Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ay Tozu ve Koli Bandı

Ay neden bu kadar tozlu? Dünya‘daki kayalar, rüzgar ve su tarafından yıpratılır, böylece toprak ve kum oluşur. Ay’da, sürekli bir şekilde devam eden mikrometeorit bombardımanı, tozlu bir Ay toprağı veya regolit katmanı oluşturarak kayalık yüzeyi törpüledi. Apollo astronotları ve ekipmanları için her yere yayılmış ince kumlu tozlar büyük bir problemdi. Aralık 1972’de Ay yüzeyindeki Apollo 17 astronotlarından Harrison Schmitt ve Eugene Cernan, tozdan kendilerini ve teçhizatlarını korumak için gezicilerinin çamurluklarından birini onarmaları gerekti. Bu resim, tozla kaplı gezicinin tekerleğini ve çamurluğunu gösterirken yedek haritalar, kelepçeler ve gri bir “koli bandı” ile nasıl ustaca tamir edildiğini de gösteriyor.

29 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: Apollo 17, NASA
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Tüm Reklamları Kapat
Əli Fərzəliyev
Üye 15 saat önce Henüz cevap yok.
En azından üretip satmam için hangi lisanslar gerek.
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Kaan Çelik
Kaan Çelik
52K UP
İnceleyen10 8 Eylül 2022
Bu kanal bir sürü iyi tarih videosu paylaşıyor öneririm
Youtube Kanalı
9.2/10
(23 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
510K UP
4 gün önce
NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu’ndan ve Avrupa Gaia misyonundan elde edilen yeni veriler, Samanyolu ve Andromeda galaksileri arasındaki gelecekteki etkileşimin beklendiği gibi doğrudan bir çarpışma olmayabileceğini ortaya koydu.
Önceki modeller, iki galaksinin yaklaşık 4 milyar yıl içinde çarpışarak dev bir eliptik galaksi oluşturacağını öngörüyordu. Ancak yeni ölçümler, Andromeda’nın rotasının biraz eğik olduğunu ve çarpışma yerine yandan bir “sürtünmeli geçiş” yaşanabileceğini gösteriyor.
Bu, Samanyolu’nun yapısal bütünlüğünü koruyabileceği anlamına geliyor. Yine de galaksiler arasındaki kütleçekimsel etkileşim, yıldız sistemlerinde büyük değişimlere yol açabilir.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 24 Ocak 2020 10 dk.

Meteorlar, halk arasında şu 3 açıdan meşhurdurlar: Dinozorları yok ettiğini biliriz, arada bir Dünya'yı tehdit ettiğini biliriz (ve Armageddon gibi popüler Hollywood yapıtları bu konuyu işler) ve meteor yağmurları aralıklarla görsel şölen sunar. Ancak her üç konuda da (ve diğer birçok konuda da) terminolojik bazı sıkıntılar bulunmaktadır; çünkü gökyüzünde hareket eden cisimlerin durumlarına göre farklı isimler vermekteyiz ve bunları doğru kullanmamak kafa karışıklıklarına neden olabilmekte. Gelin temel terminolojiyi elden geçirelim:

Asteroid, Güneş etrafında dönen ve 10 metreden büyük çapa sahip, gezegen olmayan kayalık gök cisimlerine verdiğimiz bir isimdir. Kimi kaynaklara göre bir gök cisminin asteroid sayılabilmesi için 1 kilometreden büyük olması gerektiği söylenmektedir. Bu konuda genel geçer bir görüş birliği bulunmamaktadır.

79
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Analist 8 Ekim 2011 2 dk.

Hindi etinin uyuşukluk üzerinde gözle görülür bir etkisi bulunmamaktadır.

Bu mit, hindi etinde bulunan triptofan (tryptophan) isimli bir kimyasalın varlığından doğmuş ve yayılmıştır. Triptofan, vücudumuzun üretemediği, dışarıdan almamız gereken aminoasitlerden biridir. Aynı zamanda uyuşukluk ve uyku haline neden olan bir dizi kimyasal tepkimenin ham maddesidir. Vücudumuz triptofanı kullanarak niyasin ya da nikotinik asit olarak da bilinen B3 Vitamini'ni üretir (ayrıca B6 vitamini üretiminde de kullanılmaktadır). Bu vitamin de, vücudumuzda sakinleştirici bir etkisi olan ve uykuyu düzenleyen serotonin hormonunun salgılanmasına yarar. 

18
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

Panama kıyılarındaki Jicarón Adası'nda ilginç ve bir o kadar da endişe verici bir olay yaşanıyor. Araştırmacıların 19 Mayıs'ta Current Biology'de yayınladıkları rapora göre, Jicarón Adası'nda yaşayan beş genç kapuçin maymunundan oluşan bir çete, uluyan maymunların yavrularını kaçırmaya başladı.[1] Bu olayın nedeni net olarak bilinmiyor olsa da kaçırılanlar için genellikle ölümcül oluyor. Almanya'nın Konstanz kentindeki Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü'nde evrimsel davranış ekolojisti olan Brendan Barrett şöyle diyor:

Primatlar arasında bebek kaçırma olayları nadir değildir. Bilim insanları daha önce de makakların birbirlerinden bebek çaldığını ve genç erkek kapuçinlerin bazen bebek bakıcılığı yapmak için gruplarındaki bebekleri kaçırdığını gözlemledi. Çalışmada yer almayan Kaliforniya Üniversitesi evrimsel antropoloğu Susan Perry şu sözleri söylüyor:

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Felsefe konusunda geliştirebilirsin.

Utku Derin
Utku Derin
364K UP
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

Amerika'nın tropik bölgelerinde yaşayan yarasalar, kızamık gibi hastalıklara yol açan morbillivirüs adlı RNA virüsleri taşıyor. Ancak bu virüslerin diğer memeli türlerine yayılmasında yarasaların rolü hâlâ net değil. Charité - Universitätsmedizin Berlin ve Alman Enfeksiyon Araştırmaları Merkezi öncülüğündeki uluslararası bir araştırma ekibi, Nature Microbiology dergisinde yayınladıkları makalede Brezilya ve Kosta Rika'daki yarasa ve maymunlarda morbillivirüslerin yayılımını inceledi.[1] Çalışma sonucunda yeni virüs türleri ve virüslerin yarasalardan diğer memeli türlerine geçtiğini keşfeden ekip, bu konak değişimlerinin olası tehlikelerine karşın virüsleri daha yakından izlemenin gerekliliğine dikkat çekiyor.

Morbillivirüslerin neden olduğu hastalıklar arasında en bilinen örnekleri arasında insanlarda kızamık, sığırlarda sığır vebası ve etoburlarda köpek gençlik hastalığı sayılabilir. Sığır vebası başarıyla yok edilmiş olsa da diğer morbillivirüsler hem insan sağlığı hem de çiftlik hayvanları için önemli bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Çeşitli memeli türleri arasındaki geniş dağılımlarına rağmen, ana konakçıları, coğrafi dağılımları ve yeni türlere sıçrama potansiyelleri hakkındaki bilgiler oldukça sınırlı.

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cem Ergünay
Yazar 27 Haziran 16 dk.

Astronomiye dair yolculuğumuz, evrenin merkezinde kendimizi gördüğümüz ve kozmosun bizzat bizim etrafımızda döndüğüne inandığımız Dünya merkezli evren fikriyle başlamıştır. Daha sonra ise Güneş'in etrafında dönen 8 gezegenin birinden ibaret olduğumuzu fark ettiğimiz ve üstünde bulunduğumuz bu gezegenin, gökyüzündeki tüm bulanık nesnelerin aralarında bulunduğu milyarlarca yıldız sistemini içeren muazzam Samanyolu galaksisinde olduğunu keşfetmemiz, dolayısıyla da insanın kendine özgü bir yer işgal etmediğinin ortaya çıktığı bir süreç yaşanmıştır.

Böyle bir "küçülme" hikayesi, matematikçi ve fizikçilerin evrenin çoklu evren olarak adlandırılan sonsuz evrenler koleksiyonundan biri olabileceği teorisini ortaya sürmeleriyle 21. yüzyılda da devam etti.

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Talha Çakırca
Seslendiren 14 Haziran 9:55
Hepimiz Güneş Sistemi'ndeki 8 gezegenin ismini Güneş'e olan sırasıyla sayabiliriz. En azından öyle umuyoruz; eğer emin değilseniz, sırası şöyle: Merkür,...
31
Utku Derin
Utku Derin
364K UP
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

PLOS ONE dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, evcil kedilerin sahiplerinin kokusu ile bir yabancının kokusu arasındaki farkı anlayabildiğini öne sürüyor.[1] Tokyo Tarım Üniversitesi tarafından yapılan çalışma, kedilerin tanımadıkları insanların kokularını içeren tüpleri, sahiplerinin kokusunu içeren tüplere kıyasla belirgin şekilde daha uzun süre kokladığını ortaya koydu.

Araştırmacılar, bu durumun kedilerin kokularına dayanarak tanıdık ve tanımadık insanları ayırt edebildiğini gösterdiğini, ancak kendi sahipleri gibi belirli kişileri bu yolla tanıyıp tanıyamadıklarının henüz net olmadığını belirtiyor.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anneleri Anlayan Marka Olmak

“Tüketiciler sadece ürün satın almaz, hikâyeler, deneyimler, yaşamlarını zenginleştirecek fikirler satın alırlar.”

Türkiye’nin her köşesini dolaşarak reklam, pazarlama ve strateji dünyasında geçirdiğim 17 yıllık süreçte, farklı sosyo-ekonomik sınıflardan annelerle sohbet etme fırsatı yakaladım. Annelerin markalardan beklentilerini anlamak için birebir video çekimler gerçekleştirirken, anneleri hedefleyen kurum ve firmaların yöneticileri ile de röportajlar yaptım. Bu süreçte Türkiye’de dört farklı anne profili olduğunu tespit ettim: ev kadını, çalışan, çocuğu için işi bırakan ve bekâr anneler.

Hem reklam ajansı sahibi, hem stratejist hem de anne olarak yaptığım araştırmalarla ortaya çıkardığım Anneleri Anlayan Marka Olmak adlı kitabım, annelere daha hızlı erişmek, marka sadakati oluşturmak, sürdürülebilir satış başarısı sağlamak isteyen markalar için vazgeçilmez bir rehber olacağını düşünüyorum. Okuduğunuzda ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.

Devamını Göster
₺98.00
Anneleri Anlayan Marka Olmak
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 1 Kasım 2014 16 dk.

Her ne kadar halk arasında ayıp olarak görülüp utanç kaynağı olsa da, penis, vajina, meme ve testis gibi organların türümüz ve genel olarak hayvanların var oluşu için ne kadar önemli araçlar olduğu aşikardır. Dolayısıyla bu tabuları yıkıp, son derece doğal ve sıradan bir olgu olan, biyolojik varlığımızın yegâne kaynağı olan seksin detaylarından haberdar olmamız gerekiyor. Örneğin penis ile ilgili benzer bir içeriğimizi buradan görebilirsiniz. Cinsellik ile ilgili tüm yazılarımızı buradan görebilirsiniz. Konuyla ilgili bir yazı dizimizi buradan okuyabilirsiniz.

Eğer cinsel organlardan söz edilmesi sizi rahatsız ediyorsa, bu noktada okumayı kesmenizi tavsiye ederiz. Ancak eğer ki varlığımızın nadide sebeplerinden biri olan bu organı tanımak istiyorsanız, faydalı olacağını umduğumuz bu yazımızı okuyabilirsiniz. İyi okumalar.

284
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
Esra Akkoyun
Esra Akkoyun
3,475 UP
Çeviren 14 Ağustos 2018 11 dk.

Bir kişinin genlerinin davranışı sadece genlerin DNA dizilimine bağlı değildir, epigenetik faktörler de gen davranışlarını etkiler. Bu faktörlerdeki değişiklikler hastalıkta önemli bir rol oynayabilir.

Dış çevrenin genler üzerindeki etkisi hastalığa yol açabilir ve bu etkilerin bazıları insanlarda kalıtsal olabilir. Çevresel faktörlerin bir bireyin yavrusunun genetiğini nasıl etkilediğini araştıran çalışmalar tasarlamak zordur. Fakat toplumsal düzenin oldukça merkezileştirilmiş olduğu bazı bölgelerde, aileleri etkileyebilecek çevresel bilgi elde edilebilir. Örneğin İsveç bilim insanları son zamanlarda beslenmenin kalp ve damar hastalıkları ve diyabetle ilişkili ölüm oranını etkileyip etkilemediğini ve bu etkilerin ebeveynlerden çocuklara ve torunlara geçip geçmediğini inceleyen araştırmalar yürüttüler (Kaati et al., 2002). Bu araştırmacılar İsveç’teki ailelerin 1980’lerden başlayarak üç nesil boyunca yıllık mahsullerinin ve yiyecek fiyatlarının kayıtlarını inceleyerek bireylerin yiyeceğe ne kadar erişimi olduğunu tahmin ettiler. Araştırmacılar, bir babanın ergenliğinden hemen önceki gelişiminde kritik bir dönem boyunca yeteri kadar yiyeceğe erişimi olmadığı durumlarda, erkek evlatlarının kalp ve damar hastalıklarından ölme olasılığının daha düşük olduğunu buldular. Baba tarafından büyükbaba için bu kritik dönem boyunca yiyeceğin bol olması durumunda, çocukların diyabetle ilişkili ölümleri önemli ölçüde artıyordu. Aşırı yiyeceğin babanın dönemine denk düşmesi durumunda ise çocukların diyabetle ilişkili ölümleri azalıyordu. Bu bulgular, diyetin bir ailedeki erkekler tarafından nesilden nesile aktarılan  gen değişikliklerine sebep olabildiğini ve bu değişikliklerin bazı hastalıklara karşı hassasiyeti etkileyebildiğini göstermektedir. Peki, bu değişiklikler nelerdir ve nasıl hafızada tutulur? Bu tarz soruların cevapları epigenetik kavramının içinde yer alır.

95
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Çeviren 27 Mayıs 2021
Mayıs ayının yerberi dolunayı, dün Dünya’nın gölgesine girdi ve Pasifik çevresindeki bölgelerde, gece gökyüzü gözlemcilerini eğlendirdi. Kuzey Amerika’nın batı kısmından bakıldığında, bu zaman atlamalı tam Ay tutulması görüntüsünde görülebileceği gibi, engebeli Sierra Nevada sıradağlarına doğru batıyor. Batı ufkunda alçakta Ay, iki ayrı pozla tutulma sırasında yakalandı. Bu pozlar bir araya geldiklerinde, karanlık gökyüzüne karşı, tutulma sırasındaki Ay’ın kırmızılaşmış rengini ve Samanyolu’nun dağınık yıldızlarının parıltılarını açığa çıkartırlar. Sabit bir kameradan her beş dakikada bir alınan kareler, tutulmanın kısmi aşamalarının ilerleyişini gösterir. Ön planda California’daki Owens Valley Radyo Gözlemevi’ndeki bir radyo teleskop anteni, gökyüzünü işaret etmekte.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Hasan Basri Cetınkaya
Gözlemi Yapan 9 saat önce Türkiye, Aydın
Didim Akbük Büyük Ege Sitesi
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Ege Bakırcı
Yazar 20 Ocak 2015 6 dk.

Hepimiz Güneş Sistemi'ndeki 8 gezegenin ismini Güneş'e olan sırasıyla sayabiliriz. En azından öyle umuyoruz; eğer emin değilseniz, sırası şöyle: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve son olarak, Neptün. Ancak bu gezegenlere neden bu isimlerin verildiğini çoğu insan tam olarak bilmiyor. Biz de bu sorunu çözerek, gezegenlerin isimlerinden kısaca bahsetmek istedik. 

Öncelikle genel bir kuraldan bahsedelim: teleskop tam olarak icat edilene kadar bilinen 5 gezegene (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn) Romalılar hep kendi tanrılarının isimlerini vermişlerdir. Sonradan keşfedilen gezegenlerden olan Neptün'e de Roma Tanrısı'nın adı verilmiştir. Tabii günümüzde bu tanrılara artık inanan pek kimse kalmadığı için, onlara "mitolojik tanrılar" adı verilmektedir. Bunun haricinde bu tür isimlendirmenin yalnızca 2 adet istisnası vardır: Dünya ve Uranüs. Bunların hepsini sırasıyla izah edeceğiz. Şimdi isimlerin nereden geldiğine, baş döndürücü fotoğraflarıyla birlikte, tek tek bakalım:

163
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
510K UP
Eseri Ekleyen 3 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Meriç Öztürk
Seslendiren 5 gün önce 25:31
Uzaydan gelen mesaj "Free İmamoğlu" mu diyor? Bir garip sinyal deyip geçmeyeceğiz! Astrositlerin üstüne vazife mi hafıza oluşumuna yardımcı...
5
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close