Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Alexander von Humboldt: Biyocoğrafyanın Babası ve 19. Yüzyılın En Büyük Hezarfenlerinden Birisi!

Alexander von Humboldt: Biyocoğrafyanın Babası ve 19. Yüzyılın En Büyük Hezarfenlerinden Birisi! France24
21 dakika
7,007
Tüm Reklamları Kapat

Humboldt'un fikirlerinin büyük bir kısmı, gezegenimiz hakkında bugün kabul gören bilgilerin çoğunu oluşturur; geri kalan fikirleri ise meslektaşları ve halefleri tarafından değiştirilmiş ya da yenilenmiştir. Bununla birlikte, Alexander von Humboldt, 1820 ve 1850 yılları arasında dünyanın en çok takdir edilen figürlerinden birisi olmuştur.

89 yaşında hayatını kaybeden Humboldt, dört kıtayı dolaşmış; 36'dan fazla kitap ve 25.000 mektup yazmıştı. İnsanları kendine çeken bir kişiliği ve sınırsız bir merakı vardı. Etrafı o dönemin önde gelen bazı düşünürlerle çevriliydi ve konuşmayı çok seviyordu. Humboldt; karizmatik, sinir bozucu olabilen, coşkulu, iğneli konuşa; ancak bir o kadar da ilgili ve alakalı bir insandı. Her şey hakkında her şeyi bilmek istemesi, aydınlanma tutkusunu ve biriken bilgiyi sorgulamak için tasarlanmış modern bilimsel yöntemlerin kurulmasını destekliyordu.

Sadece dört saat uyuduğunu iddia ediyor ve kahveyi "güneş ışınları konsantresi" olarak ifade ediyordu. Humboldt, birçok bilimsel başarısının yanı sıra, kıtadaki kara kütlelerinin levha tektoniği yoluyla hareket ettiğini teorize etmiş, bitkilerin üç kıtadaki dağılımını haritalamış ve farklı enlem ve yüksekliklerde iklim bantları oluşturmak için hava ve suyun hareket etme şeklini çizmişti. Pasifik Okyanusu'nda, şu anda Humboldt Akıntısı olarak bilinen akıntıyı takip etmiş ve dünyanın dört bir yanındaki ortalama sıcaklıkları çizelgelemek için izotermler olarak adlandırdığı şeyi yaratmıştı. Ormansızlaşma ile yerel iklimdeki değişiklikler arasındaki ilişkiyi gözlemlemiş, manyetik ekvatoru konumlandırıp, hem bitkilerin hem de hayvanların jeolojik tabaka fosil kalıntılarının bulunduğunu görerek, modern yaşam formlarının habercisi olduğunu anlamış ve neslinin tükendiğini diğerlerinden önce kabul etmişti.

Tüm Reklamları Kapat

Çağının en etkili bilim insanları ve düşünürlerinden biri olan Alexander von Humboldt (1769-1859), 1804'te, altı hafta boyunca Amerika Birleşik Devletleri'ni ziyaret edip, Thomas Jefferson ve ressam Charles Willson Peale gibi insanlarla fikir alışverişinde bulunmuştu. Bu, belki de Avrupalı bir gezginin tarihteki en önemli ziyaretiydi; bu ziyaret, doğal dünyaya dayanan ve yeni ortaya çıkan Amerikan kimliğini şekillendirmeye yardımcı oldu.

Dönemin en parlak beyinlerinden ve önde gelen bilim insanlarından bazıları, Humboldt’un kapsamlı düşüncelerini benimsemişti; Humboldt’un ilk yayınlarından esinlenen Charles Lyell, Jeoloji Prensipleri’nin (İng. Principles of Geology) ana hatlarını çizerken Humboldt sayesinde güven kazanmıştı. Charles Darwin, türlerin evrimi ile ilgili teorilerini geliştirmesine katkıda bulunan Humboldt'u adeta "putlaştırmıştı". Humboldt’un arkadaşı olan Goethe, onunla geçirdiği bir saatin, diğer kitapları okuyarak geçirdiği sekiz günden daha öğretici olduğunu söylüyordu.

Humboldt’un ABD’deki takipçilerinin hayal gücünü besleyen şey bilimsel monografilerinden çok seyahat anlatılarıydı. Kozmos'tan önce, doğanın birliğine dair temel önermelerini paylaştığı 34 cilt yayınlamıştı. Bitkilerin Coğrafyası Üzerine Deneme'si (İng. Essay on the Geography of Plants) 1805'te, ardından da Doğanın Açıları'nı (İng. Aspects of Nature) 1808'de yayınlandı. Relation historique du voyage aux region équinoxiales du nouveau continent, Amerika kıtası boyunca yaptığı seyahatlerin 11 ciltlik bir özetidir. İngilizce'den Türkçeye çevirisi: 1799-1804 Yılları arasında Yeni Kıtanın Ekinoks Bölgelerine Seyahatlerin Kişisel Anlatısı (yedi cilt) ve Yeni İspanya Krallığı hakkında Siyasi Deneme'dir (dört cilt). 1826'da Küba Adasındaki Siyasi Deneme'yi (İng. Political Essay on the Island of Cuba) ve ardından 1829'daki Rusya gezisinden kaynaklanan birkaç kitap yayınladı. Bu seyahat ciltlerinin arasında; astronomi, botanik, jeoloji, mineraloji ve zoolojiye adanmış monografiler üretti.

Yaşamı boyunca, dış atmosferden okyanusların dibine kadar, gezegenin tüm yönlerinin birbirine bağlı olduğuna dair devrimci bir teori geliştirmeye çalıştı ve bu teoriye "Doğanın Birliği Teorisi" adını verdi.

Tüm Reklamları Kapat

Bugün dahi, o fikrin ne kadar radikal olduğunu kabul etmek gerekir. Humboldt, 30 yıldan fazla bir süre veri toplamak ve fikirlerini test etmek için harcadıktan sonra, 1827'de Berlin'de dinleyicileri için son derece heyecanlı olan teorilerini anlatan bir dizi konferans verdi. Bir yandan da bu derslerin en önemli kısımlarını bir araya getirip, mesajını pekiştirecek olan kitabını hazırlamaya başladı. 1834'te yakın arkadaşı Varnhagen von Ense'ye şöyle anlatıyor:

Hayatım boyunca uğraştığım işleri basacağım. Bu çılgın fantezi, tüm maddi dünyayı temsil eden bu eser beni ele geçirdi; yıldız bulutsularından granit kayalar üzerindeki yosunların coğrafi dağılımına kadar, gökler ve karasal yaşam fenomeni hakkında bildiğimiz her şey ve üslubu, hem ilgi uyandırıcı hem de çekici. Her büyük ve önemli ilke gizlendiği her yerde, gerçeklerle bağlantılı olarak ortaya çıkarılmalıdır. Şu anki başlığım "Kozmos: Fiziksel Dünyanın Ana Hatları". Kozmos'un büyüklüğünü ve belli bir duygulanımdan yoksun olmadığını biliyorum ancak; başlık, hem cennet hem de yer anlamına gelen çarpıcı bir kelime içeriyor.

Humboldt’un eseri, doğanın birliği fikrine dayanan, bilimsel araştırmalarında öğrendiklerini özetlemek için hayatının son on yılında yazılan beş cildi dolduracak şekilde büyümüştü. İlk cilt, 1845'teki ilk yayınından itibaren Kozmos (İng. Cosmos: A Sketch of the Physical Description of the Universe), en az 26 ülkeye gönderilmek üzere yayıncıları bir yarışa sokmuş, uluslararası olarak en çok satan kitaplar arasına girmeyi başarmıştır. Kozmos, neredeyse yayınlandığı kadar hızlı tercüme edildi. Popüler dergilerde tefrika edildi ve bir doğa bilimci, kaşif, sanatçı ve yazar o kuşağa ilham verdi.

Smithsonian Enstitüsü'nün kurucusu James Smithson, Washington D.C.'de, insanlar arasında bilginin artması ve yayılması için oluşturacağı kuruma bir servet harcamıştı. Bu yüce ama belirsiz dikteye en iyi nasıl uyulacağını belirlemekle görevli insanlar, Humboldt'un tanıştığı ya da ilham verdiği ve neredeyse hepsi Amerikalılar'dan oluşuyordu. (Henri-Joseph Johns, 1816; Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi)
Smithsonian Enstitüsü'nün kurucusu James Smithson, Washington D.C.'de, insanlar arasında bilginin artması ve yayılması için oluşturacağı kuruma bir servet harcamıştı. Bu yüce ama belirsiz dikteye en iyi nasıl uyulacağını belirlemekle görevli insanlar, Humboldt'un tanıştığı ya da ilham verdiği ve neredeyse hepsi Amerikalılar'dan oluşuyordu. (Henri-Joseph Johns, 1816; Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi)
Smithsonian Magazine

Humboldt 1790'da İngiltere'ye gittiğinde, daha sonradan meşhur Smithsonian Enstitüsü haline gelen kuruluşun kurucusu olacak olan James Smithson adında genç bir kimyagerle tanıştı. Humboldt, 1799 ile 1804 yılları arasında Güney Amerika, Meksika ve Küba'yı dolaşarak beş yıl geçirdi. Bu arada Humboldt, bitki örneklerini toplamaktan daha fazlasını yapmıştı; Merkür'ün Güneş önünden geçişine tanık oldu ve manyetik ekvatorun yerini keşfetti. Bu ölçüm, ekipmanını yeniden kalibre etmesine ve Amerika'daki o boylam ve enlem noktasının en doğru okumaları almasına izin verdi. Humboldt, Güney Amerika ve Meksika’daki çok sayıda şehrin konumunu düzelterek, kelimenin tam anlamıyla Amerikan haritacılığını baştan yarattı. Kuzey Amerika'nın Meksika'dan Kanada sınırına kadar uzanan en detaylı haritasını çizdi. Bu haritayı Jefferson ile paylaşmak, belki de Humboldt'un Amerikan jeopolitiğine yaptığı en önemli katkıydı.

Humboldt'un ABD'de yarattığı derin etkinin bir ölçüsü olarak; seçkin doğa bilimcinin ölüm haberinin 1859'da tüm dünyaya yayılmasıyla ortaya çıkan üzüntü verilebilir. ABD'de, New York Times ve Harper's Weekly, Humboldt'un başarılarını sıralayarak, onu öven son derece kapsamlı haberler yayınladılar. Bütün saygın gazete ve dergiler onu överek, ölümüne verilen duygusal tepkiyi de güçlendirdiler.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Humboldt, 1799 ile 1804 yılları arasında Güney Amerika, Meksika ve Küba'yı dolaşarak beş yıl geçirdi. 1805'de yaptığı Ekvador'daki Chimborazo yanardağıyla ilgili çizimi, farklı yüksekliklerde bitki türlerini de gösteriyor.
Humboldt, 1799 ile 1804 yılları arasında Güney Amerika, Meksika ve Küba'yı dolaşarak beş yıl geçirdi. 1805'de yaptığı Ekvador'daki Chimborazo yanardağıyla ilgili çizimi, farklı yüksekliklerde bitki türlerini de gösteriyor.
Smithsonian Magazine

Ölümünden on yıl sonra, 1869'da dünya, Humboldt’un adını ve itibarını kutlamaya ve diğerlerinin onun omuzlarında durarak kaydettiği ilerlemeye dikkat çekmeye yeniden başladı. Humboldt bir kez daha, Amerikan gazetelerinin ilk sayfalarına hakim oldu. New York Times, "Humboldt kutlaması" olarak adlandırılan bu geri dönüşe kapsamlı bir şekilde yer verdi. Boston'da, belki de neslinin önde gelen bilim insanlarından biri ve bir Humboldt savunucusu olan (Darwin'in yakın dostu) Harvard profesörü Louis Agassiz, samimi bir konuşma yaptı ve dönemin önde gelen yazarları ve bilim insanlarının yaptığı övgüler ve ilham verici konuşmalardan oluşan bir program düzenledi. ABD'de hem 1859'da hem de 1869'da yapılan anmalar; Humboldt’un merakına, yazılarına, desteğine ve etkili insanlardan oluşan uluslararası ağlara çok şey borçlu olduğu ortadaydı.

30 yılı aşkın bir süre Humboldt okuyan Ralph Waldo Emerson, 1869 Boston kutlamasında konuşmacılar arasındaydı. Konuşmasında, Emerson'un bile Humboldt’un başarılarının büyüklüğünü ifade ederken zorlandığını anlıyoruz:

Humboldt; Aristoteles gibi, Julius Caesar gibi, takdire şayan Crichton gibi, zaman zaman ortaya çıkarak bize insan aklının olanaklarını, gücünü ve yeteneklerin menzilini gösteren dünyanın harikalarından biriydi. Evrensel bir insandı, sadece büyük yeteneklere sahip bir insan değildi; aynı zamanda bu yetenekler simetrikti, parçaları iyi bir şekilde bir araya getirilmişti. Bildiğimiz gibi, bir insanın doğal güçleri genellikle bir komite gibidir; yavaş yavaş, teker teker ortaya çıkar ama Humboldt'da hepsi birleşmişti; bir elektrik zinciri gibi, bir üniversite gibi, bütün bir Fransız Akademisi onunla birlikte geziyor gibiydi. Büyük bir doğrulukla, bilimin sonuçlarına ilişkin taslağına 'Kozmos' adını verdi. Böyle başka bir araştırmacı ve inceleme daha yoktur.

Doğanın Bir Gücü: Humboldt'un Sesini Duyurmak

Amerikan manzara resmiyle ilgili çalışmamda, Humboldt'un Amerikalı sanatçı Frederic Edwin Church'e Güney Amerika'ya seyahat etmesi için ilham verdiğini ve peyzaj ressamlarına yaptığı etkili tavsiyelerinin, 1849'da İngilizce olarak yayınlanan ikinci Kozmos cildinin önemli bir bileşenini oluşturduğunu biliyordum.

Humboldt ömür boyunca kölelik karşıtı oldu ve John C. Frémont’un 1856 başkanlık kampanyasını destekledi. ABD'yi ziyaret ettiğinde Thomas Jefferson ile görüştü. Bu bağlantılar, Humboldt’un yaşamındaki her şey gibi sayısız ve karmaşıktı. Humboldt’un ABD’deki etkisini ortaya çıkarırken, ABD'de geçirdiği kısa zamanda bu ülkeyi, kültürel hedeflerimizin ölçeğinin ve kapsamının bir amblemi olarak doğayı, özellikle yaban hayatı kavramını benimsemeye nasıl cesaretlendirdiğini daha iyi anlamak için Humboldt'un dünyasına derin bir dalış yaptım. Humboldt’un altı haftalık ziyareti, Doğal Köprü (İng. "Natural Bridge") ve Niagara Şelalesi gibi görkemli oluşumlardan Büyük Ovalar (İng: "Great Plains") bölgesinin "büyük bir çöl" yerine "kıyısız bir okyanus" olarak takdir edilmesine kadar, ABD'nin kültürel kimliğini şekillendirmişti.

Humboldt’un altı haftalık ziyareti, Natural Bridge ve Niagara gibi görkemli oluşumlardan Büyük Ovalar bölgesinin "büyük bir çöl" yerine "kıyısız bir okyanus" olarak takdir edilmesine kadar, ABD'nin kültürel kimliğini şekillendirdi.
Humboldt’un altı haftalık ziyareti, Natural Bridge ve Niagara gibi görkemli oluşumlardan Büyük Ovalar bölgesinin "büyük bir çöl" yerine "kıyısız bir okyanus" olarak takdir edilmesine kadar, ABD'nin kültürel kimliğini şekillendirdi.
Smithsonian Magazine

Humboldt’un ABD'de 1804'teki kısa kalışı, buradaki geniş arkadaş ve hayran ağının temelini oluşturdu. Meriwether Lewis ve William Clark, yeni edinilen Louisiana Purchase'i keşfetmeye yeni başlamıştı. Jefferson ise, ABD'nin yeni güney ve batı sınırları için Fransa ve İspanya ile çekişmeli uluslararası müzakerelerin ortasındaydı. Humboldt, Jefferson ve kabinesinin bu müzakereler hakkında stratejik düşünmesine yardımcı olacak haritalar ve istatistiklerle gelmişti. Prusyalı gezginin coşkulu kişiliği, Amerikan coğrafyası, kültürü ve politikasına dair sınırsız merakı, Amerikan tarihinin bazı önemli figürleriyle ömür boyu sürecek dostlukları ateşlemişti.

Politikanın ötesinde Humboldt, sanatçı Charles Willson Peale'e müzesi için portresini yaparak resim kariyerine devam etmesi için ilham verdi. Philadelphia'da bilim topluluğu tarafından karşılandı. İlk yayınları, onu üye yapan Amerikan Felsefe Derneği kütüphanesinin raflarını çoktan süslemişti. Bu ziyaretten sonra Humboldt, adeta "doğanın bir gücü" haline gelecekti. Hayatının geri kalan 50 yılı boyunca ABD'deki insanlar, Humboldt’un küresel dostlar, müttefikler ve bilimsel ortaklar ağının bir parçası oldular. Bu ittifaklar, ulusun tanımlanmasına yardımcı oldu; ABD'nin uluslararası sahnedeki varlığı, Humboldt’un onayıyla daha da parladı.

Tüm Reklamları Kapat

Humboldt’un ilk yayınları, Güney Amerika seyahatlerini takip eden yıllarda ortaya çıktı. Verdiği dersler ve kitapları, doğa bilimlerinde öncü bir akıl olarak ün yapmasını sağladı. ABD'den gelen yeni bilgileri alma hevesi, Amerikan keşiflerine başka bir boyut kazandırdı. Amerikalı kaşifler haritalarının, ölçümlerinin, istatistiklerinin ve keşif anlatılarının onun eline geçeceğini biliyorlardı. Güncellenmiş haritalar ve resimli kitaplar, keşif raporlarının ortak diliydi. Bu uluslararası girişime yapılan her Amerikan katkısı, Humboldt’un büyüyen kütüphanesine giriyor ve ayrıntılar Prusya baronunun eserlerinde yer alıyordu. Dahası, Humboldt, sanatçıların bu keşiflere dahil olmalarını teşvik ediyordu. Özellikle, Stephen Harriman Long ve John C. Frémont, ilham kaynağı olarak Humboldt’un fikirlerini ve kitaplarını kullanarak keşif gezileri düzenlediler. Long Expedition'dan yayınlanan rapor daha sonra, Hudson Nehri okulu peyzaj estetiğinin önemli bir yönü haline gelecek olan Amerikan iç mekanının edebi tanımlarının temelini oluşturacaktı. Frémont’un anlatıları, onun çığır açan kişiliğini yaratmasına yardımcı oldu ve ona "Amerikan Humboldt" unvanını kazandırdı. 19. yüzyılda bilimsel yolculuk, mesafenin erişim için bir metafor haline geldiği mektuplaşarak yürütülen bir girişim haline geldi.

Humboldt, sanatçı Charles Willson Peale'e müzesi için portresini yaparak resim kariyerine devam etmesi için ilham verdi.
Humboldt, sanatçı Charles Willson Peale'e müzesi için portresini yaparak resim kariyerine devam etmesi için ilham verdi.
Smithsonian Magazine

Humboldt her zaman ABD'ye dönmeyi hedeflemişti; ancak her girişimi ve yayınladığı her yeni cilt, ertelemesine sebep oldu. Humboldt, kendi gitmek yerine ve onun desteğiyle ABD'ye seyahat eden kaşif vekiller yetiştirdi. Bu yolculuklardan toplanan bilgiler doğrudan Humboldt'a geliyordu; nüfus istatistikleri, etnografik bilgiler, doğa tarihi örnekleri ve kartografik ölçümlerin hepsi... Tüm bunlar, onun giderek daha kapsamlı hale gelen yer şekilleri anlayışındaki boşlukları doldurmasına yardımcı oluyordu; bitkilerin, hayvanların ve insanların küresel dağılımı ve iklimin her şey üzerinde nasıl bir güç olarak işlediği üzerinde duruyordu.

Bilginin artması ve yayılmasına giden bu yol cömertçe resimlendirilmiş yayınlarda geziniyordu. Bu kitaplara olan ilgi, Humboldt'un Amerika'da geçirdiği beş yılını ciltler halinde yazarken, resimlendirirken ve yayınlarken yaşadığı popülerlik dalgasıyla zirveye ulaştı; bu, finansal olarak onu mahveden ama küresel ününe katkıda bulunan bir girişimdi.

Tüm Reklamları Kapat

Humboldt, Yeni Dünya'nın Eski Dünya'da bulunan mimari harikalar standardı kullanılarak ölçülmemesi gerektiğine inanıyordu. Avrupalılar, kültürel önemin kanıtı olarak katedraller ve üniversiteler gibi yapılar inşa ediyorlardı. Bu yüzden Amerika'yı tarihin olmadığı kıta olarak gördüler.

Bunun yerine Humboldt, Yeni Dünya'nın övündüğü doğal anıtların tanımlarına estetik teoriyi uygulayarak, “Doğanın kendisi, görkemli bir şekilde anlamlıdır.” diye savundu. Doğayı, kültürel becerinin etkileyici bir sembolik özelliği olarak benimsemesi, ABD'de yabani doğa estetiğinin gelişimini teşvik etti. 1780'lerin başlarında doğmakta olan Birleşik Devletler, Thomas Jefferson'un Virginia Eyaleti Üzerine Notları sayesinde, doğadan etkilenen bir kimlik duygusunu geçici olarak benimsemişti; iki kıtada edebi ve bilimsel elitler arasında Fransızca ve İngilizce olarak geniş çapta okunmuştur.

Jefferson, bu ince ciltli baskıda Amerikan coğrafyasının, tarımının, ticaretinin ve insanlarının Avrupalı ​​meslektaşlarından hiçbir şekilde aşağıda kalmadığının sayısız yolunu sıralamıştı. Anlatımı ve istatistikleri, Avrupalı ​​doğa bilimci George-Louis Leclerc, Comte de Buffon'un yaptığı; Yeni Dünya'nın tüm yönlerinin Avrupalı ​​muadillerinden daha zayıf ve daha dejenere olduğu açıklamaları çürütmüştü. O zamanlar gezegende bilinen en büyük karasal yaratık olarak kabul edilen mastodon kemiklerinin {Ç.N.: Mastodon, Geç Miyosen devrinden Pleistosen sonuna kadar yaşamış olan hortumlular ailesine mensup bir hayvan cinsidir], günümüz Kentucky ve şehir dışındaki New York'ta keşfi, Buffon'un teorilerinin en iyi ihtimalle yanlış ve zararlı olduğunun bir başka kanıtı gibi görünüyordu.

Humboldt'un görüşleri peyzaj ressamı Frederic Church'ün kariyerini şekillendirdi. The Natural Bridge, Virginia, 1852. Church'ün Humboldt'a olan borcunu doğa bilimcinin doğanın birliği vizyonuna en iyi anlaşılan sanatsal tepkisidir.
Humboldt'un görüşleri peyzaj ressamı Frederic Church'ün kariyerini şekillendirdi. The Natural Bridge, Virginia, 1852. Church'ün Humboldt'a olan borcunu doğa bilimcinin doğanın birliği vizyonuna en iyi anlaşılan sanatsal tepkisidir.
Smithsonian Magazine

Jefferson’un kitabı, Amerika’nın kültürel beklentilerinin, kendi sınırları içinde bulunan şeylerin hayranlık uyandıran ölçeğine ve benzersizliğine bağlı olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, Virginia’nın Doğal Köprü'sü ve New York’taki Niagara Şelalesi gibi doğal yapıların Amerikan coğrafi üstünlüğünün kanıtı olduğunu savundu. Bunu yaparken, bu güce dayanan bir kültürel kimlik oluşturmak için bir temel atmıştı. Humboldt, Amerika'yı gezdikten sonra yayınladığı, doğa kavramlarını ifade etmeye başladığı ilk kitaplarında bu değerleri güçlendirmiş ve cesaretlendirmiştir. Amerika’nın yabani hayat estetiğinin gelişmesine katkıda bulunmuş; bu da Hudson River okulunun doğmasına neden olmuştu. Bu sanatçılar kuşağı, önemli özellikleri Amerika'nın kültürel emellerinin amblemleri olarak sunarak manzara resmine olan ilgiyi arttırmıştır. Humboldt’un keskin gözü, gözlemci merakı ve bilimsel titizliği, doğanın keşfi ve hayranlığı için seküler bir çerçeve sağladı; Amerika’nın yabani hayatta Tanrı'yı ​​bulma becerisine olan inancı, bilimsel alaka ile ilahi ilhamı harmanlamak için keşif yoluyla elde edilen verilerle el ele vermişti.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Yılanbalığının Yolu (Patrik Svensson)

Patrik Svensson yılanbalığı tutmayı küçük yaşta babasından öğrenmişti. Baba oğul saatler bazen günlerce, birlikte ama sessizlik içinde, bilinen en gizemli yaratığın peşine düştüler.

Doğabilimlerinde anıldığı şekliyle yılanbalığı sorusu”, Aristotelesten Freuda pek çok parlak zihnin çözmeyi deneyip başarısız olduğu, yaşama dair en büyük muammalardan biri. Bugüne dek hiç kimse yılanbalıklarını çiftleşirken görmedi ve hiç kimse onların neden sadece Sargasso Denizinde doğduklarını ve okyanuslar aşıp binlerce kilometre yaptıktan sonra neden ölmek için yine aynı denize döndüklerini öğrenemedi.

Peki yılanbalığının bu döngüsel yolculuğu insanın anlam arayışı hakkında ne söyleyebilir? Ne kadarını bilmek mümkün: bir yılanbalığı veya bir insan hakkında?

Svensson yıllar sonra babasıyla anılarının izini sürmeye karar verdiğinde, aralarındaki en kuvvetli bağın peşinden gitmesi gerektiğini anlıyor. Gizem dolu yılanbalığını incelerken bir taraftan da çocukluğuna dönüyor. Bu dolambaçlı yolda yılanbalığı sorusu hayatın ta kendisine dönüşüyor: Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Bütün bu yolculuğun anlamı ne?

İsveç’te prestijli August Ödülü’nün kazandıktan sonra uluslararası bir yayıncılık hadisesine dönüşüp otuz dört dile çevrilen Yılanbalığının Yolu, sırlarla dolu bir hayvanın ve arayışla geçen bir yaşamın birbirlerine dolanarak oluşturdukları çarpıcı, büyüleyici bir masal.

Devamını Göster
₺155.00
Yılanbalığının Yolu (Patrik Svensson)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Humboldt'un kitapları Yeni Dünya rehberi olsa da, Eski Dünya'ya seyahat edenlerin başlıca varış noktalarından biriydi. 1812 Savaşı'nın ardından, Avrupa'da Humboldt'u ziyaret etme modası büyümüştü. Çoğu Amerikalı; birbiriyle bağlantılı muhabirler, meslektaşlar ve hayranlar ağının merkezi haline gelmişti. Humboldt, Paris'teki tüneğinden Fransız bilim toplumlarında merkezi bir rol oynuyordu. Her yayında, dünya Humboldt’un fikirlerine daha fazla ilgi gösterdi. 1820'lerde Humboldt’un sözleri ve imgeleri Amerikan okul müfredatının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş ve kitaplarından uzun alıntılar, önde gelen edebi ve bilimsel dergilerde sık sık yer almıştı. Kapısına kadar gidebilen Amerikan armatürleri arasında; şaşırtıcı bir dizi politikacı, devlet adamı, yazar, entelektüel, sanatçı ve bilim insanları vardır.

Kendine göre "yarı Amerikalı" olan Humboldt, Amerikan ideallerine hayranlık duyan ve onu benimseyen bir insandı. Paris'te Humboldt ve Marquis de Lafayette, ABD'yi destekleyen ve Amerikalı gezginleri karşılayan bir grup liberal düşünürün merkezinde duruyordu. Her iki insan da Amerikan demokrasisinde Avrupa'yı monarşik ve diktatörce yıkımdan kurtarmak için bir şablon görmüştü.

Yosemite Vadisi, Albert Bierstadt, 1864. Humboldt, Amerika'nın kültürel emellerinin amblemleri olarak önemli özellikleri sunarak manzara resmi türünü yücelten bir nesil sanatçıya ilham vermişti. (Güzel Sanatlar Müzesi, Boston)
Yosemite Vadisi, Albert Bierstadt, 1864. Humboldt, Amerika'nın kültürel emellerinin amblemleri olarak önemli özellikleri sunarak manzara resmi türünü yücelten bir nesil sanatçıya ilham vermişti. (Güzel Sanatlar Müzesi, Boston)
Smithsonian Magazine

Humboldt’un liberal siyaseti ve Amerika’ya karşı açık desteği, onu bu ülkeye sevdirirken; Fransız imparatorunu çelişkiye düşürmüştü. Humboldt ve Napolyon arasındaki karşılıklı hoşnutsuzluk, Humboldt'un Paris, kıta ve nihayetinde Atlantik Okyanusu'nda nasıl ve neden daha hızlı ve daha güvenilir iletişim ağları aradığını anlamak için bir çerçeve görevi görüyordu. Bu ağları geliştirebilen Amerikalılarla arkadaş oldu. Washington Irving, James Fenimore Cooper ve Samuel F. B. Morse bu ağın bir parçasını oluşturdular. Humboldt’un Morse’un telgrafını ve ardından transatlantik kablonun döşenmesini savunma hevesi, müttefikleri ve savunucuları ile Napolyon müdahalesi olmaksızın anında temas halinde olma arzusunu dile getirdi. Humboldt için bilginin paylaşılması, suni kısıtlamalar olmaksızın mümkün olduğunca geniş bir alana yayılması amaçlanıyordu. Humboldt’un bağlantıları telgraf telleri gibi Amerikan siyasetine, güzel sanatlara ve bilimlere kadar uzanıyordu.

Humboldt, ABD’yi savunmasının yanında eleştiriyordu da; Amerikan köleliğine karşı kesin bir duruş sergilemişti. Irksal eşitliğe inanan Humboldt, sömürge yönetimine ve köleleştirmeye karşı çıktı. Doğayı, tüm insanlık için doğal bir bireysel özgürlük hakkı ile ilişkilendirdi ve toplumların ve hükümetlerin bu hakkı koruması gerektiğine inandı. Konuyla ilgili olarak doğrudan Jefferson ile görüşmekten kaçınmasına rağmen, yakın çevresindekilerle yazışmalarında öfkesini dile getiriyordu. 1825 gibi erken bir tarihte, Amerikan ağındaki pek çok kişiyle paylaştığı düşüncelerinde, köleliğin devam etmesinden korktuğunu belirtiyordu.

Humboldt, ilk Cumhuriyetçi aday olan John C. Frémont’un 1856 başkanlık kampanyasına destek verdi. (Alan V. Weinberg Koleksiyonu, Heritage Auctions'ın izniyle)
Humboldt, ilk Cumhuriyetçi aday olan John C. Frémont’un 1856 başkanlık kampanyasına destek verdi. (Alan V. Weinberg Koleksiyonu, Heritage Auctions'ın izniyle)
Smithsonian Magazine

Humboldt’un Amerika’yı gerçek bir demokrasi örneği olarak görme arzusu, onu bu ülkenin önde gelen figürlerine yakın tutmuştu; ancak aynı zamanda bu en önemli meselede ilgi çekememesinden dolayı hayal kırıklığına uğrattı. Amerikan siyasetiyle bu ilişki, Humboldt'tan ilham alan kölelik karşıtı bir platformda çalışan ilk Cumhuriyetçi aday olan John C. Frémont’un, 1856 başkanlık kampanyasına Humboldt’un desteğiyle doruğa ulaştı. Frémont, Amerika'nın batısına beş sefer düzenledi ve kaşif için elinden geldiğince çok sayıda manzara özelliği belirleyerek, Humboldt'a olan hayranlığını sergiledi. Frémont, eyalet olma yolunda olan Kaliforniya siyasetinde de rol oynadı. Kaliforniya beklenmedik bir şekilde 1850'de özgür bir eyalet olarak Birlik'e girdi ve Kaliforniya manzarası, özellikle Yosemite'ninki, kısa süre sonra iç savaşa giren bir ulusta özgürlük vaadinin amblemi haline geldi.

Humboldt, ABD'den ayrılmadan önce, Jefferson'u çeşitli uluslarla olan ilişkileri konusunda sorgulayarak Amerika'nın yerli halklarının kültürel refahı konusundaki endişelerini dile getirdi. Humboldt’un Güney Amerika’ya yaptığı seyahatler, onu, karşılaştığı yerli halkın, İspanyol sömürge yönetiminin nesiller boyu yok ettiği ileri uygarlıkların torunları olduğuna ikna etmişti. Humboldt’un zihnine göre demokrasi, ırkı veya konumu ne olursa olsun bir ulusun tüm sakinlerini kapsamalıydı.

Catlin, devasa Hint Galerisi'ni Avrupa'ya götürdüğünde, seyirciler için gösteri yapmak üzere bir grup Iowa (Báxoje) Yerlisi ile görüştü. Humboldt, 1845'te ona Paris'te eşlik eden Amerikalı menajer ile birlikte 13 Iowa Kızılderilisi ile tanıştı. Humboldt, ABD'li Catlin ile ilk kez doğrudan görüşmeler yaptı ve hayatının geri kalanında güçlü kalan bir dostluk kurdu. Arkadaşlıkları Humboldt’un temel ilkelerinden birine ışık tutuyordu; aynı fikirde olmadığı birini göz ardı etmeden bir ilişkiye değer verebiliyordu. Benzer bir şekilde, Humboldt, Louis Agassiz'e buzullaşma üzerine yaptığı çalışmalardan ötürü hayranlık duydu ve karşılaştırmalı anatomi hakkındaki verilerine hayran kaldı; ancak yine de Kafkas ırkının üstünlüğü konusundaki sonuçlarına şiddetle karşı çıktı.

ABD'den ayrılmadan önce Humboldt, Amerika'nın yerli halklarının kültürel refahı konusundaki endişelerini dile getirerek, Jefferson'a çeşitli uluslarla olan ilişkileri hakkında sorular sormuştu (Máh-to-tóh-pa, George Catlin tarafından yapılan İkinci Şef tablosu, 1832, fotoğraf Gene Young)
ABD'den ayrılmadan önce Humboldt, Amerika'nın yerli halklarının kültürel refahı konusundaki endişelerini dile getirerek, Jefferson'a çeşitli uluslarla olan ilişkileri hakkında sorular sormuştu (Máh-to-tóh-pa, George Catlin tarafından yapılan İkinci Şef tablosu, 1832, fotoğraf Gene Young)
Smithsonian Magazine

Kozmos'un yayınlanması ile birlikte, Alexander von Humboldt belki de dünyanın herhangi bir yerinde en iyi bilinen entelektüel figürü olmuştu. Kozmos, Frederic Church’ün bilim ve sanatı coşkulu bir şekilde kucaklamasına, Emerson’un çığır açan makalesi Nature'ın, Henry David Thoreau’un Walden'ının yazılmasına ve Walt Whitman’ın Leaves of Grass'daki şiirsel otoportresine ilham vermişti. 1850'lerde bu insanlar, Humboldt'u uzak bir akıl hocası olarak tanımlamak için bilinçli bir çaba gösteriyordu. Humboldt’un görüşleri peyzaj ressamı Frederic Church’ün kariyerini şekillendirmişti. Church’ün Humboldt'a olan borcu, doğa bilimcinin doğanın birliği vizyonuna karşı en iyi anlaşılan Amerikan sanatsal tepkisidir. Humboldt’un peyzaj ressamlarına tavsiyelerini okumak, Church’ün bilim ve sanata olan ikili ilgisini dengelemişti. Güney Amerika'ya yaptığı iki seyahat doğrudan Humboldt'tan ilham alarak oldu.

Humboldt’un fikirleri, Church'ün Güney Amerika konusundan çok uzak konular da dahil olmak üzere sanatsal üretiminin her yönünü etkiledi. Church, sanatsal kişiliğini tanımlamak için Humboldtçu olma fikrini memnuniyetle kucakladı. Bunu yaparken, Amerika’nın kültürel emellerini aktarmada en yetenekli tür olarak manzara resminin önemini yeniden ortaya koydu. Benzer şekilde sürükleyici bir şekilde, yazarlar Ralph Waldo Emerson ve Henry David Thoreau da Humboldt'u kucakladılar ve Church’ün geniş vizyonuna ve doğadaki ayrıntılara olan ilgisine edebi bir karşılık verdiler. Walt Whitman, kendi deyimiyle, Kozmos'u kendi kişiliğini tanımlayan bir metafor olarak kullandı. İster resim olsun ister edebi bir külliyatta Kozmos'un somutlaştırabileceği fikri, Humboldt'a olan hayranlığının bir işaretiydi.

Humboldt’un peyzaj ressamlarına tavsiyelerini okumak Frederic Edwin Church’ün bilim ve sanata olan ilgisini dengelemişti. Güney Amerika'ya yaptığı iki gezi; Chimborazo Dağı'nda Günbatımı, 1857, doğrudan Humboldt'tan esinlenmiştir. (Olana Eyalet Tarihi Bölgesi, NY Eyalet Parklar, Rekreasyon ve Tarihi Koruma Dairesi)
Humboldt’un peyzaj ressamlarına tavsiyelerini okumak Frederic Edwin Church’ün bilim ve sanata olan ilgisini dengelemişti. Güney Amerika'ya yaptığı iki gezi; Chimborazo Dağı'nda Günbatımı, 1857, doğrudan Humboldt'tan esinlenmiştir. (Olana Eyalet Tarihi Bölgesi, NY Eyalet Parklar, Rekreasyon ve Tarihi Koruma Dairesi)
Smithsonian Magazine

Alexander von Humboldt’un mirası, Smithsonian Enstitüsü’nün gerçek ve entelektüel duruşunu ön plana çıkarıyor. James Smithson'ın Washington, DC'de bir kurum kurmak için servetini terk etme kararı, "insanlar arasında bilginin artması ve yayılması için" beklenmedikti; ancak bu yüce ama henüz belirsiz olan hükümlerin en iyi şekilde nasıl yaşanacağını belirlemekle görevli insanların listesi vardı: Humboldt'un tanıştığı veya ilham verdiği neredeyse tüm Amerikalılar. Kurumun savunucuları, parametrelerini belirlerken Humboldt’un adı defalarca kullandılar. Smithsonian'ın 1846'da kurulmasıyla Amerika, uzaklara dağılmış bilimsel araştırmalarının faydasını Humboldt'a geri sunabilmişti. Bu zamana kadar Humboldt'un Smithsonian'da kendi temsilcileri vardı ve onun adını taşıyan her yayın, yolunu onda buluyordu. Humboldt’un doğruluğu, yarım yüzyıl önce Jefferson ve Gallatin için olduğu kadar hala önemini koruyordu. Ulusal bir enstitü arzusu, örnek koleksiyonlarını, keşiflerden ve bilimsel araştırmalardan elde edilen bilgi birikimini özümseyebilecek bir yer; Charles Willson Peale’in 1786’da Philadelphia’daki müzesinin kurulması kadar geriye dönük bir beklentiydi. Smithsonian, Humboldtçu bir örtü örtmeye hazırdı. Yıllar geçtikçe, Prusyalı gezgin ve doğa filozofunun peşine düştüğü her bilgi dalı, Amerikan deposu haline gelecekti.

Tüm Reklamları Kapat

Humboldt'un Benimsenmesi

Humboldt, hayatını bilgisini artırarak geçirdi ve bu bilgi yayıldıkça ismiyle olan bağlantısı da arttı. 19. yüzyıl boyunca, ABD'deki kasabalar, ilçeler ve sokaklar onun adını taşıyordu; ölümünü izleyen on yıl içinde ülkenin dört bir yanındaki parklara onun heykelleri dikildi. Nevada Bölgesi 1864'te eyalet olmak için dilekçe verdiğinde, Humboldt yeni eyaletin adı için seçeneklerden biriydi. Onun onuruna düzenlenen kutlamalar, ABD'de 20. yüzyılın başlarına kadar devam etti.

Louis Agassiz, 1869'da, Humboldt'un isminin yıllar geçtikçe giderek daha az hatırlandığını ancak fikirlerinin geniş çapta dolaşmaya devam ettiğini söylemişti. Yüzüncü yıl konuşmasında, Amerika'daki her öğrencinin, adını bilmeseler bile Humboldt'ın fikirleriyle öğretildiğini belirtiyordu.

ABD'de, Humboldt'un adı kaybolsa da fikirleri kaybolmadı. Rachel Carson 1962'de Silent Spring'i yazdığında, DDT'nin (Ç.N.: DDT, dikloro difenil trikloroetan, çok zehirli bir böcek öldürücüdür) kullanımını yasaklayarak Amerikan kel kartalını kurtarmaya yönelik argümanı; Humboldt'un öne sürdüğü, 1800 yılında Venezuela'daki Valencia Gölü'ndeki yerel insan kaynaklı iklim değişikliği ile ilgili sonuçları ile aynı mantığa dayanıyordu.

20. yüzyılın çevre ve koruma hareketlerinin yükselişiyle birlikte, Humboldt’un fikirleri yenilenmiş bir ilgi kazandı ve adı yavaş yavaş, bir zamanlar radikal olan fikirleriyle ve bu çağda bazılarının Antroposen olarak adlandırdığı iklim biliminin ortaya çıkışıyla yeniden ilişkilendirildi. Alexander von Humboldt, çevre bilincinin yükselişiyle rönesans yaşıyor, çağdaş güzel sanatlar pratiğinde olduğu kadar her türlü bilimde göze çarpıyor ve kendi şanına yakışıyor.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/04/2024 07:01:56 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9724

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Kas
Foton
Diş Sorunları
Hormon
Güneş Sistemi
Üreme
Yatay Gen Transferi
Ekonomi
Buz
Haber
Halk Sağlığı
Kalıtım
Yörünge
Önyargı
Cinsel Yönelim
Depresyon
Hekim
Yaşlılık
Hindistan
Fotoğraf
Ufo
Yaşanabilir Gezegen
Egzersiz
Işık Hızı
Obstetrik
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
E. J. Harvey, et al. Alexander von Humboldt: Biyocoğrafyanın Babası ve 19. Yüzyılın En Büyük Hezarfenlerinden Birisi!. (5 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 25 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/9724
Harvey, E. J., Sever, M. Ç. (2021, January 05). Alexander von Humboldt: Biyocoğrafyanın Babası ve 19. Yüzyılın En Büyük Hezarfenlerinden Birisi!. Evrim Ağacı. Retrieved April 25, 2024. from https://evrimagaci.org/s/9724
E. J. Harvey, et al. “Alexander von Humboldt: Biyocoğrafyanın Babası ve 19. Yüzyılın En Büyük Hezarfenlerinden Birisi!.” Edited by Meltem Çetin Sever. Translated by Meltem Çetin Sever, Evrim Ağacı, 05 Jan. 2021, https://evrimagaci.org/s/9724.
Harvey, Eleanor Jones. Sever, Meltem Çetin. “Alexander von Humboldt: Biyocoğrafyanın Babası ve 19. Yüzyılın En Büyük Hezarfenlerinden Birisi!.” Edited by Meltem Çetin Sever. Translated by Meltem Çetin Sever. Evrim Ağacı, January 05, 2021. https://evrimagaci.org/s/9724.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close