Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Kutlu Str
Üye 21 Mayıs 2024 Henüz cevap yok.
Uzun süredir kafamı karıştıran bir soru, çevremdeki insanlar veyahut aynı soruyu sorduğum insanlar farklı cevap veriyor. Bu bahsettiğim belirtilerin kesinlikle boy uzamasının durduğunu işaret etmediğini bende biliyorum, fakat yinede şu belirti varsa boy uzamasının durmuş olma ihtimali yüksek, cevabını bile istemiyor değilim
162 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Altay Kenger
Seslendiren 26 Kasım 2019 6:02
Araştırmacılar Dünya’da canlılığın başlangıcını anlamaya çalışırken bir ikilemle karşılaşmaktadırlar: Su günümüzde bilinen tüm yaşam formlarının olmazsa...
21
Simay Aladağ
Çeviren 1 Aralık 2019
Bu galaksinin neden parlak mavi yıldızlardan oluşan bir halkası var? Evrendeki bu güzel galaksi Messier 94 yalnızca 15 milyon ışık yılı uzaklıkta, Av Köpekleri takımyıldızının (Canes Venatici) kuzeyinde yer almaktadır. Dünya'daki astronomlar için popüler bir hedef olan sarmal gökada yaklaşık 30.000 ışık yılı genişliğindedir ve tam karşısından bakıldığında sarmal kolları geniş diskinin eteklerinden geçer. Ancak bu fotoğrafta Hubble Uzay Teleskobu'nun görüş alanı, M94'ün merkez bölgesi boyunca yaklaşık 7.000 ışık yılı boyunca uzanıyor. Bu yakın görüntü; galaksinin kompakt, parlak çekirdeğini, belirgin iç toz şeritlerini ve genç büyük kütleli yıldızlardan oluşan olağanüstü mavimsi halkayı vurgulamaktadır. Halka içerisindeki yıldızların tümü muhtemelen 10 milyon yaşından daha küçüktür. Bu da M94'ün ilham veren, gazdan hızlı yıldız oluşumu çağı yaşayan bir yıldız patlaması galaksisi olduğunu gösterir. Mavi yıldızların dairesel dalgalanması, oval madde dağılımlarının kütleçekimi ve galaksinin dönüşüyle tetiklenen ve muhtemelen dışa doğru yayılan bir dalgadır. M94 nispeten yakın olduğu için, astronomlar yıldız patlaması halkasının ayrıntılarını daha iyi keşfedebilirler.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Barış İnönü
Türk'üm 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Türkiye Cumhuriyeti'nin genç nüfusunun sonraki yüzyılda devletlerine hangi gözle bakacaklarını sorardım. Malûmunuzdur sevgili öğretmenim, genç nüfus kültürüne, milliyetine ve dahi toplumun getirdiği yazılı olmayan normlara karşı çok duyarsızlaştı. Pek tabii cevabını biliyorum lâkin emin olmak için sorardım. Bu sizin için vizyonsuz bir soru olabilir lâkin genç nüfusun bir parçası olduğum için beni fazlasıyla ilgilendiriyor.

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berkay Kalaycık
Yazar 29 Mart 2021 6 dk.

Daha önceki yazılarımızda, çöllerin ne olduğunu ve nasıl oluştuklarını genel hatlarıyla incelemiştik. Bu yazımızda ise, daha spesifik olarak, Sahra Çölü'nün ne zaman ve nasıl oluştuğunu öğreneceğiz. Ama ilk önce, Sahra Çölü hakkında bildiklerimizi gözden geçirelim.

Sahra Çölü, kutup bölgeleri haricinde kalan coğrafyalardaki çöller arasındaki en büyük yüzölçümüne sahip çöldür. Öyle ki, neredeyse Kuzey Afrika'nın tamamını kaplamaktadır. Büyüklüğü hakkında ufak bilgiler vermek gerekirse; yayıldığı alan, yaklaşık olarak 8.600.000 kilometrekare olarak ölçülmektedir[1] - ki bu büyüklüğü, Türkiye'nin sahip olduğu 783.562 kilometrekarelik yüzölçümü ile kıyaslayacak olursak, yüzölçümünün Türkiye'nin yaklaşık olarak 11 katına karşılık geldiğini görebiliriz! Büyüklüğü dışında diğer dikkat çekici özelliği ise, barındırdığı canlı yoğunluğunun oldukça az olmasına karşın, oldukça çetin çevresel şartlara sahip olduğu için, üzerinde yaşayan seyrek canlılarda evrimleşen benzersiz adaptasyonlardır. Buna güzel bir örnek olarak çöl tilkisi verilebilir.

42
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Şölen Hocaoğlu
Yazar 29 Temmuz 2020 5 dk.

Aşağıdaki iki fotoğrafa bir göz atın:

Kamboçya'da yetiştirilen bir inek ile İsviçre'de yetiştirilen bir ineği kıyaslayan bu fotoğraf, ilk bakışta negatif düşüncelere sebep olsa da, sanıldığının aksine kötümser bir bilim olmayan ekonomi, buna mantıklı açıklamalar sunabilir. Aradığımız açıklama elbette İsviçre'nin ineklerine ziyafet çekerken Kamboçya'nın ineklerini açlığa terk ediyor olması değildir.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 19 Aralık 2016 2 dk.

Özellikle University of New Haven'dan Nikodem Poplawski tarafından savunulan bir görüşe göre, Evren'imizin "Büyük Patlama" yoluyla var oluşundan sonraki genişlemeyi mümkün kılan o ilk "tohum", aslında bir karadeliğin içerisinde oluşabilecek bir yapıdır. Dahası, bu "tohum"dan sayısız miktarda üretilebilir... Bu da, Çoklu Evrenler Teorisi'nin temellerine katkı sağlamaktadır.

Bu görüşe göre Evren'i başlatan tohum, tıpkı bir bitkinin tohumu gibidir: Gerekli olan malzemeler son derece sıkı ve özütlenmiş halde koruyucu bir zırhın içerisinde bulunur. Bu tanım, doğrudan doğruya bir karadeliği anlatmak için de kullanılabilir: Bir karadelik, yakıtı bitmiş büyük bir yıldızın cesedinden ibarettir. Kütleçekimi her şeyi merkezine doğru inanılmaz bir kuvvetle çeker, atomlar parçalanır, sıcaklıkları 100 milyar dereceyi aşabilir, elektronlar lime lime edilir, bunlar giderek daha da "sıkıştırılan" bir halde karadelik "içerisinde" yok olur.

43
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kanlı Canavar Ay

26 Mayıs’ta dolunay evresindeki Çiçek Ay’ı, bu tek kare pozlamada yakalandı. Alacakaranlığın batı gökyüzünü yıkadığı esnada, Ay Dünya’nın gölgesinden çıkıyordu. Tam tutulmanın sonlarına gelindiğinde, Ay diski ufka yakın yerde poz verdi ve Kaliforniya’nın merkezindeki Pinnacles Ulusal Parkı’nda bulunan çıplak meşe ağaçları ile çevrelendi. Yine de Dünya’nın gölgesi tamamen karanlık değil. Atmosfer tarafından saçılan Güneş ışığı ile kaplanan iç gölge, tam tutulma anında Ay’a kırmızı bir görünüm verir ve Kanlı Ay’a popüler olduğu kadar dramatik de olan takma adını verir. Siluette görünen budaklı ağaçtaki canavarca yüz, bu seferki tam Ay tutulmasının görünümünü daha da korkunç hale getirdi.

4 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Chirag Upreti
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Ufuk Derin
Aktaran 1 gün önce 4 dk.

Fareler kanalizasyonlarda dolaşmaya, hamamböcekleri mutfak köşelerinde saklanmaya başlamadan çok önce, istenmeyen başka bir misafir erken medeniyetleri rahatsız ediyordu. Biology Letters dergisinde yayımlanan yeni bir genetik çalışması, otel odalarınıza musallat olan ve kanla beslenen tahtakurularının şehirlerde dolaşan ilk haşereler olduğunu gösteriyor.[1] Ekip, tahtakurularının on binlerce yıldır insanları rahatsız eden tehdit olduğunu öne sürüyor. Araştırmada yer almayan Dresden Teknoloji Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Klaus Reinhardt, çalışma hakkında şunları söylüyor:

Yine de bazı araştırmacılar, tahtakurularının bu unvanı gerçekten hak edip etmediği konusunda kararsız olduklarını söylüyor. Pek çok tahtakurusu türü hayatta kalmak için insanlara ve kana ihtiyaç duyar. Ancak bilim insanları, çok uzun zaman önce tahtakurularının tercih ettiği asıl avların sadece yarasalar olduğunu düşünüyor. Genetik kanıtlar, yaklaşık 245.000 yıl önce bazı tahtakurularının ilk insanlara geçtiğini gösteriyor.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Musa Eren Şengül
Üye
Yaşadığımız toplum itibari ile evrim hakkında bile düşüncelerimizi paylaşamıyor oluşumuz ve bizim gibi insanların giderek azınlık haline geliyor olması oldukça üzücü bir durum. Buna rağmen evrim ağacı bize bilimin ve teknolojinin hakkında sürekli yeni fikirler sunuyor ve aynı zamanda bir nebze olsa bilim camiasına yaklaşmamızı sağlıyor. Bu bakımdan evrim ağacı bize sunulan eşsiz bir platform. Umarım evrim ağacı gibi özverili platformların sayısı artar ve evrim ağacı da diğer on yıllar boyunca varlığını sürdürür. İçtenliklerimle
Ece Özkan
Ece Özkan
10K UP
Çeviren 20 Şubat 2016 2 dk.

Beynimizin nasıl işlediğini derinlemesine anlamak, bilim insanları için hayranlık verici ve bir o kadar da zorlu bir iş. Yeni çalışmalar, karmaşık bir matematiksel model aracılığıyla zihnimizin iç işleyişine dair daha kapsamlı ve ayrıntılı bilgiler ortaya çıkarmayı vaat ediyor. Birleşik Krallık’tan bilim insanları; beynin karmaşık kararları verme şekliyle uyuşan bu modelin, oluşturulan ilk biyolojik olarak gerçekçi matematiksel model olduğunu belirtiyorlar.

Bu model sadece davranışı önceden kestirmekle kalmıyor; gerçek sinirsel aktiviteyi de tahmin edebiliyor. Model, zihnin karar verme sürecinde izlediği yolları olduğu kadar hatalarımızdan öğrenme ve gelecekteki davranışlarımızı ona göre yönlendirme şeklimizi de simüle ediyor. Araştırmacıların bulguları, zamanla, obsesif kompülsif bozukluktan Parkinson hastalığına kadar birçok durumu daha iyi anlamamızı sağlayabilir.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
6 gün önce
Amerikalı astrofizikçi ve astrobiyolog Frank Donald Drake 28 Mayıs 1930'da doğdu. Radyo astronomiyle gezegen ve pulsar araştırmalarına başladı, 1960'ta Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırmasını başlatan Project Ozma'yı yönetti. Evrende iletişim kurabilen medeniyet sayısını hesaplamak için Drake Denklemi'ni geliştirdi. Pioneer plaketi, Voyager Altın Plağı ve 1974 Arecibo Mesajı'nın tasarımında rol alarak insanlığın uzaya gönderdiği ilk bilimsel mesajları hazırladı.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Hasan Hüseyin Yolcu
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Ancak özgürlüktür ki, güçlü insanlar çıkarır bağrından; baskı ise insanı öldürür, yıkıma sürükler.
Kaynak: İnsanı Tanıma Sanatı
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deha Kaykı
Deha Kaykı
199K UP
Yazar 16 Eylül 2023 25 dk.

Türdiriltimi (İng: "De-extinction") veya "diriltme biyolojisi", soyu tükenmiş türlerin bireylerine (genellikle genetik olarak) benzer canlı organizmaların yeniden oluşturulma sürecini ifade eder. Özellikle kuşlar gibi ekosistemlerde kritik roller üstlenen türlerin neslinin geri döndürülmesi, ekolojik dengeyi sağlama ve doğal yaşamın sürdürülebilirliğini artırma potansiyeli taşımaktadır. Bu çalışmalar, nesli tükenmiş kuş türlerinin genetik materyaliyle modern teknolojinin imkanlarının etkili bir şekilde birleştirilmesiyle gerçekleştirilmektedir. Bu yaklaşım, daha önce denenmemiş alanlara da adım atmayı ifade eder; çünkü kullanılan yöntemler, geleneksel sınırların dışında tamamen yeni ve yenilikçi yaklaşımları içermektedir. Bu yazımızda, özellikle kuşlar perspektifinden türdiriltimi konusunu ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.

Türdiriltimi gerçekleştirilirken yapay seçilim yoluyla geri ıslah (İng: "back breeding"), genom düzenlemesi gibi teknikler kullanılır. Ancak bu noktada başka alternatif bir yolda, klonlama tekniğini tercih etmektir. 1990'lı yıllarda koyun Dolly'i üretmek için somatik hücre nükleer transferi (SCNT) isimli yöntem geliştirilmiş ve türdiriltimi çalışmaları yeni bir soluk kazanmıştır. Yakın süreçte, Kuzey Amerika türü olan karaayaklı gelinciklerin (Mustela nigripes) Elizabeth Ann isimli bireyinde başarılı bir klonlama çalışması yapılmıştır. Klonlanan gelincik, yaklaşık 30 yıl önce ölmüş, Willa isimli bireyin bir klonuydu. Willa öldüğü zaman bilim insanlarınca vücudu dondurulmuş ve bu sayede DNA bilgisi korunabilmişti. Bu ve bunun gibi örneklerden de anlayabileceğimiz gibi klonlama tekniği memeliler üzerinde uygulandığında başarılı sonuçlar vermektedir.[1]

41
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 21 saat önce 12:04
Albert Einstein, gelmiş geçmiş en büyük bilimsel dehalardan birisidir. Dolayısıyla Einstein'ın din ve tanrı hakkındaki görüşleri de, birçoklarının merak...
0
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Aralık 2012 8 dk.

İnsan, birçok şekilde tanımlanabilir. Yetenekleriyle, farklarıyla, özellikleriyle, üstünlükleriyle, alçaklarıyla... İnsan, bildiğiniz üzere zekası bugüne kadar en çok evrimleşmiş hayvan türüdür. İnsanı insan yapan özellik, apaçık bir şekilde, zekasıdır. Bu zekanın yan ürünü olarak gelen veya diğer hayvanlardan fazla gelişen algı, düşünme, merak vb. kavramlar sonucunda insan, kendi özünü merak etmiş ve arayışa yönelmiştir. Bu arayışta, pek çok iddia ortaya atılmakla birlikte, biri hariç tamamı günümüzde bilimsel geçerliliğini yitirmiştir. Günümüzde, açık bir şekilde ortadadır ki, insan Hayvanlar Alemi'ne ait bir hayvan türüdür ve ortaya çıkışı, kendisinden önceki bazı hayvan türlerinin evrimleşmesi sonucunda gerçekleşmiştir.

Bilimsel bir perspektifte insanı, sıradan bir tür olarak, taksonomi diye de bilinen "sınıflandırma bilimi" içerisinde tanımlarız. Türümüz ve insansı atalarımız, 6-7 milyon yıldır vardır; tüm maymunların ortak atası ise 47 milyon yıl yaşında. Evrim tarihinin yaklaşık 4.000 milyon yıl (yani 4 milyar yıl) olduğu düşünülürse, 4.000 sayısının yanındaki 47 sayısının ne kadar önemsiz olduğu görülebilir, hele ki 7 sayısı ele alındığında bu önemsizlik daha da belirginleşir. Modern insan dediğimiz Homo sapiens'in ise sadece 300.000 yıldır (0.3 milyon yıldır) var olduğunu göz önüne alacak olduğumuzda, bu önemsizlik akıl almaz boyutta artacaktır. Ancak insanın taksonomideki yerine bakmak, oldukça ufuk genişletici bir deneyimdir. Burada size bu deneyimi kazandırmak istiyoruz.

217
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Eylül 2014 23 dk.

Belki şu meşhur soruyu duymuşsunuzdur: Diyelim ki bir yarışma programındasınız ve karşınızda 3 tane kapı var (üzerlerinde de 1, 2 ve 3 diye numaralar bulunuyor). Bu kapılardan bir tanesinin arkasında son model bir Bugatti Veyron, diğer ikisinin arkasında ise birer tane keçi var. Tek bir kapı seçme şansınız var ve içinizden geçen kapıyı, örneğin 2 numaralı kapıyı seçtiniz. Bu, tıpkı Türkiye'deki Var Mısın, Yok Musun? yarışmasında kendi kutunuzu seçmek gibi. O kutuda (veya kapıda) gerçekten büyük ödül olabilir; ama olmayabilir de...

Diyelim ki siz, 3 kapıdan 1 numaralı olanı seçtiniz. Sinsi sunucu, heyecanı arttırmak için sizin seçmediğiniz kapılardan bir tanesini, diyelim ki 3 numaralı kapıyı açtı. Ve tabii ki arkasında büyük ödül değil, keçi vardı. Dolayısıyla şu anda büyük ödül ya sizin kapınızda ya da sunucunun açmamış olduğu diğer kapıda... İşi daha da kızıştırmak için sunucu size şunu soruyor:

72
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Əli Fərzəliyev
Üye 6 gün önce 1 Cevap
Sonuçta mıknatıslar itme çekme yaparken elektron spinleri kısmen bozuluyor buda enerjisini harcamış oluyor
191 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close