Merhabalar Hüseyin Bey,
Cevaplandırılması çok zor bir soru sormuşsunuz fakat gayet güzel bir soru. Öncelikle insanın kendini bilme edimiyle ilgili çeşitli sınırlandırılma yapılamaz gibi geliyor bana. Çünkü insanın kendini bilme çabası kişiden kişiye farklılık arz eder. Ama yine de bu konuda belli başlı kıstaslar olabilir. Aslında sizin sorunuz, üzerine makale yazılabilecek kadar derin bir soru.
İnsanın kendini bilmesi kendi karakterinin farkına varması demek. Ve bu "bilme" de dışarıdan bir gözle insanın kendisine bakabilmesini gerektirir. Bütün etkenlerden uzak, saf bir gözle bakabilmek önemlidir. Bunu gerçekleştirebilmek için derin bir çaba gerekse de sonu güzel olacaktır. Çünkü aslında kendimizi tanıyarak potansiyelimize uygun eylemlerde bulunuruz ve bu eylemler bize mutluluğu getirir. Bu anlayışı Aristoteles'te, Spinoza'da ve daha pek çok filozofta görmemiz mümkün. Biraz önce kendinimizi tanımanın derin bir çaba sonucu oluşacağını söylemiştim. Bu yol, uzun ve çetindir. Bilme eylemi zaten hep "yolda olma"yı gerektirir. Kaynakta da belirttiğim bir makale var ve oradan alıntılar yapacağım. Ama makaleyi okumanızı öneririm.
Kendini bilmek ruhunun ve bedeninin işleyişini bilmeyi de gerektirir değil mi? Herakleitos şöyle söylüyor: "Bütün yollarını yürüsen bile ruhun sınırlarına ulaşamazsın, öylesine derindir ruhun logos’u." Evet, nihai bir bilgiye ulaşmamız mümkün görünmüyor. Ruhun derinliklerine tam anlamıyla ulaşmak zor gibi geliyor bana. Fakat dediğim gibi kendi karakterini anlamlandırmaya ve kendini saf bir gözle görmeye çalışmak, "bilme" eyleminin yüceliğini fark etmek ve nihayetinde "kendini bilme" ediminden evreni bilmeye geçiş yapmak bu uğurda önemli unsurlar olacaktır. Daha önce de söylediğim gibi kendini bilme yolunda ilerleyen insan kendi potansiyeline uygun eylemlerde bulunacağı için daha mutlu olacaktır.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Dergipark. (4 Haziran 2020). Alındığı Tarih: 4 Haziran 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı