Bu soru, yüklü soru safsatasına düşüyor; dolayısıyla aslında silinmeli ama merak eden olursa diye cevaplayayım: Makalenin orijinalinde "bilimin metodolojisi natüralizmdir" demiyordu; "bilimin kalbinde yatan metodoloji (yaklaşım, yöntem) natüralizmdir" diyordu ve bundan kasıt, bilim insanlarının bilime yaklaşımıydı (buna aşağıda döneceğim). Bu cümle konuyu yeterince iyi anlatmıyor diye, konu detaylandırıldı. Makalenin özünde söylediği şey herhangi bir şekilde değişmiş değil.
Makalede yapılan düzenlemeler, natüralizm ile ilgili değil; bilime yönelik diğer yaklaşımlar (tutarlılıkçılık veya kıta felsefesi gibi) ile ilgili. Yazıya bu azınlık görüşlerin sesi de eklendi; natüralizm ile ilgili kısımda dikkate değer bir değişiklik yapılmadı. Halihazırda makalenin orijinalinde var olan maddeler genişletildi ve bilimde karşılaşabildiğimiz örneklem hatalarıyla ilgili ek bir madde eklendi. Yazıda bilimde natüralizmin yeri doğru bir şekilde temsil ediliyordu, halen doğru bir şekilde temsil ediliyor. Bu konuda felsefe editörlerimiz de hemfikir.
Kuhn'un da gösterdiği gibi bilim, sosyolojik bir olgudur ve bilim insanlarından muaf düşünülemez. Bilim insanlarının bilime yönelik tutumuna metodolojik natüralizm deniyor; dolayısıyla bilimin yönteminde, bilim insanlarının yaklaşımı gereği, natüralizm vardır. Makale de bunu söylüyordu. Ek bilgi olarak, Eğer Evren'in de doğaüstünden muaf olduğuna inanıyorsanız metafiziksel (ontolojik) natüralizm felsefesini savunuyorsunuz demektir. Tufts Üniversitesi'nden Prof. Dr. Lawrence Lerner bunu güzel bir şekilde özetliyor:
"Metodolojik natüralizm, bir 'doktrin' değildir; ama bilimsel metodun, yani doğal evreni araştırma biçimimizin temel bir bileşenidir. Eğer bir insan, doğa yasaları ve teoriler kullanılarak bilim insanları tarafından çözülmeye çalışılan problemlerin çözülemeyeceğine inanıyorsa, yani zaman zaman doğaüstü ve bilimsel olmayan prensiplere başvurulması gerektiğini düşünüyorsa, bu kişinin bilim yapmanın temel şartı olan bilimsel metodolojiye güvendiği söylenemez. Metodolojik natüralizmin 4 yüzyıl boyunca elde ettiği baş döndürücü başarıları inkâr edilemez. Diğer yandan, bir çıkmaza girdiği için, bir olguyu açıklamakta doğaüstü sebeplere başvuran bir bilim insanının, o problemin bilimsel olarak anlaşılmasını başaramayacağı kesindir."
Buna katılırsınız veya katılmazsınız; o ayrı bir felsefi tartışma (ve bilimde natüralizmin yeri, metodolojik ve ontolojik natüralizmler arasındaki bağlantı, natüralizmin tarihselliği gibi konular felsefede durmaksızın tartışılıyor; bu konular sonuçlanmış konular değiller). Burada bize düşen, modern bilimdeki genel/yaygın pozisyonu doğru bir şekilde okurlarımıza aktarmak ve bunu yapıyoruz: Modern çağda bilim insanlarının ezici çoğunluğu (metafiziksel natüralist olmayanlar, yani mesela teistler veya deistler de dahil) metodolojik natüralist iken, modern bilimin metodolojisinde natüralizmin olmadığını iddia etmek abesle iştigal etmek olur. Orijinal makalede "bilimin kalbi"nden kasıt da, o bilimi icra eden bilim insanlarının bilimi işleme ve bilime yaklaşım biçimiyle ilgiliydi. Zira bilimin "kalbi", bilimin kendisi değil, onu mümkün kılan bilim insanları ve onların oluşturduğu komünite (ve bu komünitenin günümüzdeki genel geçer yargıları). Metodoloji de bu demek zaten nihayetinde.
Şunu iyi anlamak gerek: Bilimin metodolojisi gökten zembille inen bir vahiy veya taşa kazınmış bir kutsal kural değil; bilim insanları tarafından oluşturulan, şekillendirilen ve riayet edilen bir şey. Amacı da, uluslararası düzlemde bilim insanlarını objektifliğe olabildiğince yaklaştırmak, bilim insanları arasında ortak bir zemin ve anlaşılır bir dil yaratmak, Evren'i keşif çabamız hakkında yol yordam göstermek... Dolayısıyla bilimin bir kutsal kitabı veya kurallar listesi yok; hangi yöntem bizi daha sistemli ve evrensel bir şekilde daha ileri götürüyorsa, bilimin yöntemi de ona evrimleşiyor.
Bunu tarihten görebiliyoruz: Tarihsel olarak bilimde, özellikle de bilimler daha pek ayrışmamışken ve kapsamları belirlenmemişken metodolojik natüralizm pek yoktu: natüralistler teoloji ile, teologlar natüralizmle profesyonel olarak ilgileniyorlardı ve bu nedenle Galileo veya Newton'un metinleri, günümüz makalaleri aksine, metodolojik natüralist bir doğaya sahip değil. Neden metodolojik natüralizm bilimde yer buldu kendine? Burada anlattığım nedenlerle (yukarıda Dr. Lerner'in özeti de iş görür). Bilim natüralist olmak zorunda mı? Hayır; ama yaygın perspektif bu yönde ve bunu görmezden gelemeyiz.
Ancak yazıya da eklendiği üzere, metodolojik natüralizmi takip etmeyen veya bilime bu açıdan yaklaşmayan nadir akımlar da var, şimdi yazıda onlar da temsil ediliyor. Bu eksik giderilmiş oldu ve yazıda yapılan ana değişim bu.
Bir de bilimin tarihsel gelişimi ve günümüzdeki tutumunda ampirizmin yeri daha azmış veya bilimin tek metodolojisi natüralizm üzerine dayalıymış gibi algılayanlar olmuş; böyle bir yanlış anlaşılma doğmasın diye onu da gidermeye çalıştık. Ama yazının orijinalinde zaten böyle bir iddia bulunmuyordu. Evrim Ağacı'nda eski makalelerimizi düzenli olarak elden geçirip güncelliyoruz; her biri birer "yaşayan doküman" niteliğinde bizim için. Bu da, yazıda bir hata olduğu için değil, o düzenlemelerin bir parçası olarak yapıldı. Bu konuda başka soru almayacağız.
1,043 görüntülenme