Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Anonim
Anonim Üye
1

Körelmiş organlara işlevini bilmediğimiz için körelmiş diyor olabilir miyiz?

1,494 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
1 Cevap
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

Evrimsel biyolojide "İşlevini bilmiyoruz, işlevi yok gibi görünüyor. O zaman körelmiştir." gibi bir anlayış yoktur. Dolayısı ile "Bak, görevini anladık, başka işlevi varmış, körelmiş değilmiş." gibi bir anlayış da olamaz. Burada temel evrimsel biyoloji kavramlarının karıştırıldığını görüyoruz. Körelmiş organ, işlevsiz organ anlamına gelmemektedir.

"Yakın akraba türlerde tam işlevli biçimde bulunan, ancak diğer akrabalarda artık bu işlevini yitirmiş veya kısmen kaybetmiş olan organlardır."

Yani körelmiş organ tamamen işlevsiz olmak zorunda değildir. Yakın akraba türlerde tam işlevli bir şekilde çalışsa da bizde bazı işlevlerini kısmen ya da tamamen kaybetmiş ise körelmiştir. Evrimsel süreçte başka işlevler kazanmış olabilir ama bu körelmediği anlamına gelmez.

Tüm Reklamları Kapat

Bilim ilerledikçe körelmiş organ sayısı sıfıra düşmedi ve düşmeyecek. Çünkü işlevini bilmediğimiz için değil tam tersine işlevini bildiğimiz için körelmiş diyoruz.

Körelme nasıl olur önce bakış atalım.

Bir organın kendisi ya da bir işlevi kullanılmıyorsa masraflıdır. Dolayısıyla popülasyon içerisinde bu organları üretmeyenler ya da daha körelmiş şekilde oluşmasını sağlayan kalıtsal mutasyon taşıyanlar, enerji tasarrufu bakımından diğerlerine göre avantajlı konuma geçerler. O organa ya da işlevine harcayacakları enerjiyi hayatta kalmak ve üremek için kullanabilirler. Böylece nesiller içerisinde olan organı ya da o işlevi daha körelmiş şekilde oluşmasını sağlayan kalıtsal mutasyonlara sahip olanlar, en avantajlı olanlardır. Bunlar daha fazla üreyecek ve o kalıtsal mutasyonları gelecek nesillere aktaracaklardır. Böylece nesiller içerisinde o organlar körelir.

Örneğin apandis: Selülozun işlenmesine yardım eder. Bakın, bu işlevini biliyoruz. Et tabanlı bir diyete geçiş ile birlikte selülozu sindirmeye yarayan işlevi köreldi.

Tüm Reklamları Kapat

Yapılan son analizlerde, apandisin evrimsel süreç içerisinde bazı diğer görevler üstlendiği (sindirime önemsiz düzeyde katkı sağlama, enfeksiyonlara karşı koruyucu görev üstlenme gibi) tespit edilmiştir. Bu da, körelmiş organların neden doğrudan yok olmadığını ve süreç içerisinde başka işlevler üstlenecek şekilde evrimleşebileceklerine bir örnektir.

Yani başka işlevleri olduğunu bilsek bile sonuç değişmiyor çünkü selüloz sindirimi işlevinin olduğunu biliyoruz, yakın akraba türlerde bu işlev çalışırken bizde körelmiştir. Dolayısı ile apandisin işlevini bilmediğimiz için değil, bildiğimiz için körelmiş diyoruz.

Başka bir örnek ise kuyruk sokumundan gelsin. Yakın akraba türlerde kuyruğu gövdeye bağlayan kemik. Bizde ve bütün diğer kuyruksuz maymunlarda bu işlevi körelmiştir. Dolayısıyla körelmiş bir organdır. Kasa bağlanması gibi başka işlevi olması da bir şeyi değiştirmez çünkü kuyruğu gövdeye bağlayan bir işlevi olduğunu bildiğimiz için bizde de bu işlevi köreldiği için körelmiş bir organdır.

Yine başka bir örnek 20'lik dişler. 20'lik dişlerin işlevi de selülozu mekanik olarak parçalamak. Beynimizin büyüyebilmesinin bizlere avantaj sağlamasından ötürü, beyne yer açmak adına ve diyetin de değişmesiyle birlikte çene yapımız küçülmeye başladı. Artık eski güçlü ve vahşi ağızlara ihtiyacımız azalmaya başlamıştı. Otlara göre sindirimi çok daha kolay olan et için fazladan dişlere ihtiyacımız kalmamıştı. İşte bu yüzden de fazladan dişler üretmeye harcanan enerji, başka alanlara harcanabilirdi. Zaten çenenin küçülebilmesi için en dıştan başlayarak dişlerden fedakarlık etmek avantaj sağlamaktaydı.

"Bende sağlam çıktı." gibi bir argüman görmüştüm, onu da açıklamış olayım:

Evrim sürecinin yavaş olmasından ötürü, körelmiş organların da öyle birkaç günde veya yılda kaybolması veya körelmesi beklenememektedir. Ancak canlılara baktığımızda, köreldiği belli olan organlar evrimsel süreçte varlık-yokluk skalasında farklı noktalara düşmektelerdir.

20 yaş dişleri de popülasyon içerisinde yok olmaya doğru adım adım gitmektedir. Et ile beslenmeye 2.5 milyon yıl önce başladık ve bu sürede, artık işe yaramadığı için ve çenenin küçülebilmesi için yer açmanın avantajlı hale gelmesiyle, insan popülasyonu içerisinde 20 yaş dişleri giderek yok olmaya başladı. Eskiden popülasyonlarda bireylerin %99'undan fazlasında 20 yaş dişlerinin var olduklarını bilmekteyiz, ancak günümüzde, Dünya geneline baktığımızda bazı insanlarda ömürleri boyunca hiç 20 yaş dişinin çıkmadığını görmekteyiz.

Genel olarak insan popülasyonunda ise Tazmanya'da yaşayan Aborjinlerde 20 yaş dişleri hiçbir bireyde çıkmamaktadır. Öte yandan Meksika yerlilerinde popülasyon içerisindeki tüm bireylerde 20 yaş dişleri çıkmaktadır. Diğer tüm toplumlarda ise bu dişlerin varlığı geniş bir çeşitlilik göstermektedir. Örneğin bazı ailelerde anne tarafında 20 yaş dişleri hiç çıkmazken, baba tarafında bu dişler tamamen ağrısız olarak çıkabilmektedir. Yavrular da buna bağlı olarak çeşitlilik spektrumunda belirli noktalarda yer alabilmektedir.

Yani popülasyonun bir kısmında sorunlu çıkıp bir kısmında sorunsuz çıkması da hatta bazılarında hiç çıkmaması körelme sürecinin bir göstergesi, evrimin kanıtıdır.

1,015 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Ç. M. Bakırcı. Körelmiş Organlar. (6 Ocak 2013). Alındığı Tarih: 25 Mart 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
  2. Ç. M. Bakırcı. Körelmiş Organlar Nedir? Neden Körelirler? Neden Hala Canlılarda Bulunurlar?. (6 Ekim 2011). Alındığı Tarih: 25 Mart 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı doi: 10.47023/ea.bilim.260. | Arşiv Bağlantısı
  3. Ç. M. Bakırcı. 20 Yaş Dişi Nedir? Neden Sorun Çıkarır?. (4 Ekim 2011). Alındığı Tarih: 25 Mart 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
Bu cevabın içeriği ve doğruluğu, Evrim Ağacı editörleri tarafından kontrol edilmiş ve onaylanmıştır. Ayrıca bu cevap, Kısa Sorularla Evrim soru dizisi içinde yer almaktadır.
9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close