Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
50.6K UP
İnceleyen10 2 gün önce
Savaş Sanatı aslında sadece askeri strateji kitabı değil, insanın hayatındaki mücadeleleri anlamak için de bir rehber görevi görür. Sun Tzu’nun en çok öne çıkan düşüncesi, savaşmadan kazanmanın en büyük zafer olduğudur. Yani güç kullanmaktansa, esas olan aklı kullanmaktır. Kitap boyunca sabır, düşmanı tanıma ve kendi sınırlarını bilme üzerinde durur. Benim gözüme çarpan şey, bu öğütlerin günümüzde sadece orduya değil, iş hayatına, spora hatta kişisel hayata da uyarlanabilmesidir. Mesela rakibini tanımak, strateji kurmak ya da duygularını kontrol etmek sadece savaş meydanında değil, hayatın her alanında işe yarar. Kendisini ve düşmanını (günümüzde rakibini veya çevresini diye çevrilebilir) bilen, yüzlerce savaşa girse bile yenilme tehlikesi yoktur, der.
9.6/10
(19 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : 孙子兵法; pinyin: Sūnzǐ bīngfǎ; Bing Fa
Yazar: Sun Zi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Utku Derin
Utku Derin
412.6K UP
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Bağış yapmak genellikle özverili, yani karşılık beklemeden yapılan bir eylem olarak görülür. Ancak, düzenli olarak para bağışlayan insanlar, daha olumlu bir bakış açısına sahip olarak aslında kendileri de bir ödül kazanıyor olabilir.

Shenzhen Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, Psychological Science dergisinde yayınladıkları çalışmada cömert olmanın depresyon hastalarının durumlarını yönetmelerine yardımcı olabileceğini ortaya koydu.[1] Araştırma kapsamında, 2 ay boyunca her gün çevrimiçi olarak küçük miktarlarda bağış yapan kişilerin ruh halleri iyileşti. Çalışmanın başyazarı Yuyang Zhang bir röportajda, araştırmanın fikrinin kendi kişisel deneyiminden geldiğini şu sözlerle ifade ediyor:

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
1 gün önce
Shenzhen Üniversitesi araştırmacıları, düzenli bağış yapmanın depresyon belirtilerini azaltabileceğini keşfetti. İki ay boyunca günlük küçük miktarlarda çevrimiçi bağış yapan 883 katılımcı üzerinde yapılan üç ayrı çalışmada, cömert davrananların daha az bağış yapanlara kıyasla belirgin zihinsel sağlık yararı görüldü. Araştırmacılar, çevrimiçi platformların sosyal kaygısı olan depresyon hastalarına daha uygun olduğunu ve yüz yüze müdahalelere göre daha az stres yarattığını belirtti. Bu bulgular, klinisyenlerin depresyon tedavisinde prososyal terapiler geliştirmesine ve gönüllülük gibi diğer özgeci eylemleri kapsayan yaklaşımlar tasarlamasına yol açabilir.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Aktaran 28 Eylül 2022 2 dk.

Aşılara eklenen "adjuvan" isimli maddelerin, onların aksi takdirde olacağından daha da güçlü bir bağışıklık tepkisi yaratmasına yardımcı olup, vücudu patojenlerle savaşmaya daha iyi hazırlayabildiği zaten bilinmektedir. Bu konuda daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan alabilirsiniz.

Şimdi, ACS Infectious Diseases dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, deneysel bir COVID-19 aşısına verilen bağışıklık tepkisini güçlendirebilen bir madde keşfettiler.[1] Bu maddeyle güçlendirilmiş COVID-19 aşılarının, farelerde bağışıklık tepkisini sıradan aşılara nazaran 25 kat güçlendirdiği tespit edildi.

30
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Atakan Çelik
Atakan Çelik
1,270 UP
Üye 3 gün önce Henüz cevap yok.
hücrelerimiz neden organ oluşturuyor bunu zorlayan nedir? bi tür yasamı var varsa nedir? dna çıkıp hücrelere hadi organ oluşturun diyemeyeceğine göre nedir ?
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Ağustos 2011 15 dk.

Evrimsel süreçleri anlamaya başlayan bir kişinin karşılaşacağı soru işaretlerinden en yaygın olanı, yapı ve organların birbirleriyle nasıl uyum içerisinde evrimleştiği sorusudur. Bu özünde çok basit bir cevabı barındıran bir sorudur; ancak evrimsel biyolojinin detayları tam olarak anlaşılamadıysa, kafa karıştırıcı olabilir.

Örneğin bir birey, gözün daha basit yapılardan kademeli evrimini gayet iyi anlayabilir; ancak göz evrimleşirken beynin de gözden gelen verileri değerlendirebilecek şekilde nasıl evrimleştiğine anlam veremeyebilir. Benzer şekilde, derimizdeki sinir uçlarının evrimine bağlı olarak dokunma duyumuzun oluşumunu anlayabilir; ancak bunun beyinde değerlendirilecek şekilde bir evrimsel değişimin nasıl olduğunu ilk etapta anlayamayabilir.

88
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 21 Mart 2019 2 dk.

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan bir çevirim içi eğitim girişimidir.

Evrim Ağacı olarak bu akademiyi başlatmaktaki hedefimiz, klasik eğitim sistemine alternatif ve tamamlayıcı olmanın yanı sıra; her yaş, eğitim düzeyi ve ilgi alanından insanın kendisini özgürce ve tamamen ücretsiz bir şekilde eğitebileceği, geliştirebileceği ve ufkunu genişletebileceği bir araç sunabilmektir.

316
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 22 Eylül 2023 31 dk.

Türdiriltimi (İng: "De-extinction") veya "diriltme biyolojisi", soyu tükenmiş türlere genetik olarak benzeyen canlı organizmaların yaratılması yoluyla bu türlerin bir nevi "diriltilmesi" sürecini ifade eder. Daha ayrıntılı olarak türdiriltimi, yapay seçilim yoluyla geri ıslah (İng: "back-breeding"), klonlama ve genom düzenlemesi gibi yöntemler kullanılarak bir organizmanın nesli tükenmiş türe doğru değiştirilmesini ifade eder. Bu yazıda türdiriltiminin nasıl gerçekleştirildiğinden ziyade bu konuya yönelik etik tartışmalar ele alınmıştır.

Türdiriltiminin tarihçesi fazla eskiye uzanmamaktadır. Öyle ki tarihçesi 1920'li yıllarda Nazi Almanya'sında gerçekleştirilen çalışmalara dayanır.[1] Dolayısıyla bu kavramın etik yönleri de yeni yeni tartışılmaktadır. Fakat yine de bilim insanları ve filozoflar, türdiriltiminin mümkün olup olmadığı konusunda yoğun tartışmalar yürütmüşlerdir ve yürütmeye devam etmektedirler. Bu tartışmaların temel odak noktası, bir türün canlandırılmasının veya yeniden yaratılmasının sadece zor veya olasılıksız olup olmadığı değil; daha çok bunun fiziksel veya kavramsal olarak imkânsız olup olmadığıdır.

64
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Oğuz Sertkaya
Oğuz Sertkaya
20.3K UP
İnceleyen 1 gün önce
Lev Tolstoy, "Anna Karenina" Eserini yazarken; kendini üç gün odaya kapatır, hizmetçisine her gün yemeğini kapıya bırakımasını söyler. Tolstoy 3 gün hiç bir öğün yemek yemez. Dördüncü gün hizmetçisi akrabalarına haber verir ve Tolstoy'un odası'nın kapası kırılır. Tolstoy yerde kan ter içerisindedir. Ağzından şu cümleler dökülür. " Anna Karenina öldü"der.
9.3/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Анна Каренина
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 2 gün önce 23:36
Meme ucu (İng: "nipple"), memenin yüzeyinde dışarı doğru çıkıntı yapan ve süt kanalları aracılığıyla bir dişinin sütünü dışarı salgılamasını sağlayan...
4
Utku Derin
Utku Derin
412.6K UP
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

Antiquity dergisinde yayınlanan bir çalışmada ilk bin yıla tarihlenen 200'den fazla gümüş sikkeyi inceleyen arkeologlar, bu paraların o dönemde Güneydoğu Asya'da ne kadar geniş ekonomik bağlar olduğunu gösterdiğini ortaya çıkardı.[1] Aynı zamanda günümüz Bangladeş'inde bulunan bir sikke ile yaklaşık 1.600 kilometre uzaktaki Vietnam'da keşfedilen bir sikkenin de aynı kişi tarafından basıldığı düşünülüyor.

İkinci yüzyıla kadar uzanan erken dönemlere ait Çin kayıtları, hükümet politikalarının ve ticaret ağlarının bölge genelinde geniş çaplı ticareti kolaylaştırdığını gösteriyor. Bu rotalar, doğu Akdeniz'den ve Afrika'nın kuzey kesimlerinden Çin'e kadar binlerce kilometre uzanıyordu. Arkeolojik kanıtlar bu belgeleri destekliyor. Güneydoğu Asya’daki kazılarda Hint takıları, Roma cam eşyaları ve Pers, Çin ile bölgenin diğer yerlerinden çanak çömlek örnekleri bulundu. Tek yüzünde yükselen güneş, diğer yüzünde ise Hint kökenli dini geleneklerin erken bir sembolü olan Srivatsa'yı betimleyen gümüş sikkeler, bu tür buluntularla sıklıkla ilişkilendiriliyor.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Kasım 2019 19 dk.

Bize en çok sorulan sorular, "Şu evrime örnek midir?", "Şu yapılırsa evrim olur mu?", "Şunun olması evrim sayılır mı?" şeklindeki hipotetik veya evrimin doğadan (ve özellikle de insan yaşantısından) örneklendirilmesine dayanan sorular.

Tüm bu soruların yanıtı ortak olduğu için ve okurlarımıza "ne düşünmeleri gerektiğini" değil, "nasıl düşünmeleri gerektiğini" öğretmenin değerini bildiğimiz için, doğada gördüğümüz bir olayın veya sürecin evrimsel bir değişim olup olmadığını anlamak için kendimize sormamız gereken soruları derlemek istedik.

267
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Şubat 2017 1 dk.

Öncelikle, oldukça popüler olan ve viral bir şekilde yayılan aşağıdaki videoyu izleyelim:

Burada gördüğünüz, akciğerli balıklardır. Sudan karaya geçişteki en bariz ara geçiş türlerinden birini temsil ederler. Balıklardan karasal canlıların nasıl evrimleşmiş olabileceğine dair canlı kanlı kanıtlar sunarlar. Zira bu balıklar, diğer balıkların aksine sadece yüzgeçlere değil, akciğerlere (daha doğrusu akciğer-benzeri oluşumlara) sahiptir. Bu sayede, karada da nefes almayı sürdürebilirler. Fakat bu tip solunum onlar için yeterince verimli olmadığı için (çünkü tam kara hayatına henüz adapte olmamışlardır ve bu daha çok uzun bir zaman alabilir), genelde sularda yaşamayı tercih ederler. Yine de bir balıkta, su içerisindeki yüksekliği ayarlayan hava keselerinin farklılaşması sonucu akciğerlerin evrimleşebildiğini görmek, evrimsel değişimin en net kanıtlarından birisidir.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Utku Derin
Utku Derin
412.6K UP
Aktaran 4 gün önce 2 dk.

Nature Biotechnology dergisinde yayımlanan bir çalışma, yapay zekanın bilim insanlarının o proteinlerin nasıl göründüğünü bilmedikleri durumlarda bile; vücutta zararlı proteinlere yapışıp onları parçalayabilen küçük, ilaç benzeri moleküller tasarlayabildiğini ortaya koyuyor.

Bu çığır açan gelişme, aralarında bazı kanser türleri, beyin hastalıkları ve viral enfeksiyonların da bulunduğu, geleneksel ilaç geliştirme yöntemlerine uzun süredir direnen hastalıklar için yeni tedavilerin önünü açabilir.

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 3 Şubat 2019
Yeni bir fikre sahip olmak, bir iğne üzerine oturmak gibidir: Ayağa fırlayıp bir şeyler yapmanıza sebep olmalıdır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
24
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Sercan Hatun
Sercan Hatun
61.9K UP
Blog Yazarı 1 dk.

Edebiyatımızın geçiş dönemi eserlerinden biri olan Atabetü'l Hakayık edip Ahmet yüknek'in yazdığı bir eserdir. Edip Ahmet yükneki 12 yüzyılda yaşamış bir şairdir. Doğduğu yer veya doğum tarihi konusunda hiçbir bilgi yoktur, bir nasihatname veya siyasetname niteliği taşıyan ve karahan türkçesinin en önemli eserlerinden biri olan Atabetü'l Hakayık (gerçeklerin eşliği) adlı eseri günümüze ulaşmıştır. Eseri Karahanlılar'a hanedanına mensup bir idari olduğu düşünülen Muhammed dad sipehsalara hediye etmiştir. Eserin en eski nüshası 15 yüzyılın başına ait Semerkant’ta Timurlulardan edebi eserlere meraklı ve ilgili olan Emir Arslan hoca Tarhan tarafından düzenlenmiş bu nüshanın sonunu ek olarak eklenmiş bilgilerden Ahmet yüknek'in doğuştan kör ve babasının adının Mahmut olduğu tahmin edilmektedir. Eserlerinde sık sık hadisleri ayetleri değinmesi arapça bilen İslami ilimleri tahsil etmiş bir kişi olduğunu göstermektedir eserlerinde ilmin mutluluğa götüren yol oluşundan cömertliğin bütün ayıpları yıkayan bir şey olduğunda, kibirin kötülüğünden bahsedilmiştir eseri Kutadgu Bilig'in etkisinde yazdı söylenir. şairin ölümü hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Modern zamanda ilk olarak hibetü'l Hakayık veya aybeytül Hakayık olarak yanlış isimlerden alınmıştır Nazım birimi beyit ve dörtlüklerden oluşan bu eserin Şair Yusuf Has Hacip'in eserinin Kaşgar şivesi, Uygur alfabesi ile yazılmış ilk yazması İstanbul Ayasofya kütüphanesinde bulunmaktadır.

16
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daniela Papel
Daniela Papel
1,340 UP
rasgele bi insanım lise ye gidiyorum düşünmeyi severim 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Temel Yanlış Anlama Düzeltmesi

Kritik Düzeltme: Çift yarık deneyinde, ölçüm yapılmadığında perdede iki bant değil, girişim deseni (şeritli pattern) oluşur.

interference_pattern: Kuantum parçacıkların dalga fonksiyonu her iki yarıktan geçer ve kendi üzerine çakışır.

Tüm Reklamları Kapat

which_path_measurement: Yarıklarda "hangi yol" ölçümü yapılırsa, girişim kaybolur ve perdede iki bant oluşur.

2. Arka Tarafa Konulan Cihazın Etkisi

Arka Tarafa Konulan Cihazın Etkisi

a) Cihazın Konumu ve Ölçüm Mekanizması

Tüm Reklamları Kapat

Senaryo: Gözlem cihazı yarıkların hemen arkasına (perdeye yakın değil, yarıklardan hemen sonra) yerleştirilmiş ve elektronun hangi yarıktan geçtiğini tespit ediyor.

Örnek: Yarıklardan çıkan elektronların konumunu kaydeden bir dedektör dizisi.

Sonuç:

Girişim deseni tamamen kaybolur → Perdede iki bant oluşur (particle_behavior).

Neden?: Hangi yol bilgisi elde edildiğinde, dalga fonksiyonu çökerek parçacık davranışı sergiler.

Fiziksel Açıklama: Dalga Fonksiyonu Çökmüşü

Matematiksel Temel (wavefunction_collapse):

Fiziksel Açıklama: Dalga Fonksiyonu Çökmüşü

Matematiksel Temel (wavefunction_collapse):

Tüm Reklamları Kapat

Ölçüm, kuantum süperpozisyonu yok eder ve parçacığı tek bir yörüngeye zorlar.

"Arka Taraf" Ölçümünün Özel Durumu

a) Hangi Yol Bilgisi Yoksa?

Tüm Reklamları Kapat

Senaryo: Cihaz, yarıkların arkasına konulmuş ancak hangi yarıktan geçtiğini ayırt etmiyor (örneğin, sadece varlığını tespit eden pasif bir dedektör).

Sonuç: Girişim deseni korunur.

Neden?: Hangi yol bilgisi yoksa, dalga fonksiyonu çökmez (quantum_eraser).

Gecikmiş Seçim Deneyi (Delayed-Choice)

Tüm Reklamları Kapat

Deney Tasarımı (delayed_choice:

Hangi yol ölçümü, elektron yarıkları geçtikten sonra yapılır.

Sonuç: Ölçüm anına kadar girişim korunur, ölçüm yapıldığında desen anında değişir.

Çarpıcı Sonuç: Geçmiş davranışı, gelecekteki ölçüm kararıyla belirlenir (kuantum nedenselliğin sınırları).

ek-not Arka tarafa cihaz koyarsak" senaryosunda, perdede iki bant gözlenir ancak yalnızca cihaz hangi yol bilgisi sağlıyorsa.

Kuantum ayıklama (quantum eraser) ile bu bilgi silinirse, girişim deseni yeniden oluşturulabilir – bu, kuantum mekaniğinin tersine çevrilemez olmayan doğasını gösterir.

Durum Perde Deseni Fiziksel Sebep

Ölçüm yok Girişim şeritleri Dalga fonksiyonu süperpozisyonu

Yarıklarda ölçüm İki bant Hangi yol bilgisi → dalga çöker

Arka cihaz (hangi yol var) İki bant Hangi yol bilgisi hala mevcut

Tüm Reklamları Kapat

Arka cihaz (hangi yol yok) Girişim şeritleri Süperpozisyon korunur

Gecikmiş seçim (ölçüm sonrası) Ölçüme göre değişir Kuantum nedensellik

[1]

Kaynaklar

  1. Kim. 1998 Kim Ve Arkadaşları Deneyi. (1 Eylül 1988). Alındığı Tarih: 20 Ağustos 2025. Alındığı Yer: linkaps doi: 10.1103/PhysRevLett.80.1146. | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Meltem Çetin Sever
Uyarlayan 2 Mayıs 2019 6 dk.

İngiltere doğumlu paleobotanikçi Dr. John Anderson ve Güney Afrika doğumlu paleobotanikçi Dr. Heidi Anderson birlikte keşifler yaparak çok güzel çalışmalara imza attılar. İkisi de kendilerini bu işe adamış ve doğa aşığı bilim insanlarıdır. Çalışmaları Nelson Mandela, Kofi Annan, Dalai Lama ve David Attenborough gibi isimler tarafından da desteklenmiş ve paylaşılmıştır. Akademik olarak çok sayıda çalışmaları olmasına rağmen, internet ortamında onlara dair bilgiler oldukça azdır. Dolayısıyla, var olan kaynaklardan yararlanarak onların paleobotaniğe, yani eski çağlarda yaşamış fosil bitkileri inceleyen bilime katkılarını inceleyeceğiz.

Dr. John Anderson ve Dr. Heidi Anderson, Güney Afrika'nın Karoo (ya da Gondwana) havzasında, Molteno kaya formasyonunda bulunan fosil florasını (flora, bir bölgede yetişen bitkilerin tür olarak tümüdür) incelediler ve bu konu hakkında birçok makale yayımladılar. Onların oluşturduğu benzersiz monograf serileri, bu floranın jeolojik zaman boyunca en büyük bitki çeşitliliğini yansıtacak kanıtlar olmuştur (monograf, biyolojik taksonomide, tek bir takson üzerinde, bütün bilinen türleri irdeleyen, grup içindeki morfolojik, morfometrik, ekolojik ve coğrafi özellik ve farklılıkları da ele alacak şekilde yapılan kapsamlı ve ayrıntılı çalışmalardır). Bu araştırmaları sırasında büyük bir bitki ve böcek koleksiyonuna da sahip oldular. Molteno kaya oluşumunun geçmişi 220 milyon öncesine dayanır, bu nedenle dinozorlar döneminden kalan fosil bitkilere de ulaştılar.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Oğuz Sertkaya
Oğuz Sertkaya
20.3K UP
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
Gelin talih bizi hazırlıklı ve zinde bulsun. Bu kendini talihin ellerine teslim eden büyük bir ruhtur. Bunun aksi de zayıf ve yozlaşmış bir ruhtur. O, dünyanın düzenini anlamaz, sürekli bununla savaşır ve kendi hatalarındansa tanrıların hatalarını düzeltmeye çalışır.
8.2/10
(6 Kişi)
Puan Ver
Kendine Hâkim Olma. Sabır ve Bilgelik Üzerine 366 Düşünce
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Bahar Yüksel Çakmak
Türü Ekleyen 3 gün önce
Maltese terrier tüyleri yoğun, parlak, ipeksi ve ışıltılıdır, vücut boyunca kıvrımlar veya alt tüyler olmadan ağır bir şekilde düşer . Renk saf beyazdır, ancak soluk fildişi rengi veya açık kahverengi lekelere izin verilir.
2
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close