Bir kere ilk önce, açıklama kısmındaki kuşlarla ilgili argümanınıza açıklık getirelim: Kuşların bilinçleri var.
Cansız ve bilinçsiz varlıkların belirli şekillerde bir araya geldiklerinde canlılığı ve bilinci gerçekleştirebilmelerini anlamlandıramıyor olmamız, bence canlılık ve bilincin "olağanüstü" durumlar olduğunu varsaymamızdan kaynaklanıyor. "Olağanüstü" kelimesi çok ilginç bir kelimedir; olağan olanın, olabilecek olanın üstünde. Olan bir şeyi olağan olanın üstü olarak sınıflandırmak, çelişkisi sebebiyle konuyu içinden çıkılmaz bir hale sokuyor.
"Kuralları takip etmek için bilinç gerekmiyor mu?" demişsiniz. Tabii ki hayır. Bunun ispatı, fizik yasalarının kendi doğalarının o şekilde olması yüzünden zaten o özelliğe sahip bilinci olmadığını bildiğimiz varlıkların belirli paternler içinde hareket edebilmesidir. Buna inanamıyoruz çünkü geri kalan her şeyin kendi bildiğimiz perspektif üzerinden hareket etmek zorunda olduğunu varsayıyoruz. Halbuki gördüğünüz üzere öyle değil.
Parçaların, bir araya geldiklerinde, kendilerinde olmayan bir özelliğe sebep olabilmelerinin çok ilginç bir tarafının olduğunu hiç sanmıyorum. Bu, doğada her an her saniye gerçekleşiyor; "canlılık" ve "bilinç" de maddenin oluşturabildiği sayısız formdan sadece ikisi.
"Fizik yasaları neden oldukları gibidir?" sorusunun henüz bir cevabı yok ve bu bilinmezlik her şeyi kapsadığı için bilinçsiz varlıkların bilince sebep olması maddenin bir gezegen oluşturabilmesinden daha ilginç olamaz.
Kaynaklar
- P. M. Hoffmann. (2016). Yaşamın Kökeni: Moleküler Makineler Karmaşadan Düzene Nasıl Ulaşır. ISBN: 9786050205053. Yayınevi: Say Yayınları.