Sorduğunuzu soru, kendi içinde birçok bakış ve yaklaşım eksikliği içeriyor.
"Tanrının varlığını" diyorsunuz. Hangi tanrının? İslamiyet'in tanrısı mı, Museviliğin mi, Hıristiyanlığın mı? Her birinin tanrısı farklı çünkü. Hatta bu üç büyük dinin tanrısından başka da sayısız tanrı var. Hangisi?
Tanrıyı ispatladık diyelim. Onun bir din, bir kitap yolladığının ispatı olacak mı bu? Olacaksa da neden 3 din yolladı? Hangisine inanmamız gerekirdi? Eğer öncekiler geçersiz ise neden onları geçersiz kıldı vs. Durum, bambaşka sorular doğuruyor. Eğer hiç bir dinin tanrısı değilse, deistler hariç tüm insanlık yanıldı demektir.
Diyelim ki İslamiyet'in tanrısı yani Allah'ın varlığı ispatlandı. İslamiyet'te Allah'ı kimse göremez, duyamaz, kimse ona ulaşamaz. Onu tanımlayamayız, onu anlayamayız vs. Eğer dediğiniz olursa İslamiyet geçerliliğini yitirebilir. O günün din alimlerinin, filozoflarının yorumlarına bağlı bu.
Hepsi bir yana, artık ona inanmaya gerek olmaz. Neden inansın insanlar? Kanıtlandı.
Ateistleri, "inkar edenler" olarak tanımlamanız doğru değil. Ateistler bir yaratıcıyı "inkar" etmiyorlar. Bir yaratıcının varlığına dair sunulan iddiaları ikna edici bulmuyorlar. Bu "yok" demek değil. Eğer bir gün bir yaratıcının varlığı ispatlanırsa, ateistler yine ona "inanmazlar" çünkü dediğim gibi inanmaya gerek olmaz. Ateistler de "yanılmışız" demez çünkü bir zamanlar yaratıcının varlığına dair kanıt yoktu. Artık var, "onun varlığını biliyoruz" derler. İnananlar da zaten kanıtlarla ona inanmıyordu ki. Çünkü bir kanıt yoktu.
Daha bir çok çelişki yazılabilir.
Özetle... İspatlansın. Ortada bir sorun yok. Bilim bir başarıya daha imza atmış, milyonlarca başarısına, birini daha eklemiş olur. Ve bu keşif evrimi, kütleçekimini, uzayın bükülmesini, evrenin genişlemesini keşfetmekten daha büyük bir keşif olur mu? Emin değilim.
Sağlıcakla...