Ağrı Kesiciler Nasıl Çalışır? İlaçlar, Vücudumuzda Nereye Etki Etmeleri Gerektiğini Nereden Biliyorlar?
Acı duygusu olmadan, hayat daha da tehlikelidir. Acı, bize bir çekici daha dikkatli kullanmamızı, çorbanın soğumasını beklememizi veya kartopu savaşında eldiven giymemizi söyler. Gerçekten de nadir olarak görülen ve hastanın acı hissetmesini engelleyen kalıtsal hastalıklardan muzdarip olan insanlar; kendilerini çevresel tehlikelere karşı koruyamazlar, bu da kırık kemiklere, hasarlı cilde, enfeksiyonlara ve daha kısa bir yaşam süresine sebebiyet verir.[1]
Bu durumlarda ağrı, sadece fiziksel bir duyumdan daha fazlasıdır; koruyucu önlem almak için bir sinyaldir. Bununla birlikte, aşırı veya uzun süreli ağrılar yıpratıcı olabilir. Peki modern tıp bu ağrıları nasıl hafifletir?
Ağrı Kesiciler Nasıl Çalışır?
Vücudun doku hasarını nasıl algıladığını ve bunu ağrı olarak nasıl yorumladığını anlama çalışmaları, son yıllarda muazzam ilerleme kaydetti. Beyni, doku hasarına karşı uyaran ve ağrıyı tetikleyen sayısız yol olduğu artık biliniyor.[2]
Beyin, hasarın türüne bağlı olarak çeşitli sinyal yolları kullanır ve bu yolların sayısı oldukça fazladır. Daha da ilginci bu nöral yollar, ağrının koruyucu işlevine ihtiyaç kalmadığı kronik ağrı veya sinir hasarı gibi durumlarda sinyalleri değiştirir ve güçlendirir.[3], [4]
Ağrı kesiciler, nöral yolların çeşitli bileşenlerini hedef alarak işlev görür. Ancak her ağrı kesici her ağrı türü için etkili değildir. Ağrı yollarının çeşitliliği ve fazlalığı nedeniyle de mükemmel ağrı kesiciyi bulmak çok zordur.
İltihap Sökücü Ağrı Kesiciler Nasıl Çalışır?
Bir yaralanma sonucu oluşabilecek çürük, burkulma veya kemik kırıkları, doku iltihabına, yani vücudun iyileşme çabası sonucu şişme ve kızarıklığa yol açan yangısal tepkiye neden olabilir. Yaralanma bölgesindeki ağrı reseptörleri, vücudun iltihap kimyasalları salınımını algılar ve ağrıyı beyne iletir.
Yaygın iltihap sökücü ağrı kesiciler, yaralanan bölgedeki iltihabı azaltarak işlev görür.[5] Bunlar özellikle kas-iskelet sistemi yaralanmaları veya artrit gibi iltihaplanma ile ilgili ağrılar için faydalıdır.
İbuprofen, Naproksen ve Aspirin gibi steroid olmayan iltihap sökücü ilaçlar, iltihap kimyasallarını üreten biyokimyasal süreçte çok önemli bir rol oynayan COX enzimini inhibe eder. Enzimin inhibe edilmesi, iltihap kimyasallarının miktarını ve sonuç olarak beyne gönderilen ağrı sinyallerini azaltır. Parasetamol olarak da bilinen asetaminofen, COX enzimlerini inhibe eder ve az önce bahsettiğimiz ilaçların yaptığı gibi iltihabı azaltmasa da benzer ağrı kesici etkilere sahiptir.
Diğer COX inhibitörleri, kortikosteroidler ve daha yakın zamanlarda çıkan, iltihap kimyasallarını hedef alan ve etkisiz hale getiren ilaçlar, reçeteli iltihap sökücü ağrı kesicilere örnektir.[6]
İltihap kimyasallarını bloke eden ilaçların, mide zarını tahriş etme ve böbrek fonksiyonunu etkileme gibi yan etkileri ve potansiyel riskleri olacaktır, çünkü bu kimyasallar sadece ağrı sinyalleri göndermenin yanı sıra diğer önemli fizyolojik süreçlerde de yer alır.[7] Reçetesiz satılan ilaçlar ise genellikle güvenlidir; fakat kutu üzerindeki talimatlara tamamıyla uyulmalıdır.
İltihabın bu kadar azalmasının nedeni, muhtemelen sürecin erken safhalarında iltihap sürecini bloke eden prednizon ve diğer kortikosteroidlerdir. Bununla birlikte, reaksiyondaki tüm kimyasallar hemen hemen her organ sisteminde bulunmaktadır. Uzun süreli steroid kullanımı ise bir takım sağlık riskleri doğurabileceğinden tedaviye başlamadan önce bir doktorla görüşülmesini gerektirir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Lokal İlaçlar Nasıl Çalışır?
Nosiseptör adı verilen ve doku hasarını tespit eden özelleşmiş sinirler, birçok lokal ilacın hedefidir.[8] Bu sinirlerin lidokain gibi lokal anesteziklerle elektrik sinyallerini beyne iletmesi engellenir.
Lokal ağrı kesiciler ayrıca derideki diğer duyu nöronlarının uçlarındaki protein sensörlerini de hedefler. Bu proteinleri aktive etmek; mentolün verdiği serinlik veya kapsaisinin verdiği yanma hissi gibi hasarı tespit eden sinirlerin aktivitesini de azaltacak, ağrıyı hafifletebilen duyumlar ortaya çıkarabilir.
Bu lokal ilaçlar, derideki küçük sinirleri etkilediklerinden için cildi doğrudan etkileyen ağrılar için en etkili olanlarıdır. Örneğin, zona hastalığı cilt sinirlerine zarar vererek aşırı aktif olmalarına ve beyne sürekli ağrı sinyalleri göndermelerine neden olur; ancak bu tarz ilaçlar ağrıları hafifletebilir.[9] Bu sinirleri lokal lidokain veya yüksek dozda kapsaisin ile etkisiz hale getirmek, ağrı sinyallerini azaltabilir.
Sinir Hasarı İlaçları Nasıl Çalışır?
Sinir sisteminin ağrıyı algılayan kısmı, çoğunlukla artrit ve diyabetin neden olduğu sinir hasarı nedeniyle aşırı aktif hale gelebilir. Doku hasarı olmasa bile, bu hasar ağrı sinyallerini tetikler. Bu koşullarda en etkili ağrı kesiciler bu sinyalleri bastıranlardır.
Gabapentin gibi antiepileptik ilaçlar, ağrı algılama sistemini baskılamak için sinirlerdeki elektrik sinyallerini bloke eder. Bununla birlikte gabapentin, sinir sisteminin diğer bölgelerindeki sinir aktivitesini de azaltabilir ve bu da kafa karışıklığı ve uyku haline neden olabilir.
Omurilikteki ve beyindeki ağrı yollarını kontrol eden bazı nörotransmitterlerin, duloksetin ve nortriptilin gibi antidepresanlar tarafından tetiklendiği düşünülmektedir. Bununla birlikte, bu ilaçlar sindirim sistemindeki kimyasal sinyallerini de değiştirerek, gastrointestinal rahatsızlığa yol açabilirler. Bu ilaçların tamamı doktorlar tarafından reçete edilmektedir.
Opioidler Nasıl Çalışır?
Opioidler, afyon haşhaşlarından elde edilen maddelerdir. 1800'lerde ilk opioidlerden biri olan morfin saflaştırılmıştır. O zamandan beri hem doğal hem de sentetik birçok morfin türevi, tıbbi olarak kullanılmıştır. Ayrıca bunların potansiyelleri ve etki süreleri geniş bir aralıkta değişmektedir. Bazı yaygın örnekleri arasında kodein, tramadol, hidrokodon, oksikodon, buprenorfin ve fentanil bulunmaktadır.
Opioidler, ağrıyı azaltmak için vücudun endorfin sistemini tetikleyerek çalışır. Vücudumuz, gelen yaralanma sinyallerini azaltan ve öfori duygularına neden olan bir opioid türü olan endorfini doğal olarak üretir. Opioidler, endorfinlerle aynı yerleri hedef alarak endorfinlerin etkilerini taklit eder.
Opioidler; ameliyat sonrası ağrı, kırık bacak gibi kas-iskelet sistemi yaralanmaları ve kanser ağrısı gibi bazı akut ağrı durumlarını azaltabilmelerine rağmen, nöropatik yaralanmaların ve kronik ağrıların tedavisinde genellikle etkisizdir.[10], [11]
Vücut; sindirim sistemi ve akciğerler gibi diğer organ sistemlerinde opioid reseptörleri kullandığından, yan etkiler ve riskler arasında kabızlık ve potansiyel olarak ölümcül solunum depresyonu bulunur. Uzun süreli opioid kullanımı, aynı analjezik sonuçları elde etmek için daha fazla ilaca ihtiyaç duyulmasına yani toleransın yükselmesine de neden olabilir. Opioidler bağımlılık yapabilir, bu nedenle uzun süreli kullanım için tasarlanmamışlardır. Tüm opioidler kontrollü maddelerdir ve doktorlar bu riskler ve yan etkiler nedeniyle onları dikkatli bir şekilde reçete eder.
Kannabinoidler Nasıl Çalışır?
Kenevir, potansiyel tıbbi uygulamalar için büyük ilgi görmüş olsa da etkili bir ağrı kesici olduğu sonucuna varmak için yeterli kanıt yoktur.[12] Amerika Birleşik Devletleri'nde federal düzeyde kenevir kullanımı yasa dışı olduğundan, federal olarak finanse edilen yüksek kaliteli klinik araştırmalar eksiktir.
Araştırmacılar, kenevirde bulunan bir bileşik sınıfı olan endokannabinoidlerin, ağrıyı azaltmak için vücut tarafından doğal olarak üretildiğini bilinmektedir.[13] Ek olarak, kannabinoidler iltihabı azaltabilmektedir. Sağlam klinik kanıtların olmaması nedeniyle, doktorlar genellikle bunlar yerine FDA onaylı ilaçları önermektedirler.
İlaçlar Vücudumuzda Nereye Etki Etmeleri Gerektiğini Nereden Biliyorlar?
Bilmiyor! Nerden bilsin? "Bilme" fiili sadece sinir sistemi (ve özellikle de beyni) olan hayvanlar için anlamlı olan bir fiildir. Dolayısıyla bırakın cansız ilaçları, canlı bakteriler veya bitkiler bile hiçbir şey bilemezler. Bu imkansızdır. Dolayısıyla bir şeyi biliyormuş gibi davranan her şey belli doğa yasalarını takip etmek zorunda olduğu için ve o yasalar da hep aynı sonuçları verdiği için (dolayısıyla bizim tarafından olması gereken olarak görüldüğü için) biz de onların bir şeyi bilerek yaptıklarını sanarız. Dolayısıyla bir ilacın ağrıyı kesmeyi bilmesi, bir topun düşmeyi bilmesinden farksızdır.
Bir ilaç aldığınızda içindeki etken madde molekülleri bağırsaklarınızda sindirilir ve kanınıza karışır. Kan, vücudunuzda zaten her yere gider, dolayısıyla bu sırada ilacı da her yere taşır. Ama "ilaç" dediğimiz moleküller de tıpkı diğer kimyasal moleküller gibi, önlerine gelen her moleküle bağlanamaz. Sadece bağ kurabildiği moleküllerle karşılaştığında işe yarar, yoksa vücuttan olduğu gibi atılır.
Az önce de yer verdiğimiz gibi, baş ağrısının nedenlerinden biri olan prostaglandinleri üreten COX enzimine denk gelen bir ağrı kesici molekülü, onu iptal eder ve böylece ağrıya neden olan kimyasal süreç durur. İlaç, vücudunuzdaki bütün COX enzimlerine bağlanmaktadır, fakat başınız ağrırken oradaki ağrı durduğu için, siz ilaç sadece oraya etki etti sanarsınız. Aynı zamanda bacağınız da ağrısaydı (ve bacak ağrısı da COX reseptörleriyle ilgili olsaydı), o ağrı da duracaktı, çünkü ilaç oraya da etki etmektedir. Ama orası ağrımadığı için, ilacın etkisini hissedemiyorsunuz.
Ayrıca bazı ilaçlar beynin birden fazla kaynaktan gelen ve tek bir bölgede değerlendirilen beynin ağrı ve acı merkezlerini susturabilmektedir (örneğin endokanabinoidlerin etkisi buna daha yakındır). Bu sayede vücudunuzun neresinden ağrı/acı sinyalleri geliyor olursa olsun bu sinyalleri görmezden gelmek mümkün olmaktadır. Siz de ağrınızın/acınızın azaldığını deneyimlersiniz.
Mükemmel İlacı Bulmak!
Ağrı sinyallerini duymak hayatta kalmak için çok önemlidir, ancak bu his çok fazlaysa azaltmak gerekebilir. Bugün piyasadaki hiçbir ilaç ağrıyı tamamen ortadan kaldırmaz. Belirli yolları hedefleyen ilaçlar belirli ağrı türleriyle eşleştirilse bile, aynı ağrıyı yaşayan insanlar aynı ilaçtan aynı faydayı sağlayamayabilir. Vücudun ağrı yolları ve hedefleri hakkındaki tıbbi bilgileri genişleten daha fazla çalışma, daha güçlü tedaviler ve daha iyi ağrı yönetimi sağlayabilir.
Ayrıca unutmamak gerekiyor ki ağrıyı/acıyı kesmek, o ağrıya/acıya sebep olan unsuru tedavi etmek anlamına gelmemektedir. Çoğu zaman acı/ağrı, altta yatan bir diğer nedenin semptomu olarak oluşmaktadır. Bu nedenle bu faktörlerin ortadan kaldırılması asıl önemli olan şeydir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 24
- 17
- 5
- 4
- 4
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. R. Schon, et al. (2018). Congenital Insensitivity To Pain Overview. University of Washington, Seattle. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Peirs, et al. (2016). Neural Circuits For Pain: Recent Advances And Current Views. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 578-584. doi: 10.1126/science.aaf8933. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Treede, et al. (2018). Chronic Pain As A Symptom Or A Disease: The Iasp Classification Of Chronic Pain For The International Classification Of Diseases (Icd-11). Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 19-27. doi: 10.1097/j.pain.0000000000001384. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. B. Finnerup, et al. (2020). Neuropathic Pain: From Mechanisms To Treatment. Physiological Reviews, sf: 259-301. doi: 10.1152/physrev.00045.2019. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. D. Candido, et al. (2017). Pharmacology Of Acetaminophen, Nonsteroidal Antiinflammatory Drugs, And Steroid Medications: Implications For Anesthesia Or Unique Associated Risks. Elsevier BV, sf: e145-e162. doi: 10.1016/j.anclin.2017.01.020. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Deen, et al. (2017). Blocking Cgrp In Migraine Patients – A Review Of Pros And Cons. The Journal of Headache and Pain, sf: 1-9. doi: 10.1186/s10194-017-0807-1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Cheng, et al. (2004). Cyclooxygenases, The Kidney, And Hypertension. Hypertension, sf: 525-530. doi: 10.1161/01.HYP.0000116221.27079.ea. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Derry, et al. (2017). Topical Analgesics For Acute And Chronic Pain In Adults ‐ An Overview Of Cochrane Reviews. Cochrane Database of Systematic Reviews. doi: 10.1002/14651858.CD008609.pub2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Mallick-Searle, et al. (2016). Postherpetic Neuralgia: Epidemiology, Pathophysiology, And Pain Management Pharmacology. Journal of Multidisciplinary Healthcare, sf: 447-454. doi: 10.2147/JMDH.S106340. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. J. Wiffen, et al. (2017). Opioids For Cancer Pain ‐ An Overview Of Cochrane Reviews. Cochrane Database of Systematic Reviews. doi: 10.1002/14651858.CD012592.pub2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. W. Busse, et al. (2018). Opioids For Chronic Noncancer Pain: A Systematic Review And Meta-Analysis. JAMA, sf: 2448-2460. doi: 10.1001/jama.2018.18472. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. A. Romero-Sandoval, et al. (2018). Cannabis For Chronic Pain: Challenges And Considerations. Wiley, sf: 651-662. doi: 10.1002/phar.2115. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Donvito, et al. (2018). The Endogenous Cannabinoid System: A Budding Source Of Targets For Treating Inflammatory And Neuropathic Pain. Neuropsychopharmacology, sf: 52-79. doi: 10.1038/npp.2017.204. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:52:43 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12039
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.