Antik Ayak İzi Buluntuları, İnsanların Amerika'ya Varış Tarihini Değiştiriyor!
Bu haber 2 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Bilim insanlarının 23 Eylül 2021'de yaptığı açıklamaya göre New Mexico'daki White Sands Milli Parkı boyunca uzanan ve iyi bir durumda olan, insanlara ait antik ayak izlerinin yaşı şaşırtıcı idi: Bu izler 23.000 yıl öncesine, yani Buz Devri'ne kadar dayanıyorlar.[1]
Eğer bu sonuçların doğruluğu ek kanıtlar yardımı ile kesinleşirse, insanların Amerika kıtalarına yayılışı üzerine odaklanan bilimsel tartışma yeniden canlanabilir. Hatta bu yayılışın, yolların büyük bir çoğunluğunun buzullar ile kaplı bulunduğu bir dönemde gerçekleştiğine bile işaret edebilir.
Bu bulgulardan önce de insanların Amerika kıtalarına daha erken vardığını savunan araştırmacılar, bu yeni makaleyi bu iddialarına kesin kanıt olarak görüyor. Meksika'nın Zacatecas şehrinin Autonomous Üniversitesinde arkeolog olan Ciprian Ardelean, çalışmaya kendisi dahil olmasa da hakkında şunları söylüyor:
Sanırım bu, Amerika'da insan yerleşimi üzerine yapılmış son yüz yıldaki en büyük keşif olabilir. Araştırmacıların hangi tanrılara yalvardığını bilmiyorum ama bu rüya gibi bir buluş.
Yıllar boyunca sayısız arkeolog, insanların Kuzey ve Güney Amerika'ya yalnızca son buz çağının sonlarında yayıldığını savunmaktaydı. Kanıt olarak da mızrak uçları, kazıyıcı ve iğneler gibi yaşları 13.000 yıl öncesine dayanan bildiğimiz en eski aletleri kullandılar. "Clovis" olarak hitap edilen bu teknoloji, adını New Mexico'da bulunan, bu aletlerin bazılarının gün yüzüne çıktığı yer olan aynı isimli kasabadan alıyor.
Clovis aletleri, yaşlarına bakılırsa, buzulların gerileme zamanlarından kaldılar. Bu da, Sibiryalı avcı-toplayıcıların Buz Devri sırasında Alaska'ya taşınıp buzsuz yolların açılmasıyla güneye doğru yayılmalarına kadar nesillerce burada yaşadıkları senaryosunu destekliyor.
Ama 1970'ler itibariyle bazı arkeologlar, insanlığın Kuzey Amerika'daki varlığına ilişkin daha eskiye dayanan kanıtlar yayımlamaya başladı. 2020 yılında Dr. Ardelean ve meslektaşları, Meksika'nın dağlarında bir mağarada bulunan ve tarihi 26.000 yıl öncesine uzanan taş aletler üzerine bir makale yayımladı.[2]
Diğer arkeologlar ise bu tarz antik kalıntıların doğruluğuna şüphe ile yaklaştı. Çin'de Liaocheng Üniversitesi Arktik Çalışmaları Merkezi'nden (İng: "Arctic Studies Center") arkeolog Ben Potter, bu sözümona aletlerden bazılarının yalnızca garip şekilli taşlar olabileceğini belirtti. Dr. Potter aynı zamanda bilim insanlarının bulgularına atadıkları bazı tarihleri de sorguladı. Örneğin bir alet, altındaki tortuya batarsa gerçekte olduğundan daha eski gözükebilir. Dr. Potter, bu daha eskiye dayandığı iddia edilen kazı alanları üzerine şunları söyledi:
İstisnasız her birinin çözümlenmemiş sorunları bulunuyor. Hiçbiri anlaşılır nitelikte değil.
White Sands'deki araştırma, Amerika kıtalarına erken bir varış adına artık yeni bir kanıt dizisi getirdi: Araştırmacılar bu sefer alet değil, ayak izleri buldular!
Bu izler, 2009 yılında parkın kaynak program yöneticisi David Bustos tarafından keşfedildi. Yıllar içerisinde de bu bulguların açıklanabilmesi için bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip topladı.
Birlikte işe koyuldukları zaman ise parkın yaklaşık 324 kilometre karelik kesiminde binlerce insan ayak izi buldular. Bulunan patikalardan bir tanesinin bir insanın 1,6 kilometre boyunca dümdüz ilerlemesi sonucu oluştuğu belirtildi. Bir başka kalıntı ise bir annenin bebeğini yere bırakmasını gösteriyor. Diğer izlerin de çocuklar tarafından oluşturulduğu tahmin ediliyor.
Bu yeni araştırmanın ortak yazarı ve İngiltere'de Bournemouth Üniversitesinde paleontolog olan Sally Reynolds şöyle diyor:
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Çocuklar daha enerjik olmaya meyilli. Çok daha oyunbazlar, yerlerinde zıplayıp dururlar.
Almanya, Jena'da Kimyasal Ekoloji için Max Planck Enstitüsünden (İng: "Max Planck Institute for Chemical Ecology") çalışmaya bizzat dahil olmayan zooarkeolog Mathew Stewart, bu ayak izlerini insanların bıraktığının bariz olduğunu söyledi.
Bu izler, insanların bir gölün kenarındaki nemli, kumlu toprakta dolaşmasıyla oluştu. İlerleyen dönemlerde de tortular nazikçe bu baskıları doldurdu ve yer sertleşti. Lakin sonradan başlayan erozyon, bu izleri tekrar gün yüzüne çıkarttı. Bazı vakalarda izler yalnızca yer normalden daha ıslak ya da daha kuru olduğunda görünür hale gelir, aksi halde çıplak göze görünmez durumdadırlar. Ama yer radarı modellemesi izlerin üç boyutlu yapılarını (topuk ve parmakları bile) açığa çıkarabilir.
Bu alana ek olarak mamutlar, Canis dirus (korkunç kurt), develer ve başka hayvanlar da ayak izi bıraktı. Dev bir tembel hayvanın bir insan grubundan kaçmasını gösteren birtakım iz, tembel hayvanlarla insanların birbirlerine yakın yaşadığını kanıtlamış oluyor. Dr. Stewart şöyle diyor:
Ayak izi incelemelerinin büyüleyici kısmı, o zamanın anlık görüntülerini yakalamaları.
İzlerin yaşını belirleme işi Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumundan (İng: "United States Geological Survey") Jeffrey Pigati ve Kathleen Springer'ın görevi idi.
2019'da White Sands'e kazı alanını incelemeye gittiler. Araştırmacılar, bazı ayak izlerinin etrafında dolanırken ara sıra da göle bitişik yetişmiş hendek otlarının antik tohumlarıyla karşılaştı. Bazı bölgelerde bu yaygın tohumlar kalın bir örtü oluşturuyorlardı.
Tohumlardan bir kısmını laboratuvarlarına götürerek yaşlarını belirlemek için karbon ölçümü yapan araştırmacıların elde ettikleri sonuçlar şok ediciydi: Bölgedeki hendek otu, son buz devrinin bitişinden binlerce yıl önce yetişmişti.
Dr. Pigati ve Ms. Springer bu sonucun tartışmalara yol açacağını biliyordu. Bu nedenle de çok daha hırslı bir araştırmaya giriştiler. Dr. Pigati şu şekilde düşündüğünü hatırlıyor:
Oklar uçuşmaya başlayacak, hazırlansak iyi olur.
Bilim insanları, insan ve hayvan ayak izlerinden oluşan bir kümenin yanında, gerçeğe daha yakın bir yaş tahmini yapabilmek için bir çukur kazdı. Bu çukurun yan yüzünde üst üste birikmiş tortu katmanlarını gözlemlediler. Özenle çalışarak çukuru sarmalayan yüzeyin haritasını çıkarıp ayak izlerini içinde on bir tohum yatağının da dahil olduğu altı katman aşağıya kadar takip edebildiler.
Araştırmacılar her bir tohum yatağından hendek otu tohumları toplayarak karbon miktarlarını ölçtüler. Ölçümler, en başta elde ettikleri sonuçları onaylamış oldu: Yetişkin bir insan ile bir mamuta ait olan alandaki en yaşlı ayak izleri, yaşı yaklaşık olarak 22.800 yıl öncesine uzanan bir tohum yatağının altında bulunmaktaydı.
Bu da demek oluyor ki bulunan ayak izlerinin sahipleri, Clovis dönemi insanlarından yaklaşık 10.000 yıl kadar önce White Sands'e adım attılar. Bu eski ayak izlerinden en genci ise araştırmacıların tahminine göre 21.130 yıl yaşlarında. Yani insanlar 2.000 yıl boyunca burada yaşadı ya da sürekli olarak burayı ziyaret ettiler.
Araştırmanın bir parçası olmayan Alberta Üniversitesi arkeoloğu Ruth Gruhn şöyle diyor:
Bu bomba gibi bir haber. Aksinin ispatlanması çok zor gibi gözüküyor.
Dr. Potter, White Sands'de görevlendirilmiş ekibi özenli çalışmaları için övdü ve Amerika kıtalarında 16.000 yıldan önce insanların varlığı tartışmasındaki anlık en güçlü delilin bu olduğuna değindi. Lakin bu izlerin yaşı üzerine tohumlar dışında başka kanıtlar da bulunabilirse daha özgüvenli olabileceğini söylüyor. Dediğine göre tohumlar gölden daha yaşlı karbonları emerek gerçeğinden daha yaşlı sanılabilirler:
Daha kesin veriler görmeyi çok isterim ama mahsus bu alandan elde edilebilir mi bilmiyorum. Eğer bu buluntular doğru ise daha başka şeylere de işaret ediyor olabilir.
Eğer ki insanlar New Mexico'ya 23.000 yıl önce yerleşmişlerse Alaska'dan etrafa yayılmaya çok daha önceden başlamışlar demektir. Bournemouth Üniversitesinden Dr. Reynolds şunu diyor:
Bu zamanı geriye almak demektir.
Bazı araştırmacılar insanların, buzulların en çok bulunduğu bir dönemde bile Amerika kıtalarına yayılmış olabileceğini savunuyor. Anakaradan aşağı ilerlemek yerine kıyı boyunca ilerlemiş olabilirler. Buna bir alternatif olarak Dr. Ardelean, iş arkadaşlarıyla beraber insanların 32.000 yıl önce, daha Buzul Çağı'ndaki buzların maksimum boylara ulaşarak yolları kapamasından bile önce iç kısımlara ilerlemiş olabileceğini öneriyor.
Dr. Gruh, bu iki senaryonun da White Sands'den elde edilen yeni kanıtlar doğrultusunda mümkün olabileceğini savunuyor. Herhangi bir olasılığı kanıtlayan, daha eski bir kazı alanının ortaya çıkması için daha çok çalışılması gerektiğini vurguluyor:
Yapacak çok işimiz var.
Bay Bustos ve iş arkadaşları White Sands için daha birçok araştırma planlıyorlar. Buraya ayak izlerini bırakan insanların davranışlarını incelemek istiyorlar: Orada bulunan hayvanları avlıyorlar mıydı? Gölde kalıcı olarak mı yaşıyorlar yoksa yalnızca ziyaret mi ediyorlardı?
Fakat hızlı çalışmalılar. Ayak izlerini açığa çıkaran erozyon aylar ya da yıllar içerisinde izleri de silecek. Sayısız ayak izi daha bilim insanları onlara göz bile atamadan yok oluyor. Bay Bustos şunları söylüyor:
Aslında bu biraz kalp kırıcı. Elimizden gelenleri belgeleyebilmek için yarışmaktayız.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 6
- 6
- 5
- 4
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The New York Times | Arşiv Bağlantısı
- M. R. Bennett, et al. (2021). Evidence Of Humans In North America During The Last Glacial Maximum. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 1528-1531. doi: 10.1126/science.abg7586. | Arşiv Bağlantısı
- C. F. Ardelean, et al. (2020). Evidence Of Human Occupation In Mexico Around The Last Glacial Maximum. Nature, sf: 87-92. doi: 10.1038/s41586-020-2509-0. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:43:45 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11399
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The New York Times. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.