İnsan müdahalesiyle bugün tavuk popülasyonu (yetişen ve çoğalan tavuk sayısını gözetirsek) en 'başarılı' türlerden biri haline gelmiştir. İşte size insan eliyle bir müdahale. Ben burada daha başka bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum klasik duyacağınız şeylerden öte olarak.. burada geçen 'başarı' dediğimiz şeyi sorgularsak ve canlılığa veya evrime amaç atfetmenin bizim düşünsel ve zihinsel bir anlam yükleme durumu olduğunu görürüz. Gerçekte hiç bir genin bir amacından bahsedemeyiz. O halde neden genler çoğalmak 'ister' gibi bir tablo var. Burada bizim amaç veya istemek dediğimizden çok daha başka bir etkileşim türü var olmalı. Genler için bir amaç veya istekten bahsedemiyorsak ve bunlar bizim tanımlamalarımız ise gerçekte durum nedir. Çoğu kişi bu tanımlamaları yaparken konunun burada belirttiğim yönünü düşünmeyip kolayca genlerin çoğalmak amacı olduğunu söyler geçer ama konu o kadar basit değil. Genler nasıl var oluyor ve bu varoluştaki etkileşimlerini belirleyen şey nedir henüz ne olduğunu bilmiyoruz ve bunu bilmeden genler basitçe 'cogalmak istiyor' deyip geçmek oldukça kolaycı bir düşüncenin ürünü. Gerçekte durum bundan çok daha derin ve farklı ve henüz genlerle ilgili bildiğimiz hiç bir şey aslında yok. Genler eğer çoğalmak 'istemiyorsa' ortada nasıl bir etkileşim veya yapı var bunu tam anlamadan ve tanımlamadan da birşey bildiğimizi iddia etmek de oldukça vasat denebilecek bir yaklaşımın ürünü. Genlere atfettiğimiz amaç veya istek gibi tanımlamaları bir kenara bırakıp da gerçekte genlerin nasıl bir yapının ürünü olduğunu anlamadan canlılığı ve evrimi çözmek de mümkün değildir. Henüz canlılık nedir sorusuna bile cevap verilmedi. Bunun en temel sebebi de burada bahsettiğim şeye dayanıyor. Canlılığın mikro düzeyde özel bir etkileşim türü olduğu kesindir ama bu etkileşimin ne tür veya neye dayanan bir etkileşim olduğunu çözmemiz gerek. Bu etkileşimin niteliği temelde tüm madde etkileşimlerinde olduğu gibi elektromanyetik etkileşimdir. Bir canlının biyolojik bütünlüğünü sağlayan bu elektromanyetik etkileşimin genlere kadar uzandığı ve genlerin de kendi bütünsel etkileşimleri ile elektromanyetik bir harita oluşturdukları ve bu biyolojik harita üzerinde bütün etkileşimlerin gerçekleştiği gibi bir tablo var olduğunu görüyoruz. Bu elektromanyetik haritanın niteliğini çözmeden evrim ve canlılık gerçekte nedir sorusuna cevap bulduğunu sananlar büyük bir yanılgı içinde olduklarını anlayacaklardır. Çünkü evrenin temel etkileşimi Kuantum etkileşimleridir. Evrende tüm etkileşimler mikro düzeyde kuantum fiziğine göre gerçekleşiyor. İşte tam da bunu yani kuantum fiziğine göre genlerin ne olduğunu nasıl etkileştiğini çözmeden evrimin de canlılığın da ne olduğunu bilmek mümkün değil. Bu konuda çalışmalar var.
Biraz farklı bir yöne dikkat çektim ama sorunuz için de şunu söyleyelim. Bugün giysi olmadan soğukta ölmeyecek insan yoktur. İnsan giysi yapacak veya kullanacak düşünsel kapasiteye ulaşmadan önceki durumu düşünürsek insanın bugünkü haline gelmesi evrimin yönünü insanın düşünsel kapasitesinin ne kadar değiştirip ve düşünce gücünün ne kadar belirleyici olabileceğinin göstergesidir suanki durum. Düşünce ve düşünebilme bir kez dünya üzerinde varoluş bulduktan sonra uzun vadede bugünkü insanın aslında varoluşunun en büyük sebebidir.