Alemlerin Yok Edicisi Oppenheimer'dan Bugünün Bilim İnsanlarına Dersler!
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Filmi henüz seyretmemiş olanlar için bir uyarı: yazı spoiler içerir.
***
Christopher Nolan tarafından yönetilen ve atom bombasının geliştirilmesinde öncü olan ABD'li teorik fizikçiyi konu alan 3 saatlik film Oppenheimer, 21 Temmuz 2023'te vizyona girdi ve o günden beri büyük beğeni topladı. Film gösterime girdiğinden beri bilim dünyası, filmde aktarılanların doğruluğunu ve gerçekten yeterli olup olmadığını tartışıyor.
Film, iki ana konuyu iç içe geçiriyor: Birincisi, J. Robert Oppenheimer'ın İkinci Dünya Savaşı sırasında nükleer fisyonun keşfiyle birlikte önde gelen bir grup bilim insanını nasıl işe aldığı ve onlara nasıl liderlik ettiğiyle ilgili. İkincisi, Oppenheimer'ın atom bombası başarılı olduktan on yıl sonra ulusal güvenlik iznini kaybetmesi ve kaybettikten sonraki çöküşü hakkında.
İlk bölümde ABD ordusunun generali olan Leslie Groves'un gözetiminde New Mexico'daki Los Alamos Laboratuvarı'nın temellerinin atıldığını görüyoruz. İkinci bölümde ise, Oppenheimer'ın atom bombasından daha güçlü bir kitle imha silahı olan hidrojen bombası üzerinde çalışılmasına karşı çıkması sebebiyle Lewis Strauss tarafından nasıl hedef haline getirildiğini görüyoruz.
Nature dergisi, atom bombasının üretilmesiyle sonuçlanan Manhattan Projesi konusunda en bilgili olan tarihçilerden birisi olan Pulitzer ödüllü, The Making of the Atomic Bomb kitabının yazarı Richard Rhodes ile konuştu. Nature dergisinin konuğu olan Rhodes'in röportajda sorulan sorulara verdiği cevapları aşağıda bulabilirsiniz.
Röportaj Soruları
Film Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?
Sonuca baktığımda, filmin gerçekten iyi olduğunu söyleyebilirim. Atom bombası hakkında yapılan birçok Hollywood filmini izledim. Mesela Şişman Adam ile Küçük Çocuk filmini hatırlıyorum, o filmde korkunç hatalar vardı. Hatalardan ilki (ki Nolan filminde bu hataya hiç düşmemiş), fisyonun keşfinden sonra bazı bilim insanlarının bir araya gelip "Bu konudan kimseye bahsetmeyelim, bunu gizli tutalım." gibi şeyler söyleyebilecekleri fikriydi. Bu, bilimin nasıl işlediğini bilen insanlara göre çok cahilce bir yaklaşım. Marie Curie'den ve radyoaktivitenin ilk keşiflerinden beri herkes, atomun içindeki enerjiyi serbest bırakmaktan bahsediyordu. Kimsenin bu gerçeği keşfetmemiş olması oldukça saçma olurdu.
Filmi izlediğimizde, Oppenheimer'ın Atom Bombasının Yapılmasında Öncü Olduğu İçin Pişmanlık Duyduğunu Görüyoruz. Gerçekten Pişman mıydı?
Evet, filmde Oppenheimer o dönemin ABD Başkanı olan Truman'ı ziyaret ediyor ve ellerine kan bulaştığını söylüyor. Aslında hem pişmanlık duyuyordu hem de gururlanıyordu. Binlerce insanın ölümüne sebep olmanın ne kadar korkunç bir şey olduğunu anlamıştı.
Filmde değinilmeyen önemli bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum: Los Alamos yetkilileri, atom bombasının atıldığı Hiroşima ve Nagazaki'deki insanların, sığınaklarda güvende olacaklarını düşünüyorlardı. Bu yüzden ölü sayısına ilişkin yürüttükleri tahminler karşılaşılan sonuçlara göre oldukça düşüktü. Böyle düşünmelerinin sebebi, Japonların B-29 uçak filosu geldiğinde her zaman sığınaklara gitmeleriydi. Ancak atom bombalarının atıldığı günde sadece bir ya da iki tane uçak vardı ve Japonlar, uçakların sadece hava durumunu kontrol etmek için orada olduğunu düşünmüşlerdi. Bundan dolayı sığınaklara gitmediler, bombanın ardından gelen ateş fırtınası nedeniyle öldüler.
Oppenheimer Sadece 38 Yaşındayken Los Alamos Görevine Nasıl Seçildi?
Bildiğim kadarıyla General Groves dışında kimse Oppenheimer'ın doğru bir seçim olduğunu düşünmüyordu. Oppenheimer'ın Nobel Ödülü yoktu, laboratuvarlarda berbattı. Ama Groves'un ne zaman cevap aradığı bir soru olsa Oppenheimer'a sorardı. Yani Oppenheimer onu yetiştirdi ve bu anlamda belki de bu iş için kendisini işe aldı. Oppenheimer gerçekten de sadık bir Amerikan vatandaşıydı; Nazi Almanya'sının dehşetini anlamıştı, hatırı sayılır servetinin bir kısmını Yahudileri Nazi Almanya'sından ve Avusturya'dan çıkarıp Amerika Birleşik Devletleri'ne getirmek için kullanmıştı.
Bu görevi o istedi ve sanırım bilim insanlarının tek bir yerde bir araya gelmesi gerektiğini Groves'tan bile daha net gördü.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Filmin dayandığı kitabın ortak yazarı Kai Bird, New York Times'da Oppenheimer'ın gerçek trajedisinin aklanma davasının "Tüm bilim insanlarına siyasi arenada ayaklanmamaları için bir uyarı" olduğunu yazdı. Sizce filmde bu mesaj veriliyor mu?
Mesaj buydu ve bunun kasıtlı olarak verildiğine eminim. Oppenheimer'ın çöküşünün ana nedeni - Lewis Strauss'un ona karşı beslediği kişisel husumet dışında - ABD hava kuvvetlerinin de ona karşı yapılan planlara dahil olmasıydı.
Oppenheimer, megatonlarca verim potansiyeline sahip bu devasa hidrojen silahının bir saçmalık olduğunu düşünüyordu; çünkü böyle bir silah için meşru bir askeri hedef yoktu. Yani bu, temelde bir kitle imha silahıydı. Bu yüzden hava kuvvetleri onu kendi yollarından çekmek istedi ve Oppenheimer'ı yok etme girişiminin bir parçası oldu.
Manhattan Projesi, Oppenheimer Olmadan Başarılı Olabilir Miydi?
Herkes Oppenheimer'ın Manhattan Projesini yönettiğini düşünüyor. Elbette yönetmiyordu: o sadece Los Alamos Laboratuvarı'nı yönetiyordu. Filmin odak noktasında bulunmasa da Oak Ridge, Tennessee ve Hanford, Washington'daki diğer büyük tesisler; bu geniş kapsamlı çabanın bir parçası olarak plütonyum ve zenginleştirilmiş uranyum üretmiştir.
Oppenheimer olmadan başarılı olabilir miydi, olamaz mıydı bilmiyorum. Ama kesinlikle Groves olmadan olamazdı. Groves, hayal gücünü zorlayan bir ölçekte çalıştı ve bunu yaparken, herkesi işlerin yapılması için sürekli ve acımasızca zorlayıp başarıyı getirdi.
Filmi İzleyenlerin Bilim İnsanlarına Olan Güveni Artacak mı Yoksa Azalacak mı? Bu Konuda Ne Düşünüyorsunuz?
Bence filmdeki bilim insanları açıkça iyi insanlar- ya da en azından çoğu öyle. Elbette Ernest Lawrence da dahil olmak üzere, Oppenheimer'ın hidrojen bombasını geliştirmeme kararına temelde karşı çıkanlar vardı. Ancak bilim insanları iyi tarafta yer alıyor ki bu, üzerinde çalıştıkları şeyi düşündüğünüzde oldukça büyük bir başarı.
Nolan'ın Hiroşima ve Nagazaki'de yaşananları filmde neden göstermediği gibi ilginç bir soru var. Her şeyden önce, hikâye Oppenheimer'ın bakış açısından anlatıldı. İkincisi, eğer Nolan oralarda olanları izleyiciye gösterseydi savaşın büyük yıkımı, bunu görmeye henüz hazır olmayan izleyicilere ağır gelebilirdi.
Filmde Bahsi Geçmeyen Bilim İnsanları Var mı?
Bence Niels Bohr'un 1943'te Los Alamos'a gelmesinden sonra Oppenheimer ve grubunun vardığı sonuçlara biraz daha fazla vurgu yapılmalıydı. Bu sonuçlar, Bohr'un kuantum fiziğini anlamak için ortaya koyduğu "tamamlayıcılık" kavramına dayanmaktadır.
Atom bombası şüphesiz korkunç bir kitle imha silahı olmasına rağmen, Bohr aynı zamanda bunun dünyayı esasen umut verici bir şekilde değiştireceği duygusunu da geliştirdi. Bu silah o kadar yıkıcıydı ki, küçük bir devletin bile nükleer silahlara sahip büyük bir devlete karşı potansiyel olarak kendini korumasını mümkün kılacaktı.
Bu Caydırıcılık Sisteminin Olumsuz Sonuçları Var mı?
Buna kesinlikle inanıyorum ve bu insanlık için potansiyel bir felaket. Caydırıcılık işinde çok yeni ve çok korkunç bir gelişme yaşandı: 1999 yılında Hindistan ve Pakistan arasındaki Kargil Savaşı oldu. Pakistan, nükleer silahlarla desteklendiği için nükleer tırmanış riski olmadan konveksiyonel bir savaş yürütebileceğini fark etti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise şu an nükleer silahlarının varlığını hissettirerek Ukrayna'ya karşı savaşıyor. Nükleer silahların desteğiyle, yeniden konveksiyonel savaşlara girebileceğimiz ve bunlardan kurtulabileceğimiz bir seviyeye yükseldik. Bu çok korkunç bir gelişme ve her yönden tehlike dolu.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 3
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
- D. Castelvecchi. (2023). Why Oppenheimer Has Important Lessons For Scientists Today?. Springer Science and Business Media LLC. doi: 10.1038/d41586-023-02409-8. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 12:18:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15190
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Nature. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.