimlenme
Çimlenme; bir tohum embriyosunun uyku halinden aktif, gelişen bir hale geçme zamanıdır. Çimlenmenin gözle görülür herhangi bir işareti belirmeden önce tohum, tohum kabuğu aracılığıyla içine su çekmelidir. Aynı zamanda yeterli oksijen ve uygun bir sıcaklık da olmalıdır. Bazı türler, örneğin kereviz, ışığa ihtiyaç duyarken diğer türler ise karanlığa ihtiyaç duyar.
Eğer bu ihtiyaçlar karşılanırsa fidenin tohumdan çıkan ilk kısmı kökçük (radikula) olur. Birincil (primer) köke dönüşüp yer çekimine yanıt olarak aşağı doğru büyümeye başlar. Bu birincil kökten kök tüyleri ve yan kökler oluşur. Kökçük ile ilk yaprağımsı yapı arasında, ışığa yanıt olarak yukarı doğru büyüyen hipokotil yer alır.
Çenek, ya da kotiledon, embriyoyu çevreler. Genelde olgun bitkinin üreteceği yapraklardan farklı bir biçimleri olur. Monokotiller bir kotiledon üretirken dikotiller iki tane üretir.
Üreme yapısı oldukları için tohumlar, bir türün hayatta kalmasında önemli bir role sahiptir. Bu yüzden de bitkiler, hayatta kalmalarını sağlayacak birçok mekanizma geliştirmiştir. Bu mekanizmalardan biri de tohumun uyku halinde olabilmesidir. Uyku hali ikiye ayrılır: tohum kabuğu uyku hali ve embriyo uyku hali.
Tohum kabuğu uyku halinde, sert bir tohum kabuğu suyun aralardan geçmesine izin vermez. Erguvan, beyaz çiçekli yalancı akasya ve diğer birçok süs ağaç ile çalıları bu tarz uyku halini gösterir.
Skarifikasyon adı verilen bir işlem, tohum kabuğunu kırmak ya da yumuşatmak için kullanılır. Skarifikasyon doğada bir orman yangınının ısısı, bir kuş veya böceğin tohumu sindirmesi ya da tohum kabuğunun mantarlar veya böcekler tarafından kısmen parçalanması gibi olaylar ile gerçekleşebilir. Skarifikasyon mekanik olarak tohum kabuğunu bir törpü ile kazıyarak, kimyasal olarak ise tohum kabuğunu sülfürik asit ile yumuşatarak yapılır. Her iki durumda da embriyo zarar görmemelidir.
Embriyo uyku hali, karaağaç ve cadı fındığı gibi süs bitkilerinde yaygındır. Bu tohumlar çimlenmeden önce çok soğuk bir dönemden geçmelidir. Bu tarz bir uyku halini bozmak için skarifikasyon kullanılır. Bu işlem tohumları 0 °C ila 10 °C sıcaklıkları arasında nemli bir ortamda (saksı toprağı ya da kâğıt havlu) depolamayı içerir. Gerekli süre türden türe farklılık gösterir.
Tohumun çimlenmesi için gerekli olan çevresel koşullar sağlanıp uyku hali bozulduğunda bile başka faktörler de çimlenmeyi etkileyebilir:
- Tohumun yaşı, yaşayabilirliğini (çimlenme yeteneğini) büyük derecelerde etkiler. Daha yaşlı tohumun yaşayabilirliği genelde genç tohumdan daha azdır ve eğer çimlense bile fideleri hem daha az dinç olacak hem de daha yavaş büyüyecektir.
- Fidelik; uygun bir şekilde hazırlanıp gevşek, ince yapılı topraktan oluşmalıdır.
- Tohumlar uygun bir derinliğe ekilmelidir. Eğer derinlik çok sığ kalırsa tohumlar yağmur ya da sulama sırasında suyla sürüklenebilir; eğer çok derin kalırsa da toprağı aşamayabilir.
- Tohumların aralıksız bir nem miktarı olmalıdır ancak aşırı sulanırlarsa çürüyeceklerdir.
Birçok ot tohumunun hızlı bir şekilde ve pek de ideal olmayan koşullarda çimlenebilir olması, bahçede zorlu bir rakip olmalarının nedenlerinden biridir.
Sonuç
Görebileceğiniz gibi, bir bitkinin anatomisi de bir hayvanınki kadar karmaşık ve ilgi çekici olabilmektedir. Her ne kadar bitkiler, hayvanlar gibi aktif bir şekilde yer değiştiremiyor olsalar da evrimsel süreçte ortaya çıkan çiçekler, meyveler ve tohumlar gibi üreme organları sayesinde bitkiler de aktif bir şekilde varlıklarını sürdürebilmektedir.
Bitkilerde de tıpkı hayvanlarda ve canlılığın geri kalanında olduğu gibi, bulunduğu ortama en uyumlu olan bireyler hayatta kalır ve daha çok ürer; böylece bir sonraki nesilde oluşacak özellikleri daha çok temsil ederler. Böylece bitkiler de diğer tüm canlılar gibi, her nesilde evrimleşerek değişmeye devam ederler ve bu sırada, değişen çevre şartlarına adapte olarak ortamlarına uyum sağlayabilirler.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 11
- 10
- 9
- 5
- 5
- 2
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Oregon State University | Arşiv Bağlantısı
- ^ The Biology of Sex and Death (Bio 1220). Plant Growth And Reproduction | The Biology Of Sex And Death (Bio 1220). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2021. Alındığı Yer: Georgia Tech University | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 03/12/2024 20:30:56 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10383
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.