Arkeologlar Nereyi Kazacaklarını Nasıl Biliyorlar?
National Geographic dergisi veya Indiana Jones filmleri; arkeologları Mısır piramitleri, Stonehenge ve Machu Picchu civarında kazı yaparlarken hayal etmenize sebep olmuş olabilir. Gerçekten de bazı arkeologlar bu ünlü yerlerde çalışırlar. Ama arkeologların bir kısmı, Dünya'nın her yanından insanların geçmişte nasıl yaşadıklarını öğrenmek ister. Bu arkeologlar, bunu kavrayabilmek için, arkada bırakılan arkeolojik eserlerden yararlanırlar. Bu eserlere ulaşabilmek içinse, geçmişte beşeri aktiviteye dair kanıtlar olan yerlerde kazı yapmaları gerekir. Lakin bu geçmişten kalan ipuçları, her zaman dev bir piramit kadar bariz olmayabilir.
Bu kanıtı bulmak, açıkça ayırt edilebilecek kalıntıların yanından yürüyüp geçmek kadar basit olabilir. Kimi zaman öyle bir arkeolojik alana denk gelirsiniz ki, arazide yürürken "İşte, hemen şurada kırık çanaklar ya da üzerinde kazıntılar olan taşlar var." diyebilirsiniz. Kanıtlar, burnunuzun dibinde, ayaklarınızın altındadır! Ancak kimi zaman kanıtlar öylesine gizlidir ki, uzun zamandır kayıp olan yapıları ortaya çıkarmak lazerler kullanmak, uydu ile görüntülemeler yapmak ve diğer modern jeofizik tekniklerinden yararlanmak zorunda da kalabilirsiniz. Doğru yetenekler, doğru aletlerle birleşerek, daha birkaç on yıl öncesine kadar arkeologların gözünden kaçması işten bile olmayan geçmişin izlerini bulmamıza yardımcı oluyor.
Gözünüzü İyi Açın!
En basit ve en eski kimlik saptama metodu, yaya olarak incelemedir: Ya sistemsiz yürüyüşler yaparsınız ya da ızgaraya bölünmüş bir arazide yürürken, beşeri aktivitelere dair bir kanıt ararsınız. Kanıtlar eğer şurada öylece duran kırık çanaklar gibi apaçık belli değilse, bu tarama sırasında ipuçlarını tespit edebilmek için eğitimli bir göze sahip olmanız gerekir.
Araştırmacıların çalıştığı Belize'de, 1.000 yılı aşkın süredir terkedilmiş olan evler ve hatta geniş arazilere yayılan tapınak piramitlerinin çoğu, ağaçlar ve diğer bitkiler ile kaplanmıştır. Üzeri örtülmemiş kısımları ise taş yığınlarına benzer. Bunları kimi zaman eğitimsiz gözlerin tespit etmesi çok zor olabilir.
Örneğin arkeolog Gabriel D. Wrobel, bu tür bir yerleşim yerini boydan boya haritalandırabilmek için işçilerin kalın yeşillik örtüsünü kaldırdığı bir yerleşim alanına babasını götürmüştü. Kendisi ve başka bir arkeolog büyük bir heyecanla gözle görülebilecek şekilde çıplak olan arkeolojik mimari yapılardan bahsediyorlardı (verandalar, teraslar, duvar kalıntıları gibi). Nihayet babası ne olup bittiğini anlayamayarak kollarını havaya savurdu ve "Ben sadece kaya görüyorum!" dedi.
Fakat arkeologların eğitimli gözleri, gördükleri taş yığınları ya da topraktan tümseklerin kuşku uyandıracak bir biçimde hizalı olduklarını fark etmişti. Arkeolojik yerleşim alanlarına yeterince fazla bakarsanız, bunları siz de fark edebilirsiniz.
Ne gördüğünü anlamak, bölgenin jeolojisi ve bitki örtüsünü tanımayı da gerektirebilir. Ve bunları o bölgede yaşayanlardan daha iyi tanıyan var mıdır? Yerlilerle arkadaş olmak ve onların bilgilerine saygı duymak, arkeologlar için her zaman kârlıdır. Örneğin Wrobel'in Belize'deki araştırmasında, öğrencileriyle birlikte çalıştığı yerleşim alanları ve ritüel mağara sahalarının çoğu, öncelikle ormanı ve ormanın belirgin yerlerini çok iyi bilen yerli avcılar tarafından tanımlanmıştı.[1]
Bir keresinde Wrobel, Belize'deki ormanda yürürken yerli bir arkadaşı, Wrobel'e rastgele bir ağaç kümesi gibi görünen bir yerde aniden duraksadı ve "Burası önceden birinin çiftliği olmalı." dedi. Arkadaşı, orada, köyündeki bahçelerde sıkça rastlanılan özel bir yerel bitkiyi fark etmişti. Yerel bitki örtüsünü o kadar iyi tanımadığı için Wrobel, bu ince detayı asla fark edemezdi. Yani canlı bitkiler bile insanlar tarafından değiştirilmiş arkeolojik yerleşim alanlarının bir parçası sayılabilirler.
İleri Teknoloji Ürünü Uzaktan Algılama
Son zamanlarda arkeologlar, önceden gözden kaçırılan arkeolojik yerleşim alanlarını bulmak için yeni metotlar kullanmaya başladılar. Bu teknikler genel olarak uzaktan algılama yöntemleri olarak ifade edilirler. Bu yöntemler sayesinde, yoğun orman örtüsünü yok etmeksizin, bu ormanların içlerini görmek mümkün olur. Orman örtüsü ve yüzyıllardır biriken toprak, dijital yollarla kaldırılır ve altlarında saklanmış, uzun zamandır kayıp olan yapılar ortaya çıkar. Hatta lazer kullanan yüksek çözünürlüklü taramalar ve 3D fotoğraflama; insan gözünün fark edemeyeceği, güç algılanan taşlanmış yüzey dalgalanmalarını bile tespit edebilir.[2]
Örneğin; LiDAR (İng: "light detection and ranging", Tr: "ışık tespiti ve ölçümü"), neyin yansıyıp, bu yansımanın ne kadar hızlı olduğuna dayanarak mesafe hesaplamak için darbeli lazerler kullanır. Bir uçaktan kullanıldığı zaman milyonlarca nokta toplanır ve sonucunda arazinin detaylı bir topografik haritası oluşur. Bu verilerle çalışan uzmanlar, taşlanmış yüzeyi açığa çıkarmak için, dijital yollarla ağaçları ve başka nesneleri ortadan kaldırabilirler.
Örneğin bu yöntem sayesinde, Guatemala'da bulunan antik Maya şehri Tikal'dan yakın tarihli bir örnekte şehrin merkezini çevreleyen ormanlarda 61.000 civarında yapı ortaya çıkarılmıştır.[3] Bu yerleşim yerinin yoğunluğu şaşırtıcıydı; çünkü geçmişte yapılan detaylı yaya incelemelerine rağmen tecrübeli arkeologlar bile buradaki çoğu kalıntıların farkına varmakta başarılı olamamıştı.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Gittikçe artan bir oranda arkeologlar, Google Earth'ün de dahil olduğu uydu görüntülemelerini inceleyerek yerleşim yerleri buluyorlar. Örneğin İngiltere'de yakın geçmişte gerçekleşmiş olan bir kuraklık esnasında, antik kalıntı parçaları arazi boyunca açığa çıkmaya başlamıştı ve sadece Google Earth yardımıyla yukarıdan bakıldığında gözle görülebiliyordu.[4]
Uzaktan algılama, daha küçük bölgelere de odaklanabilir. Jeofiziksel teknikler, araştırmacıların arkeolojik kalıntıların gömülü olduğunu bildikleri yeri taramak için kazılardan önce sıkça kullanılır. Tahrip edici olmayan bu metotlar; gömülü anomalilerin yoğunluklarını, manyetik özelliklerini ya da elektrik akımlarını taşımalarını tespit ederek, etrafı saran topraktan ayırt edilmelerini sağlarlar.
Bu özelliklerin şekli ve hizalanması, ne oldukları konusunda da sıklıkla ipuçları verir. Örneğin, bir binanın yoğun duvarları, çevreyi saran topraktan farklı gözükecektir.
Geleceğin Arkeologları Ne Bulacaklar?
Geçmişe ait beşeri aktivitelerin kanıtlarını bulmak için etrafa bakınırken, geleceğin arkeolojik yerleşim alanları yapımında aktif bir role sahip olduğunuzu da unutmayın. Sonuçta arkeoloji, insanlar tarafından geride bırakılan herhangi bir maddi şeyin çalışmasıdır. Örneğin Nevada'nın yıllık Burning Man Festivali'nden ya da göçmenlerin ABD ve Meksika sınırları arasındaki yolculuğundan arta kalan ne varsa, "arkeolojik araştırma" tanımına uyacaktır.[5]
Aslına bakılırsa neredeyse baktığınız her yerde arkeolojik yerleşim yerleri vardır. Bir diğer arkeolog, bir keresinde bagaj kapağı partisi (bir aracın açık bagaj kapısı üzerinde ve çevresinde düzenlenen sosyal bir etkinlik) sırasında bırakılan çöpleri incelemiştir. Wrobel ve öğrencileri, mezunlarla öğrencilerin farklı tip alkol tüketip tüketmediklerini anlamak istemişlerdi. Arkeolojik metodolojilerden yararlanarak, mezunların şarap ve butik bira gibi pahalı alkollerle partilerken, öğrencilerin ise neye paraları yeterse onu içtiklerini keşfetmişlerdir.
Bu arkeolojik "keşfe", eğlence öncesinde ve sırasındaki çöpleri dikkatle eşleştirip tespit ederek ulaşılmıştır.[6] Büyük bir çoğunluğu yok olacak olsa da, hiç şüphesiz ki küçük parçalar belki de gelecekten bir "Kampüs Arkeoloji Programı" tarafından keşfedilmek üzere çoktan toprağa karışmıştır.[7]
Eskiden arkeologlar öncelikli olarak bulunması kolay yerleşim alanlarını kazarlardı. Teknoloji, bunu değiştirmektedir. Hatta Google Earth gibi uygulamalar, yeni bir vatandaş bilimi çağını olası kılmaktadır: Araştırmacılar, artık verileri incelemesi için vatandaşların yardımını isteyebilmektedir. Arkeologlar, halktan gönüllüleri laboratuvarlara ve saha çalışmalarına katabilmekte, herkese açık derslerle seminerler vermekte ve kolay ulaşılabilir internet kaynakları oluşturarak insanları eğitebilmektedir. Bu sayede onları da araştırmalara dahil etmek mümkün olmakta, geçmişimizin hikayesinin gözümüzün önünde olduğunun öğretilebileceği umulmaktadır.[8], [9], [10]
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 13
- 10
- 5
- 3
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Wrobel, et al. (2017). Maya Mortuary Landscapes, Central Belize. Antiquity. doi: 10.15184/aqy.2017.103. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Willis. Using Drones In A Threatened Archaeological Landscape: Rapid Survey, Salvage, And Mapping Of The Maya Site Of Saturday Creek, Belize. Alındığı Tarih: 22 Mart 2021. Alındığı Yer: www.academia.edu | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Clynes. Exclusive: Laser Scans Reveal Maya "Megalopolis" Below Guatemalan Jungle. (1 Şubat 2018). Alındığı Tarih: 22 Mart 2021. Alındığı Yer: History | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. M. M. Cooper. Opinion | The Mysterious Landscapes Of Heat-Scorched Britain. (15 Ağustos 2018). Alındığı Tarih: 22 Mart 2021. Alındığı Yer: www.nytimes.com | Arşiv Bağlantısı
- ^ Undocumented Migration Project. About. Alındığı Tarih: 22 Mart 2021. Alındığı Yer: Undocumented Migration Project | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. . L. . Camp. (2010). Teaching With Trash: Archaeological Insights On University Waste Management. World Archaeology, sf: 430-442. doi: 10.1080/00438243.2010.497397. | Arşiv Bağlantısı
- ^ MSU Campus Archaeology Program. Msu Campus Archaeology Program. Alındığı Tarih: 22 Mart 2021. Alındığı Yer: MSU Campus Archaeology Program | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. I. T. Clearinghouse. Home. Alındığı Tarih: 22 Mart 2021. Alındığı Yer: Passport in Time | Arşiv Bağlantısı
- ^ GoAFAR. About Maya At The Playa — Goafar. Alındığı Tarih: 22 Mart 2021. Alındığı Yer: GoAFAR | Arşiv Bağlantısı
- ^ Michigan Economic Development Corporation (MEDC). Michigan Archaeology Day. Alındığı Tarih: 22 Mart 2021. Alındığı Yer: Michigan Economic Development Corporation (MEDC) | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 05:23:16 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10277
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Conversation. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.