Antibiyotik Direnci Geliştiren Bakterilerin Evrimleşmediği Doğru mu?
İddia
Bakteriler için üretilen antibiyotikler, bakterinin ribozomuna bağlanarak bakteriyi etkisiz hale getirir. Mutasyona uğrayan bakteri antibiyotikten etkilenmez. Ancak bu olayda bakteri hala aynı bakteridir. Tek fark, sakat kalmıştır. Bunu şuna benzetebiliriz: Bir kapı düşünün, kilidine balta darbesi geliyor ve kilit yamuluyor. Anahtar da kilide oturmadığı için kapı açılmıyor. Ama kapı hala kapıdır.
Gerçek mi?
Gerçek Ne?
Bakterilerin antibiyotiklere karşı kazandığı her direnç, evrimsel bir değişim yoluyla olmak zorundadır. Bir bakteri popülasyonunun belli bir antibiyotiğe direnç kazanıp da evrimleşmemesi mümkün değildir.
İddianın Kökeni
Bu iddia, yaratılışçılar tarafından sosyal medya aracılığıyla yayılan evrim ve bilim karşıtı propaganda örneklerinden birisidir.
Bilgiler
Antibiyotik direnci kazanan bakterinin "bakteri" kalması normaldir; çünkü bakteriler dediğimiz grup, yani Bacteria taksonomik alanı, on milyonlarca türü içinde bulunduran devasa bir taksondur. Bu, "İnsanlar maymun benzeri primat atalardan evrimleşmiştir deniyor; ancak memeli yine memeli, demek ki evrim yok." demek gibidir. "Memeli" denen takson, tek bir canlı değildir; içinde binlerce türü barındıran bir taksonomik sınıftır (Mammalia). Bu sınıf içindeki bir türün, yepyeni bir türe değişmesi ama Memeliler Sınıfı sınırlarından çıkmaması, evrimin yaşanmadığı anlamına gelmez. Zira evrim, büyük taksonomik sıçramalardan ibaret değildir. Bir türün popülasyon içi gen ve özellik dağılımının nesiller içinde değişmesidir.
Bu iddiada yapılan, mikroevrimsel değişimleri evrimden saymayıp; evrimi sadece makroevrimsel değişimlere indirgemektir. Bu suretle evrimin bir karikatürü (ya da bir "saman adam" versiyonu) yaratılır ve gerçek evrim olgusu değil, yaratılan çarpık evrim anlayışı eleştirilir. Buna felsefede Saman Adam (Korkuluk) Safsatası adı verilmektedir.
Evrimin yaşanıp yaşanmadığını test etmenin yolu, bir canlının bambaşka bir canlıya dönüşüp dönüşmediğine bakmak değildir! Bir türün var olan popülasyonunu ele alıp; bu popülasyonun her bir bireyinin genlerini inceleyip, popülasyon içindeki bu genlerin dağılımını görüp; sonrasında bu genleri nesiller boyunca takip ederek nasıl değiştiklerine bakmaktır.
Bu gerçek evrimsel analiz yöntemi uygulandığında, antibiyotiklere karşı kazanılan direncin, bakterilerin evrimleşmesi yoluyla kazandığı görülür. Süreç şu şekilde işler: Bakterilerin genlerinden alınan bilgilere göre yeni bir antibiyotik geliştirilir. Hastalara bu antibiyotik uygulandığında, bakterilere uygun olacak şekilde insanlar tarafından tasarlandığı için, bakteriler ölür. Ancak her canlıda olduğu gibi, bakterilerde de geniş bir çeşitlilik vardır. Dahası, bu çeşitlilik durmaksızın dartar ve değişir; çünkü mutasyonlar, gen çaprazlanması (crossing-over), transpozonal sıçramalar gibi çeşitlilik mekanizmaları, durmaksızın popülasyon içine yeni özellikler ekler. Bu yeni çeşitliliğin (varyantların) bir kısmı, şans eseri antibiyotiğe karşı dirençli olabilir. Bu direnç, toptan bir direnç olmak zorunda da değildir. Antibiyotiğin etkisine karşı azıcık bir avantaj sağlamak bile, popülasyon içindeki diğer bakterilere göre daha kolay hayatta kalmayı ve daha çok üremeyi sağlayabilir. İşte ribozoma bağlanan antibiyotiklerde değişen, ribozomun yapısıdır. Böylece antibiyotik, o ribozoma daha fazla bağlanamaz veya aynı etkiyi gösteremez. Buna bağlı olarak o avantajlı genin sahip olduğu bireyler, popülasyon içinde sayıca artarlar; çünkü daha kolay hayatta kalıp, daha kolay ürerler. Nesiller geçtikçe, bu avantajlı genlerde daha fazla mutasyon ve değişim birikir. Böylece bakteri, antibiyotiğe karşı tam bir direnç kazanır. Buna evrimsel biyolojide antibiyotik direnci denir.
Bu süreçte bakteri, bir kuş olup uçmamıştır; evet. Ancak bir bakteriyi tanımlamak için kullandığımız on milyonlarca fiziksel özellikten bir veya birkaç tanesi değişmiştir. Bu özelliklerin her biri, canlıyı tanımlayan parametrelerdir. Bu parametrelerden yeterince fazlası değişecek olursa, canlı da tanınmayacak kadar farklı bir canlıya dönüşür. İşte antibiyotik direncinde olan, bu on milyonlarca parametreden bir veya birkaç tanesinin değişimidir. Bu değişimler, antibiyotik ortadan kalktıktan sonra eski haline dönmez; popülasyon içinde kalır. Çevre değiştikçe, canlılar üzerinde yepyeni seçilim baskıları oluşur. Böylece ribozomları değil, başka fiziksel özellikleri de değişir. Değişimler yine ufaktır; ancak bir önceki değişimler üzerine eklenirler. Bu değişimler her nesilde biriktikçe, canlının tanımlanmasında kullanılan parametreler de sürekli değişmiş olur. Böylece ufak değişimlerden (mikroevrimden), devasa değişimler (makroevrim) ortaya çıkar. Bunu, hafif hafif damlayan suyun, nihayetinde devasa bir göl oluşturmasına benzetebilirsiniz.
İddianın "kapıya vurulan balta" veya "bakterinin sakatlaşması" iddiası da tamamen hatalıdır. Söz konusu değişimlere neden olan mutasyonlar, bakterileri sakatlaştırmaz; tam tersine, az önce de izah ettiğimiz gibi, diğer "orijinal bakterilere" göre çok daha rahat hayatta kalmasını ve üremesini sağlar. Hatta öyle ki, sırf bu evrimsel süreçten ötürü insan teknolojisi, bakterileri öldüren ilaçları her 5-7 yılda bir değiştirmek zorunda kalmaktadır.
Bu süreçte atasal bakterilerden yepyeni bakteriler evrimleşmiştir - ve bir bakteriyolog, bu iki bakterinin birbirinden tamamen farklı olduğunu rahatlıkla tespit edebilir. Bakteriyolog olmayan kişilerin uzaktan bakıp da "Bakteri aynı bakteri işte." demesi, o iki canlının aynı canlı olduğu anlamına gelmez. Kişinin konu hakkında yeterli donanımının olmadığı anlamına gelir.
Dolayısıyla bakteri direncinde olan, evrimsel bir değişimdir. Türün popülasyon içi gen ve özellik dağılımlarında bir değişim yaşanmıştır. Bu, evrimin ta kendisidir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 11
- 5
- 4
- 4
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Medline Plus. Antibiotic Resistance. (6 Ağustos 2018). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2018. Alındığı Yer: Medline Plus | Arşiv Bağlantısı
- T. Lambert. (2012). Antibiotics That Affect The Ribosome. Revue scientifique et technique, sf: 57-64. | Arşiv Bağlantısı
- W. Gao, et al. (2010). The Evolution Of Helicobacter Pylori Antibiotics Resistance Over 10 Years In Beijing, China. Helicobacter, sf: 460-466. | Arşiv Bağlantısı
- D. A. Rowe-Magnus, et al. (2018). Bacterial Resistance Evolution By Recruitment Of Super‐Integron Gene Cassettes. Molecular Microbiology, sf: 1657-1669. | Arşiv Bağlantısı
- J. Davies. (2010). Origins And Evolution Of Antibiotic Resistance. Microbiology and Molecular Biology Reviews, sf: 417-433. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:10:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7383
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.