Antik İnsanların Çizdiği "Kanatlı Canavar", Bir Pterosaur'u veya Ejderha Gibi Mitolojik Bir Canlıyı Göstermiyor!
Bu haber 2 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Arkeokimyacı Marvin Rowe, 2015 yılında güneydoğu Utah'ın Kara Ejder Kanyonu'ndaki dar bir kaya çıkıntısına tırmandığında, bitmek bilmeyen bir tartışmaya son noktayı koymaya kararlıydı. Bu, yıllardır kaya sanatı araştırmacıları ve arkeologları, Genç Dünya yaratılışçılarıyla karşı karşıya getiren bir tartışmaydı.
Elinde X ışını floresans tabancasıyla kendini uçurumun dik yüzünün kırmızı kayasına bağlayan Rowe, tartışmanın kaynağına odaklandı: Tozlu kanyon zemininin birkaç metre üzerinde yükselen, solmuş bir antik kaya resmi (kapakta görülüyor)... Bazıları, resmin bir ejderhaya veya pterodaktile ait olduğunu iddia ediyordu. Ancak araştırmacılar, uzun zamandır bunun çok daha sıradan bir şey olduğunu düşünüyordu. Çalışmaya dâhil olmayan, Kuzey Amerika'daki kaya sanatının önde gelen uzmanlarından biri olan David Whitley, bu konuda hakkında şunları söylüyor:
Bilimin hâlâ bu tür şeylerle mücadele etmesi talihsiz bir durum. Ancak resim, dünyanın bilimsel olmayan görüşlerini desteklemek için kullanılmaya devam ettiğinden, bu fikirlerin yanlış olduğunu tam bir açıklıkla göstermek gerekli hale geldi.
Sanat eseri, ilk defa 1928 yılında amatör bir kaya sanatı meraklısı tarafından keşfedildi. Ancak tartışmanın kökenleri 1940'lara kadar uzanıyor. Bu dönemde John Simonson adında bir adam, piktografın kenarı/sınırı olduğunu düşündüğü şeyi tebeşirle çizerek "kanatlı bir canavar"ı ortaya çıkardı (bir zamanlar yaygın bir uygulama olan tebeşirleme, orijinal görüntüye zarar vermesi ve bazı detayları gizlemesi sebebiyle artık yasa dışı). Otuz yıl sonra bir jeolog, figürü 66 milyon yıl önce soyu tükenmiş bir uçan kertenkele grubunun üyesi olan teruzora (pterosaur) benzetti. İnsanlar hiçbir zaman dinozorlarla bir arada yaşamadığı için, insanların dinozorlarla yaşadığına inanan yaratılışçılarla bilim insanları arasındaki tartışma için gerekli ortam hazırlanmış oldu.
Bölgede teruzor fosilleri de bulunduğundan, gezegenimizin 6000 ila 10.000 arası bir yaşa sahip olduğuna inanan Genç Dünya yaratılışçıları, insanların ve kanatlı sürüngenlerin bölgede birlikte yaşadıklarının kanıtı olarak 1990'ların sonlarında bu tabloyu göstermeye başladılar. Son birkaç yılda bazıları, türü tanımlayabileceklerini bile iddia ettiler! 10 metreden fazla kanat açıklığına sahip bilinen en büyük teruzor: Quetzalcoatlus.
Kaya sanatı araştırmacıları ve arkeologlar, bu yoruma sert bir şekilde karşı çıktılar. 1990'ların ortalarında, bölgenin en ünlü kaya sanatı stillerinden biri olan Bariyer Kanyon stilini ayırt etmek için eğitilmiş birkaç bilim insanı, bu yoruma karşı bir argüman sundu. Bilim insanları öncelikle, sözde "teruzor"un aslında beş ayrı figür olduğunu savundu: İki tane insanımsı figür ile birlikte biri Amerika yaban koyunu, biri boynuzlu yılan olmak üzere üç hayvan figürü. Bu tür piktograflar, Bariyer Kanyon stilinde yaygındır. İnsanları, kuşları, toynaklı hayvanları ve yılanları içeren küçük yardımcılar; büyük gözleri ve uzun bedenleri ile dikkat çeken insanımsı ve gerçek boyutuna uygun figürler arasına yerleştirilir. Stil, bu özellikleriyle tanınır.
Sanatın tam olarak tarihlendirilmesi zor; ancak araştırmacılara göre piktograflar (yontulmuş veya kayaya oyulmuş petrogliflerin aksine, boyalı görüntüler), Geç Arkaik Dönem (yaklaşık 2000 ila 4000 yıl önce) avcı-toplayıcı toplumlarının sanatçıları tarafından yapıldı. Araştırmacılar ayrıca, tarımsal Fremont kültürüne (yaklaşık MS 1 ila 110 arası) karışmış olabileceğini de düşünüyor. Whitley şöyle söylüyor:
Sanatçılar hakkında pek bir şey bilinmiyor. Ancak eser, onları çizen insanların şaman kökenli olduğunu gösteriyor.
Çarpıcı görüntülerin çoğu, güneydoğu Utah'ta bulunuyor. En fazla sayıda alan, en iyi bilinen örnek Great Gallery'nin bulunduğu San Rafael Swell and Canyonlands Ulusal parkı olarak bilinen jeolojik şekiller içinde ve çevresinde bulunuyor. Whitley, Black Dragon Kanyon'undaki çizimi ilk olarak 30 yıl önce gördü ve şöyle söylüyor:
Aslında bir tür vandalizm olan motifler üzerine taslak çizmenin, levhayı tamamen yanlış yorumladığı, herhangi bir profesyonel arkeolog için aşikârdı.
Acemi bir göz için görüntü o kadar net olmayabilir. Bunun nedeni, resmin en az bin yıldır atmosferik kuvvetlere maruz kalması. Yağdığı zaman yağmur, piktografın aşıboyası pigmentinin bir kısmını yavaşça yıkayarak yer yer akmasına ve solmasına sebep oldu. Çöl ortamlarında sıklıkla gerçekleştiği gibi ince bir kalsiyum karbonat tabakası boyayı sırladı ve kenarlarını daha da gizledi.
Şimdi, üst üste gelen aksiliklerle, araştırmacılar antik tabloyu analiz etmek için iki modern tekniği kullandılar: DStretch olarak bilinen bir fotoğraf programı ve X-ışını floresansı adı verilen bir teknik. Araştırmacılar öncelikle, DStretch'i kullandılar. DStretch, bilgisayarlarda ve bazı kameralarda, bazen çıplak gözle görünmeyen renkler oluşturarak kaya sanatının orijinal pigmentlerini güçlendirmek ve keskinleştirmek için kullanılabiliyor.
Yeteri kadar tatmin olmayan Rowe, daha sonra demir oksitten oluşan aşıboyası pigmentindeki demir içeriğini tespit etmek için X-ışını floresansı kullandı. Bu ölçümle, kumtaşı kayasının tam olarak neresinde boya olduğunu ve olmadığını ortaya çıkarmayı hedefledi. College Station'daki Texas A&M Üniversitesi'nde emekli profesör olan Rowe şöyle söylüyor:
Her iki tekniğin de avantajı, baktığınızı tanımlamanın öznelliğinin çoğunu ortadan kaldırmalarıdır.
Araştırmacıların Antiquity dergisinde bildirdiklerine göre kullanılan bu iki yöntem, kanyon duvarını süsleyen çizimin bir teruzordan ziyade, daha önce de öne sürüldüğü üzere beş ayrı figürden oluştuğunu açık bir şekilde ortaya koydu.[1] Gerçekte çizim, aşınmadan önce şöyle gözüküyordu:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Çalışmanın ortak yazarı Rowe şunları ekliyor:
Bu, teruzor fikrine vurulan son darbeydi.
Makalede atıfta bulunulan yaratılışçılardan biri olan Vance Nelson, Dünya Gezegeninin Anlatılmamış Sırları: Korkunç Ejderhalar adlı bir kitap yazdı.[2] Kitapta, eski insanların "ejderha" dedikleri dinozorları gördüklerini ve Kara Ejderha Kanyonu piktografı da dâhil olmak üzere sanatla bu yaratıkları tasvir ettiklerini savunuyordu. Ancak 2011 yılında kitabının basılmasından kısa bir süre sonra, kanyona dönüp piktografı yeniden incelediğinde, levhada kendisi de beş ayrı görüntü olduğunu fark etti. Nelson şöyle söylüyor:
O zamandan itibaren, Kara Ejderha Kanyonu teruzoru bahsini kitabın sonraki baskılarından kaldırdım. Bulgularına tamamen katılıyorum. İyi bir iş çıkardılar. Makalede hâlâ bana atıfta bulundukları için hayal kırıklığına uğradım; çünkü artık bu yorumu desteklemiyorum. 2011 yılında kendi aydınlanmamı yaşadıktan sonra, yaratılış bilimi topluluğundaki diğer insanlarla iletişime geçtim ama herkesin fikrini değiştiremedim. Umarım insan gözüyle görünmeyen ayrıntıları ortaya koyan bu makale, onları teruzora inanmaktan vazgeçirir.
Halen bir yaratılışçı olan Vance, Amerika'daki yaratılışçılık akımını desteklediğine inandığı çalışmalar yapmaya devam ediyor.[3] Rowe ise, daha yaşlı yaratılışçıların bu kanıtlar ışığında görüşlerini değiştirmeyeceğini düşünüyor. Şöyle söylüyor:
Daha yaşlı yaratılışçıların çoğunun argümanlarımdan etkilenmeyeceği kanısındayım. Ancak şüpheleri olan genç bir birey, belki verilere bakmaya başlayabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 20
- 8
- 5
- 4
- 4
- 4
- 3
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Science | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. L. Quellec, et al. (2015). The Death Of A Pterodactyl. Antiquity, sf: 872-884. doi: 10.15184/aqy.2015.54. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. Nelson. (2011). Untold Secrets Of Planet Earth: Dire Dragons. ISBN: 9780986882104. Yayınevi: Untold Secrets of Planet Earth Publishing Company.
- ^ G. Bates. Vance Nelson Interview. (18 Mart 2020). Alındığı Tarih: 25 Ekim 2022. Alındığı Yer: Creation Ministries International | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:37:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13032
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.