Uzay boşluğu hiçlik değildir. Var olan bir şey hiçlik kavramını oluşturmaz, oluşturamaz. Hiçlik kavramı hiç olmayan bir şeyi kast eder. Fizikte hiçlik veya feslefede hiçlik ayrımı bu anlamda sorunlu bir terminolojidir ve kavram yanılgısı yaratır. Bir şey varsa veya birşey birşeyden oluşuyorsa hiçlik kavramına giremez. Hiçlik sıfır enerjili durumu kapsamlıdır ki uzay boşluğunun enerjiden oluştuğuna dair bir çok delil varken uzay boşluğuna hiçlik demek hatalı bir terminoloji kullanmaya karşılık gelecektir. Matematikteki Sıfır kavramı hiçlik kavramının matematiksel karşılığıdır ve sıfır kavramı bu nedenle fizikte de olduğuna göre uzay boşluğunun yukarda belirttiğimiz gibi enerjisinin olması veya enerjiden oluşması karşısında boşluğu sıfır kavramı temsil edemez demektir. Uzay boşluğu ayrıca kütle çekim etkisini ileten şeydir. Yani görelilik teorisini ispatlayan özellikle mercçeklenme etkisi uzay/zamanda gerçekten bükülme etkisi olduğuna dair çok ciddi bir delildir. Bu anlamda görelilik teorisinin salt matematiksel bir teori olduğunu söylemek de doğru değildir. Görelilik teorisinin bir çok yönü gözlemsel delile dayanır ve doğrulanmaktadır. Ancak herşeye rağmen uzayın dokusunun yapısının mikro düzeyde nasıl olduğunu bilmiyoruz. Ama şunu biliyoruz ki uzay elektromanyetik dalgaların (ışık veya radyo dalgaları gibi) veya kütle çekim dalgalarının yayılabildiği şeydir ki bu da uzayın dokusunun bu dalgaların yayılmasına uygun bir yapıda olduğunu bize gösterir. Özellikle kütle çekim dalgaları bizzat uzayın dokusunu ve bu dokuda bulunan cisimleri nesneleri dalgalandırır. Örneğin Kara deliklere yaklaşıldıkça artan kütle çekimi spagetti etkisi ile cisimleri uzatarak içine çeker. Bu anlamda uzayın dokusu kumaştan çok dalgaların yayıldığı bir biçimde düşünülmesi daha doğru bir modelleme olacaktır. Kütle çekim etkisini mikro düzeyde açıklayamama sebebimiz de uzayın direk dokusunu dalgalandırması ve bizim de uzayın dokusunun yapısını da mikro düzeyde bilemiyor olmamızdır. Bu yüzden de kütle çekim etkisinin mikro düzeyde kuantum tanımlaması da yapılamıyor ve kuantum kütle çekimine dair büyük birleşik teori geliştirilemiyor zaten.